{"title":"Güneş enerji santrallerinde PV*SOL yazılımının güvenilirliğinin değerlendirilmesi","authors":"Abdussamed Balkan, Göksu Görel","doi":"10.17714/gumusfenbil.1036950","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1036950","url":null,"abstract":"Fosil yakıtların çevreye verdiği zarar ve tükenebilir bir kaynak olmasından ötürü yenilenebilir enerji dalında artan talep sonucunda yüksek verim ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Santrallerin kurulumundan önce verimlilik düzeyinin saptanması için kullanılan bazı performans analizlerine olan ihtiyaç da aynı doğrultuda artmıştır. Bu doğrultuda geliştirilen yazılımlar aracılığıyla santralin kurulumuna başlanılmadan önce santrale ait tahmini üretim değerleri, amortisman süresi gibi verilere önceden ulaşılabilmektedir. Yatırımcılar bu yazılımlar ile en yüksek verime sahip alanları saptayarak santral kurulumuna başlamaktadırlar. Bu çalışmada elektrik enerjisi üreten 1.166 kWp/1000kWe kapasiteye sahip Afyonkarahisar ili Dinar ilçesi Gençali köyü mevkiine kurulmuş olan bir fotovoltaik sistemin Lüytob üretim verileri ile PV*SOL programına ait üretim değerleri karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada PV*SOL programı ile gerçek üretim sonuçlarını karşılaştırılmıştır ve PV*SOL programının sonuçlarının güvenilirliği değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"102 52","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141821766","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Environmental effects of geothermal energy utilizations: A case study of the Seferihisar geothermal system, İzmir, Türkiye","authors":"M. Alacali","doi":"10.17714/gumusfenbil.1394922","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1394922","url":null,"abstract":"Geothermal resources are often regarded as environmentally friendly and sustainable resources. They are utilized for different purposes, including energy generation, thermal tourism and greenhouse cultivation. The utilization type depends on the temperature, chemical characteristics and the flow rates of available geothermal resources. In long-term applications, there is a need for research and monitoring process to assess environmental consequences. Also, supervised use of the resource is crucial for both the geothermal system and its environment, as there is a possibility of unpleasant impacts on the environment, as chemical pollution, subsidence, and thermal effects in cases of improper use of geothermal resources. In Seferihisar, current consumption types of geothermal energy are consisting of a geothermal power plant with an installed capacity of 12 Mwe and a few primitive spas. In the Tuzla geothermal field, the geothermal waters ascending to the surface cause the deposition of travertine, where sea water interference to the geothermal system is clearly observed and supported by XRD analysis of the sample collected from the Tuzla travertine. Seismic activities as earthquakes, affect the surface manifestations of the SGS. The temperature measurement values obtained from Tuzla and Doğanbey are higher than the values recorded prior to the installation of the geothermal power plant. The operation of the geothermal power plant has caused the nearby hot springs to dry up and has ceased travertine deposition in the Cumalı geothermal field. The annual mean values of NO₂ and SO₂ for the region are lower than the National threshold value and European Union Countries’ threshold value.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"12 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140241683","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of mineralogical properties of Çal (Denizli) region clays and their usability as ceramics raw material","authors":"B. Semi̇z","doi":"10.17714/gumusfenbil.1413745","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1413745","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Çal (Denizli) bölgesinde iki farklı lokasyondan alınan kil bakımından zengin hammaddelerin mineralojik özelliklerinin belirlenmesi ve endüstriyel işlemlerle geleneksel seramik ürünlerin üretiminde kullanım potansiyellerinin ortaya koyulması, ayrıca arkeolojik seramik (çanak-çömlek vb.) hammaddesi olarak kullanılma potansiyelinin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu kapsamda fiziksel, kimyasal (X-ışını floresansı, XRF), mineralojik (X-ışını kırınımı, XRD), termal analiz (Diferansiyel Termal Analizör-Termogravimetri, DTA-TG), kıvam limitleri ve tane boyu dağılımı analiz yöntemleri kullanılmıştır. Ayrıca, teknolojik testler için silindirik numuneler hazırlanıp 700°C'den 1100°C'ye pişirilmiş ve tüm sıcaklıklarda birim hacim ağırlığı, su emme, tek eksenli basınç dayanımı, boy kısalması ve hacimce büzülme değerleri ölçülmüştür. İncelenen killerin (ÇL4 ve ÇL5) kimyasal ve mineralojik bileşimlerinin incelenmesi sonucunda bileşimlerinde çok büyük farklılıkların olmadıkları tespit edilmiştir. Genel olarak kuvars, kalsit ve klorit mineralleri ile kil minerali olarak illit ve kaolinit içerdikleri, ÇL4 örneğinde ise farklı olarak klorit-simektit türü tabakalı killer tespit edilmiştir. Kimyasal olarak Çal killerinin ana oksitleri, SiO2, Al2O3 ve Fe2O3'ten oluşmakta olup ÇL4 örneğinde yüksek CaO ve kızdırma kaybı içeriğiyle karakterize edilmiştir. Fiziksel özellikleri açısından incelenen örnekler genellikle siltli kil olarak tanımlanmıştır. Plastisite indekslerinin (PI) %15-16 gibi yüksek bir değerde belirlenmesi, çalışılan killerin orta-yüksek plastik hammadde potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. ÇL4 örneğinin ÇL5 örneğine göre düşük birim hacim ağırlık ve daha yüksek su emme değerleri içerdikleri tespit edilmiştir. Tek eksenli basınç dayanımları ÇL5 örneklerinde kademeli olarak artış gösterdiği, ÇL4 örneğinde ise 800oC’den itibaren düşüş gösterdiği belirlenmiştir. Teknik testler, Çal killerinin tuğla ve kiremit gibi yapısal seramik ürünlerin imalatında ve ayrıca plastik killerin ilave edilmesi ile çanak-çömlek üretiminde uygun olduğunu göstermiştir.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"2 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140241397","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Changes in the consistency limits of clay soils with fiber reinforcement","authors":"Yasemin Aslan Topcuoglu, Zülfü Gürocak","doi":"10.17714/gumusfenbil.1425830","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1425830","url":null,"abstract":"Killerin mühendislik özelliklerinin iyileştirilmesi amacıyla kullanılan birçok yöntem bulunmaktadır. Bu geleneksel yöntemlere son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan fiber ile güçlendirme yöntemi de eklenmiştir. Geleneksel yöntemlere göre birçok avantaja sahip olan bu yöntemde daha çok bazalt, cam, polipropilen gibi fiber türleri kullanılmakta ve dolguda kullanılan zeminlerin mühendislik özellikleri iyileştirilebilmektedir. Zemin güçlendirmede fiber kullanımının son zamanlarda mühendislik uygulamalarında yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanması ile birlikte, bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda da önemli bir artış söz konusudur. Fiber kullanımı sonucunda fiber–zemin etkileşimlerinin, zeminin jeoteknik özelliklerinde meydana gelen değişimlerin ve bu değişimlerdeki mekanizmanın anlaşılabilmesi için daha fazla bilimsel çalışmaya ve veri tabanına ihtiyaç vardır. Bu çalışmada, kaolin kiline farklı oranlarda bazalt fiber takviyesiyle likit ve plastik limit değerlerinde meydana gelen değişimler incelenmiştir. Bu amaçla kaolin kiline % 0.25, 0.50, 1.00, 1.50, 2.00, 2.50 ve 3.00 oranlarında 24 mm uzunluğa sahip bazalt fiber eklenerek hazırlanan kil örneklerinin likit limit, plastik limit ve plastisite indisi değerlerinde meydana gelen değişimler incelenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, bazalt fiber takviyesi ile kaolin kilinin likit limit değerlerinde azalma, plastik limit değerlerinde ise artış meydana gelmiştir. Takviyeli kaolin kilinde likit limitte en fazla azalmanın, plastik limitte ise en fazla artışın meydana geldiği bazalt fiber oranı ise % 2.00 olarak belirlenmiştir. Likit ve plastik limit değerlerinde meydana gelen bu değişimler sonucunda kaolin kilinin plastisite indisinde de azalma meydana gelmiş ve bu azalmaya bağlı olarak kaolin kili daha stabil hale gelmiştir.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"18 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140242862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kentsel odak mekânlarındaki “görsel odakların” sokak sistemleriyle ilişkileri: Anadolu Yerleşmeleri örneği","authors":"H. Özdoğan, Sonay Çevi̇k","doi":"10.17714/gumusfenbil.1398771","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1398771","url":null,"abstract":"Kentsel odak mekânı kavramı toplumsal yaşam ve yerleşme kültürüne bağlı olarak farklılaşabilmektedir. Kentsel dokunun ana belirleyicilerinden olan sokaklar, sokakların morfolojik yapıları ve birbirleriyle ilişkileri, kesişme-buluşma biçimleri kentsel odak mekanlarının biçimsel yapılarını etkileyebilmektedir. Yerleşmeler planlı ve plansız olarak sınıflandırıldığında plansız yerleşmelerin tekrarlanmayan kendine özgü biçimlenmeleriyle planlı yerleşmelerden farklılaştıkları görülmektedir. Çalışma “yerleşme alanı – yerleşme alanlarındaki odak noktaları – yerleşme alanlarındaki odak noktalarının görsel odakları” arasındaki hiyerarşik yapı üzerine kurgulanmakta, geleneksel Anadolu yerleşmelerdeki sokak kesişim sistemleriyle oluşan sokak mekanları ve meydanlar kapsamında yürütülmektedir. Bu kapsamda kentsel toplanma mekanlarına ait tipolojik ve morfolojik yapının ortaya konması, toplanma mekanlarında mekân dizimi visibility (görülebilirlik) analiziyle görsel odak noktalarının ortaya konması ve sokak sistemleri ile aralarındaki ilişkiler, görsel odak noktalarının kentsel mekânda bulunma biçimlerine bağlı tipolojiler, sokak sisteminin değişimiyle görsel odak noktalarında ortaya çıkan değişikliklere ait morfolojik seriler irdelenmektedir. Çalışma kapsamında sokak eksenlerinin kesişme noktalarının/bölgeleri ile mekan dizimi yöntemiyle elde edilen görsel odak noktalarının birbirine benzer oldukları, sokak mekanlarındaki görsel odaklarının sokak mekanını çevreleyen düşey düzlemlerin tek kenarında, meydanlardaki görsel odak noktalarının meydanı çevreleyen düşey düzlemlerin iki kenarında yoğunlaştıkları görülmekte, bu durumun dinamik-sokak ve statik-meydan doğal yapısının bir sonucu olarak ortaya çıktığı değerlendirilmektedir.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"14 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140244129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gene expression changes of isocitrate dehydrogenase 1 and isocitrate dehydrogenase 2 affect carcinogenesis and survival probability","authors":"Esra BULUT ATALAY","doi":"10.17714/gumusfenbil.1353355","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1353355","url":null,"abstract":"Isocitrate dehydrogenase (IDH) is an essential metabolic enzyme in the regulation of cellular metabolism. IDH gene encodes three protein isoforms, IDH1, IDH2, and IDH3, and the expression level of isoforms is altered in human cancer types. Examining the gene expression level of IDH is a therapeutic advantage that could help find a new target to use in cancer metabolism. The present study aimed to explore the gene expression level of IDH1 and IDH2 isoforms in the ten common human cancers using bioinformatic tools. In addition, the effect of gene expression changes on IDH1 and IDH2 on carcinogenesis and survival probability was examined in publicly available data deposited in the TCGA database. The results showed that the expression of IDH isoforms showed tissue-specific differences. IDH1 expression increased in esophageal and lung squamous cell carcinoma and lung and stomach adenocarcinoma tumors. Bladder urothelial, breast urothelial, and lung squamous cell carcinoma, colon, and lung adenocarcinoma displayed a significant upregulation of IDH2 expression. There was a direct relationship between the expression of IDH isoforms and the progression of various cancer types. High IDH1 expression led to decreased survival probability in esophageal carcinoma, lung, and stomach adenocarcinoma. Elevated IDH2 expression level led to decreased survival probability in bladder urothelial, breast urothelial, and lung squamous cell carcinoma and colon adenocarcinoma. In conclusion, all data showed that IDH1 could be a biomarker for esophageal carcinoma, lung and stomach adenocarcinoma, and IDH2 for bladder urothelial, breast urothelial, and lung squamous cell carcinoma, and colon adenocarcinoma.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"67 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139388338","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sürdürülebilir yeşil ulaşımın araştırma eğilimi ve bibliyometrik analizi","authors":"Nuriye Kabakuş","doi":"10.17714/gumusfenbil.1318232","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1318232","url":null,"abstract":"In recent years, the concept of green transportation has rapidly entered our lives with the increasing awareness of environmental problems such as climate change, air pollution and depletion of natural resources. Green transportation has become a new scientific research area under the umbrella of sustainability due to its benefits to both the economy and the environment. The aim of this study is to provide a common quantitative and qualitative understanding of the overall evolutionary trend, knowledge structure and literature gaps of the sustainable and green transportation (S>) research field. For this purpose, the Bibliometrix library provided by R software was used to analyze S>-related scientific research in the Web of Science database. In this study, using the science mapping approach, a total of 2018 publications published from 1997 to 2022 were analyzed and synthesized in detail. In addition, visualized statistics on the number of publications, citations, prominent authors, institutions, countries, sources, keywords and research themes in the field of S> were analyzed bibliographically. The analysis results show that China is the largest contributing country; Changan University is the most influential institution; Zhang L. is the most influential writer; Sustainability Journal is the primary publishing platform, in the S> field. The results are expected to guide researchers interested in S> issues to identify research gaps. In conclusion, the findings systematically describe the current state of play, key issues and academic frontiers in the field of S>.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"124 43","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139387743","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Whole-rock and petrological properties of mantle peridotites from Kızıldağ (Hatay) ophiolite, tracing melt-rock interaction process","authors":"A. Şen","doi":"10.17714/gumusfenbil.1405095","DOIUrl":"https://doi.org/10.17714/gumusfenbil.1405095","url":null,"abstract":"Kızıldağ ofiyoliti (G-Türkiye) Neotetis okyanusunun güney kolunda oluşmuş okyanusal litosfer kalıntısı kayaçlar topluluğu olarak bilinmektedir. Ofiyolit istifi tabandan tavana doğru manto peridotitleri, ultramafik-mafik kümülatlar, izotrop gabrolar, levha dayk kompleksi ve yastık şekilli bazaltik örtü kayaçları şeklindedir. Manto peridotitleri harzburjit bileşimindedir ve değişen oranlarda serpantinleşme gözlenmektedir. Manto peridotitlerinin tüm kayaç ana oksit-iz element ve Lantanit Grubu Element (LGE) içerikleri harzburjitlerin değişen derecelerde kısmi ergime kalıntısı kayaçlar olduğuna işaret etmektedir. Harzburjitler düşük tüm-kayaç Al ve Ca kompozisyonlarına sahiptir ve SSZ peridotitlerin tüketilmiş karakterini yansıtmaktadır. Tüketilmiş manto harzburjitleri, bazı büyük iyon yarıçaplı elementler (LILE) ve hafif lantanit grubu elementler (HLGE) bakımından zenginleşme gösterdiği tespit edilmiştir ve bu durum yitim sırasında meydana gelen ergiyik manto etkileşimine işaret etmektedir. Harzburjitlerin tüm kayaç MgO içerikleri ile CaO ve Al2O3 içerikleri kıyaslandığında bu kayaçların %20-30 arası kısmi ergime kalıntısı kayaçlar olduğu görülmektedir. Ayrıca kısmi ergime sırasında uyumsuz davrandığı bilinen Ti ve Yb içeriklerindeki zenginleşmeler ergiyik-kayaç etkileşimine işaret etmektedir.","PeriodicalId":491624,"journal":{"name":"Gümüşhane üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi","volume":"22 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139389542","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}