Kader最新文献

筛选
英文 中文
God, Logic and Lies: Intra-Ḥanafī Polemics on Divine Omnipotence in Colonial India 神、逻辑与谎言:印度殖民地时期关于神的全能性的内部论战
Kader Pub Date : 2023-12-30 DOI: 10.18317/kaderdergi.1360521
S. Chowdhury
{"title":"God, Logic and Lies: Intra-Ḥanafī Polemics on Divine Omnipotence in Colonial India","authors":"S. Chowdhury","doi":"10.18317/kaderdergi.1360521","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1360521","url":null,"abstract":"This article is the first logical exploration of a major Islamic theological controversy regarding divine omnipotence (qudra) emerging in early 19th century northern India and persists today. The controversy involved two interconnected propositions. The first is known as ‘imkān-e naẓīr’, which is the proposition that God is able to create another identical Prophet Muḥammad. The second dubbed ‘ikmān-e kidhb’, is the possibility of God being able to lie or say untruths. The article will examine the arguments of two formidable scholars. The first is the one who detonated the controversy Shah Ismail Dihlawi (d. 1831) who argues for the possibility of God to actualise an identical Muḥammad and to lie and the second is his opponent and archnemesis Fazl-e Haqq Khayrabadi (d. 1861), who vehemently rejects both possibilities. The focus of the article is a detailed logical analysis of the structure and premises of the arguments as well as the core modal concepts assumed in the debate.","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139138798","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Transformation of Radjʿa Doctrine of Shiʿa: A Case Study on the Nusayrīs, the Druzes and the Bābī-Bahāīs 什叶派拉吉教义的转变:关于努赛里人、德鲁兹人和巴比-巴哈人的案例研究
Kader Pub Date : 2023-12-28 DOI: 10.18317/kaderdergi.1391455
AYDIN Bayram
{"title":"The Transformation of Radjʿa Doctrine of Shiʿa: A Case Study on the Nusayrīs, the Druzes and the Bābī-Bahāīs","authors":"AYDIN Bayram","doi":"10.18317/kaderdergi.1391455","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1391455","url":null,"abstract":"As one of the main tenets of mainstream Shiʿa, the radjʿa doctrine is potentially open to radical interpretations. In the background of this belief, the concept of ghayba (occultation) with the special meaning attributed to it has vital importance. According to the Imāmiyya or Twelve Imams (Ithnā ʿAshʿariyya) Shiʿism, which has survived to date within Shiʿism and constitutes the vast majority of them, the twelfth imam, Muhammad b. al-Hasan went into major occultation in 941. According to this doctrine, it is believed that one day the hidden imam will return and rule over the whole world, which is filled with injustice. In fact, examples of the belief in radjʿa can be traced back to earlier periods. In the early history of Islam, some extreme sects (ghulāt) emerged by claiming the immortality of important figures such as, ʿAlī b. Abī Tālib (d. 40/661) and his son Husayn (d. 61/680). The 10th century also became the scene of such claims among Shiʿa such as the return of the hidden imam, Muhammad b. al-Hasan who is believed to be in occultation and will one day reappear to guide all humanity. This study examines three sub-sects of Shiʿīsm, namely the Nusayrīs, the Druzes and the Bābī-Bahāīs that all interpret the doctrine of radjʿa from a gnostic point of view. The first two emerged in the tenth century simultaneously, while the Bābī-Bahāīs in the nineteenth. It is worth to note here that the concept of bāb has played the mediating role in the approach to the radjʿa doctrine. Ibn al-Nusayr, the founder of the Nusayrī sect, put forward a ground breaking approach to the doctrine by declaring himself as the gateway to the eleventh and twelfth imam. In addition, the belief in the incarnation of God’s soul into the body of ʿAli, and later on its transfer to bodies of the imams until it reached the twelfth imam, spread. The Druzes focused directly on the divinity of al-Hakīm bi-Amrillah rather than on the concept of bāb. The Bābīs and Bahāʾīs, on the other hand, interpreted the doctrine of radjʿa on the basis of the concept of bāb and the claim of messiahship, and a new religion. Especially, the Nusayrīs and the Druzes interpreted radjʿa phenomenon and transformed it into hulūl (incarnation) and tanāsukh (metempsychosis). The Bābī-Bahāī community, however, transformed the doctrine of radjʿa into the doctrine of prophethood by refusing the termination of the prophethood with the prophet Muhammad. Thus, they claim to be a new religion that abolishes the rules of previous religions. The purpose of this study is to analyse the way in which the selected sub-sects of Shiʿa have approached the doctrine of radjʿa and the extent of their interpretation of this phenomenon.","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139149203","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Muhammed Cân Yûsuf el-Karabâğî’nin Zorunlu Varlık Konusunda Bir Risâlesi: Tahkik ve Değerlendirme Muhammad Jān Yūsuf al-Karabāghī 的《必然存在论》:分析与评价
Kader Pub Date : 2023-12-27 DOI: 10.18317/kaderdergi.1376245
Hatice Toksöz
{"title":"Muhammed Cân Yûsuf el-Karabâğî’nin Zorunlu Varlık Konusunda Bir Risâlesi: Tahkik ve Değerlendirme","authors":"Hatice Toksöz","doi":"10.18317/kaderdergi.1376245","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1376245","url":null,"abstract":"Bu makalede, Yusuf b. Muhammed Cân el-Karabâğî’nin (ö. 1035/1626) varlık (vücûd) ve Zorunlu Varlık’a (Vâcibü’l-Vücûd) ilişkin bazı meseleleri ele aldığı risalesinin tahkik ve tahlilinin yapılması amaçlanmıştır. Çalışmada henüz üzerine herhangi bir çalışma yapılmamış olan Karabâğî’nin bu risalesinin tahkiki ve muhteva analizi yapılmak suretiyle risalenin İslam düşünce tarihi literatürüne kazandırılması hedeflenmiştir. Yusuf el-Karabâğî’nin doğum yeri ve eğitimi hakkında biyo-bibliyografik kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Tefsir ve kelam alanında eserleri olduğu bilinmektedir. Erbeu‘ Ta’lîkâtin fi’t-Tefsîr, Risâle fi’l-Mübâheseti elletî Vaka‘at fî Sûreti’l-Feth beyne’l-Ulemâ, Hâşiye ‘alâ Şerhi’l-Akāid’l-Adudiyye, Şerhu Risâleti İsbâti’l-vâcib li’d-Devvânî adlı risaleler onun eserlerinden bazılarıdır. Çalışmaya konu olan bu risalenin yazma eser kütüphanelerinde üç nüshası olduğu tespit edilmiştir. Bu nüshalardan ilki, Selimiye Yazma Eser Kütüphanesi 791 numarada; ikincisi Süleymaniye Kütüphanesi Carullah Efendi Koleksiyonu 1210 numarada ve üçüncüsü de Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar Koleksiyonu 1960 numarada kayıtlıdır. Zikredilen nüshalardan Selimiye Kütüphanesi 791 numarada kayıtlı nüsha, hem çok açık ve okunabilir olması nedeniyle hem de ferağ kaydında müstensihin istinsah kaydı dikkate alınarak tahkikte asıl olarak tercih edilmiştir. Çünkü müstensih bu nüshayı döneminde mevcut olan, ancak günümüze ulaşmayan diğer nüshalarla mukabele ederek yazmıştır. Müellif, eserin mukaddime kısmında risalenin adını açıkça zikretmez. Risalenin mukaddime kısmında doğru düşünceyi bulmada şifa olacak konuları topladığını ifade etmektedir. Muhtevası incelendiğinde ise risalenin varlık (vücûd) ve özellikle Zorunlu Varlık’a (vâcibü’l-vücûd) ilişkin bazı meseleleri içerdiği anlaşılmaktadır. Müellifin risalede farklı bir yöntem izlediği de görülmektedir. Zira Yusuf el-Karabâğî, risaleyi “halve” şeklinde adlandırdığı yedi bölüme ayırmıştır. Ayrıca her bir bölüme de bazen bir bazen de iki “vakf” adını verdiği alt başlıklar eklemiştir. Her bir bölüme eklediği bu alt başlıklarda incelediği konuda otorite olan bir düşünürün görüşlerine yer vermiştir. Müellif, risâlede burhân-ı tatbîk, burhân-ı tezâyüf, burhân-ı süllemî gibi burhan yöntemlerini, devr, teselsül, vücûd, Vâcibü’l-Vücûd, mümkin, kadîm, hâdis, illet, ma’lûl, tam illet, nûr, zulmet, el-âlemü’l-misâlî, berzah ve cüz-i lâ yetecezzâ (cevher-i ferd) gibi kavramları inceler. Bu çerçevede Karabâğî, kısırdöngü (devr) ve zincirlemenin (teselsül) iptali yoluyla Zorunlu Varlık’ın varlığının kanıtlaması meselesi, Zorunlu Varlık’ın birliği (tevhîd), zât-sıfat ilişkisi, Zorunlu Varlık’ın ilim sıfatı gibi konuları tartışır. Sonuç olarak Yusuf el-Karabâğî, mezkûr risalede İslam düşünce geleneğinin önemli bir meselesi olan varlık (vücûd) ve Zorunlu Varlık ile ilgili bazı tartışmaları ve görüşleri kendine özgü bir yöntemle incelemiştir.","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139154812","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Place And Importance of Dalāʾil al-nubuwwa In The Context of The Defense of Prophethood Dalāʾil al-nubuwwa 在《先知辩护》中的地位和重要性
Kader Pub Date : 2023-12-26 DOI: 10.18317/kaderdergi.1365051
Lütfi Bozkale
{"title":"The Place And Importance of Dalāʾil al-nubuwwa In The Context of The Defense of Prophethood","authors":"Lütfi Bozkale","doi":"10.18317/kaderdergi.1365051","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1365051","url":null,"abstract":"İnsanın yaratıcısı ile kurduğu inanç bağlarından biri de peygamber vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Çağımıza yansıyan boyutlarıyla entelektüel düzeyde tartışılan nübüvvet karşıtlığı alanındaki problemler ciddi bir inanç sorununa tekabül etmektedir. Tevhide dayalı inanç sisteminde nübüvvetle bilinen akāid ilkeleri Allah’a, nübüvvete ve ahirete iman şeklinde temellendirilmiştir. İnanç dünyamızı düzenleyen ve akılla da imkânı kabul edilen bu üç prensibin detayları, bize Allah tarafından nebiler aracılığı ile bildirilen bilgilerdir. Bu eksende tek Tanrılı dinlerin teolojisi nübüvvetin belirlediği çerçeveyle ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak nübüvvet dinin çıkış noktası olarak, Allah ve ahiret inancı hakkındaki bilgileri elde etmede en sahih ve sağlıklı yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihi izlekte görülen şekliyle din karşıtı çevre ve felsefelerde nübüvvet karşıtı bir duruş gözlemlenmiştir. İslâm fetihleri sonucunda elde edilen topraklarda yaşayan İran kökenli senevî geleneklerde ve onların etkilendiği Hint kökenli Berâhime ve Budist inanç çevrelerinde görülen nübüvvet karşıtı bu tutum İslâm toplumunda ciddi tartışmalara yol açmıştır. İslâm âlimlerinin, heretik mülhidler olarak tanımladıkları söylem çevreleri, salt akla dayanarak vahiy karşıtı iddialarda bulunmuştur. Bunlara karşı savunu eserleri yazan ulemâ; aklın, vahyin ve duyuların delaleti ile cevap üretmişlerdir. Bilgisel içerikleri ile dikkat çeken bu eserlerde peygamberlik, Hz. Muhammed özelinde tarihi ve geleneksel delillerle savunulmuş her iki yön Kur’ân’daki ayetlerle de teyit edilmiştir. Özellikle erken dönem savunu eserlerinde görülen Ehl-i kitap mensuplarının kabul ettiği geleneksel peygamberlik delilleri üzerinden yürütülen bu muhteva nübüvvetin temel argümanı “Hucec ve A‘lâm” delilleri olarak ilk teliflerde yer almıştır. Müslüman düşüncesinde klasik döneme kadar yazılan elçiliği ispat eserlerini muhteva açısından iki grupta ele aldık Bunların ilki: Peygamberliği sadece geleneksel deliller üzerinden elçinin elinde gerçekleşen mûcize ve benzeri harikulade olayları nakleden rivayetler üzerinden ele alan eserler. İkincisi nübüvveti geleneksel delilleri ile ağırlıklı olarak burhanî tarihî ve sosyolojik yönden ispat etmeyi amaçlayan eserler. Muahhar dönemde yazılan savunu eserlerinde de sistematik olarak ana amacı nübüvveti savunmak olan âlimler aynı muhteva üzerinden telif faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu faaliyet sonucunda literatürde “Delâlilü’n-nübüvve” olarak isimlendirilen özel bir yazın türü ortaya çıkmıştır. Bu çalışma hicri II. Asırda başlayıp III. ve IV. asırlarda etkisi gittikçe artan nübüvvet karşıtı meydan okumalara karşı yazılmış peygamberlik savunusu, “Delâilü’n-nübüvve” eserlerinin önemli örneklerini tanıtıp bunların literatürdeki yeri ve önemini vurgulamak üzerine olacaktır.Tarihi izlekte görülen şekliyle din karşıtı çevre ve felsefelerde nübüvvet karşıtı bir duruş gözlemlenmiştir. İslâm fetihleri sonucunda elde edilen topraklarda yaşayan İran kökenli senevî geleneklerde ve o","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139156953","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Özbekistan'da Bilimsel Ateizm Gelişiminin Retrospektif Analizi (XX. Yüzyılın 30'larında) 乌兹别克斯坦科学无神论发展的回顾分析(二十世纪三十年代)
Kader Pub Date : 2023-12-22 DOI: 10.18317/kaderdergi.1387984
Dilmurod Ernazarov
{"title":"Özbekistan'da Bilimsel Ateizm Gelişiminin Retrospektif Analizi (XX. Yüzyılın 30'larında)","authors":"Dilmurod Ernazarov","doi":"10.18317/kaderdergi.1387984","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1387984","url":null,"abstract":"The article provides a retrospective analysis of the ways, mechanisms, and methods of development of atheism in Uzbekistan in the 30s of the twentieth century. It is explained how in the complex process of the formation of the communist worldview it influenced the consciousness of people and what an important role the atheistic education of the peoples of the former states of the USSR played. The struggle against religion is a necessary circumstance for building a socialist society. Modern Soviet atheist literature included studies aimed at a deeper understanding of the issue of scientific atheism and a precise definition of its place in the system of social and natural sciences, especially in the system of philosophical knowledge. Currently, the study of the connection between the theory and practice of atheism and the development of general problems of communist education is intensifying. Soviet philosophers who study the problems of the theory of scientific atheism face a difficult consequently: to find out how the content of scientific atheism, the forms and methods of its dissemination reflected those profound transformations in all spheres of people’s lives that took place in a developed socialist society. One of the results of the development of our country along the socialist path, which predetermined enormous socio-economic and cultural transformations, is the formation and steady growth of mass atheism. The disappearance of antagonistic classes in Soviet Union has led to the fact that the edge of the class struggle is turned outward. An enormous role in the spread of scientific atheism is played by the ideological activity of the Communist Party. Finally, the nature of the development of mass atheism, the content, forms, and methods of its propaganda has been and is being exerted and continues to be exerted by the political position of religious organizations. Questions of the formation of the Marxist-Leninist worldview are constantly at the center of the Party’s ideological and educational work, an important part of which is atheistic education. During the development of atheism, it? was associated with the activities of the Union of Militant Atheists, which arose from the cells of the society of friends of the newspaper \"Bezbozhnik\". The Union of Militant Atheists made a great contribution to the development of the theory and practice of anti-religious propaganda. Problem statement: The article focuses on the main question: what was the goal of the Communist Party for the development of atheistic ideology? With the help of what methods and mechanisms did they want to degrade the ideological worldview of the peoples of Central Asia? What role did the intelligentsia of Uzbekistan play in the spread of atheistic ideologies? Goal: study and analysis of the socio-political consequences of the spread of atheist ideology in Uzbekistan. Investigating the psychological impact of atheist ideology on the consciousness of the people of Uzbekistan","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139163518","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Unorthodox Thought in al-Muʿtazila: The Illicit of Striving for Sustenance (Taḥrīm al-Makāsib) 穆塔齐拉的非正统思想:为生计而奋斗的非法性 (Taḥrīm al-Makāsib)
Kader Pub Date : 2023-12-22 DOI: 10.18317/kaderdergi.1376429
A. İ. Sarica
{"title":"Unorthodox Thought in al-Muʿtazila: The Illicit of Striving for Sustenance (Taḥrīm al-Makāsib)","authors":"A. İ. Sarica","doi":"10.18317/kaderdergi.1376429","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1376429","url":null,"abstract":"İslâm kelâm telifâtında rızık meselesi başlığı altında genelde rızık verenin kim olduğu, haramın rızıktan sayılıp sayılmayacağı, Allah Teâlâ’nın haram olan rızka yönelik rızasının olup olmadığı gibi konulara odaklanılmıştır. Rızık konusuna ilişkin satır aralarında rastlanan bir konu ise, kişinin rızık elde etmek için çalışmasının haram olup olmadığı meselesidir. Esasen insanın hayatını idame ettirebilmesi adına geçim vasıtalarının peşine düşmesi, Müslüman düşünürlerin genel ve baskın kabulüne göre mübah, zorunlu durumlarda ise vaciptir. Uṣûlü’n-niḥal’de aktarılan bir kayda göre i‘tizâlî düşüncenin teşekkül döneminde Bişr b. el-Mu‘temir’in öğrencisi Ebû İmrân Mûsâ b. er-Rakkāşî, Nazzâm’ın mülhid öğrencisi Fazl el-Hadesî ve kendisi hakkında herhangi bir bilgi tespit edilemeyen Hüseyn el-Kûfî’nin de içinde bulunduğu ve geçimlerini sadaka yoluyla sağladığı anlaşılan Mu‘tezilî sûfîler (ṣûfiyyetü’l-Muʿtezile), Müslüman düşünürlerin kabulüne aykırı olarak rızka yönelik her türlü çabanın haramlığını (taḥrîmü’l-mekâsib) savunmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki, onlar açısından rızık için bir çaba ortaya konmasındaki haramlık, rızkın tanımı olan ‘menfaatlerin tamamı’nı kapsamayıp, sadece rızkın ticaret ve ziraat gibi yollarla elde edilmesindeki çabaya yöneliktir. Aklî söylemleriyle ön plana çıkan Mu‘tezilîler arasında böyle aşırı bir eğilimin bulunması ilgi çekicidir. “Nasıl olur da bir Mu‘tezilî tahrîmü’l-mekâsibi savunur?” sorusuna cevap aranan bu tasviri çalışmada, tahrîmü’l-mekâsib düşüncesinin kendisinden evrildiğini düşündüğümüz rızka yönelik çabanın terk edilmesi (terkü’l-mekâsib) meselesine değinilmiş, sonrasında Mu‘tezilî sûfîlerin tahrîmü’l-mekâsibe ilişkin görüşleri ağırlıklı olarak Mu‘tezilî kaynaklardan hareketle temellendirilmeye çalışılmış ve onlara yönelik Mu‘tezilî müelliflerin eleştirilerine yer verilmiştir. Mu‘tezilî sûfîlerin tahrîmü’l-mekâsibi savunmadaki gerekçelerinin üç noktaya yoğunlaştığı tespit edilmiştir: (i) âdil bir imamın bulunmaması sebebiyle âdil bir düzenin olmadığı ve buna bağlı olarak zalim (yönetici)lere bilerek veya bilmeyerek destek çıkılması ihtimalinin bulunması ve bunun bir sonucu olarak onlardan bazısının İslâm diyarını dâru’l-küfr olarak nitelendirmesi, (ii) yine imamet meselesiyle ilintili olarak âdil yani hukukî/ahlâkî bir düzenin olmadığı bir ortamda helal ile haramın birbirinden ayrılamayacak kadar iç içe geçmiş olması ve kişinin kendisini haramdan koruması adına rızka konu olan şeylerin sadece sadaka yoluyla tezkiye edilerek helal hâle gelebileceği ve (iii) Allah Teâlâ’ya tevekkülün farz olması ve herhangi bir rızık peşine düşme çabasının tevekküle aykırı olması. Tahrîmü’l-mekâsibi savunanlara Mu‘tezilî müelliflerce; aklî ve ahlâkî tutum korunarak ticaret yapmanın hasen oluşu, kişinin ticaretteki kastının ve menfaatinin önemli oluşu ve tevekkülün doğru zeminde inşa edilemeyişi çerçevesinde eleştiri getirilmiştir. Sonuç itibarıyla tahrîmü’l-mekâsib savunucuları, yanlış istidlâlleri sebebiyle Mu‘tezile düşünce ","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139164569","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Term “Nafs” in The Qur’ān 古兰经》中的 "Nafs "一词
Kader Pub Date : 2023-12-22 DOI: 10.18317/kaderdergi.1390086
Tuğba Günal
{"title":"The Term “Nafs” in The Qur’ān","authors":"Tuğba Günal","doi":"10.18317/kaderdergi.1390086","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1390086","url":null,"abstract":"The definition, nature, characteristics, and identification of the nafs are among the most fundamental problems in both metaphysics and theology. The manner in which the subject of the nafs is addressed even provides the opportunity to scrutinize the entire Islamic thought tradition through this topic. Indeed, it can be observed that the approach to the topic of the nafs is foundational to cosmological, ontological, epistemological, and ethical aspects in understanding existence in general and human existence in particular, which indicates that nafs has many dimensions rather than one definitive character. According to the prevailing understanding in the literature, nafs is emphasized to a) play a significant role in the formation of existence, b) have a nature separate from the body, c) be the rationale for obtaining knowledge, and d) be a source for ethical actions. In this context, the inquiries “where am I and what am I related to”, “what am I”, “what and how can I know” and “what should I do” are directly addressed within the framework of the theory of the nafs. The presentation of the fundamental determinant of human existence as a separate and distinct entity from the body is based on certain reasons. Humans’ abilities to operate cognitive processes at a higher level, to generate ethical actions, and to be addressed by revelation has led to the conclusion that humans are different from and superior to other beings. This distinctiveness and superiority, however, imply that existence is not limited to the material. The idea that matter is always associated with qualities such as change, decay, fragmentation, and extinction has nourished this belief. Therefore, especially in the later period of kalām (mutaʾaḫḫirūn), the conception of existence which is material but is not restricted to materiality alone is rejected. In other words, the idea of a being that, while material, can produce non-material outputs has been abandoned, and human beings have been examined behind the duality of nafs and body. The preference for a dualistic understanding is not inherent in the formation of kalām. It is observed that in the early periods of kalām (mutaqaddimūn), Mu‘tazilī, Ash‘arī, and Māturīdī literature, collectively, emphasized the need to define human existence without reference to a separate nafs from the body. This preference for a dualistic understanding in analyzing human existence is a product of the influence resulting from encounters with different cultures. In this regard, the impact of Greek, Indian, Egyptian, and Sumerian philosophies on Islamic thought is evident. The fundamentally non-dualistic approach of kalām seems to be stemmed from the Qur’ān. In our study, the foundation of this claim will be laid down. The word nafs one of the fundamental terms of the Qur’ān, will be examined from a holistic perspective. This examination will also provide a basis for evaluating the literature on this subject.","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139163775","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
What Does Salafism Promise to Us? -The Political Theology of Purification and Stability in a Chaotic World- 萨拉菲主义向我们承诺了什么?-混乱世界中净化与稳定的政治神学
Kader Pub Date : 2023-12-21 DOI: 10.18317/kaderdergi.1385261
Mehmet Evkuran, Yusuf Sayin
{"title":"What Does Salafism Promise to Us? -The Political Theology of Purification and Stability in a Chaotic World-","authors":"Mehmet Evkuran, Yusuf Sayin","doi":"10.18317/kaderdergi.1385261","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1385261","url":null,"abstract":"Salafism, derived from the root of ‘Salaf’ in the sense of ‘the former’ as a word, means ‘the path of those who follow the footsteps of the former’ and refers to a kind of religious fanaticism or conservatism. Salafism, which expresses a strict and literal adherence to Islamic tenets and a return to the pure origins of religion in the Islamic tradition, is today used as a synonym for religious radicalism in fields such as Islamic Sciences, Political Science, and International Relations. With its traditional form; Salafism, which establishes itself through a stance against religious rationality and being pro-interpretation, represents a ‘return to the essence’ reaction against intra-religion pluralism and secularism. The Salafi paradigm, which advocates a return to the essence of religion, is also skeptical of the intellectual and artistic achievements and products of the Muslim civilization, and in this respect it represents an anti-cultural attitude. The damage done by the Salafist activist groups to the Islamic civilization and other cultures is concrete examples of this. This study concentrates on the causes that lead to the Salafist flare in modern times. The study analyzes which religious and social concerns it represents in the face of social change, modernization, and secularization. It examines the relationship between Salafism and Sunnism and highlights the misleading aspects of approaches that try to show it outside of Sunnism. Approaching the subject with an interdisciplinary approach, the study includes analyzes on the intersection of theology, political science, and international relations. Conceptual analyzes of Salafism reveal the pre-Islamic roots of this concept. In fact, the need to attribute a past essence and manage the present, which is common in every society, appears in the Arabs as 'following the way of the ancestors'. Sanctifying the past breeds suspicion of innovations and differences. 'Islamic essentialism', represented by Salafism, advocates constancy against change, essentialism against pluralism, nass against reason, and following over apostasy. Since it adopts a strict dogmatic (nass) and literal attitude in religious matters, it considers theology, philosophy and Sufism to be a departure from religion. As for the imagination of history, it embraces the idea of deterioration, separation from the essence and decay. In modern age, the Islamic world has faced a multifaceted crisis and collapse. Problems that started in the political field have expanded into the field of identity and values. Concerns about protecting identity, essence and faith have nourished Salafism as a radical conservatism. In the Islamic world, where crises continue to increase, Salafism attracts attention as a type of thought, belief, lifestyle and action. However, instead of producing a livable alternative, it represents a reactive stance and advocates a minimal and harsh religious life. Otherwise its harsh approach towards culture and art exp","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139166486","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Prototip Bir Âlim Şerafettin Yaltkaya Örnekliğinde Kelâm İlminde Dönüşümün Tarihî Seyri 从学者Şerafettin Yaltkaya 原型看神学变革的历史进程
Kader Pub Date : 2023-12-19 DOI: 10.18317/kaderdergi.1361903
Hülya Terzi̇oğlu
{"title":"Prototip Bir Âlim Şerafettin Yaltkaya Örnekliğinde Kelâm İlminde Dönüşümün Tarihî Seyri","authors":"Hülya Terzi̇oğlu","doi":"10.18317/kaderdergi.1361903","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1361903","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın konusu XIX. yüzyılın ortalarında başlayan ve Cumhuriyetin ilk dönemlerini de içine alan kelâm tarihinde yeni ilm-i kelâm dönemi ismiyle maruf sürecin önemli bir simasının döneme katkısını etüt etmek olacaktır. Bu zat Mehmet Şerafettin Yaltkaya’dır (1880-1947). Yaltkaya hem mektepli hem de medreseli oluşu, âlim ve bürokrat kişiliğini birlikte ve güçlü bir şekilde temsil etmesi, Cumhuriyet Türkiyesi’nin değişim ve dönüşüm evrelerine açık destek vermesi gibi orijinal yönleriyle öne çıkmaktadır. Tarihte sıkıntılı ve zor zamanların zengin fikrî hareketlerin doğmasına da kaynaklık ettiği bilinmektedir. Yaltkaya da böylesi bir siyasî ve fikrî hinterlanttan beslenmiştir. Bilindiği gibi Batı’da XIX. yüzyılda düşünce alanında başlayan değişimin ateist ve materyalist dünya görüşlerinin ortaya çıkmasına sebebiyet vermesi bizde de kelâmda yeni bir dönemin açılmasını zorunlu hale getiren önemli sebeplerden birisi olmuştur. Hatta Osmanlı ulemasının materyalizm eleştirilerine dair mesaisinin kelâm ilminde bu yeni dönemin açılmasının asıl sebebi olduğu yorumları da yapılmıştır. Bu itibarla Yaltkaya’nın durduğu noktayı ve katkılarını ele almadan önce yeni ilm-i kelâm döneminin tarihi şartlarını, değişen ve dönüşen cihetlerini, dönemi tanımamıza yardımcı olacak bazı temsilcilerinin görüşleri eşliğinde kısaca işlemeye çalıştık. İkinci olarak asıl konumuz olan Şerafettin Yaltkaya’nın başta hayatının akışında öne çıkan ilmî ve aksiyonel yönleri olmak üzere kelâmî görüşlerinin temel dinamiklerini ve özellikle de Allah’ın varlığına dair güncellediği isbât-ı vâcib anlayışı ile hakkında tartışmaların yoğunlaştığı sosyal kelâm teorisini (ictimaî ilm-i kelâm) ele almaya gayret ettik. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Yaltkaya’nın kelâmî görüşleri aslında kelâm, felsefe ve tasavvuf ekollerinin hepsinden istifade eden çok kutuplu bir yapı arz etmektedir. İslâmî ilimlerin farklı disiplinlerine olan ilgisi ve modern bilimlere merakı da ayrıca velûd kişiliğine katkı sağlamıştır. Öte yandan Batılı aydınlardan da etkilenerek akıl ve içgüdünün imkânlarını değerlendirdiği söylenmelidir. Osmanlı modernleşmesi ve Cumhuriyet reformlarına destek vermesi hem İslâmcı hem de bir çeşit kültür milliyetçisi olan Yaltkaya’nın dikkat çeken önemli yönleri arasındadır. Başta kelâm ilmi olmak üzere felsefe, edebiyat, tasavvuf, mezhepler tarihi ve tıp tarihi gibi farklı alanlardaki birikimi ve verdiği eserlerle döneminin ilim ve fikir dünyasına önemli katkılar sağlamıştır. Buna ilaveten o dönem yeni açılan önemli lise ve üniversitelerde kelâm, felsefe ve mezhepler tarihi dersleri vermesinin ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ikinci reisi olarak görevlendirilmesinin makalemizde öne çıkardığımız fikirlerinin arka planına katkı verdiğini düşünüyoruz. Geleneksel ulemânın kelâmî görüşlerini yerine göre tenkide tâbî tutan Yaltkaya’nın çağdaşı olan Batılı bilim adamları ve felsefecileri de yakından tanıdığını ve kendilerinden etkilendiğini tespit etmiş bulunmaktayız.","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139171952","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Sünnetullahın Değişmezliği Meselesi 圣训的不变性问题
Kader Pub Date : 2023-12-18 DOI: 10.18317/kaderdergi.1374875
Yaşar Ünal
{"title":"Sünnetullahın Değişmezliği Meselesi","authors":"Yaşar Ünal","doi":"10.18317/kaderdergi.1374875","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1374875","url":null,"abstract":"İnsanlık tarihinin ilk anlarından itibaren gündeme gelen Allah-evren-insan ilişkisi üzerine başta ilahi din mensupları ve filozoflar olmak üzere müspet ilim temsilcileri tarafından da birbirinden farklı pek çok teori ileri sürülmüş, ilişkinin ayrıntıları üzerinde çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Konu etrafındaki tartışmalar hâlihazırda da güncelliğini korumaktadır. İlahi dinler açısından bakıldığında İslam’ın son şekli olarak gelen Kur’an merkezli vahiy sisteminin en dikkat çeken ve temel unsuru olarak görülebilecek tarafı, yaratan ve yaratılanlar arasındaki net ayrımdır. Söz konusu anlayışa göre Allah dışındaki tüm varlıklar, yaratılanlar kategorisinde değerlendirilmektedir ve var olmalarının yanında varlıklarını sürdürmelerini aralarında hiçbir benzerliğin olmadığı Allah’a borçludurlar. Bunun yanında Kur’an’da evrenin hassas ölçülere göre bir denge ve düzen içerisinde var edildiği sıkça ifade edilmektedir. Hatta bahsi geçen bu kriterler, Allah’ın varlığını ve özellikle de birliğini ortaya koymak noktasında çokça kullanan bir argüman olan teleololjik delilin hareket noktasını oluşturmaktadır. Tüm bunlar bize evrende hiçbir şeyin gelişi güzel ya da tesadüf/şans eseri olmadığını ortaya koymakta, evrenin bir standart/yasalılık içerdiği çağrışımını yapmaktadır. Kanaatimizce “Sünnetullah”, Kur’an’da bu standartın ya da yasalılığın ifadesi olarak kullanılan bir kavramdır. “Sünnetullah”ın değişmezliği meselesi, önce nedensellik üzerinden determinizm, sonra da determinizm bağlamında deizm tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Nitekim “Sünnetullah” kavramının katı bir determinist anlayış üzerinden anlaşılması deizme kapı açma ihtimalini barındırırken, evrende olup biten olayları standart yasalar yerine tesadüflere bağlamak ise yaratıcıyı devreden çıkararak ateizme götüren bir süreci gündeme getirmektedir. Bu yüzden “Sünnetullah” olgusunun Allah-evren-insan ilişkisi bağlamında bu riskleri ortadan kaldırmaya dönük bir şekilde ele alınması önem arz etmektedir. Biz de bu nedenle “Sünnetullah-yasalılık” ilişkisini “değişmezlik” bağlamında çalışma konusu olarak belirledik. Konuyu ele alırken sadece vahyin verilerini değil, olgusal alanı da hesaba katmaya çalıştık. Bunu yaparken temel yaklaşımımız Kur’an’ı salt bir bilim kitabı olarak görmemek “tabiatta olan biten her şey ayrıntısıyla Kur’an’da yer alır” tarzında bir şartlanmışlık üzerinden hareket etmemek oldu. Ancak her ikisi de aynı varlık tarafından yaratılan tabiatla Kur’an arasında bir uyum olduğu gerçeğini gözden kaçırmamaya çalıştık. Zira kanaatimizce bu uyum, tabiattan/fizik alandan hareketle Allah inancına ulaşma noktasında nesnel bir zemin oluşturabilecek potansiyeli barındırmaktadır. Metnimizi oluştururken kavram analizi, tarihsel ve olgusal gerçeklik öne çıkarmaya çalıştığımız unsurlar oldu. Metot olarak nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tercih edildi. “Sünnetullah” kavramının anlam çerçevesi incelenmeye ve nedensellik ile ilgisi ortaya konulmaya çalışıldı. Araştırmamızda “Sünne","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139173127","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信