Turkish Journal of Clinics and Laboratory最新文献

{"title":"Kahramanmaraş depremi sonrası psikososyal destek biriminden danışmanlık alan sağlık çalışanlarının travma sonrası stres bozukluğu verilerinin retrospektif değerlendirilmesi","authors":"Betül Uyar, B. Salman, Selma Aydar, Gülistan Batihan, Kübra Savğa, Berna Balikçi, Hüseyin Baran, Ezgi ÇANKAYA İNAN, A. Arslan, M. Gunes, M. Kaya, Mahmut Bulut","doi":"10.18663/tjcl.1384085","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1384085","url":null,"abstract":"Amaç: Sağlık çalışanları felaket dönemlerinde diğer insanlara yardım ederken ihmal edilen bir meslek grubu gibi görünmektedir. Bu çalışmada Kahramanmaraş Depremi sonrasında sağlık çalışanlarının Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) düzeyleri ile risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Dicle Üniversitesi Hastanesi çalışan, 6 Şubat Kahramanmaraş depremi sonrası psikososyal destek ünitesine başvuran sağlık çalışanlarının sosyodemografik, klinik, Ulusal Stresli Olaylar Araştırması Kısa Ölçeği (NSESSS) ASB ve TSSB verileri geriye dönük olarak incelendi. Çalışmamıza depremi sonrası ilk 30 gün ve ikinci 30 günde iki kez değerlendirmeye alınan 102 kişinin verileri dahil edildi. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 32,70±8,26 yıldı. %52'si kadın, %49'u evliydi ve %42,2'sinin çocuk sahibiydi. %38,2'si hekim, %35,3'ü hemşire ve %26,5'i diğer sağlık çalışanıydı. TSSB skorları çocuğu olanlarda olamaynalara göre, heşmşirelerde doktorlara göre, psikiyatrik özgeçmişi olanlarda olmayanlara göre anlamlı düzeyde yüksekti. Cinsiyet, medeni durum, psikiyatrik soygeçmişin ise ölçek skorlarına anlamlı etkisi yoktu. Basit doğrusal regresyon analizine göre ASB puanları TSSB puanlarını %40,6 yordamaktaydı. Sonuçlar: Yüksek NSESSS-ASB skorları, çocuk sahibi olmak, hemşire olmak, psikiyatrik özgeçmişi olmak sağlık çalışanlarında TSSB geliştirmek için risk faktörleri olarak bulundu. Daha geniş örneklemli, daha uzun takip süreli çalışmalarla sağlık çalışanlarında TSSB için risk grupları tespit edilmeli ve koruyucu önlemler alınmalıdır.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"8 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139281085","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Hafif Covid-19 enfeksiyonu geçiren hastalarda optik sinir başı parametreleri ve retina sinir lifi tabakası kalınlığı etkilenir mi?","authors":"Nihat AYDIN, Melek TÜFEK, Mustafa ÇAPRAZ, Pınar NALÇACIOĞLU","doi":"10.18663/tjcl.1268946","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1268946","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı hafif COVID-19 enfeksiyonu geçiren hastalarda peripapiller retina sinir lifi tabakası (RSLT) kalınlığı ve optik sinir başı (OSB) parametrelerini, spektral domain optik koherens tomografi (SD-OKT) cihazı kullanarak değerlendirmektir. 
 Gereç ve Yöntemler: Bu prospektif cross-sectional çalışmaya hafif COVID -19 enfeksiyonu geçirmiş 70 hasta ile 65 sağlıklı birey dahil edildi. Ayrıntılı oftalmolojik muayene sonrası tüm hastalara SD-OKT cihazı ile peripapiller RSLT kalınlığı ve OSB parametrelerinin ölçümleri yapıldı.
 Bulgular: Gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından anlamlı farklılık yoktu (p=0.907, p=0.979, sırasıyla). Ortalama, superior, inferior, nazal ve temporal peripapiller RSLT kalınlığı, gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı değildi (p=0.797, p=0.488, p=0.079, p=0.820, p=0.820, sırasıyla). OSB parametrelerine bakıldığında disc alanı, cup alanı, rim alanı, cup/disc oranı, horizontal ve vertical cup/disc oranı, cup ve rim volume açısından gruplar arasında anlamlı farklılık tespit edilmedi (p=0.239, p= 0.995, p=0.522, p=0.959, p=0.716, p= 0.873, p=0.476, p=0.701, sırasıyla).
 Sonuçlar: Hafif COVID-19 enfeksiyonu geçiren hastalarla kontrol grubu arasında peripapiller RSLT kalınlığı ve OSB parametreleri açısından anlamlı farklılık tespit edilmedi. Ancak bulduğumuz bu sonuçlar enfeksiyonun şiddeti ile enfeksiyonun akut ve uzun dönem verilerine göre değişkenlik gösterebilir.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":" 48","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135293216","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Farklı Yöntem ve Cihazlarda Ölçülen Prokalsitonin Test Performansının Karşılaştırılması","authors":"Hatıce Nur HALIPCI TOPSAKAL, Bagnu Dundar","doi":"10.18663/tjcl.1333344","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1333344","url":null,"abstract":"Prokalsitonin (PCT), Kalsitoninin 116 amino asitten oluşan prohormonudur. Serumda PCT seviyelerindeki yükselmeler ciddi sepsis ve viral enfeksiyonlar ile ilişkilidir. Serumdaki PCT seviyesi genellikle bakteriyel enfeksiyonu olan hastalarda görülür, bu nedenle bakteriyel ve viral bulaşıcı hastalıkları ayırt etmek için güvenli bir biyobelirteç olarak kullanılmaktadır. PCT'nin kantitatif ölçümünün sepsisin prognozunu değerlendirmeye ve antibiyotik başlatma ve sonlandırmaya rehberlik etmeye yardımcı olabileceği bilinmektedir. Serum PCT'nin kantitatif ölçümü için yöntemler esas olarak floresan, kemilüminesan ve elektrokemilüminesan immünoanaliz içermektedir. Biz bu çalışmada prokalsitonin test performansının iki ayrı CLIA sistemi ve iki ayrı kit le değerlendirmesini yaptık. Prokalsitonin sonuçlarının korelasyonunu inceledik ve her iki cihazın sonuçlarının da birbiriyle korale olduğunu tespit ettik.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"125 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139284183","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"İki Farklı Bağırsak Disfonksiyonu Anketinin Rektal Kanser Hastalarının Psikolojik Durumu Üzerindeki Korelasyonu","authors":"Sami BENLİ, Deniz TAZEOĞLU, Alper ZIBLAK, Tahsin ÇOLAK","doi":"10.18663/tjcl.1317421","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1317421","url":null,"abstract":"Aim: Most patients have impaired bowel function after sphincter-sparing surgery (SPS) combined with total mesorectal excision (TME). This study evaluated bowel dysfunction's effect on a patient's psychological state using the LARS Questionnaire (LARS-Q) and the Memorial Sloan Kettering Bowel Function Instrument (MSK-BFI).
 Material and Methods: Between June 2019 and June 2022, 127 patients operated on for rectal cancer with TME and SPS were examined regarding bowel dysfunction in the sixth postoperative month. The LARS score and MSK-BFI assessed bowel function. Beck anxiety inventory (BAI), Beck depression inventory (BDI), and Beck hopelessness inventory (BHI) were also applied to the patients. The correlation of LARS-Q and MSK-BFI questionnaire scores was examined with each other and the other three questionnaire scores.
 Results: Major LARS was seen in 29.9% of the patients. MSK-BFI scores were found to be 60. The median MSK-BFI scores for no LARS, minor LARS, and major LARS were 77, 68, and 52, respectively. Strong correlations were found between MSK-BFI and LARS-Q (rs -0.63). When the correlation between LARS-Q and BAI, BDI, and BHI was evaluated, rs 0.38, rs 0.49, and rs 0.56 were found, respectively. When the correlation between MSK-BFI and BAI, BDI, and BHI was evaluated, rs -0.67, -0.71, and -0.74 were found, respectively.
 Conclusion: Bowel dysfunction is a prevalent condition after sphincter-sparing rectal cancer surgery. Impaired sphincter functions significantly affect patients' social and emotional aspects and negatively affect their quality of life.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"56 6","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135545813","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"TIRADS ve Bethesda Sınıflandırmaları Kullanılarak Tiroid Nodülünün Ultrason ve Sitolojik Tanısının Korelasyonu","authors":"Abdullah Yakupoğlu","doi":"10.18663/tjcl.1348937","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1348937","url":null,"abstract":"Aim: The objective of this study was to evaluate the compatibility between the two diagnostic methods used in the initial evaluation of individuals with a thyroid nodule, the TIRADS and Bethesda systems. Material and Method: Between January 2020 and December 2022, FNA biopsies performed by a single interventional radiologist on 414 patients with thyroid nodules under US guidance were retrospectively reviewed. Demographic information of the patients, size of the nodules, echogenicity, TIRADS and BETHESDA scores were recorded and analyzed. Results: The mean age of the study population was 50.4 ± 14.2 years and the majority were female patients (74.9%). When thyroid nodules were classified according to TRIADS criteria, it was TIRADS TR2 in 29 (7%) patients, TIRADS TR3 in 147 (35.5%) patients, TR4 in 166 (40.1%) patients, and TR5 in 72 (17.4%) patients. The probability of malignant FNAC (Bethesda Class V and Class VI) in TIRADS classes 2, 3, 4, and 5 was 0%, 3.4%, 31.3%, and 66.7%, respectively. The probability of a benign FNAC (Bethesda Class II) in TIRADS category 2 was 100%, while for TIRADS classes 3, 4 and 5 it was 81.6%, 34.9% and 25%, respectively. Conclusion: Our study shows a good correlation between the Bethesda Classification of thyroid nodule FNAC and thyroid ultrasound reporting using the TIRADS classification. Correct interpretation of the two findings helps the clinician reduce the risk of unnecessary invasive procedures in patients who are unlikely to demonstrate thyroid cancer, while facilitating the identification of patients at high risk of cancer.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"75 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139289922","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"COVID-19 salgını sırasında yumuşak doku ve kemik tümör patolojisi için video konsültasyonlar: Gelişmekte olan bir ülkedeki tek merkez deneyimi.","authors":"Ayşe Nur TOKSÖZ YILDIRIM, Oğuzhan Korkmaz, Korhan Özkan, Muhlik Akyürek, Deniz Tataroğlu Özyükseler","doi":"10.18663/tjcl.1342647","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1342647","url":null,"abstract":"Amaç: Tıp pratiğinde konsültasyon, tıbbın tüm dallarında vazgeçilmez bir uygulamadır. Özellikle patolojide, yakın zamana kadar genellikle yüz yüze yapılmıştır; ancak yakın zamandaki COVID-19 salgını, fiziksel mesafe önlemleri, karantinalar ve evden çalışma düzenlemelerini zorunlu kıldı. Biz de hastanemizde kapanmanın ve sonrasının yoğun olduğu dönemde Zoom® video konferansı kullanarak konsültasyonu benimsemek zorunda kaldık. Bu çalışma ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki deneyimimizi aktarmak istedik. Gereç ve Yöntemler: Mart 2020 ile Ocak 2021 tarihleri arasında ortopedik onkoloji biriminden alınan 100 kemik ve yumuşak doku tümörü, hastanenin patoloğu ve konsültan patolog tarafından Zoom® video konferansı aracılığıyla gözden geçirildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 32 idi. 51'i erkek, 49'u kadındı. 70 vaka kemik lezyonu, 30 vaka ise yumuşak doku lezyonları idi. Spesmenlerin 36'sı rezeksiyon materyali, 42'si küretaj materyali ve 22'si tru-cut biyopsi materyaliydi. Vaka başına incelenen kesit sayısı 1 ila 28 arasında değişmekteydi. Sonuç: Dinamik olmayan robotik olmayan telemikroskopinin en önemli avantajı, danışman, ev sahibi patolog ve diğer katılımcılar arasında aynı anda gerçekleşen etkileşimdir; bu etkileşim, etkili bir şekilde öğretim aracı olarak hizmet etmektedir.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139316337","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Kanser hastalarının erkek yakınları arasında kolon kanseri farkındalığı","authors":"Erkan KAYIKÇIOĞLU","doi":"10.18663/tjcl.1310979","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1310979","url":null,"abstract":"Amaç: Kolorektal kanser (KRK), önemli bir küresel sağlık sorunudur ve risk faktörleri, belirtiler ve tarama yöntemleri hakkında farkındalık, erken teşhis ve önleme için önemlidir. Bu çalışmanın amacı, bir tıbbi onkoloji polikliniğine gelen kanser hastalarının erkek yakınlarının KRK farkındalık düzeyini değerlendirmektir.
 Gereç ve Yöntemler: Çalışmada kolon kanseri hastası yakını 192 erkek üzerinde bir anket yapıldı ve katılımcıların demografik bilgileri toplandı, KRK risk faktörleri, belirtiler ve tarama yöntemleri hakkındaki bilgileri değerlendirildi. İstatistiksel analizler IBM SPSS 26 versiyonu kullanılarak gerçekleştirildi.
 Bulgular: Çalışmaya 192 kolon kanseri hastası yakını erkek dahil edildi. Katılımcıların yaş ortalaması 43.8±13.2 yıl (18-78) idi. Katılımcıların 149'u (%77.6) evliydi, 41'i (%21.4) bekar. Çalışma, katılımcılar arasında önemli bilgi eksikliklerini ortaya koydu. Katılımcıların çoğu yaşın KRK için bir risk faktörü olduğunu bilmekle birlikte, aile öyküsü, obezite, sigara içme ve sağlıksız beslenme gibi diğer önemli risk faktörleri konusunda sınırlı farkındalığa sahipti. Benzer şekilde, katılımcılar dışkıda gizli kan ve karın ağrısı gibi bazı KRK belirtilerinin farkındaydı, ancak siyah dışkı, anemi ve bulantı/kusma gibi diğer belirtiler hakkında bilgi eksikliği vardı. Eğitim seviyesi ile kilo fazlalığı, alkol tüketimi, kırmızı et tüketimi, siyah dışkı ve kanser belirtileri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p0.05). KRK taraması ile ilgili orta düzeyde bir farkındalık gözlendi, ancak önerilen tarama yöntemleri ve uygun yaş konusunda yetersiz bilgi mevcuttu.
 Sonuç: Bulgular, kolon kanseri hastalarının erkek yakınları arasında KRK farkındalığını artırmak için hedefe yönelik eğitim müdahalelerinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Çalışmalar risk faktörleri, belirtiler ve tarama yöntemleri ile ilgili bilgi eksikliklerini ele almalıdır. Eğitim girişimleri, toplum tabanlı programlar, kitle iletişim araçları kampanyaları ve sağlık hizmeti sağlayıcılarının katılımını içermelidir. Bu şekilde, KRK anlayışının artırılması ve KRK taramalarına aktif katılımın teşvik edilmesi sağlanabilir.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135667242","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Work-Related Musculoskeletal Disorders and Ergonomics Among Gynecologists","authors":"Hasan TURAN, Suna AŞKIN TURAN, Nazlı Aylin VURAL, Melih Gaffar GÖZÜKARA, Nilüfer ÇETİNKAYA","doi":"10.18663/tjcl.1307864","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1307864","url":null,"abstract":"Amaç: İşe bağlı kas-iskelet hastalıkları (İBKİH), jinekologlarda sık görülen halk sağlığı sorunudur. Ulusal anket çalışmasında Turkiye’deki jinekologlarda İBKİH ve ağrı sıklığı ve prediktif faktörleri araştırılarak bunun jinekologların aile, sosyal ve iş hayatı üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır.
 Gereç ve Yöntemler: Prospektif tanımlayıcı anket çalışmasına Turkiye’de 500 yataktan fazla kapasitesi olan üçüncü basamak hastanelerinde çalışan ve en az 2 yıllık uzman olan jinekologlar çalışmaya dahil edilmiştir.
 Bulgular: Çalışmaya katılan 390 jinekoloji uzmanının 286’sı (131 kadın) çalışmayı tamamladı.Ağrı lokalizasyon sıklıkları sırasıyla şöyledir: %49,3 boyun, %49,3 % sırt, %44,4 bel, %43,49 omuz, %34,8 el/ el parmakları, %26,8 diz, %21,9 el bileği, %17,3 kalça, %17,8 ayak ve %11,2 başparmak. %11,2 başparmak. Katılımcıların %58,7’sinde en az bir İBKİH tanısı mevcuttu. Kadın cinsiyeti sırt ağrısı (: 3.546 (%95 confidence interval (CI), 1.304-9.645; p=0.013) ve en az iki bölgede ağrı riskini (: 3.847; CI:1.241-11.928; p=0.020) üç kat arttırmakta idi. Sol el hakimiyeti olan jinekologlarda dirsek (:11.360, CI: 2.721-47.422; p=0.001), kalça (:1.155, CI: 1.004-1.283; p=0.045)ve en az iki bölgede ağrı riski (:6.786, CI: 1.246-36.967, p=0.027) artmaktaydı. Haftalık egzersiz saati arttıkça sırt ağrısı ve en az iki bölgede ağrı sıklığı azalmaktaydı. (:1.198, CI:1.005-1.355, p=0.013; :1.286, CI: 1.088-1.441, p=0.007).
 Sonuç: Jinekologların yaşam kalitesi, iş hayatı ve geliri iş hayatına bağlı kas iskelet hastalıklarından etkilenmektedir. Bu konuda farkındalık ve korunmak için yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136271496","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"New biomarker to predict severe pancreatitis; Systemic ımmuno-inflammation","authors":"Şener BALAS, Nurhak Cihangir ÇINKIL, Muhammed APAYDIN","doi":"10.18663/tjcl.1333413","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1333413","url":null,"abstract":"Amaç: Akut pankreatit (AP), pankreasta sıklıkla peripankreatik dokuları, bazen de uzak dokuları tutan akut inflamatuar bir süreçtir. Şiddetli akut pankreatiti(ŞAP) öngörmede kolay, hızlı ve ucuz biyobelirteçleri tanımlamak bir ihtiyaçtır. Birçok çalışmada da SII anlamlı bir inflamasyon öngörücüsü olarak gösterilmiştir. Bu çalışmada SII’ın ŞAP’ı öngörmede prediktif değerini ortaya koymayı amaçladık. 
 Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışma Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’nun 12.09.2022 tarihli 146/08 karar numaralı onayı ile yapıldı. Çalışmaya hastanemizde akut pankreatit ile yatarak tedavi görmüş 131 hasta dahil edildi. SII’ın ŞAP’ı öngörmede prediktif değeri karşılaştırmalı analiz ve ROC analizi ile değerlendirildi.
 Bulgular: Çalışmaya 59’u(%45) kadın 72’si(%55) erkek toplam 131 hasta dahil edildi. Bunların 95’i(%72,5) HAP ile 36’sı(%22,5) ŞAP ile takip edilen hastalardı. HAP grubuna göre serviste yatış süresi ve yoğun bakımda yatış süresi anlamlı olarak yüksekti(p","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136271942","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Pediatrik erken uyarı skorunun Türkçe versiyonunun geçerlilik ve güvenirlik çalışması","authors":"Sevda AKDENİZ, Hatice SELÇUK KUŞDERCİ, Şenay CANİKLİ ADIGÜZEL, Pınar OZBUDAK, Serkan DOGRU, Ekrem AKDENİZ, Gökçen BAŞARANOĞLU, Mustafa SÜREN","doi":"10.18663/tjcl.1343952","DOIUrl":"https://doi.org/10.18663/tjcl.1343952","url":null,"abstract":"Aim: The pediatric early warning score (PEWS) identifies pediatric patients at risk for clinical deterioration and can helpless-experienced providers get a sense of which patients may need escalation of care. The purpose of the study was to adapt the PEWS into Turkish and evaluate its validity in pediatric patients admitted to the emergency. 
 Material and Methods: This study was conducted between May and October 2022 on 228 patients aged 17 and under in the pediatric emergency department of a tertiary care hospital. In the pilot phase of the study, scoring of the first 30 patients was performed by three nurses in the emergency department. In the second phase, the validity of the PEWS scale was evaluated. Validity of the scoring system in predicting admission was assessed using area under the receiver operating characteristics (ROC) curve (AUC), sensitivity, and specificity, positive predictive value (PPV) and negative predictive value (NPV).
 Results: The mean age of the children was 6.37 ± 4.72 years. Phase I demonstrated good inter-rater reliability (kappa = 0.75). In phase II, 22 patients (9.6%) were admitted to the intensive care unit (ICU) during the study period. AUC for predicting was 0.948 (95% CI: 0.915–0.981). According to ROC curve analysis, a cut-off value for PEWS score was found to be 4 (PEWS >4) for admitted to the ICU. Sensitivity and specificity in predicting ICU admission with the cut-off PEWS ≥4 was 86.36% and 90.78%, respectively (PPV, 50%; NPV, 90.48%). The sensitivity and specificity in predicting admission with a cut-off of PEWS ≥1 was 100% and 59.22%, respectively (PPV, 20.75%; NPV, 100%).
 Conclusion: The Turkish version of PEWS can be helpful in assessing patient status in pediatric emergency department with acceptable validity and can serve as a potentially screening tool for prediction of ICU admission.","PeriodicalId":120468,"journal":{"name":"Turkish Journal of Clinics and Laboratory","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136271949","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}