{"title":"Evidence Based Design in Healthcare Facilities","authors":"Eda Selçuk","doi":"10.35193/bseufbd.1115411","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1115411","url":null,"abstract":"The design of healthcare structures is a complex and constantly evolving issue due to the need for addressing various interrelated functions. Today, user involvement in the design phase is considered to be one of the main pillars of successful design. However, in healthcare structures, efforts toward this end are often hampered by the need for identifying the various requirements of multiple user groups and for setting priorities between different requirements of these groups. Recently, the effects of physical environmental conditions on user satisfaction have become more important in health building designs. Along with the rise of user satisfaction in design, the concept called 'evidence-based design' is increasingly attracting the attention of researchers and has become the theoretical concept of the healing physical environment in design. The aim of this study is to determine the gaps and areas needed to improve the effects of the physical environment on the user in terms of evidence-based design strategies. In this context, scientific studies on the design of health buildings between 2012 and 2021 were systematically reviewed and analyzed according to the evidence-based pyramid method with kohen kappa analysis within the scope of evidence-based design criteria. A total of 1641 articles were identified for the scope of the study. Among these a total of 48 scientific studies were analyzed fitted to the criteria of the study. The impacts of physical environment on users are evaluated on two main types of user groups: (1) patients and relatives and (2) healthcare workers. The results reveal that evidence design principles are mostly evaluate in terms of patients and there are gaps in evidence-based design literature for healthcare personnel and more studies should be undertaken by multidisciplinary teams for the development of design strategies.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"94 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123410247","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Rüzgâr Hızlarında Uzun Hafıza: Amasra Bölgesi için Bir Zaman Serisi Analizi","authors":"Serpil Türkyilmaz","doi":"10.35193/bseufbd.1161682","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1161682","url":null,"abstract":"Son yıllarda rüzgâr enerjisinin yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak yaygınlaşması ile birlikte rüzgâr hızının enerji üretimindeki ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi de önem kazanmış ve enerji planlamalarında doğru rüzgâr hızı tahmini ve modellemesine olan ilgi artmıştır. Çalışmada klasik yaklaşımlardan farklı olarak rüzgâr hızlarındaki uzun hafıza özelliği incelenmiştir. Bu amaçla, Türkiye’ de Bartın ili Amasra bölgesi rüzgâr hızları için uzun hafıza etkisi ARFIMA-FIGARCH modelleri ile araştırılmış ve model performansları karşılaştırılmıştır. Çalışma bulgularına göre; Amasra bölgesi rüzgâr hızı serisi için ortalama ve koşullu varyansında uzun hafıza parametreleri istatistiksel anlamlı bulunmuş ve en uygun model ARFIMA(0,,1)- FIGARCH(1, d, 1) modeli olarak tahmin edilmiştir.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"155 9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115040204","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tonoz Tipi Çelik Izgara Kabuk Sistemlerde Modüler Değişimlerin Yapı Davranışına Etkisi","authors":"İ. Çeli̇k, Taha Koç","doi":"10.35193/bseufbd.1147253","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1147253","url":null,"abstract":"Günümüzde kent nüfusları gitgide artış göstermektedir. Kent nüfuslarının artmasıyla beraber yüksek insan kullanım kapasitesine sahip geniş ve ferah kapalı mekânlar oluşturulma ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda geniş açıklıkları kolaylıkla geçebilecek yeni taşıyıcı sistemler arayışına gidilmiştir. Yakın zamanda keşfedilen modern taşıyıcı sistemlerin başında ızgara kabuk (Gridshell) taşıyıcı sistemler gelmektedir. Izgara kabuk taşıyıcı sistemler ile geniş açıklıklar ekonomik olarak geçilebilmektedir. Bu çalışmada tonoz tipi çelik ızgara kabuk sistemler sayısal olarak incelenmiştir. Oluşturulan sayısal modellerde tonoz tipi çelik ızgara kabuk sistemler sabit basıklık oranı için dörtgen, üçgen ve altıgen modül geometrileri dikkate alınmıştır. Çalışma kapsamında tonoz tipi çelik ızgara kabuk sistemleri, 3 farklı modül geometrisi için analiz edilmiştir. Analizlerde değişken açıklıklar için en uygun modül geometrisi, en uygun modül geometrisine ait en uygun modül boyu ve taşıyıcı sistemin m2 düşen taşıyıcı sistem ağırlığı belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre tüm açıklıklarda dörtgen modül geometrisine sahip modellerde en az m2’ye düşen taşıyıcı sistem ağırlığına ulaşılmıştır. Açıklık artıkça altıgen modül geometrisinin dörtgen modül geometrisine alternatif olabileceği görülmüştür. Çalışma da ayrıca analiz edilen sistemler simetrik kar, asimetrik kar ve rüzgâr yükleme durumları altında analizleri gerçekleştirilmiş ve elde edilen düşey ve yatay yer değiştirmeler karşılaştırılmıştır. Analizler sonucunda altıgen modül geometrisi diğer 2 modül geometrisine göre yer değiştirmelere en dirençli modül geometrisi olduğu tespit edilmiştir. Yer değiştirme karşılaştırmaları incelendiğinde; tonoz tipi çelik ızgara kabuk sistemlerde asimetrik yükleme durumunda sistemlerin yer değiştirmelerinde olumsuz ölçüde artış meydana geldiği belirlenmiştir. Bu kapsamda elde edilen sonuçlar tonoz tipi çelik ızgara kabuklar sistemlerde farklı modül geometrileri için tasarımcılara bir perspektif sunacaktır.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"77 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114161177","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türkiye Kısa Dönem Elektrik Yük Talep Tahmininde Makine Öğrenmesi Yöntemlerinin Karşılaştırılması","authors":"Kübra Kaysal, Emre Akarslan, Fatih Onur Hocaoğlu","doi":"10.35193/bseufbd.1004827","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1004827","url":null,"abstract":"Enerji sektöründe arz-talep yönetimi, gelişmekte olan ve büyüyen ülke ekonomileri için öncelikli öneme sahiptir. Artan nüfusa, yükselen ekonomiye ve sanayideki gelişmelere bağlı olarak ülkelerin enerji ihtiyaçları da büyük ölçüde artmaktadır. Bu nedenle, gelecekteki elektrik arz-talep eğilimlerinin doğru ve güvenilir bir şekilde tahmin edilmesi için modeller kullanılması, tüketiciler ve bu alandaki yatırımcılar için dikkat çeken bir konu olmuştur. Bu çalışmada, Türkiye kısa dönem elektrik yük talep tahminini gerçekleştirebilmek için başarıları literatürde kanıtlanmış makine öğrenmesi yöntemlerinden, Yapay Sinir Ağları, Ridge Regresyon, Lasso Regresyon ve Destek Vektör Regresyonu kullanılmıştır. Tahmin modellerinde kullanılan veriler Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nden temin edilmiştir. Geçmişe dönük saatlik frekansta ölçülmüş bir yıllık veri seti ile bir saatlik ileriye yönelik tahminler gerçekleştirilmiştir. Yöntemlerden elde edilen sonuçların karşılaştırılabilmesi için literatürde sık kullanılan performans ölçüt kriterlerinden RMSE, MAE ve R^2değerleri hesaplanmıştır. Yapay Sinir Ağları, geliştirilen makine öğrenmesi modelleri arasında RMSE=0,86, MAE=0,62 ve R^2=0,97 sonuçları ile daha başarılı bulunmuştur.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127748674","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Görece Narin Betonarme Perde Duvarlarda Mevcut Beton Malzeme Modellerinin Etkilerinin İrdelenmesi","authors":"Emrah Kiliç, M. Güllü","doi":"10.35193/bseufbd.1076261","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1076261","url":null,"abstract":"Betonarme elemanların doğrusal olmayan analizleri gelişen teknoloji ve mevcut yönetmeliklerin geliştirilerek bu teknolojiyi kullanması ile birlikte günümüzde önem kazanmaktadır. Betonarme yapıların doğru bir şekilde modellenmesi ve doğrusal olmayan analizlerin gerçekleştirilmesi için uygun beton ve donatı malzeme modellerine ihtiyaç vardır. Literatürde bu konuda birçok çalışma mevcuttur. Özellikle yüksek bina tasarımında betonarme perde duvarların yayılı plastisite teorisine göre modellenmesi ile birlikte kullanılan beton ve donatı modelinin doğruluğunun önemi artmıştır. Bu çalışma kapsamında betonarme elemanlar için geliştirilmiş olan ve betonun doğrusal olmayan davranışını öngören üç farklı beton malzeme modelleri kullanılarak görece narin betonarme perde duvarların doğrusal olmayan davranışı incelenmiştir. Bu malzeme modellerinin teorilerine uygun olarak farklı beton sınıflarının (örn: C30 ve C40) parabolik eğrileri bahsi geçen modeller kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen beton parabolik malzeme modelleri, Perform 3D yapısal analiz programında tanımlanmak için doğrusal parçacıklardan oluşan eğriler şeklinde basitleştirilmiştir. Paket programda beton malzemeleri, beton sınıfları ve tekrarlı yükler altında birim şekil değiştirmeye bağlı azaltma katsayıları değiştirilerek görece narin betonarme perde duvarların analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları birbiriyle ve deneysel sonuçlarla kıyaslanarak değerlendirilmiş ve farklı malzeme modellerinin boy/en oranı 3.0 olan betonarme perde duvarların doğrusal olmayan analiz sonuçlarında birbiriyle uyum içerisinde olduğu tespit edilmiştir. Ancak boy/en oranı 2.0 ve 1.5 olan betonarme perde duvarların doğrusal olmayan analizlerinde beton modeli seçiminin ve farklı beton dayanımları kullanılmasının sonuçları etkilediği ortaya çıkmıştır.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"111 ","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134005887","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Efficacity Investigation for Some Markers Detecting Yellow Rust Resistance Genes in Bread Wheat Varieties","authors":"Gülçin AKGÖREN PALABIYIK, Ī. Poyraz","doi":"10.35193/bseufbd.1167790","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1167790","url":null,"abstract":"Yellow rust is (Puccinia striiformis Westend. f. sp. tritici) is among the supreme diseases causing serious losses in wheat production. The chemical fungicides are commonly used in this disease-fighting. However, chemical control is not economical and also causes environmental pollution. Therefore, the use of resistant wheat varieties in production has critical importance. The resistance against yellow rust disease is expressed with Yr genes. In the breeding studies, knowing which parents include resistance genes provides a great advantage in the development of new resistant varieties. This study aims to determine the efficiency of markers used to detect resistance genes against yellow rust disease. The efficiency of molecular markers (Xgwm582, RgaYr10a, Xgwm413, Xgwm11, Wmc44, Barc101, Cfa2149, Sun104, Xgwm273) that are identified for nine genes (Yr9, Yr10, Yr15, Yr26, Yr29, Yr36, Yr48, Yr51, and YrCH52) providing resistance against yellow rust disease was investigated using PCR method. Twenty bread wheat varieties were used as material. Resistance gene profiles determined using PCR-based molecular markers and data obtained from registration information and field resistance data in the literature were analysed comparatively. As a result of the analysis, the efficiency/productivity of the markers defined for different resistance genes in detecting the resistance gene profile of wheat varieties was determined. Moreover, resistance gene profiles of varieties that are known resistance states in the field and sensitive varieties were compared. Genes that are prominent in providing resistance and detected with markers were determined and the efficiency of these genes was evaluated according to their homozygous/heterozygous states. It was concluded that the efficacy of markers such as RgaYr10a, Xgwm413, Barc101, and Cfa2149, which gave positive results in all wheat varieties, was low.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131734494","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sentetik Polimerlerin Flokülasyonda Verimliliğini Etkileyen Faktörler","authors":"Noyan Akray, Tayfun Şengül","doi":"10.35193/bseufbd.1146333","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1146333","url":null,"abstract":"Polimerler endüstriyel atıkların katı sıvı ayrımında yaygın bir şekilde kullanılan etkili ürünlerdir. Atıklarda katı-sıvı ayrımının yapılması, atıkların daha düzenli ve kolay depolanabilmesini sağlamasının yanında, yüksek su içeriğinin depolama sahasından uzaklaştırılması depolanan atıkları çevreye tehdit olmaktan çıkararak atık hacmini önemli bir miktarda düşürerek depolanma maliyetlerini azaltır. Polimer performansı bulanıklık deneyleri ile ölçülmektedir. Katı sıvı ayrımında kullanılan polimerlerin etkinliğini, karıştırma hızı, karıştırma süresi, çökelme süresi, sıcaklık ve katı formdaki polimerin sıvı çözelti halinde hazırlandıktan sonra kullanılmaları arasında geçen depolama süresi gibi birçok faktör etkilemektedir. Bu deneysel çalışmada, endüstriyel bir atığı temsilen Kütahya Espey bor zenginleştirme (konsantratör) tesisinin atık barajından doğal haliyle temin edilen atık önce kurutulmuş daha sonra atık barajındaki su/zemin oranı dikkate alınarak atık zemin süspansiyonu hazırlanmıştır. Hazırlanan atık zemin süspansiyonuna moleküler ağırlıkları farklı dört anyonik polimer belirli bir oranda karıştırılarak katı-sıvı ayrımında polimer performansını etkileyen faktörler belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, ideal karıştırma hızının 200-250 dev/dk, karıştırma süresinin 1-3 dakika, süspansiyonun çökelme süresinin 2-4 dk aralığında olduğu, polimer türüne göre süspansiyon sıcaklığının bulanıklık ve flokülasyonu etkileyebilecek bir faktör olduğu, polimer çözeltisi hazırlandıktan 24 saat sonra 7 gün süreyle etkinliğinde bir azalma olmadan kullanılabileceği belirlenmiştir.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"119 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116891748","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Insecticidal Activity of Prodigiosin Pigment on Tenebrio molitor (Coleoptera: Tenebrionidae)","authors":"A. Eski, T. Özdemi̇r","doi":"10.35193/bseufbd.1172976","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1172976","url":null,"abstract":"Microorganisms and their metabolites have the potential to provide a sustainable alternative to chemical insecticides. Serratia marcescens is an entomopathogenic bacterium that produces hydrolytic enzymes and toxins. It also produces a red pigment called prodigiosin, which has a variety of biological properties. In this study, the prodigiosin pigment was extracted from S. marcescens Se9 isolate with acidified ethanol and concentrated using a rotary evaporator. The insecticidal potential on larval and adult stages of Tenebrio molitor was then investigated. It was found that the mortality rate of larvae exposed to the lowest concentration (125 ppm) of crude pigment was 5%, while the mortality rate of larvae exposed to the highest concentration (2000 ppm) was 68%. The LC50 value of the crude pigment for the larval stage was determined to be 924 ppm. On the other hand, even at the highest pigment concentration (2000 ppm), only 30% mortality was observed in adults. The LC50 value of the crude pigment for the adult stage was determined to be 4570 ppm. It was determined that the pigment had a toxic effect on the pest, but the larval stage was more sensitive than the adult stage. The study showed that prodigiosin pigment appears to be a promising biocontrol agent for use against T. molitor. ","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"36 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127444083","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İkili Tank Akışkan Seviye Sisteminin Kontrolü İçin Kayan Kipli Kontrolcü Tasarımı ve İleri Besleme + PI Kontrolcü Karşılaştırılması","authors":"Sadrettin Gölcügezli̇, Ahmet Dumlu","doi":"10.35193/bseufbd.1100155","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1100155","url":null,"abstract":"Bu makalede endüstri tesislerinde kullanılan akışkan seviye tank sisteminin tipik uygulaması olan İkili-Tank sistemine kayan kipli kontrol (SMC) uygulanarak kontrolü incelenmiştir. Doğrusal olmayan İkili-Tank sisteminin matematiksel modeli her iki tank sistemi için çıkarılmıştır. İkili-Tank sisteminin dinamik Denklemleri, kayan kipli kontrol ile birleştirilerek sistem tasarlanmıştır. SMC'nin önemli yönü, sistem durumlarının kayma yüzeyinde kalmasını sağlayan bir anahtarlama işlevi kullanarak dış bozuculara veya belirsizliklere maruz kalan doğrusal olmayan bir dinamik sistemi kontrol etmektir. Yazar tarafından kayan kipli kontrol (SMC), parametre değişimlerine ve bozulmalara karşı sağlamlığı nedeniyle tercih edilmiştir. Bu makalede istenmeyen çatırdama etkisinden kaçınmak için ikinci dereceden SMC tekniği kullanılmıştır. Kayan kipli kontrol için kontrol işareti, anahtarlama kontrol işareti ile eşdeğer kontrol işaretinin toplamı olacak şekilde hesaplanmıştır. Doğrusal olmayan İkili-Tank sisteminin transfer fonksiyonu, Taylor serisi doğrusallaştırma yöntemiyle hesaplanmıştır. Bu makalede Tank 2 transfer fonksiyonu, sistemin giriş geriliminin akışkan seviyesine oranıyla belirlenmiştir. Transfer fonksiyonu için İkili-Tank sistemine uygulanan kayan kipli kontrol ile başka bir kontrol şekli olan ileri beslemeli PI denetleyicisi (FF-PI) karşılaştırılmıştır. Kayan kipli kontrol (SMC) uygulanarak tasarlanan İkili-Tank sisteminin MATLAB-Simulink simülasyon ortamında ölçülen akışkan seviyenin, referans akışkan seviyesine takibi ve ölçülen akışkan seviyesi ile istenilen akışkan seviyesi arasındaki hata tespiti incelenmiştir. Kayan kipli kontrol (SMC) ile tasarlanan sistem oldukça başarılı bir şekilde istenilen akışkan seviyesini takip edebildiği gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"226 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127214200","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Toz Metalürjisi Yöntemi ile Üretilen 316L Östenitik Paslanmaz Çeliğin Kaynaklanabilirliğinin İncelenmesi","authors":"Muhammed Elitaş, Mehmet Akif Erden","doi":"10.35193/bseufbd.1135867","DOIUrl":"https://doi.org/10.35193/bseufbd.1135867","url":null,"abstract":"Bu çalışmada 600 MPa ve 700 MPa presleme basınçlarında toz metalürjisi yöntemi ile 316L östenitik paslanmaz çelikler üretilmiştir. Bu çeliklerin nokta direnç kaynak yöntemi uygulanarak kaynaklanabilirliği incelenmiştir. Kaynaklı numunenin mikroyapısı optik mikroskopta detaylı olarak analiz edilmiştir. Ayrıca nokta direnç kaynak işlemi sonucunda oluşan esas metal, ısının tesiri altındaki bölge ve kaynak metali bölgelerinin sertlik değerleri ölçülmüştür. Sonuç olarak, esas metal mikroyapısının ağırlıklı olarak östenit fazından oluştuğu görülmüştür. Nokta direnç kaynak işleminde meydana gelen yüksek ısı sebebiyle kaynak metalinin ağırlıklı olarak östenit matris içerisinde delta ferrit fazından oluştuğu gözlenmiştir. Esas metalden kaynak metaline doğru sertlik değerleri artış göstermiştir. Ayrıca 700 MPa presleme basıncında elde edilen numunenin farklı kaynak bölgelerinde ölçülen sertlik değerleri 600 MPa presleme basıncında elde edilen numuneye göre daha yüksek bulunmuştur.","PeriodicalId":325089,"journal":{"name":"Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128882993","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}