{"title":"XVI. YÜZYILDAN XIX. YÜZYILA SIRAVOLOS KAZASININ NÜFUS VE İSKANI","authors":"Murat Alandağlı","doi":"10.26791/sarkiat.1338762","DOIUrl":"https://doi.org/10.26791/sarkiat.1338762","url":null,"abstract":"Sıravolos, günümüzde ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden bir olan Bodrum ve havalisinin XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar Osmanlı idarî taksimatındaki ismidir. Toroslar ile Akdeniz kıyı şeridi arasında yerleşime oldukça müsait bir sahada yer almasından dolayı bölge çok köklü bir iskân geçmişine sahiptir. Osmanlı idaresine geçişiyle birlikte Menteşe livasına bağlı bir kaza statüsünü kazanmıştır. Literatürde XVI. ve XIX. yüzyılları hakkında azımsanmayacak kadar çalışma bulunan kazanın, bu iki dönem arası dünyası adeta karanlıktır. Çalışmanın öncül maksatlarından biri bölgenin bu karanlık dönemine dair bir perde aralamaktır. İkincisi ise XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla seyreden zaman sürecinde Sıravolos kazasındaki iskân kararlılığı ve demografik değişimi mümkün olabildiğinde ortaya koyabilmektedir. Bunun yanı sıra bölgenin Osmanlı İmparatorluğu’nun XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla giden süreçte yaşamış olduğu Celâli İsyanları, kuraklık, iklim değişikliği, uzun sefer, savaş ekonomisi, iskân faaliyetleri ve ticaret politikaları vb. olaylardan etkilenip etkilenmediği sorusunun da cevabı aranmıştır. Bu nedenle çalışma ne salt bir tahrir, avarız ne de nüfus ve temettuat kayıtlarına dayanmaktadır. Daha ziyade bu kaynak türlerinin tetkiki ile Sıravolos kazasının iskân birimleri, oluşum ve değişimleri ile nüfus yapılarına dair elde edilen bulgulara bağlı uzun erimli, dönemli bir çalışma özelliği taşımaktadır.","PeriodicalId":507151,"journal":{"name":"e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR)","volume":"270 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139322689","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"TECRÛBEYA WERGÊRANA KURDÎ DI PEYWENDA ÎDEOLOJÎ Û PATRONAJÊ DA","authors":"Güneş Kan","doi":"10.26791/sarkiat.1274529","DOIUrl":"https://doi.org/10.26791/sarkiat.1274529","url":null,"abstract":"Wergêrana kurdî ji “pêwîstî”yekê bêtir bi piranî ji bo îsbatkirina hebûn, derfet, têrîkirin û dewlemendiya vegotina kurdî hatiye kirin. Xebatên wergêrana kurdî, -wek qadên din ên xebatê- li welatê xwe ji piştevanî û parêzgeriya dewletê azade pêk hatine. Piştevanî û parêzgeriya di warê wergêrana kurdî da ji pergala himayeya dewletê gelek cuda ye ku wergêranê wek ji hêmanên herî giring a politikaya xwe ya çandê dibîne û wê hîmaye dike. Dikare bê gotin ku nivîskar/wergêrên kurd, kovar û weşanxaneyên kurdî di warê wergêrana kurdî da qismen rola piştevaniyê dane ser milê xwe. Ji aliyê din ve di nimûneyên ewil ên wergêrana kurdî da mîsyoner û kurdnasan di peywenda çalakiyên xwe yên wergêranê, teşwîqkirina “mele”yên kurd bo wergerandinê û çapkirina van wergêranan da roleke piştevanî û parêzgeriyê girtine ser xwe. Herweha wergêrana kurdî ji piştevaniyên madî yên wan dewletan jî sûdewar bûye ku rewşenbîrên kurd di demên cuda da lê hêwirîne. Piştevaniyên fînansî û derfetên pêşkêşkirî, di peywenda xebatên kurdî da ev dewlet kirine hamî. Armanca vê xebatê, vekolîna tecrûbeya wergêrana kurdî ye di peywenda îdeolojî û patronajê da. Di xebatê da di çarçoveya kurtedîroka wergêrana kurdiya Bakur (kurmancî) da dê li ser têkiliya wergêran û patronajê bê rawestandin, aliyê îdeolojîk ê patronajê bê destnîşankirin.","PeriodicalId":507151,"journal":{"name":"e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR)","volume":"26 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139334322","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MÜTEVÂTİR HABERLERE YAKLAŞIMLARI AÇISINDAN SERAHSÎ İLE GAZÂLÎ ARASINDA BİR MUKÂYESE","authors":"Ramazan Özmen","doi":"10.26791/sarkiat.1329445","DOIUrl":"https://doi.org/10.26791/sarkiat.1329445","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, mütevâtir habere yaklaşımları bağlamında Hanefî usûlcü es-Serahsî ile Şâfiî usûlcü el-Gazâlî arasında bir mukâyese yapmaya çalışılmıştır. İki mezhebin konu hakkındaki yaklaşımları, her ikisi de oldukça meşhur olan iki âlimin yaklaşımları üzerinden izlenecektir. Yani bu iki alimin seçilmesi rastgele yapılmamış, onların hem kendi mezhepleri içerisindeki ve hem de umumi olarak diğer alimler içerisindeki şöhretleri göz önüne alınmıştır. es-Serahsî (ö. 483/1090) el-Mebsûṭ adlı eseriyle tanınan en meşhur Hanefî fakih ve usûlcülerden biridir. Ayrıca o eserlerinin sayısı bakımından da şüphesiz en büyük müslüman fakihlerinden biridir. Şâfiî mezhebine mensup olan el-Gazzâlî (ö. 505/1111) ise Eş‘arî kelâmcısı ve usûlcüsü olup, Şâfiî fakihidir. el-Gazâlî kelâm ve fıkıh usûlü sahasında önemli eserler telif etmiş ve kendinden sonra gelen itikâdî ve fıkhî mezhebi farklı da olsa pek çok âlimi görüşleri ile etkilemiştir. Asıl konuya girmeden önce bu meselenin hadis usûlünde nasıl ele alındığı konusuna değinilmiştir. Hadis usûlcüleri kesin/yakînî bilgi içermesinden dolayı mütevâtir haberler meselesini derinlemesine ele almamışlardır. Buna karşılık fıkıh usûlcüleri mütevâtir haber meselesini derinlemesine incelemişlerdir. Fıkıh usûlcüleri mütevâtir haberin epistemolojik değeri üzerinde ayrıntılı olarak durmuşlardır. Dolayısıyla haberlerin epistemolojik değeri hakkında bilgi edinmek isteyenlerin baş vuracağı kaynaklar, hadis usulü kaynakları değil, fıkıh usûlü kaynakları olmaktadır. Biz bu zikrettiğimiz durumların Hanefî es-Serahsî ve Şâfiî el-Gazzâlî için de aynen geçerli olduğunu gördük. Her ne kadar meseleye yaklaşım konusunda farklı mezheplere mensup bu iki usûlcü arasında bazı farklılıklar varsa da bunların haber anlayışlarının birbirlerinden çok da farklı olmadığını ve her birinin iddiasını ispatlamak için benzer argümanlar kullandığını tespit etmiş bulunuyoruz. Bu çalışma bağlamında fıkıh usûlcülerinin mezhepleri farklı da olsa haberlerin epistemolojik değerini ortaya koyarken hemen hemen aynı argümanları kullandıklarını gördük.","PeriodicalId":507151,"journal":{"name":"e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR)","volume":"36 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139340767","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Transformation of Power into Ideology and the Power of Ideology","authors":"Yüksel Şengül","doi":"10.26791/sarkiat.1185648","DOIUrl":"https://doi.org/10.26791/sarkiat.1185648","url":null,"abstract":"İdeolojilerin toplumsal yaşamı inşa etme ve kurgulamada sahip olduğu merkezi konum yadsınamaz. Ancak ideoloji kavramı, oldukça karmaşık, uzun ve sıradışı bir şekilde zengin bir tartışma konusu olagelmiştir. Zira tüm sosyal bilimlerde tarifi oldukça zor ve kaygan bir zemine sahiptir. İdeolojinin sosyolojik bir analiz aracı olarak kullanılması, göndermede bulunduğu toplumsal fenomen arasındaki ilişkiler düzlemine yoğunlaşması, bu kavramın araçsal bir söylem olarak “ne olduğu” üzerinde bir spekülasyondan öte, bir kurama ve yaklaşıma dönüşmesini sağlamıştır. Hem Batı hem de İslam düşüncesinde sıklıkla kullanılan ideoloji kavramı, Foucault ve Câbirî açısından da incelenmeye değer bir kavram olarak görülmüştür. Batılı bir düşünür olarak Foucault, ideoloji kavramını oldukça özgün bir şekilde ele almıştır. Zira Foucault’nun da temsilcisi olarak kabul edildiği post yapısalcı ideoloji teorisi eleştirisi, bir alternatif teorik model olarak “söylem” kavramını geliştirmiştir. İlgili kavram ve düşüncelerin yerine alternatiflerinin sunulması, daima bir meydan okumayı gerektirmektedir. Foucault da söylem kavramı ile toplumsal teoride ideolojiden söyleme geçişi gerçekleştirmeye çalışarak böyle bir meydan okumaya girişmiştir. Bu girişimin kapsam ve anlamını kavrayabilmek için söylem teriminin kullanıldığı geniş bağlamların kullanımlarını göz önünde bulundurmak gerekir. Onun ideolojiye alternatif bir model olarak sunduğu söylem, en temelde söylenen şeyin, kendi tarihi ve varoluş koşulları içerisinde bulunan bir ağa nasıl uyduğunu anlamamıza olanak sağlar. Bu durum, söylemi, belirli bir dönemin tarihsel koşulları içerisinde ele alınıp incelenmesini zorunlu kılar. Bu çalışma, ideoloji kavramının Foucault açısından ele alınan boyutunda, onun ideoloji kavramını neden problemli gördüğü, bu kavramın yerine tahsis ettiği söylemin neden öncelikli kılınması gerektiği hususu iktidar ilişkisi bağlamında incelenmiştir. Nitekim o, iktidarın ideolojiyle ilişkisinde ideolojiye, iktidarın yerine geçirilmeye çalışılan bir nosyon olarak bakılması gerektiğini düşündüğü için karşı çıkmıştır. Bu sebeple de ideoloji yerine “söylem” kavramını tercih etmiştir. Çağdaş İslam düşünürü olarak kabul edilen Câbirî, Arap/İslam düşüncesinin geçmiş olduğu tarihsel süreci ele alırken ideoloji kavramını, kendi toplumsal koşulları içerisinde ele alarak incelemiştir. Zira o, bir düşüncenin ortaya konmasında, o düşüncenin tarihi alanını tayin eden unsurların eksik kalmaması için iki temel belirleyiciden biri olarak ideolojiyi görmüştür. Ona göre ideoloji, düşüncenin yüklendiği sosyal ve siyasal fonksiyonunun incelenmesinde ele alınması gereken temel unsurlardan biridir. Tarihin belirli bir döneminde neşet bulan epistemolojik tüm veriler incelenirken ideolojinin de göz önünde bulundurulması gerektiğine inanır. Zira epistemolojik verilerin, ideolojik unsurlar tarafından yönlendirilebilir olmasını olağan görür. Buradan hareketle ideolojinin etkisi altında kalmış olan epistemolojik unsurların, ancak bu ş","PeriodicalId":507151,"journal":{"name":"e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR)","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139349698","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Şirûtu’s-Salatek Nivîskarê Wê Meçhûl Di Edebiyata Kurdî de","authors":"Hayrullah Acar","doi":"10.26791/sarkiat.1314706","DOIUrl":"https://doi.org/10.26791/sarkiat.1314706","url":null,"abstract":"Di edebiyatên klasik ên rojhilatê de cureyên edebî yên dînî, bi gelek berhemên ku hatine nivîsîn xwedî muktesebateke berfireh e. Di nav van berheman de yên bi zanistên Îslamî re têkildar in cîyekî muhîm digirin. Di edebiyatên rojhilatê de, di cûreyên bi zanistên İslamî re têkildar de gelek berhemên menzûm jî hatine nivîsîn. Di nav van berheman de yên derheqê zanista eqaid (eqaidname) û zanista fiqhê (fiqihname) de hatine nivîsîn bi hecm û naveroka xwe diguherin. Ev berhemana li gora pêwistîyan, di mijarên bingehîn de bi naverokeke xulasekirî, ji bo ku bi hêsanî bên jiberkirin bi awayekî menzûm, bi zimanekî sade û bi uslubeke herikbar hatine nivîsîn. Ev cure berhem bi gelemperî di bin sernavê îlmêhalê de kom dibin. Ev cure berhem di zimanên erebî, farisî û tirkî de têra xwe hene. Bi zimanê kurdî jî ji salên 1950 û vir de komek berhemên menzûm hatine nivîsîn. Ji van menzûmeyan yên derheqê eqaidê de heta niha hindik jî be bala lêkolîneran kişandine, lêbelê di warê fiqihnameyên kurdî de gelek kêm xebat hatine kirin. Ev manzûmeya nimêjê ku texmînî di sedsala 18an de hatiye nivîsîn, li gor agahîyên berdest, kevintirîn fiqihnameya Kurdî dikare bê qebûlkirin. Manzûmeya bê sernav û nivîskarê wê ne dîyar, ji alîye me ve wek “Şurutu’s-Salat”ê hatiye binavkirin, di nav destxetên Zanîngeha Marburgê ya Berlînê de di nav mecmueyekê de parastî maye. Di vê xebatê de metnê manzûmeya ku bi teşeya mesnewîyê hatîye nivîsîn û ji 67 beytan pêk hatiye bi vekolîneke kurt hatîye pêşkêşkirin.","PeriodicalId":507151,"journal":{"name":"e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR)","volume":"70 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139358591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}