MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1239275
Mitat Çeki̇ci̇
{"title":"Hâfız-i Şirâzî’nin Gazellerinde Aşk Mefhumunun Değerlendirilmesi","authors":"Mitat Çeki̇ci̇","doi":"10.19059/mukaddime.1239275","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1239275","url":null,"abstract":"Aşk, muhabbetin en üst noktası ve mükemmelliğidir ve tüm büyüleyiciliği, tutkuları ve coşkusuyla, sevginin nihai ve doruk noktasıdır. Aşk, dizginsiz ve kontrol edilemez bazen, kaynayan ve isyankâr bazen de sel gibi ve ateş püskürtendir sevmek, ama yine de sevmektir. Sevgiliyi, ilahı, âşığı tanımadan sevmek ve âşık olmak mümkün müdür? Mutasavvıflar, aşka kalp yoluyla ulaşılması gerektiğine, aşka götüren bilginin de kalp yoluyla elde edildiğine ve sevgiliyi kalp gözüyle müşahede etmekle elde edildiğine inanırlar. \u0000Geçmişten günümüze bilge, arif ve şairlerin yaygın olarak kullandıkları bu sihirli sözcüğe yüklenen mana ve hissiyatın etkisini gözlemlemek mümkündür. Fars edebiyatında aşkın geçmişi ilk Farsça şiir söyleyenlerin ortaya çıktığı döneme kadar dayanmaktadır. İnsanî ve zeminî aşk türü ilk dönem şairlerin şiirinde revaç bulmuştur. Hâfız-i Şirâzî’nin şiirlerinde özellikle de gazellerindeki sözü çeşitli şekillerde iki manalı bir özelliğe sahip ve şair, duygu ve düşüncelerini farklı konularla harmanlayarak açıklamıştır. Hâfız, aşkı sadece varlık sorusuna cevap olarak değil ayrıca her yerde bulunan varlığın ruhu olarak bilir ve Âdem ile peri, yıldızlar, gezegenler hepsi aşk varlığının birer tufeylidir. \u0000Şaire göre bütün kâinat ve varlık, aşk varlığının birer evladıdır ve ondan türemiştir, dünyayı maşukun yüz güzelliğini tamamıyla yansıtan bir ayna olarak görmektedir. Yalnızca kendisi tek değil, güneş, ay, gezegenler ve evrendeki her zerre onun cemalinin aynasıdır ve onun aşkını ve sevgisini kendi özünde, mayasında bilir. Hâfız, aşkı insanın aslî hüneri olarak açıklar. O, yaratılış amacını ve insanın kemale ermesini aşk ve aşıklıkta bilir","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"42011593","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1252616
S. Koç
{"title":"Senâî’nin Tasavvufî Düşüncesinde Aşk Üzerine Bir Değerlendirme: Hadîkatü’l-Hakîka’da “Hub ve Muhabbet” Bahsi","authors":"S. Koç","doi":"10.19059/mukaddime.1252616","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1252616","url":null,"abstract":"Fars edebiyatında tasavvufî aşk konusunda pek çok eser vücuda getirilmiştir. Ahmed el-Gazzâlî (ö. 520/1126)’nin aşkın mahiyetini, hakikatini, âşık ve mâşuk hâllerini konu edinen Sevânihu’l-uşşâk adlı Farsça eseri, tasavvufî aşka dair kaleme alınmış müstakil ilk eserlerin başında gelmektedir. Gazzâlî’nin bu eseri, pek çok mutasavvıf âlim ve şairin eserlerine de kaynaklık etmiştir. Bunların başında, Senâî-yi Gaznevî gelmektedir. Tasavvufî düşüncede ilâhî sırların ve gerçeklerin bilgisini çaba sarf ederek kazanan kişiye verilen “hakîm” unvanıyla meşhur olan Senâî, tasavvuf üzerine yoğunlaştırdığı düşüncelerini gazel, kaside, rubâî, kıta ve mesnevi nazım şekillerinin hemen hepsinde sunmayı başarmıştır. Bilhassa kendisi bu nazım şekilleri içerisinde Farsça tasavvufî mesnevileriyle Fars edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Senâî’nin Hadîkatü’l-hakîka ve şerîʿatü’t-tarîka adlı mesnevisi İran edebiyatında yazılmış ilk önemli tasavvufî mesnevi kabul edilmektedir. Hadîkatü’l-hakîka tasavvufî bir mesnevi olsa da ahlâkî, felsefî, hikemî ve öğretici konuları da ihtiva etmektedir. \u0000Senâî’nin tasavvufî düşünce dünyasına etki etmiş isimlerin başında Ahmed el-Gazzâlî gelmektedir. Gazzâlî’nin aşkı konu edinen önemli eseri Sevânih’u-l Uşşâk’ın Senâî’nin aşka yaklaşımına kazandırdığı derinlik ve yoğunluk bu etkinin bir göstergesidir. Bu bağlamında gerçekleştirilecek çalışmada Hadîkatü’l-hakîka’nın birinci babında geçen “Hub ve Muhabbet” bahsi üzerinden Senâî’nin tasavvufî düşüncesinde aşk mefhumu değerlendirilecektir. Ayrıca ilgili bahsin Farsçadan Türkçeye manzum tercümesi de yapılacaktır.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48520860","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1243035
Kenan Subaşi
{"title":"Fesad û Bêbext di Trajedîya Evînê da: Weku Nimûne Destanên Evîna Mêjûyî","authors":"Kenan Subaşi","doi":"10.19059/mukaddime.1243035","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1243035","url":null,"abstract":"Destanên Evîna Mêjûyî cureyekî berbelav ê vegêrana gelêrî ya Kurdî ye. Evînên di van destanan da bi piranî trajîk in û evîndar nagihîjine hev û di dawîyê da dimirin. Trajedîya evînê bi piranî bi sebebên civakî pêk tên her weku cudahîya statuya çînî, cudatîya bawerîyê ya di navbera evîndaran da. Carinan ji ber zilm û zora desthilatdaran ev trajedî pêk tê. Lêbelê dema ku ev rûdan vediguherin vegêranên gelêrî, sebebên civakî tên sansurkirin û di şûna wan da karakter û motîfên weku fesad, bêbext û hîlekar tên afirandin. Me jî di vê xebatê da di çarçoveya vê mijarê da du destanên evîna mêjûyî yên bi navê Memê Alan û Xelîl Beg û Gewrê nirxandin. Li hêlekê me bala xwe da paşxaneya tarîxî ya van destanan û li hêlekê din jî me bala xwe da naveroka varyantên gelêrî. Em di dawîyê da gihiştin wê qenaetê ku Beko û Xelo du karakterên antogonîst ên van destanan hem fesad û bêbext in hem jî qurban in. Di nav çarçoveya vegêrana gelêrî da fesad û bêbext in. Lê di rastîya xwe da ew du qurbanên civak, îcraker û desthilatdaran in ku ji bo sebebên esil ên rûdanan sansur bikin hatine afirandin.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"41440004","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1233461
Serdal Kara
{"title":"Bir Aşk Söyleminden Parçalar Işığında Türk Hikayelerine Kısa Bir Bakış","authors":"Serdal Kara","doi":"10.19059/mukaddime.1233461","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1233461","url":null,"abstract":"Çalışmamız Roland Barthes’in “Bir Aşk Söyleminden Parçalar” adlı metni temelinde Türk hikayelerinin kısa bir değerlendirmesidir. Barthes’in rastlantısal ve düzenli okumalar tekniği kullanılarak yapılan incelemede toplam yirmi yedi başlık tespit edilmiş olup bu başlıklar alfabetik sıra ile sıralanmıştır. İncelemeye konu olan hikayelerden elde edilen örnekler ilgili başlık altında verilmiştir. \u0000Barthes gerek diyaloglarda gerekse de metinlerle ilgili okumalarda yeni bir bakış ve söylem geliştirmektedir. Betimlemeden ziyade öykünüşü esas alan Barthes çözümleme yönteminden uzaklaşarak söylemin öne çıkmasını sağlamaktadır. Aşıkta gelişigüzel görülen dil soluklarını “beti” kavramı ile adlandıran Barthes, âşık olan öznede betilerin durağanlıktan ziyade devinim halinde söylemde yer aldığını belirtmektedir. \u0000Çalışmamız “Giriş, Türk Hikayeleri ve Aşk Söylemi ve Sonuç” başlıklarından oluşmaktadır. Giriş bölümünde Roland Barthes’in aşk söylemi üzerine geliştirdiği tanım ve bu tanıma bağlı olarak genel yaklaşımları ve değerlendirmeleri yer almaktadır. Türk Hikayeleri ve Aşk Söylemi başlığı altında ise Modern Türk hikayeciliği öncesi var olan manzum ve mensur metinlerden ve Modern Türk hikayeciliğine geçiş sürecinden kısaca söz edilmektedir. Bu süreç içinde genel okuyucu kitlesinin yeni türe uyum sürecine de kısaca değinildikten sonra incelemeye konu olan eserlerden hareketle tespit edilen örnek cümlelerin yer aldığı başlıklara yer verilmiştir. \u0000Sonuç bölümünde ise araştırma sonucu elde edilen bulgulara bağlı olarak genel bir değerlendirme yapılmakta ve bu değerlendirmeye bağlı olarak çeşitli çıkarımlara yer verilmektedir.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49461058","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1247302
Shahab Vali̇
{"title":"Eşq di Edebiyata Goranî/Hewramî de: Mînaka Perîşannameya Mela Perîşanê Dînewerî","authors":"Shahab Vali̇","doi":"10.19059/mukaddime.1247302","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1247302","url":null,"abstract":"Weke hemû edebiyata cîhanê, yek ji mijarên sereke yên berhemên ku bi zaravayên cuda yên edebiyata Kurdî hatine nivîsandin jî mijara eşq e. Ev têgeh di cureyên cuda yên edebiyata Kurdî de, di çerçove û wateyên cuda de hatiye bikaranîn. \u0000 Yek ji wan berhemên edebî yên navborî Perîşanname ye ku ji aliyê Mela Perîşan Dinewerî ve di sedsala nehem a hicrî de, bi awayekî helbestkî, hatiye nivîsandin. Di berhema navborî de, ku em dikarin wekî edebiyata dînî yê bihesibînin, şair têgeha eşqê li hember têgeha aqil datîne û van her du têgehan, weke di gelek berhemên dînî/felsefî de, di şeklê munazere yê de berawird dike. \u0000Armanca sereke ya vê gotarê analiz û niqaşa giştî ya wate, bikaranîn û nirxandinê Mela Perîşan e li ser du têgehên bingehîn ên tarîxa ramanê yanî eşq û aqilê.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"42022611","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1243364
Ahmet Abdülhadioğlu
{"title":"Klasik Arap Şiirinde Sevgiliye Duyulan Aşk ve Özlemin İfade Edilmesinde Kullanılan İmgeler","authors":"Ahmet Abdülhadioğlu","doi":"10.19059/mukaddime.1243364","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1243364","url":null,"abstract":"Aşk teması, farklı ulus ve kültürlerin edebiyatında olduğu gibi Arap edebiyatında da şiirde en çok işlenen konulardan biri olmuştur. Hislerle duyumsanabilen ve deruni bir duygu olması hasebiyle insan hayatında manevi bir yolculuk veya süreç olarak tanımlayabileceğimiz aşk ile yine şuur etmenin ve hissedebilmenin bir başka boyutu olan şiir arasında böylesine güçlü bir bağın olması kaçınılmazdır. Klasik Arap şiirinde aşka dair duygu aktarımının farklı yollarla yapılmıştır. Arap dilinin kendine has zenginliği, fonetik unsurları barındırması bakımından aruz vezinleri, kafiye ile zengin belağat unsurlarının kullanılması, bunun yanında harf ve hareke unsurlarının ses-mana ilişkisi içinde kullanımı, aşka ve sevgiliye duyulan hislerin aktarılmasında önemli görevler üstenmişlerdir. Bu çalışmada, söz konusu dilsel unsurlarla belaği üsluların duygu aktarımına ne şekilde aracılık ettiklerine farklı başlıklar altında değinilecektir.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"42297525","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-03-10DOI: 10.19059/mukaddime.1242922
Yakup Aykaç
{"title":"Analîzeke Edebî li ser Muşa‘ereya Aşiq û Maşûq a Rûhî","authors":"Yakup Aykaç","doi":"10.19059/mukaddime.1242922","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1242922","url":null,"abstract":"Mijara işqê ji demên berê ve di jiyana mirovan de cihê xwe girtiye. Ji ber vê yekê derbarê işqê de gelek berhem hatine nivîsîn ku ji aliyê felsefî, ilmî û tesewifî ve li ser wê hûr bûye. Herweha hizr û ramanên felsefî, edebî û tesewifî ên derbarê işqê de hatine gotin bi awayekî rengê xwe daye helbestên klasîk jî. Çi bi işqa mecazî çi jî bi işqa heqîqî, di bin çerxa işqê de bi cureyên xezel, qesîde û mesnewî gelek berhem hatine nivîsîn. Yek ji wan jî hlebesta Aşiq û Maşûq a Şêx Ebdurehmanê Axtepî ye ku bi mexlesa Rûhî deng daye. Rûhî helbesta xwe bi şêwaza munazereyê nivîsiye. Şair bi hunera teşxîsê aşiq û maşûq xistine nav guftûgoyeke evînî ku ji vî aliyê ve bûye mînakeke mu‘eşşeqeyê. Mu‘eşşeqeya Rûhî ya ku bi teşeya murebbê hatiye nivîsîn, cara yekem di vê nivîsarê de di çarçoveya muşa‘ereyê de hatiye nirxandin. Armanca vê gotarê ew e ku li ser muşa‘ereya Aşiq û Maşûq analîzeke edebî bike. Di ve xebatê de metoda şerhên nûjen wek rêbaz hatiye bikaranîn û her bendeke vê muşa‘ereyê bi ferhengok, analîzeke edebî û tesewifî, û hunerên edebî pêkve hatine nirxandin. Di dawiya lêkolînê de derketiye holê ku muşa‘ereya Aşiq û Maşûq ji aliyê edebî ve xwedî naverokeke kûr e.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46298601","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-01-31DOI: 10.19059/mukaddime.1182700
İlyas Suvağci̇
{"title":"Romaneka Dîrokî Ya Dîroknasekî: Zeynel Bega Îhsan Colemêrgî","authors":"İlyas Suvağci̇","doi":"10.19059/mukaddime.1182700","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1182700","url":null,"abstract":"Dîrok û roman du hêmanên sereke ne ku behsa jîyana civak û ferdan dikin. Çawa ku dîroknas xwe dispêre belgenameyan û bûyerên berê radigihîne romannivîs jî kitekit û jîyanên ku di dîrokê da nepenî mane şîrove dike. Em di vê xebata xwe da li ser romana Îhsan Colemêrgî ya bi navê Zeynel Beg bisekinîn gelo di vê romanê da nivîskarî çawa ji dîrokê sûd wergirtîye. Wekî cureyeka romanê ev berhem di edebîyata Kurdî da yek ji nimûneyên ewil yên ku li ser dîroka Hekaryan e. Lewma lêkolîna me ji ber vê sedemê girîng e. Di vê xebatê da me ev pirs bersivandin; gelo hêmanên romanê yên binyadgerî yên wek zîncîreya rûdanê , karakter , zeman û mekanî çawa hatine honandin, cureyê vegêr bandoreka çawa li ser romanê kirîye, wekhevîyên vê berhemê ligel romanên dî yên dîrokî çi ne? Me rêbaza nirxandina naverokê ya çawahînîyê bi kar anî. Me dît ku di navbera nivîskarî û berhema wî da têkilîyeka girîng heye. Bûyerên ku di romanê da tên vegotin ji riwangeha romannivîsekî zêdetir dişibe ya dîroknasekî. Lewma mirov dikare bibêje ku di berhemê da mînakên anakronîzmê jî tên dîtin. Lewma nivîskarî ji bo nivîsandina dîrokê roman wek amûrekê bi kar anîye","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46943121","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2023-01-04DOI: 10.19059/mukaddime.1178265
Abdulgani Kaçar
{"title":"En Erken Kayıtlardan Pers Hâkimiyetine Kadar Ana Hatlarıyla Keldâniler","authors":"Abdulgani Kaçar","doi":"10.19059/mukaddime.1178265","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1178265","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Hıristiyanlık öncesi tarihleri hakkında Türkiye’de yeterli araştırma bulunmayan Keldani halkının, yazılı kayıtlarda ilk geçmeye başladıkları M.Ö. I. binyıl başlarından, Mezopotamya’nın Pers hâkimiyetine girdiği M.Ö. 6. yüzyıla kadarki tarihlerine odaklanmaktadır. Eskiçağda Güney Mezopotamya’da Basra Körfezi’ne yakın bölgelerde yaşayan Keldânilerin, bu coğrafyaya ne zaman ve nereden geldikleri kesin olarak bilinmemektedir. Hakkındaki ilk kayıtlara Asur kroniklerinde rastlanılan bu halkın, Aramiler ve Sutealılarla aynı dönemlerde Mezopotamya tarih sahnesine çıktığı kabul edilmektedir. Eskiçağ Keldâni tarihi incelendiğinde bu halkın, Babil hâkimiyeti için Asur devleti ile sonu gelmez bir mücadele içerisine girdiği görülmektedir. Özellikle eskiçağ Asur kaynaklarında sıklıkla karşımıza çıkan Keldâniler, Asur krallığı ile yüzyıllar süren mücadeleler sonucunda İÖ. I. binyılda Babil tahtını ele geçirerek güçlü bir imparatorluk kurmayı başarmışlardır. Tarihsel süreçte Asur’a karşı elde ettikleri başarılar neticesinde Keldâni topluluklar, Basra Körfezi’ne yakın olan anavatanları Kalde’den kuzeye doğru yayılmışlardır. Hıristiyanlığın Mezopotamya’da yayılmaya başlamasıyla daha önceleri Asurî, Aramî ve Keldanî halklarına mensup kişiler, Antakya’yı merkez edinmiş ve dini bir terim olarak ortaya çıkan “Süryani” ismini almışlardır. Keldânilerin eskiçağ tarihi hakkındaki mevcut akademik çalışmalar, konuyu derli toplu ve Keldâni halkını merkeze alarak değil daha çok Asur imparatorluğunun Keldânilerle olan ilişkileri üzerinden ele almaktadır. Bu çalışma, Keldânilerin ve anavatanları olan Kalde ülkesinin, en erken yazılı kayıtlardan Babil’in Pers hâkimiyetine girdiği İÖ. 539’a kadarki tarihlerine ışık tutmayı amaçlamaktadır.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45024220","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
MukaddimePub Date : 2022-12-29DOI: 10.19059/mukaddime.1187684
Selman Saç
{"title":"Yazgı ile Özgürlük Arasında Antik Bir Gelenek: Stoacılık","authors":"Selman Saç","doi":"10.19059/mukaddime.1187684","DOIUrl":"https://doi.org/10.19059/mukaddime.1187684","url":null,"abstract":"Antik Yunan dünyasının en önemli okullarından biri olan Stoacılık, kendisinden önceki birçok öğretiyi eklemleyerek içinde bulunduğu Helenistik çağa damga vurmuştur. Bu dönem, polis merkezli düşüncenin yerle bir olduğu ve artık eskiye dönüşün imkansızlığının anlaşıldığı bir tür geçiş dönemidir. Helenistik dönem, polise tutunan, polisle var olan yurttaşın kendisini bir yandan daha büyük bir dünyanın parçası olarak görmek zorunda kaldığı öte yandan kamusal varlığından ziyade bireysel sınırlarına çekilmek mecburiyetinde hissettiği bir zaman aralığıdır. Stoacılık kurucusu Zenon öncülüğünde bireyin yeni durumuna uygun olarak felsefik ve pratik düzeyde cevaplar üreten bir ekol olmuştur. Teorik düzeyde ruh dinginliğine, nihai mutluluğa erişmenin, dışsal faktörlerden bağımsız olarak, herkes için mümkün olduğunu savunmasına rağmen pratikte eşitsiz yapıları da meşrulaştıran bir özellik göstermiştir. \u0000Bu çalışmada Roma’ya ve ötesine uzanacak olan Stoacı okulun ilk ortaya çıktığı dönemi (Eski Stoa), düşüncesine etki eden tarihsel arka plan ihmal edilmeden ortaya konmaya çalışılmaktadır. Bu doğrultuda içinde bulunduğu dönem belli sınırlılıklarla ele alındıktan sonra Stoacı felsefe gerçeklikte ayrıştırılmaz olan üçlü (Mantık-Fizik-Ahlak) yapısı üzerinden serimlenecektir. Son olarak, makalenin de ana meselelerinden olan Stoacı felsefenin farklı yorumlara, zıt kutuplara gidebilme potansiyeli tartışılacaktır.","PeriodicalId":31425,"journal":{"name":"Mukaddime","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46303471","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}