ResiliencePub Date : 2023-10-03DOI: 10.32569/resilience.1341603
Bülent Özmen
{"title":"Change in the Earthquake Hazard of Adana Province According to the Updated Earthquake Zone Maps","authors":"Bülent Özmen","doi":"10.32569/resilience.1341603","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1341603","url":null,"abstract":"Adana ili sismik olarak aktif bir bölgede yer almaktadır. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve asrın felaketi olarak isimlendirilen Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinden önemli derecede etkilenmiştir. Bu depremlerde Adana’da 3 bine yakın bina yıkılmış, 418 kişi hayatını kaybetmiş ve 34 kişi de yaralanmıştır. 8 binden fazla bina da değişik düzeylerde hasar görmüştür. Bir ilin deprem tehlikesini belirleyebilmek için deprem tehlike haritaları hazırlanmaktadır. Bu haritalar ilgili idari makamlar tarafından onaylanıp Resmi Gazete’de yayınlanınca resmî sıfatını almakta ve binalar yapılırken mutlaka bu haritalardan yararlanılması, haritalarda belirtilen değerlerin kullanılması gerekmektedir. Bir ildeki yapı stokunun deprem açısından riskli olup olmadığının belirlenmesi veya tahmin edilmesi, ortaya çıkan hukuki sorunların çözülmesi gibi birçok çalışmada ilin geçmişteki resmî deprem bölgeleri haritalarında hangi deprem bölgesinde olduğunu bilmek önemli olmaktadır. Bu çalışma kapsamında Adana iline ait deprem tehlike haritalarının,1945 yılında yayımlanmış olan Türkiye’nin ilk resmî deprem bölgeleri haritasından başlanarak günümüze kadar ne gibi değişikliklere uğradığı, Adana iline bağlı yerleşim birimlerinin hangi tarihli haritada hangi deprem bölgelerinde gösterildiği ortaya çıkarılacaktır. Ayrıca ilde hasara neden olan depremler hakkında bilgiler verilerek ilin deprem geçmişinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":509196,"journal":{"name":"Resilience","volume":"297 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139324042","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ResiliencePub Date : 2023-09-20DOI: 10.32569/resilience.1251837
Yağmur AYDIN ARIKAN, Ömür Özmen
{"title":"Koronavirüs (COVİD-19) Sürecinde Afet Çalışanlarının Motivasyonlarına İlişkin Bir Araştırma","authors":"Yağmur AYDIN ARIKAN, Ömür Özmen","doi":"10.32569/resilience.1251837","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1251837","url":null,"abstract":"Bu araştırma ile koronavirüs sürecinde afetlere müdahale eden personelin motivasyonlarının ölçülmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda ‘Koronavirüs sürecinde afetlere müdahale eden afet personelinin iş motivasyon düzeyleri nedir? Çalışma yaşamında afet personelinin temel motivasyon kaynaklarından hangisi daha yüksektir? İş doyum düzeyleri nedir?’ sorularından yola çıkılmıştır. Araştırmanın amacına uygun olarak tarama yöntemi, tanımlayıcı ve kesitsel model kullanılmıştır. Veriler anket tekniğinden yararlanılarak toplanmıştır. Bu araştırma afet personeli üzerinde gerçekleştirilmiştir. Temel motivasyon kaynakları ölçeği, çok boyutlu iş motivasyonu ölçeği ve iş doyumu ölçeği olmak üzere üç ölçek kullanılmıştır. Verilere tanımlayıcı istatistikler, frekans analizleri, bağımsız örneklem T testi, ANOVA ve korelasyon analizleri uygulanmıştır. Temel motivasyon kaynakları, çok boyutlu iş motivasyonu kaynakları ve iş doyumu düzeylerinin bireylerin cinsiyet, medeni durum, yaş, kurumdaki hizmet süresi, yaşanılan yere göre farklılık gösterdiği bulunmuştur. Kadınların erkeklere göre daha fazla bağlanma ihtiyacının olduğu, bekar olan bireylerin evli olan bireylere göre kişisel düzenleme motivasyonlarının daha yüksek olduğu, 25- 29 yaş grubunun güç ihtiyacının daha fazla olduğu, 25 yaş altı olan yaş grubunun dışsal düzenleme-sosyal motivasyonlarının daha yüksek olduğu, il ve ilçede yaşayan bireylerin daha fazla bağlanma ihtiyacının olduğu, kurumdaki hizmet süresi 20 yıldan fazla olan bireylerin düşünme ihtiyaçlarının daha fazla olduğu, kurumdaki hizmet süresi bir yıldan daha az olan bireylerin dışsal düzenleme- sosyal, dışsal düzenleme-maddesel motivasyonlarının ve iş doyumlarının daha yüksek olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":509196,"journal":{"name":"Resilience","volume":"56 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139338542","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ResiliencePub Date : 2023-09-03DOI: 10.32569/resilience.1267489
Erda Çeler, Yusuf Serengi̇l
{"title":"A Multi-Scale Climate Vulnerability and Risk Assesment (C-VRA) Methodology for Corporate Scale Investments: West Bank-Palestine Case Study","authors":"Erda Çeler, Yusuf Serengi̇l","doi":"10.32569/resilience.1267489","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1267489","url":null,"abstract":"Assessing climate vulnerability and risk has become a critical part of feasibility studies for infrastructure investments due to the increased frequency and severity of atmospheric disasters. However, evaluating climate parameters and disturbances can become challenging in vulnerable regions, such as the dry Mediterranean terrain. This is why climate vulnerability and risk assessment (C-VRA) should cover several parameters and factors besides climate analysis. In our case, the political stress and conflicts between Palestine and Israel settlements in the West Bank add additional risks and vulnerabilities. Our paper presents a C-VRA in the Nabi Saleh Village-West Bank of Palestine, where a dairy factory with a wastewater treatment plant will be built. The factory is estimated to use around 120 m3 of water daily and produce wastewater that will be treated and reused for agricultural irrigation. Unfortunately, the current practice in the region is to use untreated wastewater to irrigate trees and vegetables without restraint since the treatment capacity is low, and a large part of the wastewater is discharged untreated into the streams. The dairy factory is planned on a ridge at the upper watershed (headwater) of the 1795.04 km2 Yarkon Rive r basin. The local communities in the region are vulnerable to climate change impacts and related atmospheric disasters due to poverty, agriculture dependency, and political issues. To evaluate future climate projections, we used the latest Intergovernmental Panel on Climate Change Assessment Report 6 (IPCC AR6) methodology. We also used the Mann-Kendal test to analyze the historical trend of climate parameters and projections for three scenarios (optimistic, moderate, and pessimistic) of AR6 for a future period until 2080, considering the life span of the investments and water-specific physical climate risks. Results showed that the historical temperature had a statistically significant increasing trend projected to continue in the next 60 years. Additionally, according to all three scenarios, the precipitation in the region will decrease in the coming decades. As a result, we identified one high (water scarcity) and two moderate-level risks (rainfall decrease and drought) for the corporate, all related to water security. Our methodology incorporates basin-scale assessments with regional and local vulnerabilities, making it a potential tool for critical infrastructure investments elsewhere.","PeriodicalId":509196,"journal":{"name":"Resilience","volume":"34 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139343022","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ResiliencePub Date : 2023-08-31DOI: 10.32569/resilience.1217421
Suleiman Khatrush, Gül Yücel
{"title":"Seismic Damage Prediction of Buildings Using Fuzzy Logic, The Case of Ambarlı Neighborhood at Avcılar","authors":"Suleiman Khatrush, Gül Yücel","doi":"10.32569/resilience.1217421","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1217421","url":null,"abstract":"The Kocaeli 1999 earthquake caused great damage of buildings in Istanbul, Avcılar district was the most affected region than any other nearby districts even though they are located further near to the epicenter. In Ambarlı Neighborhood at Avcılar, where the total number of buildings at the time of earthquake was 1338, damage assessment work was carried out on a total of 505 buildings. As a result, 222 buildings were categorized damaged to varying degrees which forms 16.59% of the total buildings in the area. Damage due to an earthquake is an important element of the earthquake risk concept, especially for areas previously suffered critical hazard. Therefore, for such situations with relatively complicated condition involving certain degrees of uncertainty, further investigations using simple but effective tools can lead to better understanding of such events and the consequences. In this study, a model has been developed using Fuzzy Logic method considering four parameters; Ground motion, ground condition, building number of floors and building age. The degree of damage is obtained as a result of the analysis. A post-earthquake damage database of reinforced concrete buildings within a selected zone at Ambarlı neighborhood due to 1999 Kocaeli earthquake has been used to investigate the applicability of the proposed method. The model results were found to reasonably presenting the distribution of damage of the buildings in the area when compared with the recorded damage distribution. The results also show that the model is capable of predicting damage distribution of the existing reinforced concrete buildings against possible earthquakes of large magnitude.","PeriodicalId":509196,"journal":{"name":"Resilience","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139347134","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ResiliencePub Date : 2023-08-05DOI: 10.32569/resilience.1196873
Merve DENİZ DEMİREL, Nur Umar
{"title":"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KARŞISINDA KÜLTÜREL MİRASIN ETKİLENEBİLİRLİĞİ","authors":"Merve DENİZ DEMİREL, Nur Umar","doi":"10.32569/resilience.1196873","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1196873","url":null,"abstract":"Endüstri Devrimiyle birlikte fosil yakıt tüketiminin yaygınlaşması ve ardından yaşanan modernleşme ile küreselleşme akımları kentleşme oranını hızlandırmıştır. Gittikçe artan üretim ve tüketim miktarı, yenilenemez enerji kaynaklarının kullanımını arttırarak atmosferde sera gazlarının birikmesine neden olmuştur. Bu durum dünyanın gittikçe ısınmasına yol açmış ve iklimsel değişimlerin meydana gelmesine ortam hazırlamıştır. Dolayısıyla yer küre, iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda İklim değişikliği, 21. yüzyılın en önemli küresel problemlerinden biri olup tüm ekosistemi etkileyen bir krizdir. Söz konusu etkiler günümüzde gittikçe daha fazla hissedilmektedir. Özellikle küresel ısınma devam ettikçe dünya genelinde olağan dışı atmosferik olayların, yangınların ve sellerin sayısı ile şiddetinde artışlar gözlemlenmektedir. Bu nedenle doğal afetlerin bıraktığı hasarlar somut bir biçimde kendini göstermeye başlamıştır. Ayrıca pek çok zorluğa ve olumsuz şartlara direnerek günümüze kadar ulaşabilmiş tarihi yapılar, antik kentler, tarihi çevreler, kültürel peyzajlar evrensel değere sahip olup tüm insanlığın ortak mirasıdır. Nitekim birer belge niteliğindeki bu mirasların korunarak geleceğe aktarılmaları önem arz etmektedir. Ancak iklim değişikliğinden etkilenenler arasında kültürel miras da yer almakta olup, günümüzde ve gelecekte tehlike altındadır. Bu çalışmanın amacı iklim değişikliğinin kültürel miras üzerindeki etkilerini irdelemektir. Çalışmada kapsamlı bir literatür taraması yapılarak lisansüstü tezlerden, makalelerden, kitaplardan yararlanılmış ve kavramsal çerçeve oluşturulmuştur. Yapılan taramalar ışığında iklim değişikliğinin kültürel mirasa etkileri açıklanmıştır. Elde edilen veriler araştırma kapsamında sunulmuştur.","PeriodicalId":509196,"journal":{"name":"Resilience","volume":"63 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139351662","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}