{"title":"THE EVALUATION OF NFT'S AS EVIDENCE FROM CIVIL PROCEDURE LAW","authors":"Mine AKKAN, Ekin Cansu KAMACI","doi":"10.21492/inuhfd.1280754","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1280754","url":null,"abstract":"Teknolojinin gelişimiyle birlikte kişiler arasındaki etkileşim hızlanmıştır. Özellikle fiziki ortamda yapılabilen hukuki işlemlerin dijitalleştirilmesiyle bu etkileşim saniyeler içerisinde gerçekleştirilebilmektedir. Ancak dijitalleşmeyle beraber yapılan işlemlerin güvenliğine ilişkin tereddütler de oluşmaktadır. Bu tereddütlerin ortaya çıkmasıyla birlikte elektronik ortamdaki belgelerin güvenirliğine ilişkin olarak elektronik imzaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Bunun sonucunda, güvenli elektronik imzalı olarak düzenlenen belgelerin de el yazısıyla imzalı belgeler gibi güvenilir olabileceği ortaya konulmuştur (EİK m.5/1, TBK m.14/2). Bununla birlikte teknoloji ve dijitalleşme her geçen gün geliştiğinden güvenilir dijitalleşmeye ilişkin olarak blokzincir teknolojisi ortaya çıkmıştır. Bu teknolojinin bir örneğini de NFT’ler (Non-fungible tokens) oluşturmaktadır. NFT’ler değiştirilemeyen dijital varlıklardır. Başka bir ifadeyle NFT’ler gayri maddi varlık olarak nitelendirilmektedir. Bu varlıklarla ilgili telif hakkına, alınıp satılmasına ilişkin bazı uyuşmazlıkların ortaya çıkması söz konusu olabilir. Böyle bir durumda NFT’lerin hukuk yargılaması açısından senet niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi önemlidir. Medenî usûl hukuku anlamında NFT’lerin hukuki nitelendirmesinin ispat hukuku açısından değerlendirilmesi gereklidir. Dolayısıyla bu çalışmada, ispat hukuku açısından NFT’lerin hukuki niteliği belirlenmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"56 5","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135975005","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"FROM THE OTTOMAN EMPIRE TO THE PRESENT PROPERTY REGIMES IN LIBYAN POLITICAL HISTORY","authors":"Furkan YILMAZ","doi":"10.21492/inuhfd.1278602","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1278602","url":null,"abstract":"Libya mülkiyet rejimlerinde yüzyıllardır geçirdiği dönüşümlerle doğrudan bağlantılı olarak siyasal yapısında da dönüşümler geçirmiştir. Ülkenin içerisinde bulunduğu mevcut siyasal atmosferi anlamak için bu dönüşümlerin incelenmesi önem arz etmektedir. Çalışma, Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze Libya’da mülkiyetin kısa bir tarihçesini ortaya koymayı hedeflemektedir. Mülkiyet meselesinin hukuki ve siyasi üstyapıların oluşumundaki belirleyici rolü dikkate alınarak mülkiyet rejimleri üzerinden Libya siyasal tarihi ve Libya anayasaları incelemeye konu edilmiştir. Bununla birlikte aynı bakış açısıyla Libya’da mülkiyet hakkının tarihi de çeşitli yönleriyle ortaya koyulmuştur. Bu yaklaşımla incelemeye Libya’daki Senûsiyye hareketinin etkisi de dikkate alınarak Osmanlı İmparatorluğu döneminden başlanmıştır. Ardından İtalyan kolonizasyonu ve Libya’nın bağımsızlığa kavuşması süreci özellikle mülkiyete ilişkin hukuki hükümler üzerinden incelenmiştir. Libya Krallığı’nın kurulması ve 1951 Anayasası’nın hazırlanması, Kaddafi’nin devrimi, rejimi, sözde anayasa olarak kalsa da rejimin anayasal nitelikteki metinleri siyasal tarih ve mülkiyet tarihi açısından ele alınmıştır. Nihayet Kaddafi sonrası Libya’nın içerisinde bulunduğu politik karmaşa mülkiyet ve sınıf ilişkileri bakımından değerlendirilmiştir. İç savaşın ve mevcut rejimsizlik durumunun sınıfsal mahiyeti mülkiyet üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışma, iç çatışmalarıyla uluslararası gündemi meşgul eden Libya’yı, konuya ilişkin yabancı literatürü tarayarak doğrudan siyasi rejim ve mülkiyet ilişkisi temelinde ele almayı ve Türkçe yazında bir eksikliği gidermeyi hedeflemektedir.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136312547","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BENEFITING TURKISH CITIZENS RESIDING ABROAD FROM HEALTHCARE IN TÜRKİYE","authors":"Burcu EZER","doi":"10.21492/inuhfd.1345695","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1345695","url":null,"abstract":"Türk hukukunda ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile kabul edilen genel sağlık sigortası, diğer sosyal sigortaların aksine çalışma temelli değil ikamet temelli oluşturulmuştur. Böylelikle Türkiye’de ikamet eden ve (zorunlu veya isteğe bağlı olarak) sosyal sigorta kapsamında bulunmayan diğer kişilerin de genel sağlık sigortası kapsamına alınması amaçlanmıştır. Türk vatandaşı olsun ya da olmasın Türkiye’de ikamet etmeyen kişiler kural olarak genel sağlık sigortasının kapsamı dışındadır. Ancak bu kurala zaman içinde çeşitli istisnalar getirilmiş ve genel sağlık sigortasının kapsamı Türkiye’de ikamet etmeyen kişiler yönünden genişletilmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’de ikamet etme koşuluna getirilen istisnalara yer verilecek ve devamında Türkiye dışında bir ülkede ikamet etmekte olan Türk vatandaşlarının, Türkiye’de bulundukları süre zarfında genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlık hizmetlerinden yararlanma durumları inceleme konusu yapılacaktır. Bu doğrultuda inceleme, Türk vatandaşlarının ikamet ettikleri ülke ile Türkiye arasında sağlık hizmetlerini kapsama alan bir sosyal güvenlik sözleşmesi bulunup bulunmadığına göre ayrı ayrı ele alınacaktır.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"35 10","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134909497","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"METAVERSE VE METAVERSE’TE SÖZLEŞMELERİN KURULMASI","authors":"Şerafettin EKİCİ","doi":"10.54704/akdhfd.1366655","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1366655","url":null,"abstract":"İnsanların sadece bakmak yerine içinde bulunduğu internet alemi olarak tarif edilen metaverse, web 3.0’ın sunduğu yeni ve son nesil internet sürümü olarak karşımıza çıkmakta ve genellikle bilgisayar tarafından zaman ve mekânsal gerçekliğin dışında oluşturulmuş, üç boyutlu sanal (dijital) evren olarak tanımlanmaktadır. 
 
 İlk defa Neal Stephenson tarafından 1992 yılında yazılan “Snow Crash” adlı bilim-kurgu romanıyla literatürde yerini alan Metaverse kavramı, bilim ve teknolojide yaşanan ve bilişim çağını ortaya çıkaran gelişmelerin bir devamı olarak değerlendirilmektedir. 
 
 Günümüzde henüz tek bir Metaverse yoktur; bunun yerine birbirinden bağımsız ve birbiri ile uyumlaştırılmamış durumdaki dApp’ler yani sanal dünya uygulamaları bulunmaktadır. Ancak hem Metaverse’e yatırım yapan büyük şirketlerin, hem Metaverse tasarımcılarının, hem de bu konuda çalışma yapan araştırmacıların nihaî hedef ve vizyonu; birbiri ile eş güdüm içerisinde ve birlikte çalışan dApp’lerden oluşan, kullanıcıların istedikleri ortamda rahatça gezinebildikleri, tek bir sanal para biriminin kullanıldığı yahut farklı dApp’lere ait sanal para birimlerinin birbiri ile karşılıklı değiştirilebildiği, insanların iletişim, sosyalleşme, yatırım, iş kurma, alışveriş, rehberlik ve turizm gibi faaliyetleri yerine getirebildiği tek bir Metaverse oluşturmaktır. Bu kapsamda birçok büyük şirket Metaverse ortamına yatırım yapmış ve bazıları şimdiden Metaverse mağazalarını açmıştır.
 
 Metaverse ile birlikte birçok geleneksel iş dalı sona erecek, buna karşılık birçok yeni iş dalı, meslek ve uzmanlık alanı ortaya çıkacaktır. 
 Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) geçerli olan sözleşme serbestisi ilkesi ve bu ilkenin tüm sınırları aksi yönde herhangi bir yasal düzenleme olmadığı müddetçe Metaverse’te yapılan sözleşmeler için de geçerli kabul edilmelidir. 
 
 TBK’nın 4/2. Maddesi uyarınca, Metaverse’te gerçekleştirilen doğrudan iletişim esnasında yapılan sözleşmeler, hazırlar arasında yapılmış bir sözleşme sayılmalı ve hazırlar arasındaki sözleşmelere dair hükümler uygulama alanı bulmalıdır. 
 
 Metaverse’te fizîken gerçek kişiler yerine avatarları bulunmaktadır. Avatarlar bizzat bunların sahipleri ya da kullanıcıları tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir. Avatarın ayrı bir kişiliği, hak ehliyeti, iradesi, fiil ehliyeti yoktur. Bu nedenlerle, avatarlar tarafından beyan edilen iradeler avatarın sahibi ya da kullanıcısına ait kabul edilmeli, hukukî ve cezaî hak ve sorumluluklar da bu kişiye yüklenmelidir. 
 
 Bu makalede, Metaverse hakkında yurt içi ve yurt dışında yazılmış olan kitap, makale ve raporlar üzerinde inceleme yapılmış, Metaverse’ün tanımı, özellikleri, tarihi gelişimi ve iktisadî hayata beklenen katkıları ortaya konulmuş, ayrıca yürürlükteki Türk hukuku kapsamında Metaverse’te sözleşmelerin kurulması, Metaverse’te kurulan sözleşmelerin Türk hukukunda yer alan geçersizlik halleri, irade beyanlarının sağlığı ve genel işl","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135167479","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"OHADA VE TÜRK TİCARET KANUNU İLE KARŞILAŞTIRMALI OLARAK ANONİM ŞİRKETLERDE AZLIK PAY SAHİPLERİNİN ÖZEL DENETİM İSTEME HAKKI","authors":"Brahim Hassan ALİ","doi":"10.54704/akdhfd.1301370","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1301370","url":null,"abstract":"Şirketler hukukunda azlık pay sahiplerini bilgilendirmeye ilişkin sorunlar önem kazanmakta ve bu konuda Türk hukukunda da Ohada üye ülkeler hukukunda da önemli yeni düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Türk hukuku açısından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Ohada hukuku açısından da 2014 yılında yenilenmiş olan Acte Uniforme Relatif au Droit des Sociétés Commerciales et du Groupement D'İntérêt Economique (AUSCGİE) ile getirilen önemli yeniliklerden biri anonim şirketlerde özel denetim isteme hakkıdır. Bu çalışmada önce TTK’da sonra AUSCGİE’de denetim isteme hakkı incelenmiştir. Sonrasında iki kanunun karşılaştırması yapılmış ve çalışmaya sonuç kısmıyla son verilmiştir. Buradan hareketle, TTK’da denetim isteme hakkını incelenirken önce bu hakkın talebinde kimler bulanacak incelemiştir. Hak sahipleri kişilerin inceledikten sonra talep için gereken şartları bakılmıştır. Şartlar da ikiye ayrılmıştır, genel kurulun talebi reddi üzerine mahkemeye başvurmak için gerekli şartlar ve genel kurulda özel denetim talebinin kabul edebilmesi için gereken şartlardır. TTK kısmında son olarak denetçinin mahkeme tarafından atanmasını açıklığa kavuşmuştur. AUSGİE’de mahkemeden özel denetim talebinde bulanabilecek kişiler ve aranan şartlar öngörülmektedir. Bu esastan AUSCGİE’ de kimler bu haktan yaranabilecek bakıp sonra mahkemeye başvurmak için gereken şartlara eğilmiştir. Sonrasından mahkeme denetçinin nasıl atacağını açıklanmıştır. Son olarak, iki kanunların getirdikleri yeni hakkın karşılaştırması kısmında ise, özel denetimin karşılaştırması farklı açılardan ele alınmıştır. İlk sırada hak sahibi kişilerin açısından bir karşılaştırma, ardından şartların, denetçin atanması ve denetim amaçın açısından karşılaştırma yapılmıştır.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136060358","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"OTONOM SİLAH SİSTEMLERİ VE HAKLI SAVAŞ TEORİSİ ZORLUKLAR VE ÖNERİLER","authors":"Hatice Kübra ECEMİŞ YILMAZ","doi":"10.21492/inuhfd.1253060","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1253060","url":null,"abstract":"Autonomous weapon systems (AWS) present a formidable obstacle to the application of just war theory in international law. While just war theory has long served as a framework for assessing the moral and legal justification of armed conflict, the lack of human control over the use of force in AWS creates unique ethical and legal challenges. This article investigates the effects of AWS on just war theory in international law, including the application of jus ad bellum and jus in bello criteria. It discusses the benefits and drawbacks of AWS, the current legal framework for these systems, and the difficulties associated with applying just war theory criteria to AWS. The article concludes with recommendations for future research and policy development to address these challenges, including the need for additional research, the development of clear legal frameworks, international cooperation and coordination, public participation and awareness, and research on alternative approaches to the use of AWS in armed conflict. By addressing these concerns, researchers can work toward a future in which the development and use of AWS are consistent with the principles of the just war theory and international law.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68696591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SEIZURE IN RESIDENCE PURSUANT TO ARTICLE 79/a OF THE EXECUTION AND BANKRUPTCY CODE","authors":"Seyhan Selçuk","doi":"10.21492/inuhfd.1292956","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1292956","url":null,"abstract":"7445 sayılı Kanun ile İcra ve İflâs Kanunu’na 79/a maddesi eklenmiştir. Söz konusu değişiklikten önce, icra müdürünün konutta haciz yapabilmesi için herhangi bir mahkemeden izin veya onay almasına gerek yoktu. Bu durum ise öğreti tarafından eleştirilmekteydi. Yapılan değişiklikle konutta haciz yapılması mahkemeden onay alınmasına dair bir usule bağlanmıştır. Madde sadece konutta haciz bakımından uygulanacaktır. Dolayısıyla, konut olmayan bir yerde haciz yapılabilmesi için, mahkemeden onay alınmasına gerek yoktur. Buna göre, icra müdürü haciz talep edilen yerin konut olup olmadığını tespit etmelidir. Bu yerin konut olduğu kanısına varacak olursa, bu yerde haciz yapılmasına karar verir. Bu kararın onaylanması için, kararı derhal icra mahkemesine sunar. İcra mahkemesi yapacağı inceleme sonucunda, bu yerin konut olduğu kanısına varırsa, kararın onaylanmasına kesin olarak karar verir. Aksi halde, icra müdürünün kararını kesin olarak kaldırır. Dolayısıyla bu düzenleme ile icra müdürünün konutta haciz yapabilmesi, onun inisiyatifinden alınmıştır. Böylece, icra müdürünün, konutta haciz yapabilmesi, mahkeme kararına bağlanmıştır. Maddenin uygulanması bakımından getirilmiş olan tek istisna, ihtiyati hacze ilişkindir. Buna göre, alacakla alakalı ihtiyati haciz kararı verilmişse, konutta haciz işlemi yapılabilmesi için, icra mahkemesinden onay alınmasına gerek yoktur. Bu çalışmada, İcra ve İflâs Kanunu m.79/a ile getirilen “konutta hacze” ilişkin usulün ne olduğu açıklanmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda, maddenin merkezi olarak nitelendirilebilecek konut kavramı öncelikli olarak ele alınacaktır. Daha sonra, maddenin amacı, Anayasa ile ilişkisi üzerinde durulacaktır. Devamında maddenin takip yolları bakımından nasıl uygulanacağı, maddede öngörülen usul ve maddenin uygulanacağı haciz türleri incelenecektir.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68696697","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"INTELLECTUAL PROPERTY LAW'S TEST WITH DABUS: CAN ARTIFICIAL INTELLIGENCE SYSTEMS BE RECOGNISED AS INVENTORS?","authors":"Sevda BORA ÇINAR","doi":"10.21492/inuhfd.1281092","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1281092","url":null,"abstract":"Yapay zekâ teknolojilerinin gelişimiyle birlikte insan egemen pek çok alanda, tasarımcısını aşan düzeyde özgün ürün ve hizmetler ortaya çıkarabilen yapay zekâ sistemlerine her gün bir yenisi daha eklenmektedir. Yapay zekâ sistemlerinin hukuken kişi olarak tanınmaması ve ortaya çıkan ürün ve hizmetlerin ise sistem sahipleriyle doğrudan bir bağı kurulamaması neticesinde, fikri mülkiyet hukuku, sahipsiz haklar sorunuyla yüzleşmek zorunda kalan hukuk alanlarından ilki olmuştur. Çalışmamızda öncelikle, bir yapay zekâ sistemi olan DABUS’un çıktısı olduğu iddia edilen ve dolayısıyla DABUS’un “buluşu yapan” olarak işaret edildiği patent başvuruları ve bu başvurulara ilişkin ilgili ülkelerin tartışma ve soruna yaklaşımları incelenmiştir. Sonrasında uluslararası boyutta etki ve kapsam olarak hızla artan yapay zekâ sistemlerinin hukuki nitelik tartışmaları, “buluşçu yapay zekâ” çerçevesinde fikri mülkiyet hukuku boyutuyla ele alınmıştır. Yalnızca fikri mülkiyet hukuku açısından değil, yapay zekâ sistemlerinin etkin olduğu her alanda belirsizliklerin giderilmesi adına teknolojilerin hukukileşmesi sürecine hız verilmesi gerektiğini gösteren bu tartışmalar, gelişimin engellenmesinin aksine hem hukukun hem de teknolojinin geliştirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68696618","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"PROF. DR. ERGUN ÖZSUNAY","authors":"Ergun Özsunay","doi":"10.21492/inuhfd.1322824","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1322824","url":null,"abstract":"1935 yılında İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesini bitirdikten sonra, İstanbul Hukuk Fakültesinde okudu (1953-1957). 1957 yılında Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ve aynı yıl Prof. Dr. Bülent Davran’ın kürsüsüne asistan olarak girdi. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde konuk öğretim üyesi olarak bulunan Profesör Alfred F. Conard’ın (University of Michigan, School of Law, 1957-1958) ve Profesör E. Allan Farnsworth’la (Columbia University School of Law School) çalıştı. Alfred F. Conard’ın “Anglo-Amerikan Hukukuna Giriş”, E. Allan Farnsworth’un “Amerikan Özel Hukukuna Giriş” kitaplarını çevirdi. Master çalışmasını “Harvard Law School”da yaptı (LL.M. 1959/60). Strasbourg’da, “Faculté International pour l’Enseignement de Droit Comparé”den (Uluslararası Mukayeseli Hukuk Eğitimi Fakültesi) “Diplome de Droit Comparé” (1962-63) ve “Diplome d’Etudes Supérieures de Droit Comparé” (Mukayaseli Hukuk ve Mukayeseli Hukuk Yüksek Lisans diplomaları) diplomalarını aldı (1965/66). İstanbul Hukuk Fakültesi’nde doktorasını verdi (1961). Hamburg’da “Max Planck Institut für auslaendisches-und internationales Privatrecht”de çalışarak, doçentlik tezini hazırladı (1965/66). 1966 yılında doçent; 1972 yılında profesör oldu. 1972’de Freiburg/Br. Hukuk Fakültesinde “Gastdozent” olarak “Lisans Sözleşmeleri” ve Avrupa Tipi Şirket” üzerine çalışmalarını sürdürdü. 1978 – 1985 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Mukayeseli Hukuk Araştırma ve Uygulama Merkezi (MHAUM) Müdürü olarak görev yaptı. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden emekli oldu.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68697006","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ETNO-KÜLTÜREL KİMLİKLERİN BÖLÜNMÜŞ TOPLUMLARDA DÜZENLENMESİ","authors":"Salim Orhan","doi":"10.21492/inuhfd.1277926","DOIUrl":"https://doi.org/10.21492/inuhfd.1277926","url":null,"abstract":"The management of ethnocultural diversity and design of related identities constitute one of the most fundamental questions of contemporary political science and constitutional law. Many countries in today’s world, albeit in different versions and degrees, are faced with challenges caused by ethnocultural identities that have transformed into political identities. This article aims to highlight the most realistic and democratic method for such management and design through researching approaches employed for ethnocultural identities in ethnoculturally deeply divided societies. In this context, following a brief explanation of the concept of a divided society, a macro-political analysis will be used to determine the main approaches and methods. Following will be an examination as to whether the consociational power-sharing method is best suited as a design for ethnocultural identities in divided societies.","PeriodicalId":33475,"journal":{"name":"Inonu Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49406371","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}