SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ最新文献

{"title":"Relationship of Ghrelin and Ghrelin Receptor Polymorphisms with Type 2 Diabetes","authors":"Esma Selçuk, Uğur Şahin, Didem Özkahraman, Mustafa Calapoğlu, Nilüfer Şahin Calapoğlu","doi":"10.22312/sdusbed.1115667","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1115667","url":null,"abstract":"There is compelling evidence that the gastric peptide ghrelin and its growth hormone secretagogue G protein-coupled receptor play an important role in glucose metabolism and energy homeostasis. Therefore, these genes carrying susceptibility alleles for Type 2 diabetes are considered as potential candidates.\u0000\u0000A case-control cross-sectional association study was conducted in Isparta region, including 75 Type 2 diabetes patients and 100 Turkish adult individuals, including 25 controls. Four promoters (rs26311, rs26312, rs27647, rs3755777) and an intronic (rs35683) region in the ghrelin gene and an intronic (rs509035) and a 3'UTR (rs565105) region in the ghrelin receptor are associated with type 2 diabetes by selecting single nucleotide polymorphisms Matrix Assisted Laser Desorption /Ionization was investigated using the Time of Flight Mass Spectrometer system.\u0000\u0000A significant relationship was found between type 2 diabetes and two single-nucleotide polymorphisms: rs27647 in the promoter region of the ghrelin gene and rs35683 in intron 1 (P<0.05).\u0000In conclusion, the findings suggest that ghrelin polymorphisms may predispose to disease development in the Type 2 diabetes population living in the Isparta region.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131289384","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"How Was The Anesthesia Method Selection Of Primiparous Pregnants Who Was Planned For Cesarean Section During The Covid 19 Pandemic Period?","authors":"Deniz Turan","doi":"10.22312/sdusbed.1094824","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1094824","url":null,"abstract":"Amaç: Sezaryen operasyonu planlanan gebeler operasyon öncesi hangi anestezi yöntemini seçecekleri konusunda çoğu kez kararsız kalabilmektedirler. Hem gebeliğin, hem de Covid 19 pandemisinin etkilediği bireyler; stres ve anksiyete yaşayabilmektedirler. Bu çalışmanın amacı, pandemi sürecinde gebelerin hangi oranda etkilendiğini ve anestezi yöntemini seçerken nelerden etkilendiklerini araştırmaktır. Materyal ve Metot: Çalışmaya Haziran 2021-Ocak 2022 tarihleri arasında, ilk defa doğum yapacak olan, elektif şartlarda sezaryen operasyonu ile doğumunu gerçekleştirecek olan 113 kadın hasta rastgele çalışmaya dahil edilmiştir. Katılımcılara bilgi verildikten sonra, yazılı onamları alındı. Katlımcılara anket şeklinde ve açık uçlu olmak üzere sorular yöneltildi, hasta bilgileri kayıt altına alındı.Bulgular: Çalışma grubunun yaş ortalaması 28,6 olarak bulundu. Üniversite mezunu olan gebeler %70,8 (n=80) olarak bulundu. Spinal anestezi tercih eden gebeler %75,2 (n=85) olarak bulundu. Covid 19 şüphesi ya da pozitifliği oranı %20,4 (n=23) olarak bulundu. Covid 19 pandemisi nedeniyle psikolojisinin olumsuz etkilendiğini belirten hasta %55,8 (n=63) olarak bulundu. Hastaların sosyal medya (youtube, instagram, whatsapp vs) kullanımı ile geçen günlük zamanı ortalama 5,6 saat olarak bulunmuştur. Spinal anestezi yöntemini seçenler; en çok bebeği görmek için %85,9 (n=73) ve anestezi doktorunun önerisi %36,5 (n=31) ile tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Genel anestezi tercih edenler; en çok ameliyathane ve ortamı görmemek için %57,1 (n=16) ve sosyal çevre %39,3 (n=11) etkisiyle tercih ettiklerini belirtmişlerdir.Sonuç: Bu çalışmanın sonucunda gebelik ve pandemi sürecinin; gebelerin psikolojik streslerini arttırmış olduğu ve çoğunluğu üniversite mezunu olan, operasyon planlanan primipar gebelerin; rejyonel anestezi tercih etme eğiliminde oldukları sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125186663","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Diyabette Egzersiz Bilgisi Ölçeği’ni Geliştirme Çalışması","authors":"Sabriye Ercan, H. Korkmaz, Ayhan Canbulut, Serife Mehtap Boylubay, Aise DURAN CANBULUT, Seyfullah Kan, Cem Çetin","doi":"10.22312/sdusbed.1035009","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1035009","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı, diyabette egzersiz bilgisini değerlendirmeye yönelik ölçek geliştirip ölçeğin Türkçe geçerliliğini ve güvenilirliğini sağlamaktır.Gereç ve Yöntem: Diyabette egzersiz konusunda soru havuzu hazırlandı. Ölçeğin, kapsam geçerlilik oranları 0,54-1,00 puan arasındaydı. Ölçeğin kapsam geçerlilik indeksi 0,79 olarak belirlendi. Toplam 46 maddelik ilk ölçeğin pilot uygulaması, diyabetes mellitus tanısı bulunan 279 kişide gerçekleştirildi. Ölçeğin özelliklerinin kestirilmesinde; ölçeğin tanımlayıcı analizleri, yapı geçerliliği ve Cronbach alfa güvenilirlik analizi yapıldı.Bulgular: Analizler sonunda 46 maddelik ilk ölçekten toplam 21 adet maddenin çıkartılması gerektiğine karar verildi. Ölçekte kalan 25 maddenin faktör yüklerinin 0,481-0,949 aralığında olduğu gözlendi. Yapının, özdeğeri 1’den büyük olan 4 faktör ile açıklandığı saptandı. Ölçeğin Cronbach alfa katsayısı 0,943 bulundu. Sonuç: ‘Diyabette Egzersiz Bilgisi Ölçeği’ 25 maddeli ve 4 faktörlü yapı ile Türkçe geçerliliğini ve güvenilirliğini sağlamıştır. ","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"17 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124938332","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"The Effect of Nonpharmacological Methods on Sleep Quality in Menopausal Period: A Systematic Review of Randomized Controlled Studies Abstract","authors":"Mevlüde ALPASLAN ARAR, N. Erbil","doi":"10.22312/sdusbed.952226","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.952226","url":null,"abstract":"Objective: It is aimed to review randomized controlled studies to improve sleep quality in menopause and to systematically examine the findings obtained from these studies.Method: In this study, which is a systematic review, the PRISMA protocol, which is a guide in writing the systematic review or meta-analysis research report, was used. In the study, Scopus, PubMed, Web of Science, Cochrane and Türk Medline databases were searched between December 2020 and March 2021. The keywords \"menopause, sleep quality, randomized controlled trial\" in Turkish and \"menopause, sleep quality, randomized controlled trial\" in English were used in the search. Randomized controlled studies, published in Turkish or English, published between January 2015 and December 2020, which address the effect of non-pharmacological methods on sleep quality in the menopausal period, with full text available, were included in this systematic reviewResults: A total of 365 records were reached in the study and 13 randomized controlled studies were included as a result of the analysis. From non-pharmacological studies to improve sleep quality in menopause; While acupuncture, acupressure, telephone-based cognitive behavioral therapy, pedometer walking, bitter orange or lavender flower powder, pilates-based exercises, mindfulness meditation training, jujube seed capsule, foot bath significantly improved sleep quality in menopause, the effectiveness of chamomile extract and fennel was found to be uncertain.Conclusion: It was concluded that non-pharmacological interventions are effective in increasing sleep quality in menopause, but objective sleep measurement techniques should be applied for future non-pharmacological studies explaining the medium and long-term effects.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"79 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127349558","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Effects Of Posture Correctıon Applıcatıons On Smartphones On Neck Paın and Functıon","authors":"G. bargi, Kubilay Güngörer","doi":"10.22312/sdusbed.1117215","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1117215","url":null,"abstract":"Giriş: Akıllı telefonlar hayat kolaylaştıran birçok özelliklere sahip olduklarından hayatımızın her alanına hızla yerleşmiştir. Uzun süreli kullanımları sonucunda da bireylerde akıllı telefon bağımlılığı ile ilişkili olabilen kas-iskelet problemlerine neden olmuşlardır. Günümüzde öğretmenlerde mesleki maruziyet, COVID-19 pandemi süreci veya akıllı telefon bağımlılığına bağlı olarak kas iskelet problemleri görülebilmektedir. Ancak akıllı telefonlarda bulunan postür düzeltme uygulamalarının öğretmenlerin boyun ağrısı ve boyun fonksiyonlarına olan etkileri henüz bilinmemektedir. Bu sebeple bu çalışmada akıllı telefonlarda bulunan postür düzeltme uygulamalarının öğretmenlerin boyun ağrısı ve boyun fonksiyonlarına etkilerinin araştırılması amaçlandı.Yöntem: Prospektif randomize kontrollü olarak planlanan bu çalışmada öğretmenler rasgele uygulama (n=16, 34,75±5,08 yıl, postür düzeltme uygulaması kullanımı) ve kontrol (n=15, 35,20±4,57 yıl, sadece izleme) gruplarına ayrıldılar. Dört haftalık takip öncesi ve sonrasında tüm öğretmenlerde ağrı algılaması (Sayısal Ağrı Derecelendirme Ölçeği), boyun ağrısına bağlı özürlülük durumu (Boyun Özürlülük İndeksi) ve akıllı telefon bağımlılığı (Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu) değerlendirildi.Sonuç: Öğretmenlerin başlangıç özellikleri gruplar arasında istatistik olarak benzerdi (p>0,05). Gruplar arasında dört haftalık takip öncesine göre uygulama sonrası değişim fark değerleri ve ağrı varlığı, boyun ağrısına bağlı özür durumları ve akıllı telefon bağımlılığı oranlarındaki değişim istatistik olarak benzerdi (p>0,05). Tartışma: COVID-19 pandemi sürecinde aktif olarak çalışan ve en az iki yıldır akıllı telefon kullanan öğretmenlerde boyun ağrısı (%56,3-%73,3), boyun ağrısına bağlı olarak hafif özür (%50-%53,3) ve akıllı telefon bağımlılığı (%12,5-%33,3) vardı. Dört hafta boyunca uygulamaları kullanan öğretmenlerde boyun ağrısı şiddeti, boyun ağrısına bağlı özür durumu ve akıllı telefon bağımlılığı değişmemektedir. Bu sebeple, öğretmenlerde boyun ağrısı ve fonksiyonlarını iyileştirmek için birebir gözetimli rehabilitasyon yaklaşımları düşünülmelidir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114995050","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Evaluation of the Effect of Pinus nigra L. and Pinus brutia L. (Pine) Alcoholic Bark Extracts on Production Potential of Virulence Factors About Anti-QS Activity Against Pseudomonas aeruginosa and Chromobacterium violaceum","authors":"Bashar Ibrahim","doi":"10.22312/sdusbed.1129144","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1129144","url":null,"abstract":"Bitkilerin belirgin çevreyi algılama (QS) inhibisyon aktivitesi, bakteriyel patojeniteyi azaltmak için yeni bir müdahale stratejisi olarak kullanılabilir. Bu çalışmada, metanol ile hazırlanan iki farklı çam türü (Pinus nigra L.ve Pinus brutia L.) kabuk ekstraktlarının, Pseudomonas aeruginosa PAO1 ve Chromobacterium violaceum bakterilerin Quorum Sensing (QS)'ye bağlı virülans faktörlerinin üretim potansiyeli üzerindeki aktivitelerinin araştırılması amaçlanmıştır. Ekstraktları, elde etmek için ultrasonik destekli ekstraksiyonlar yapılmıştır. Sonuçlar, ekstraktların her iki bakteri suşu üzerinde farklı oranlarla istatistiksel yönden anlamlı olmakla birlikte P. nigra kabuk ekstraktın daha etkili olduğunu göstermiştir. Pinus brutia L ekstraktının, kayma hareketi üzerinde inhibisyon oranı (%77) gösterirken Pinus nigra L ekstraktının inhibisyon oranı (%80) daha yüksek bulunmuştur.. Ayrıca, Pinus nigra ekstraktının P. aeruginosa PAO1’e karşı elastaz dışında piyosiyanin üretimi ve biyofilm oluşumu üzerindeki inhibisyon etkisi, sırasıyla %62 ve %54 olarak Pinus brutia ekstraktına göre (%41,%51) daha yüksek düzeyde tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen veriler P. nigra ve P. brutia ekstraktlarının piyosiyanin, elastaz, viyolasein üretimi, biyofilm oluşumu ve kayma hareketliği dahil olmak üzere fenotipe güçlü bir şekilde müdahale ettiğini ortaya çıkarmıştır. Bu sonuçlar, çam kabuğu ekstraktlarının anti-QS ajanlar olarak potansiyele sahip olabileceğini göstermiştir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"587 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134249998","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Büllöz Tip Liken Planus: Nadir Bir Olgu Sunumu","authors":"İlknur Eninanç, B. Şahin, Fahretttin Göze","doi":"10.22312/sdusbed.1035130","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1035130","url":null,"abstract":"Amaç: Oral büllöz liken planus (BLP), liken planusun nadir görülen bir formu olup, oral mukozada %1 oranında görülmektedir. Oral mukozada damak, bukkal mukoza ve nadiren dilde görülür. Bu olgu sunumun amacı lökoplaki benzeri görülen lezyonların ayırıcı tanısında, liken planusun da bulundurulması gerektiğinin önemidir.Olgu Raporu: Bu sunumda 5 yıldır var olan, dilin lateral kısımları, dil altı ve yanakta hiperkeratotik alanlar şeklinde izlenen asemptomatik büllöz liken planus olgusu, klinik ve histopatolojik özellikleri sunuldu. Herhangi bir cilt bulgusu olmayan hastaya sistemik kortikosteroid tedavisi başlandı. Sonuç: Oral mukozada çok nadir olarak izlenen BLP’un yaygın klinik belirtisi olan yanma hissi her hastada görülmeyebilir. Ayrıca BLP plak formunda izlendiğinde lökoplaki ile karıştırılabilir. Malignite potansiyeli açısından kesin tanı için histopatolojik inceleme zorunlu olup, bu sayede doğru tanıya gitme süreci hızlandırılmalıdır.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132435938","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"İnsan Fetuslarinda Ligamentum Cruciatum Posterior’un Anatomik İncelemesi","authors":"Şule Güngörer, Mustafa Büyükmumcu, Duygu AKIN SAYGIN, Anıl Aydın, Emine Cihan","doi":"10.22312/sdusbed.1093180","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1093180","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı insan fetüslerinde ligamentum cruciatum posterior (PCL) anterolateral bant (ALB) ve posteromedial bantlarının (PMB) varlığını, ayrımını ve morfolojik özelliklerini belirlemek ve PCL’nin haritalamasını yapmaktır.Materyal ve Yöntemler: Çalışma gestasyonel yaşları 13-25 gebelik haftası arasında değişen, harici patolojisi ve anomalisi olmayan 40 fetal diz üzerinde gerçekleştirildi. Dizler tam fleksiyon pozisyonunda iken ALB ve PMB ayrımı yapılarak; PCL, ALB ve PMB’ın origo ve insertioları, orta genişlikleri ve uzunluklarının morfometrik ölçümleri yapıldı. Veriler hem tanımlayıcı hem de nicel istatistiksel yöntemlerle analiz edildi.Bulgular: ALB’ye ait ölçümlerde sağ ve sol taraf parametreleri tüm fetüslerde değerlendirildiğinde ALB’nin proksimal genişlik ölçümünde anlamlı farklılık olduğu belirlendi (p<0.05). PCL’nin sağ ve sol taraflar arasında; distal genişlik (r=0,668; p=0,001), proksimal genişlik (r=0,849; p<0.001) ve uzunluk ölçümleri (r=0,795; p<0.001) arasında güçlü bir korelasyon saptandı. Sağ ve sol taraflar arasında, ALB'nin proksimal genişliği (r=0,758; p<0,001), orta nokta genişliği (r=0,832; p<0,001) ve uzunluk (r=0,691; p=0,001) dahil tüm ALB ölçümleri arasında güçlü bir korelasyon bulundu (p=0,001). Ayrıca sağ ve sol taraflar arasında PMB'nin proksimal genişliği (r=0,645; p=0,005) ve uzunluk (r=0,675; p=0,001) ölçümleri arasında güçlü bir korelasyon saptandı.Sonuç: Fetal dönemde PCL’nin ve bantlarının özellikleri hakkında geniş bir haritalama elde edilmiştir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122351047","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Eğimli Kök Kanallarında Dört Farklı Döner Alet Sisteminin Şekillendirme Yeteneklerine Farklı Apikal Boyutların Etkisinin Değerlendirilmesi","authors":"M. İ. Başer kolcu","doi":"10.22312/sdusbed.1103569","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1103569","url":null,"abstract":"Giriş: Mekanik şekillendirme kök kanal tedavisinin önemli bir basamağıdır. Etkili dezenfeksiyon amacıyla apikal genişletme önerilmektedir. Bu çalışmanın amacı, PTG, PTN, RS ve BR döner alet sistemlerinin 40 apikal uç boyutuna kadar olan eğelerinin eğimli kök kanallarındaki şekillendirme yeteneklerini incelemektir. Materyal ve Metot: Çalışmada, mandibular molar dişe ait 60 adet MB kanalın mekanik şekillendirme işlemi öncesinde KIBT görüntüsü alındı ve kanal eğim açıları hesaplandı. Sonra örnekler açılarına göre, randomize olarak 4 gruba ayrıldı (n=15) ve 40 apikal uç boyutuna kadar şekillendirildi. Şekillendirme sırasında her eğeden sonra KIBT görüntüsü alındı ve kanalların başlangıç açılarına göre açısal değişimleri hesaplandı. İstatistiksel anlam düzeyi p=0.05 olarak belirlendi. Bulgular: Apical uç boyutu arttıkça kök kanal eğimlerinde düzleşme gözlendi.25 apikal uç boyutundaki aletler karşılaştırıldığında; RS ve BR(25/04) kök kanallarında PTG’ye göre daha az oranda kök kanallarını düzleştirirken, PTN ve BR(25/06)’nın diğer sistemlerden daha fazla oranda düzleşmeye neden olduğu belirlendi. 30 apikal uç boyutundaki aletler karşılaştırıldığında; RS’nin en az, PTN’nin ise en çok düzleşmeye neden olduğu tespit edildi. 40 apikal uç boyutundaki aletler karşılaştırıldığında; PTG ve RS, PTN ve BR'den(40/02)daha az düzleşmeye neden olurken,BR(40/04)’nin en fazla düzleşmeye neden olan eğe olduğu belirlendi. Sonuç: Bu çalışmada incelenen tüm sistemler, apikal boyut arttığında daha fazla düzleşmeye neden olmaktadır. PTG ve RS diğer sistemlere göre daha umut verici sonuçlar ortaya koyarken, sonuçların taper ve uç boyutuna göre değişiklik gösterdiği ifade edilebilir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"1986 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129186156","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Ev Hanımlarında Akıllı Telefon Kullanımının Boyun Ağrısına Etkisi","authors":"Feride Yarar, Seda Bayramoğlu, Hande Şenol","doi":"10.22312/sdusbed.1082733","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1082733","url":null,"abstract":"Giriş: Boyun ağrısı, günümüzde önemli bir sağlık sorunu haline gelmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de teknolojik gelişmeler ile birlikte akıllı telefonların kullanımın artmasıdır. Çalışmamızın amacı ev hanımlarında akıllı telefon kullanımının boyun ağrısına olan etkisini incelemektir. Materyal-Metot: Çalışmaya Denizli ilinde yaşayan 25-50 (38,22 ± 7,24 yıl) yaş aralığında ve boyun ağrısı olan toplam 169 ev hanımı dahil edildi. Çalışmaya katılan ev hanımlarından demografik veri formu, Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği (ATÖ), Boyun Özürlülük İndeksi (BÖİ), Bournemouth Boyun Anketi (BBA)’nden oluşan anket formunu cevaplamaları istendi.Bulgular: Ev hanımlarının %42’sinin 6-10 yıldır akıllı telefon kullandığı, günlük telefon kullanım süreleri incelendiğinde ev hanımlarının %53,3’ünün günlük 2-5 saat akıllı telefon kullandığı tespit edildi. Katılımcıların %96,4’ü son 12 ayda en az 1 kez boyun ağrısı yaşadığını belirtirken, %82,8’inin uzun süre akıllı telefon kullanımı sonrası boyun ağrısı yaşadığı kaydedildi. Sonuç: Son yıllarda vazgeçilmez hale gelen akıllı telefonların kullanım süresinin uzun olması, akıllı telefon bağımlılığının fazla olması ev hanımlarında boyun özrüne ve boyun özür şiddetinin artmasına sebep olmaktadır. Toplum sağlığı açısından daha kapsamlı çalışmalar ile akıllı telefon kullanımının boyun ağrısı üzerindeki etkisinin farklı değerlendirmeler ile ele alınarak incelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122932514","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}