{"title":"Liposuction Sonrası D Vitamini Durumundaki Dinamik Değişimler: Hasta İzleme ve Sağlık Açısından Etkileri","authors":"Hüseyin Kandulu","doi":"10.61845/agrimedical.1416520","DOIUrl":"https://doi.org/10.61845/agrimedical.1416520","url":null,"abstract":"Aim: Liposuction, a prevalent plastic surgery procedure, has gained a significant popularity in recent years. Vitamin D, a crucial fat-soluble vitamin, plays a vital role in numerous metabolic pathways, with emerging importance beyond skeletal health. This study aims to assess vitamin D status before and after liposuction surgery and examine the impact of removed adipose tissue on serum 25(OH)D levels. Material and Method: This cross-sectional study included patients undergoing liposuction between January 2022 and February 2023. Criteria for inclusion and evaluation of vitamin D status followed established guidelines. Vitamin D status and serum 25(OH)D levels were assessed and measured on the follow-up points. Results: Participants (n=21) exhibited a significant decrease in BMI postoperatively. Serum 25(OH)D levels showed a decline, reaching the lowest in the 1st month post-surgery. The distribution of vitamin D status shifted postoperatively, with an increased incidence of deficiency. Conclusion: The study underscores the dynamic relationship between BMI, adipose tissue, and vitamin D levels following liposuction. Research has associated vitamin D deficiency with adverse surgical outcomes and emphasizes the need for monitoring this parameter in elective surgeries. Findings suggest a dynamic shift in vitamin D status post-liposuction, advocating for continuous monitoring and potential supplementation.","PeriodicalId":518440,"journal":{"name":"Ağrı Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"55 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140527669","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Endoskopik Hiatal Herni Tespit Edilen Hastaların Klinikopatolojik Özelliklerinin Karşılaştırılması","authors":"Aysun Yakut, M.Arif Aladağ","doi":"10.61845/agrimedical.1349294","DOIUrl":"https://doi.org/10.61845/agrimedical.1349294","url":null,"abstract":"Amaç: Hiatal herni (HH); abdominal kompartmandaki mide gibi organ ve dokuların göğüs boşluğuna yerdeğiştirmesidir. HH özofagus ile diyafram arasındaki oryantasyona göre sınıflandırılır. Hastalar genellikle asemptomatik olup bazen gastrik reflü, mide bulantısı, şişkinlik, retrosternal ağrı, gastroözofagial kanama ve disfaji gibi birçok klinikle prezente olabilir. Bu çalışmada; HH olan hastaların, klinik prezentasyonunu değerlendirmek, endoskopik olarak tanısını sınıflandırarak koymak ve tedavide medikal ve invaziv olarak neler yapılabileceğini vurgulamak istedik. \u0000Gereç ve yöntemler: Bu çalışma 2021-2022 tarihleri arasında endoskopi ünitemize başvurmuş 565 hastanın gastroskopisinde HH tespit edildiği retrospektif bir çalışmadır. Gastroskopisinde HH`si olmayan ve kardia gevşekliği olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastaların demografik özellikleri, şikayetleri, endoskopik bulguları, patolojik bulguları ve takipleri hastane veri tabanından kaydedildi. Bu veriler değerlendirilirken, istatistiksel analizler için NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2020 Statistical Software (NCSS LLC, Kaysville, Utah, USA) programı kullanıldı. \u0000Bulgular: Çalışmamıza katılan 565 hastanın %40,2’sinin (n=227) kadın, %59,8’inin (n=338) erkekti. HH olanların yaşları 16 ile 103 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 49,31±17,08 olarak belirlenmiştir. HH olan hastalarda sıklıkla Tip I sliding tipte HH tespit edilmiştir. Semptomatik hastalarda genellikle reflü şikayeti olup proton pompa inhibitörleri, anti-asitler, aljinat gibi ilaçlarla sıklıkla semptomatik iyileşme sağlandığı tespit edilmiştir. \u0000Sonuç: HH genellikle asemptomatik olmakla birlikte, semptomatik vakalarda ciddi klinik bir sorundur. Tip I sliding HH sıklıkla tespit edilir, bu hastalar genellikle yaşam tarzı değişikliği ve medikal tedavi ile semptomatik iyileşme sağlamaktadır. Ancak tedaviye dirençli ve komplike hastalarda endoskopik veveya cerrahi maniplasyonlar ile semptomatik iyileşme sağlanmaktadır.","PeriodicalId":518440,"journal":{"name":"Ağrı Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"44 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140530397","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}