{"title":"1974 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI'NIN İZMİR YEREL BASININA YANSIMALARI","authors":"Ferhat Kaya","doi":"10.16953/deusosbil.1183100","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1183100","url":null,"abstract":"Tarih boyunca birçok devletin odak noktalarından birisi olan Kıbrıs adası, 20. yüzyılda Türk ve Rum halkı arasında ciddi olaylara sebep olmuştur. Rumlar kurdukları terör örgütü vasıtasıyla adada yaşayan Türkleri, zulüm ve katliam ile adadan gitmeleri için zorlamıştır. Yunanistan da adada yapılan zulümlere el altından destek olmuş, Türkiye de kendi ırkdaşlarını korumak amacıyla önce diplomatik girişimlerde bulunmuş, sonuç alamayınca da askeri müdahaleye başvurmuştur. Tarihe Kıbrıs Barış Harekâtı olarak geçecek olan bu müdahalenin hem içeride hem de dışarıda birçok yansıması olmuştur. Harekât gerek yerel basın gerek ulusal basın gerekse dünya basını tarafından yakından takip edilmiştir. \u0000Bu çalışmamızda, 20 Temmuz 1974 ve 14 Ağustos 1974 tarihlerinde Türkiye’nin, Kıbrıslı Türklerin canını, malını ve namusunu korumak amacıyla Kıbrıs adasına yaptığı askeri harekatın, kurtuluşun şehri İzmir’in yerel basınına yansımalarını ele alacağız. Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı ilk günden harekatın bittiği güne kadar yaşanan gelişmeleri, İzmir halkının Kıbrıs’ta yaşanan askerî harekâtı yakından takip etmesini sağlayan Ege Ekspres, Ege Telgraf, Demokrat İzmir ve Yeni Asır gazetelerinin çerçevesinde değerlendireceğiz.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47934043","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"FÜRUZAN’IN ÖYKÜLERİNİ SOSYAL EŞİTSİZLİK BAĞLAMINDA OKUMAK","authors":"Burcu UŞAKLI SANDAL","doi":"10.16953/deusosbil.1197937","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1197937","url":null,"abstract":"Cumhuriyet Dönemi kadın yazarlarımızdan biri olan Füruzan, 1950’li yıllarda edebiyat dünyasına adım atmıştır. 1970’li yıllarda kaleme aldığı eserleriyle üne kavuşmuş, uzun yıllar farklı türlerde eserler vermiş ve eserleri pek çok kez ödüle layık görülmüştür. Ancak Füruzan, edebiyatımızdaki asıl yerini öyküdeki başarısıyla elde etmiştir. Nitekim Parasız Yatılı adlı eseriyle 1972’de Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülmüştür. Yazarın Parasız Yatılı ile yakaladığı başarı sonraki pek çok öyküsünde de sürdürülmektedir. Söz gelimi Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gül Mevsimidir, Gecenin Öteki Yüzü, Sevda Dolu Bir Yaz adlı kitaplarda yayımlanan öyküler yazarın sanat hayatındaki gelişimini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Füruzan, öykülerinde genel itibariyle küçük insanın sıradan yaşamını, özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinden işlemiştir. Bu yönüyle onun öykülerinin kadın dünyasını içeriden bir bakışla ve samimi bir üslupla yansıttığı söylenebilir. Bunun yanı sıra yoksulluk teması ve göçmen olma hâli de yazarın öykülerinde göze çarpmaktadır. Füruzan’ın öykülerine kadın, yoksulluk ve göçmen sorunları bağlamında bakıldığında pek çok metinde sosyal eşitsizliğe vurgu yapıldığı görülür. Elbette bu durum yazarın toplumcu gerçekçi tarafıyla ilintili olarak düşünülebilir. Özellikle gelir adaletsizliğinden ve ataerkil sistemin kadına bakışından doğan birtakım problemler ile göçmen olma hâlinin öykü kişilerinin dünyasında yarattığı öteki olma hissi yazarın pek çok öyküsünde karşımıza çıkmaktadır. Bu da Füruzan’ın sosyal eşitsizliğe bilinçli bir dikkatle yaklaştığını gösterir. Buradan hareketle çalışmamızda Füruzan’ın öykülerinde öne çıkan yoksulluk, gelir adaletsizliği, ötekileştirme gibi olgular, genelde edebiyat ve sosyoloji ilişkisi özelde ise sosyal eşitsizlik bağlamlarında incelenecektir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49260324","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"TIP ÖĞRENCİLERİNİN TOPLUMSAL CİNSİYET ALGISI: KLİNİK ÖNCESİ VE KLİNİK DÖNEMİN KARŞILAŞTIRILMASI","authors":"S. Aydin, Esin Ergönül","doi":"10.16953/deusosbil.1198887","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1198887","url":null,"abstract":"Toplumsal cinsiyet algısı (TCA), insanların cinsiyetlerine göre neleri yapıp neleri yapamayacağına dair öngörülerde bulunmalarını sağlar. Bu çalışmanın amacı, tıp fakültesi birinci (klinik öncesi) ve son sınıf (klinik) öğrencilerinin TCA’larını, TCA Ölçeği aracılığıyla belirlemek ve bu iki grubu karşılaştırmaktır. Çalışmaya 2021-22 eğitim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki toplam 435 birinci ve altıncı sınıf öğrencisi katılmıştır (ulaşma oranı %60.6). Araştırmada tüm öğrencilerin yüksek TCA puan ortalamalarının 107.31±14.11 (min. 28-max. 125) olduğu görülmüştür. Birinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin TCA puanları benzer olup istatistiksel olarak fark bulunmamıştır. Öğrencilerin sınıflarına göre TCA’ları açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Cinsiyet açısından TCA arasındaki fark vardır ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Kız öğrencilerin daha pozitif TCA’na sahip olmaları literatürle uyumludur. Üniversite öğrencileri ile yapılan benzer araştırmalarda öğrencilerin genel olarak eşitlikçi bir yaklaşıma sahip oldukları görülmektedir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618859","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"THE GOVERNANCE OF MIGRATION AND URBAN WITH MULTILEVEL ACTORS","authors":"Şeyma Karameşe","doi":"10.16953/deusosbil.1192614","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1192614","url":null,"abstract":"Cities are centres of attraction where the population increases rapidly through migration. The urban context, in which social differences and cultural change are addressed, is not independent of governance discussions. It is undeniable that cities, being diverse entities, cannot be handled with a unified governmental strategy. In this respect, the host country's urban policymaking, which incorporates immigrants, introduces multilevel governance. To comprehend this, the factors that create the multiple migration governance from a sociological viewpoint will be reviewed first, followed by an in-depth examination of the numerous aspects of this management form. The challenges generated by the present theoretical framework will be reviewed in the last section, which is the most significant difference and contribution of the study. This part opens space to further researches and questions to clarify urban governance and migration. The role of civil society and NGOs, as well as city diplomacy and independence from central authority, will be highlighted.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618712","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"KÜLTÜREL VE YARATICI ENDÜSTRİLERDE ÇALIŞAN SANAT ÜRETİCİLERİNİN FİKRî MÜLKİYET HAKKI KONUSUNDA DENEYİMLERİ VE GÖRÜŞLERİ","authors":"Tolga Ulusoy","doi":"10.16953/deusosbil.1181942","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1181942","url":null,"abstract":"Kültürel ve yaratıcı endüstrilerin tanımlanmasında en önemli konulardan biri fikrî mülkiyet konusudur. Yaratıcı ve kültürel endüstrilerin farklı tanımlarında telif hakları, oldukça sık vurgulanmış olmasına rağmen uygulamada telif haklarının bu endüstrilerde önemsizleştiği görülmektedir. Çalışmada kültürel ve yaratıcı endüstrilerin farklı sektörlerinde çalışmış yirmi iki sanat üreticisiyle görüşülmüştür. Görüşülen sanat üreticilerinin telif hakları konusunda görüşleri, kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde yaşadıkları deneyimler ve yaşanılan sorunlara karşı geliştirdikleri çözümler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Telif hakları konusunu belirleyen en önemli husus, kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde yer alan sanat üreticilerinin çalışma biçimleridir. Kültürel ve yaratıcı endüstrilerde tam-zamanlı ve freelance olarak iki çalışma biçimi ön plana çıkmaktadır. Bu iki çalışma biçiminde telif hakları bağlamında farklı sorunlar gözlemlenmektedir. Tam-zamanlı çalışmada üretilen kültür ürünü, şirket mülkü sayılırken sanat üreticilerinin emekleri görünmez kılınmaktadır. Freelance çalışmada ise sanat üreticileri telif haklarını mücadele ederek kazanmak durumunda kalmaktadırlar. Makalede iki çalışma biçimindeki fikri mülkiyet çerçevesinde ortaya çıkan ortak ve farklı sorunlar, sanat üreticilerinin deneyimlerinin irdelenmesine dayanarak ortaya konulacaktır.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67617823","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SAĞLIK SİSTEMİ BELİRLEYİCİLERİ VE GÖSTERGELERİ ÜZERİNE BİR YOL ANALİZİ ÇALIŞMASI","authors":"Ceren Börüban, Ebru Özgür Güler","doi":"10.16953/deusosbil.1181556","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1181556","url":null,"abstract":"Öz \u0000Bir ülkede yaşayan bireylerin yaşam kalitesini ve ülkenin beşerî sermayesini yakından etkilemesi nedeniyle sağlık hizmetlerinin kalitesinin, performansının ve etkinliğinin ölçülmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı, sağlık sistemi kalitesi belirleyicileri ve göstergeleri arasındaki nedensel ilişkileri 2018 itibariyle 135 düşük, düşük-orta ve üst-orta gelirli ülkeler için araştırmaktır. Sağlık sisteminin performansını yansıtan değişkenler sağlık göstergeleri, sağlık sisteminin kalitesini etkileyen değişkenler ise sağlık sistemi belirleyicileri olarak tanımlanmıştır. Belirleyiciler olarak; okuryazarlık oranı, kentsel nüfus (%) ve GSYH, sağlık sistemi göstergeleri olarak ise tüberküloz insidansı, beş yaş altı ölüm oranı ve cerrahi müdahale durumunda fakirleşme riski araştırma modelinde yer almıştır. İstatistiksel yöntem olarak gözlenen değişkenlerle yol analizi kullanılmıştır. Analiz sonucu; belirleyici değişkenlerin, önsel beklentilere uygun olarak tüberküloz insidansı dışındaki sağlık göstergelerini negatif etkilediği saptanmıştır. Sağlık sistemi belirleyicileri ve göstergeleri arasındaki nedensel ilişkilerin araştırıldığı az sayıdaki geçmiş çalışmalarda, gözlem birimlerinin belli bir ülke grubu (örneğin; sadece Batı Avrupa ülkeleri) veya aynı ülkenin belli bölgeleri ile kısıtlı olduğu görülmektedir. Farklı özellikteki ülkeleri kapsayan bir gözlem seti üzerinde, sağlık belirleyici ve göstergelerinin nedensel ilişkilerinin araştırılması bakımından çalışmanın özgün olduğu düşünülmektedir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67617651","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"GREGORY HANSEN KOENTEGRASYON YÖNTEMİYLE VERGİ-HARCAMA HİPOTEZİ ÜZERİNE AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA: TÜRKİYE ÖRNEĞİ (2006-2022)","authors":"Mesut Fenkli, Doğan Uysal","doi":"10.16953/deusosbil.1177104","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1177104","url":null,"abstract":"Bu çalışmada M. Friedman’ın vergi-harcama hipotezi Türkiye (2006-2022) örneği üzerinden araştırılmıştır. Araştırmanın uygulaması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak araştırmanın değişkenleri geleneksel birim kök testlerine (Augmented Dickey-Fuller ve Phillips-Perron testlerine) tabi tutulmuş ve ardından Engel-Granger koentegrasyon analizi yapılmıştır. İkinci aşamada değişkenler yapısal kırılmalı birim kök testlerine (Zivot-Andrews ve Lee-Strazicich testlerine) tabi tutulmuş ve yapısal kırılmayı dikkate alan Gregory-Hansen koentegrasyon analizi yapılmıştır. Sonuç olarak her iki yöntem benzer sonuçlar vermiş ve vergi-harcama hipotezinin Türkiye (2006-2022) için geçerli olduğunu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618078","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Erdem Baydeni̇z, Berkan Başar, Üzeyir Kement, Seden Doğan
{"title":"OTANTİKLİK ALGISI MÜŞTERİ TATMİNİ VE DESTİNASYON İMAJININ DAVRANIŞSAL NİYET ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: İZMİR BİRGİ TARİHİ KENTİ ÖRNEĞİ","authors":"Erdem Baydeni̇z, Berkan Başar, Üzeyir Kement, Seden Doğan","doi":"10.16953/deusosbil.1191833","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1191833","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, otantiklik algısı, müşteri tatmini ve destinasyon imajının davranışsal niyete etkisinin incelenmesidir. Araştırmanın evrenini İzmir ilinin Birgi tarihi kentini ziyaret eden turistler oluşturmaktadır. Araştırmada 02 Haziran-25 Eylül 2022 tarihleri arasında amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örneklemesi ile 401 anket toplanmıştır. Araştırmada hipotezlerin test edilmesi için Smart PLS 4 istatistik programı kullanılmış olup, verilerin çözümlenmesinde yapısal eşitlik modelinden faydalanılmıştır. Bu kapsamda araştırmaya katılan turistlerin yapısal otantiklik algılarının müşteri tatmini üzerinde etkisinin olmadığı fakat yapısal otantikliğin destinasyon imajı üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Nesnel ve varoluşsal otantikliğin hem müşteri tatmini hem de destinasyon imajı üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Müşteri tatmini ve destinasyon imajının ise davranışsal niyet üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırmanın sonuçları doğrultusunda öneriler geliştirilmiştir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618675","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Jean Jacques Rousseau'nun Eğitim Modelinin Eleştirisi","authors":"Cansel Uslu, Tuba Kancı","doi":"10.16953/deusosbil.1110684","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1110684","url":null,"abstract":"Sosyal politik düzen idealini Toplum Sözleşmesi adlı eserinde sunan Jean Jacques Rousseau, Emile ya da Eğitim Üzerine adlı eserinde ise bireysel bir eğitim tasavvuru yaparak bu sosyal politik düzen için zemin oluşturur. Bu makalede Rousseau’nun eğitim modeli, Emile ya da Eğitim Üzerine adlı eserine dayanılarak, toplumsal cinsiyet perspektifinden incelenmiş; eğitimin toplumu dönüştürme ve bireyler için oluşturulan rolleri benimsettirme noktasında nasıl kullanıldığını gözler önüne sermek amaçlanmıştır. Her ne kadar Rousseau, Toplum Sözleşmesi’nde genel iradeye dayalı olarak eşitlikçi bir görüş çizmiş olsa da, Emile’de erkekler için iyi yurttaşlık eğitimi sunarken Sofie için ise sadece ideal kadın-anne olmayı tanımlar. Emile’de kadınlar, kendi kendilerine karar alabilen bireyler olarak gösterilmez; özelde Sofie’nin, genelde ise kadınların varlığı, evlenene kadar babanın, evlendikten sonra ise kocanın iradesine bağlı kılınmaktadır. Zira Rousseau, kadınların güçsüzlüklerini, kadın olmaları sebebiyle sahip oldukları yeniden-üretim işlevlerine ve onlara atfettiği “kendi kendilerine karar alamama,” “hassas olma” gibi karakteristiklere bağlamaktadır. Sonuç olarak, Rousseau’nun eğitim modelinde doğada deneyerek ve görerek öğrenen Emile iken; özel alan içerisinde eğitim görerek ataerkil düzene göre idealize edilen Sofie olmuştur.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49540851","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"NASDAQ FİNANSAL TEKNOLOJİ ENDEKSİ ŞİRKETLERİNDE KÂRLILIĞI ETKİLEYEN FİNANSAL ORANLARIN ARAŞTIRILMASI","authors":"Emre Kaplanoğlu, Mutlu Ege","doi":"10.16953/deusosbil.1191713","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1191713","url":null,"abstract":"Finans sektöründe teknolojik yenilikleri etkin bir şekilde kullanan ve uygulayan şirketler finansal teknoloji (FinTek) şirketi olarak ifade edilmektedir. FinTek şirketleri, genel olarak günümüzde ödeme, API sağlayıcıları, kripto para, bireyler arası borçlanma, muhasebe, denetim, kişisel finans, ulusal/uluslararası para transferleri, kitlesel fonlama, kredi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır. FinTek şirketlerinin geleneksel finans şirketlerine rakip olup olmayacakları veya beraber hareket edip etmeyecekleri konusu halen bir tartışma konusudur. Bu tartışma nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın neticede FinTek şirketleri de geleneksel olarak ifade edilen mevcut finans sektöründeki şirketler gibi analizlerle araştırılmaktadır. Literatürde performans ölçümünde en sık kullanılan yöntem oran analizi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı, KBW NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksinde (KFTX) faaliyet gösteren FinTek şirketlerinin finansal oranları ile kârlılık arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksi, KBW Yatırım Bankası, Stifel finansal şirketi ve Nasdaq tarafından 2016 yılından itibaren ortaklaşa açıklanan ve ağırlıklı olarak büyük veri, dövize dayalı işlemler ve ödeme ile uğraşan etkili FinTek şirketlerini içeren FinTek endeksidir. KBW’ye göre, bu şirketler ABD finans sektörünün %18’ini oluşturmakta ve 785 milyar dolarlık piyasa değerine sahiptir. KBW NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksindeki şirketlerinin 2016-2021 yılları arasındaki finansal tablolarından elde edilen finansal oranlar çalışmada kullanılan değişkenlerdir. Çalışmanın analiz kısmında değişkenler arasındaki ilişkiyi ölçmek için panel regresyon modelleri kullanılmıştır. Çalışmada oluşturulan modellerdeki bağımlı değişkenler aktif kârlılığı (ROA) ve öz sermaye kârlılığıdır (ROE) ve bağımsız değişkenler ise kaldıraç oranı, cari oran, brüt kâr marjı, aktif devir hızı, alacak devir hızı ve borç devir hızıdır.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67619062","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}