{"title":"Farklı Kanser Türüne Sahip Bireyler ile Bakım Verenlerinde Fiziksel Aktivite, Yorgunluk Düzeyi ve Yaşam Kalitesinin İncelenmesi","authors":"Serkan Usgu, Özge Özbudak","doi":"10.17517/ksutfd.939552","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.939552","url":null,"abstract":"Objective: This study was planned to investigate the quality of life, physical activity and fatigue levels in patients with different cancer types and their care-givers Material and Methods: Total 180 caregivers and 180 cancer patient were recruited and divided lung cancer (n=60, age: 55.77±7.27 years, Body Mas In-dex-BMI: 20.22±1.12 kg/m2), breast cancer (n=60, age: 49.68±9.51 years, BMI: 20.72±1.18 kg/m2) and colon cancer (n=60, age: 52.53±7.77 years BMI: 19.57±0.92 kg/m2) in this study. Physical activity level was evaluated with the International Physical Activity Questionnaire (IPAQ), fatigue was evaluated with the Piper Fatigue Scale. Quality of life were assessed using the EORTC-QLQ-30 scale in cancer patients and the SF-36 scale in caregivers. Results: Fatigue level was higher in lung cancer and caregivers, and lower in breast cancer and caregivers (p<0.05). All sub-dimensions of fatigue in lung and colon cancer caregivers were higher than breast cancer caregivers (p<0.05). Physical activities of breast and colon cancer patients were higher than lung cancer (p<0.05), no difference found in caregivers (p>0.05). The quality of life (EORTC-QLQ-30) was found to be different in sub-parameters except physical, nau-sea-vomiting, loss of appetite and financial difficulty (p<0.05). The role, cognitive, social, and dyspnea subdomain scores were higher in lung cancer (p<0.05). The functionality, emotionality, general health and symptom scores were lower in breast cancer patients, the pain and sleep disturbance scores were higher in colon and lung cancer patients (p<0.05). Constipation and diarrhoea scores were higher only in colon cancer patients (p<0.05). SF-36 physical function parameter was higher in breast cancer caregivers, while general health parameter was lower in lung cancer caregivers (p<0.05). Conclusion: Fatigue was higher in lung cancer and caregivers, while the physical activity of lung cancer was lower than breast and colon cancer. The cancer type was a parameter on fatigue in caregivers, but it did not affect the level of physical activity. It was observed that the quality of life of cancer patients was affected differently from the process.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48126018","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"EATİNG ATTİTUDE İN MULTİPLE SCLEROSİS","authors":"Y. Inanç, C. Turgut, Tuğba Kaya","doi":"10.17517/ksutfd.1132269","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1132269","url":null,"abstract":"Aim: To examine attitudes to eating in multiple sclerosis (MS) patients. \u0000Material and Method: The study included 64 cases diagnosed with MS according to the 2017 McDonald criteria and a control group of 64 healthy volunteers of similar age, gender, and education level. All the study participants underwent a detailed neurological examination and were then administered the Eating Attitudes Test (EAT), the Beck Anxiety Inventory (BAI), and the Beck Depreession Inventory (BDI). \u0000Results: In the comparisons between the groups of the EAT results, a score of ≥30 was obtained by 24 (37.5%) MS patients and 14 (21.8%) of the control group. When the MS patients were compared in two groups according to the Expanded Disability Status Scale (EDSS) score of ≤3 and ≥4, an EAT score of ≥30 was obtained by 11 (25%) patients with EDSS score ≤ 3 and by 13 (68.5%) patients with EDSS ≥4. \u0000Conclusion:The study results demonstrated that the patients with MS had a worse attitude to eating than the control subjects. When it is considered that some foodstuffs are among MS triggers, the presence of eating disorders or poor eating behaviour becomes important.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47590482","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Engin Onan, Saime Paydas, Mustafa Balal, Onur Taktakoğlu, Ertan Kara
{"title":"Diabetik Nefropati Progresyonuna Pentoksifilin Tedavisinin Etkisi","authors":"Engin Onan, Saime Paydas, Mustafa Balal, Onur Taktakoğlu, Ertan Kara","doi":"10.17517/ksutfd.1110544","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1110544","url":null,"abstract":"Amaç: Diabetik nefropati (DN) son dönem böbrek yetersizliğinin önemli bir nedenidir. Vasküler hastalıklarda kullanılan ve anti-inflamatuar özellikleri olan pentoksifilinin diyabetik nefropatide olumlu etkileri olabileceği öne sürülmüştür. Bu çalışmada DN nedeni ile takipte olan ve pentoksifilin kullanan hastaların tedavi öncesi ve sonrası dönemdeki böbrek fonksiyonları ve proteinürileri değerlendirilmiştir. \u0000Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde takipte olup pentoksifilin (1200 mg/gün) tedavisi alan 36 diabetik nefropati hastası retrospektif olarak tarandı. Tedavi başlanmadan önceki 3. ve 6. ay; pentoksifilin tedavisinin 3., 6., 9. ve 12. aylardaki günlük proteinüri miktarı ve eGFR (estimated glomerular filtration rate, tahmini glomerüler filtrasyon hızı) değerleri kayıt edildi. \u0000Bulgular: Çalışmaya alınan 36 hastanın ortalama yaşı 51,9±12,3 yıl, 12’si erkek ve 16’sı Anjiotensin dönüştürücü enzim (Angiotensin converting enzyme inhibitor, ACEİ) ya da Anjiotensin reseptör blokeri (Angiotensin receptor blocker, ARB) kullanıyordu. Pentoksifilini 23 hasta ≤6 ay (A grubu) 13 hasta >6 ay (B grubu) süre kullanmıştı. Proteinüri miktarı ve eGFR kaybı yönünden her iki grupta anlamlı farklılık saptanmadı. \u0000Sonuç: Çalışmamızda diabetik nefropatili hastalarda 1 yıllık takip sırasında pentoksifilin tedavisinin proteinüri miktarı ve eGFR kaybına etkisi saptanamamıştır. \u0000Anahtar kelimeler: Diabetik nefropati, pentoksifilin, proteinüri","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48520333","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Endoftalmi Gelişen Salmonella Artritli Olgu Sebebiyle Endojen Endoftalmi ve Etkenlerine Kısa bir Bakış","authors":"Hacer Kandilcik","doi":"10.17517/ksutfd.1100032","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1100032","url":null,"abstract":"Endojen Endoftalmi(EE), yakın ve sıkı takip gerektiren özellikle immunsupresif hastalarda akılda tutulması gereken ve akut müdahale gerektiren bir durumdur. Sepsis ve geçici bakteriyemi durumlarında S. aureus, streptokoklar ve gram negatif çomaklar Endojen Endoftalmi (EE) nedeni olabilir. Gram negatif çomaklardan Salmonella spp enfeksiyonlarında son yıllarda artış görülmektedir. \u0000Biz bu olguda 23 yaşındaki immunsupresif tedavi alan erkek hastada Salmonella septik artritini takiben, literatürde nadiren rastladığımız Salmonella spp. bağlı Endojen Endoftalmi(EE) olgusunu sunmayı planladık.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67443992","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sağlık Bilimleri Öğrencilerinin Covid-19’a Yönelik Bilgi Düzeyleri ve Sağlık Davranışlarına Etkisinin İncelenmesi","authors":"Seher Tanrıverdi, Hülya Keski̇n, Gülcan Çi̇ftçi̇oğlu","doi":"10.17517/ksutfd.1056605","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1056605","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırmanın amacı sağlık bilimleri öğrencilerinin COVID-19 salgını ile ilgili bilgi düzeylerini saptamak ve sağlık davranışları üzerindeki etkisini incelemektir. \u0000Gereç ve Yöntemler: \u0000Çalışma, çevrimiçi anket yöntemi ile bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna kayıtlı 345 öğrenci ile yapılmıştır. Çalışma verileri, Ocak-Şubat 2021 tarihlerinde on-line anket formu kullanılarak toplanmıştır. Anket formu katılımcıların demografik özelliklerine dair soruların yanı sıra sağlık bilgi düzeyi; COVID-19 salgınına yönelik sağlık davranışına etkisi olmak üzere 24 sorudan oluşmaktadır. Veri analizinde, tanımlayıcı istatistik testleri ile sayı, yüzde dağılımları, ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Grup içi ortalamalarının karşılaştırılmasında One-Way Anova testi kullanılmıştır. \u0000Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.65±3.35 olup % 79.7’si kadındır. Katılımcıların %74.21’i COVID-19 hakkında 2019 öncesi bilgisinin olmadığı, %91.3’ünün kendisi veya ailesinden birilerinin COVID-19’a yakalanması konusunda endişe duyduğu, %86.37’si pandemi sürecinin bulaşıcı hastalıkları önlemeye yönelik aşı uygulaması konusunda farkındalık kazandırdığını, %63.2 ‘si pandemi sürecinde ellerinizi yıkama süresinde değişiklik olduğunu, % 76.8’i televizyon kanallarında yer alan haberlerden bilgi edindiğini bildirdi. COVID-19 öncesi-sonrası günlük uyku ,sıvı alımı gibi sağlık davranışları arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır (p","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67443495","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Celalettin Eroğlu, Esin Ki̇raz, Olgun Kontaş, A. Öztürk
{"title":"Eşzamanlı Kemoradyoterapi ile Tedavi Edilen Evre III Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserli Hastalarda NQO1’in Prognostik Önemi","authors":"Celalettin Eroğlu, Esin Ki̇raz, Olgun Kontaş, A. Öztürk","doi":"10.17517/ksutfd.1063749","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1063749","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada da eşzamanlı kemoradyoterapi ile tedavi edilen evre III küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK)’li hastalarda NQO1’in prediktif ve prognostik öneminin tespiti amaçlandı. \u0000Gereç ve yöntemler: Bu çalışmaya eşzamanlı cisplatin + dosetaksel kemoradyoterapisi ile tedavi edilen evre III 64 KHDAK’li olgu dahil edildi. Hastaların patoloji preparatlarında NQO1 immünohistokimyasal (İHK) boyama yapılarak negatif ve pozitiflik açısından karşılaştırıldı. \u0000Bulgular: Medyan yaş 63 (sınırlar, 35-83) olup olguların %86 (n=55)’sı erkek idi. Olguların %27 (n=17)’si evre IIIA, %56 (n=36)’sı evre IIIB ve %17 (n=11)’si evre IIIC idi. Olgular histopatolojik olarak %47 (n=30) adenokarsinom, %47 (n=47)’si epidermoid karsinom ve %6 (n=4)’sı alt tipi belirlenemeyen KHDAK şeklinde sınıflandı. Medyan takip süresi 20 ay (sınırlar, 3-7 ay) bulundu. NQO1’in İHK boyaması sonucunda olguların 7 (%11)’si negatif, 11 (%17)’i (+) pozitif, 14 (%22)’ü (++) pozitif ve 32 (%50)’si (+++) pozitif olarak bulundu. Olguların NQO1’e göre medyan genel sağkalımı; (-)’lerde 21 ay, (+)’lerde 19 ay, (++)’lerde 16 ay ve (+++)’lerde 19 ay bulundu. Pozitif NQO1 olan olgularda medyan genel sağkalım sayısal olarak negatif olan olgulardan daha düşük olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p=0,801). \u0000Sonuç: Eşzamanlı kemoradyoterapi ile tedavi edilen evre III KHDAK’li hastalarda NQO1 prognostik faktör olabilir ancak çok hasta sayılı çalışmalara ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67443602","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tokat ilinde İki İlçe Hastanesinde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Öntanısı ile Takipli Olguların Değerlendirilmesi","authors":"Emine Türkoğlu, Duygu Çerçioğlu","doi":"10.17517/ksutfd.1102450","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1102450","url":null,"abstract":"Objective: Tokat is one of the cities in Turkey where Crimean–Congo hemorrhagic fever (CCHF) is endemic. Given that CCHF is fatal and contagious, patients should be isolated and hospitalized. This study aimed to compare the epidemiological, clinical, and laboratory findings of CCHF-positive and CCHF-negative cases in two district hospitals in Tokat. \u0000Materials and Methods: Patients applied to Turhal and Zile Hospitals between January 2018 and December 2019 and had a pre-diagnosis of CCHF were included in this case–control study. The patients’ demographic data, symptoms, treatment, and prognosis were recorded. “Pre-diagnosis for CCHF” was defined as the presence of leukopenia or thrombocytopenia, in addition to the presence of at least two symptoms. Cases had antibodies to CCHF virus or CCHF virus- RNA were defined as “CCHF-positive group” and the others were “CCHF-negative group”. Pearson’s chi-square test and Fisher’s test were used to compare the categorical variables. P values that are less than 0.05 were considered statistically significant. \u0000Results: Symptoms of headache (20 vs. 18), nausea and vomiting (20 vs. 16), myalgia (18 vs. 16), and diarrhea (11 vs. 5) were more common in the CCHF-positive group than CCHF-negative group. Leukopenia, thrombocytopenia, elevated aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), and lactate dehydrogenase (LDH) levels, and prolongated prothrombin time (PTZ) and activated partial thromboplastin time (aPTT) levels were also more common. AST elevation and PTZ prolongation were statistically significant (p=0.01 and p=0.003, respectively). The mortality rate in the CCHF-positive group was 3.8%. \u0000Conclusion: Even if there is no history of tick bite in patients living in the endemic region and presenting with headache and gastrointestinal symptoms, CCHF probability is high in the presence of leukopenia, thrombocytopenia, elevated LFT and LDH levels, prolonged PTZ and aPTT. CCHF should always be considered in patients with these symptoms and laboratory findings.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444182","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BEL AĞRISI ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA PSOAS KAS DEJENERASYONUNUN DİSK VE FASET EKLEM DEJENERASYONU İLE İLİŞKİSİNİN LOMBER MRG İLE ORTAYA KONMASI:","authors":"Serkan Ünlü, Tuna Şahin","doi":"10.17517/ksutfd.1110771","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1110771","url":null,"abstract":"Purpose: The purpose of the present study was to determine the relationship between PSOAS muscle lipoatrophy and facet and disc degeneration in patients with low back pain with lumbar Magnetic Resonance Imaging (MRI). \u0000 \u0000Materials and Methods: A total of 304 patients who had low back pain were included in this retrospective cross-sectional study. The lumbar MRIs of all patients were evaluated for signs of PSOAS muscle atrophy. Fat content for each muscle was graded semi-quantitatively (Grade 0-4). The disc and facet joint degenerations of each patient were also graded. PSOAS muscle thickness was measured in the mediolateral axial plane parallel to the vertebra. \u0000 \u0000Results: It was found that the mean right PSOAS muscle thickness score of the patients was 35.9±7.2 mm on average, and the mean left PSOAS muscle thickness score was 35.8±7.1 mm. It was also found that 41.8% of the right PSOAS muscle degeneration was Grade 1, 41.1% was Grade 2, 33.6% of the left PSOAS muscle degeneration was Grade 1, 45.1% was Grade 2, 64.1% of the right facet degeneration was Grade 1, 23.4% was Grade 2, and 53.9% of the left facet degeneration was Grade 1, and 30.3% was Grade 2. \u0000 \u0000Conclusion: When lumbar spine MRI examinations are evaluated, PSOAS muscles must also be evaluated in terms of atrophy. Indicating PSOAS muscle lipoatrophy in patients with low back pain may be useful for better rehabilitation planning.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444305","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Caner Ölmez, M. Demi̇rkol, M. Seyithanoğlu, Sezen Koçarslan, Faruk Küçükdurmaz, Sefa Resim
{"title":"KİMYASAL SİSTİT MODELİNDE DEKSPANTHENOLÜN KORUYUCU ETKİSİNİN KLİNİK PRATİKTE KULLANILAN KONDROİTİN SÜLFAT VE HYALURONİK ASİT İLE KARŞILAŞTIRILMASI","authors":"Caner Ölmez, M. Demi̇rkol, M. Seyithanoğlu, Sezen Koçarslan, Faruk Küçükdurmaz, Sefa Resim","doi":"10.17517/ksutfd.1103138","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1103138","url":null,"abstract":"Amaç: Bir kimyasal sistit hayvan modelinde intravezikal dekspantenol kullanımının mesane histolojisi ve inflamatuvar parametreler üzerindeki etkilerini klinik pratikte kullanılan kondroitin sülfat ve hyaluronik asit ile karşılaştırmak. \u0000Yöntemler: Her grupta 8 adet rat olacak şekilde 40 adet Wistar Albino rat 5 gruba ayrıldı. Bu gruplar; kontrol, kimyasal sistit (CC), CC+dekspantenol, CC+kondroitin sülfat ve CC+hyaluronik asit grupları olarak belirlendi. Deneysel sistit modeli intravezikal hidroklorik asit (0.2 mL of 0.4 NHCl) instilasyonu ile sağlandı. Kontrol grubundaki sıçanlara sadece %0.9 NaCl instilasyonu yapıldı. Tedavi gruplarından CC+dekspantenol grubuna 500 mg/kg dexpanthenol içeren 2 mL 0.9% NaCl solüsyonu,. CC+kondroitin sülfat grubuna 2 mL kondroitin sülfat (0.2%) ve CC+hyaluronik asit grubuna 2 ml hyaluronik asit(%0.5) instile edildi. Tedavi gruplarına verilen bu ajanlar dört hafta boyunca haftada iki kez uygulandı. CC ve kontrol gruplarında da benzer stres oluşturmak için aynı süre boyunca %0.9 NaCl instilasyonu yapıldı.Tedavilerin bitiminden bir gün sonra abdominal insizyon ile sistektomi yapıldı. Kalplerinden kan alındıktan sonra ratlar sakrifiye edildi. Mesane dokusu histopatolojik değişiklikler açısından incelendi. Serumda ve dokuda MDA,SOD ve prolidaz değerlerine bakıldı. \u0000Bulgular: Dokuların histopatolojik incelenmesinde dekspantenol tedavisi alan grubun lökosit sayısının sistit grubuna göre azaldığı görüldü (p0.05). Tedavi gruplarının MDA, SOD ve prolidaz değerlerindeki bu olumlu düzelme ile sistit oluşturulmayan kontrol grubundaki seviyelere yaklaştığı görüldü. \u0000Sonuç: İntertisyel sistit modelinde dekspantenolün klinikte kullanılan mevcut ajanlar gibi oksidatif stresi azaltması, anti-oksidatif etkiyi arttırması,doku düzeyindeki enflamasyonu baskılaması ve maliyetinin düşük olması nedeniyle gelecekte intertisyel sistitte tek başına yada kombine tedavide yer bulacağı kanaatindeyiz.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"68 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444247","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gastrik polipler: 10 yıllık endoskopik işlemin retrospektif analizi","authors":"Kadir Gişi","doi":"10.17517/ksutfd.1115823","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1115823","url":null,"abstract":"Objective: Gastric polyps are gastric mucosal protrusions that are usually asymptomatic and detected incidentally during upper gastrointestinal system endoscopy. In this study, the incidence, location and general characteristics of gastric polyps were evaluated. \u0000Materials and methods: Upper gastrointestinal system endoscopies performed in a tertiary hospital for a period of ten years were evaluated retrospectively. Demographic characteristics of the patients, gastroscopy indications, morphological and histological characteristics of polyps were recorded. \u0000Results: Gastric polyps were found in 347 (1.4%) of a total of 25230 gastroscopy patients. The mean age of the patients was 61.04 ± 15.05 and 64.3% were female. 124 (35.7%) of the patients were male and 223 (64.3%) were female. The most common endoscopic indication (74.1%) of the patients with polyps was dyspepsia. Most of the polyps (55.3%) were smaller than 5 mm and the most common site was the antrum. Hyperplastic polyp (44.4%) was detected the most. 42.9% of the patients with polyps were positive for Helicobacter pylori. In addition, 58% of adenomatous polyps were accompanied by dysplasia. \u0000Conclusion: Hyperplastic polyps were the most common polyp type in our population. Full excision of polyps over 5 mm (especially adenomatous polyps) is recommended instead of biopsy, as they may contain dysplasia foci. In addition, it was thought that taking polyps smaller than 5 mm into endoscopic follow-up without excision was more cost-effective.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67443846","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}