{"title":"在痛苦和上海,新图法尼理事会和科学作品内部开放被调查","authors":"İsmet Tunç, Nuri Deniz","doi":"10.35415/sirnakifd.1181812","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Nuh tufanı insanlığın kadim anlatılarından biridir. Bu bakımdan kaynaklarda farklı medeniyet, inanç ve mitolojilere ait, geçmişte yaşanmış olduğuna inanılan bir tufan veya geniş çaplı su baskınlarının konu edindiği anlatılar mevcuttur. Sümer ve Asur gibi antik uygarlıkların tabletlerindeki bilgilere göre tanrıların insan ırkını tamamen ortadan kaldırmak istemesi sonucunda tufan meydana gelmiştir. Bu tabletlerde tufan benzeri hadiselere ilişkin farklı anlatımlar mevcuttur. Fakat genel kanaat büyük ölçekli bir su baskını ya da tufan hadisesinin yaşandığı yönündedir. Bu olayın, insanlardan kaynaklı kötülüklerin artması ve Tanrı’nın gazabı sebebiyle gerçekleştiğine inanılmıştır. İbrahimî dinlerde ve aynı zamanda geleneksel ya da kabile dinlerde de bu tür anlatımlar söz konusudur. \nDünya nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan üç ilahi dinde bu olay Nuh tufanı olarak isimlendirilmiştir. Bunun yanında Kur’an’da adı geçen peygamberlerden olan Hz. Nuh döneminde gerçekleşen tufan olayının sebep ve sonucu anlatılmıştır. Kur’an’a göre insanların günahları sebebiyle Allah insanlara bir ceza vermiş, iman eden ve iyilik yapan insanları ise kurtarmıştır. Bu doğrultuda Tevrat’a göre tufandan sonra Nuh’un gemisi Ararat dağlarına inmiştir. Buna göre Ararat kavramının neyi ifade ettiği önem kazanmaktadır. Bundan dolayı Yahudi kaynakları en önemli veri kaynakları olarak ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda bölgede yaşayan Süryaniler de tufan hadisesine dair çeşitli anlatımlara sahiptirler. Kur’an’da ise geminin indiği yer Cudi Dağı olarak geçmektedir. Bu durumda Müslümanların temel kaynağı Kur’an olduğu için konu daha da önemli hale gelmektedir. Bu bağlamda tufan hadisesi dinî, kültürel ve tarihi bir değer taşımasından dolayı, ülkemizde Şırnak ve Ağrı illeri arasında bilimsel çalışma ve araştırma alanı meydana getirirken, aynı zamanda tufanın gerçekleştiği yer bağlamında tartışmalara da sebebiyet vermiştir. Her iki ilde geçmişten itibaren fiziki olarak gemi kalıntısı bulmak ve tufanın izlerine rastlamak amacıyla çeşitli arkeolojik ve jeolojik çalışmalar yürütülmüştür. Bunların bir kısmı bilim insanları tarafından, bir kısmı da konuya meraklı olan kişiler ve kurumlarca yapılmıştır. Aynı zamanda konunun güncel bir değer taşımasından dolayı konu hakkında medyada çok fazla haber yer almıştır. Bunun yanında hem Ağrı hem de Şırnak bölgelerinde bu konunun gerek yazılı gerekse de sözlü olarak aktarıldığı ve ortak bir hafızanın meydana geldiği görülmektedir. \nAraştırma, daha önce bu alanda yapılan çalışmalardan elde edilen verilerin yanı sıra Ağrı Dağı ve Nuh Tufanı ile Cudi Dağı ve Nuh Tufanı sempozyumlarında bulunan çalışmaların değerlendirilmesine dayanmaktadır. Ayrıca konunun daha iyi anlaşılması için bu alanda yapılan diğer bilimsel çalışmalardan da faydalanılmıştır. Konular buna göre belli başlıklar altında incelenmiştir. Ayrıca bölgenin yaşam koşullarına elverişliliği, Ararat isminin gerçekte nereyi ifade ettiği, bu konudaki arkeolojik bulgular, seyahatnamelerde konuya yaklaşım, tefsir ve hadis literatüründe geminin indiği yere dair tartışmalar ele alınmıştır. Ayrıca Şırnak ve Ağrı bölgelerinde tufan hadisesine üzerine yapılan çalışmaların ne oranda tufanı konu edindiği yönünde sayısal değerler de verilmiştir. Bu kapsamda konunun dinî alanla olan ilişkisinin nasıl kurulduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Çünkü yapılan çalışmalarda tufanın dinî boyutu ön plana çıkartılmaktadır. Çalışma, konuya dair çalışmaların literatür analizine ve karşılaştırmasına yöneliktir. Bu makale ulaşılabilen çalışmalarla sınırlıdır.","PeriodicalId":33450,"journal":{"name":"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1000,"publicationDate":"2022-11-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Ağrı’da ve Şırnak’ta Gerçekleştiğine İnanılan Nuh Tufani Konulu Sempozyum ve Bilimsel Çalışmaların İçerik Açısından İncelenmesi\",\"authors\":\"İsmet Tunç, Nuri Deniz\",\"doi\":\"10.35415/sirnakifd.1181812\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Nuh tufanı insanlığın kadim anlatılarından biridir. Bu bakımdan kaynaklarda farklı medeniyet, inanç ve mitolojilere ait, geçmişte yaşanmış olduğuna inanılan bir tufan veya geniş çaplı su baskınlarının konu edindiği anlatılar mevcuttur. Sümer ve Asur gibi antik uygarlıkların tabletlerindeki bilgilere göre tanrıların insan ırkını tamamen ortadan kaldırmak istemesi sonucunda tufan meydana gelmiştir. Bu tabletlerde tufan benzeri hadiselere ilişkin farklı anlatımlar mevcuttur. Fakat genel kanaat büyük ölçekli bir su baskını ya da tufan hadisesinin yaşandığı yönündedir. Bu olayın, insanlardan kaynaklı kötülüklerin artması ve Tanrı’nın gazabı sebebiyle gerçekleştiğine inanılmıştır. İbrahimî dinlerde ve aynı zamanda geleneksel ya da kabile dinlerde de bu tür anlatımlar söz konusudur. \\nDünya nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan üç ilahi dinde bu olay Nuh tufanı olarak isimlendirilmiştir. Bunun yanında Kur’an’da adı geçen peygamberlerden olan Hz. Nuh döneminde gerçekleşen tufan olayının sebep ve sonucu anlatılmıştır. Kur’an’a göre insanların günahları sebebiyle Allah insanlara bir ceza vermiş, iman eden ve iyilik yapan insanları ise kurtarmıştır. Bu doğrultuda Tevrat’a göre tufandan sonra Nuh’un gemisi Ararat dağlarına inmiştir. Buna göre Ararat kavramının neyi ifade ettiği önem kazanmaktadır. Bundan dolayı Yahudi kaynakları en önemli veri kaynakları olarak ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda bölgede yaşayan Süryaniler de tufan hadisesine dair çeşitli anlatımlara sahiptirler. Kur’an’da ise geminin indiği yer Cudi Dağı olarak geçmektedir. Bu durumda Müslümanların temel kaynağı Kur’an olduğu için konu daha da önemli hale gelmektedir. Bu bağlamda tufan hadisesi dinî, kültürel ve tarihi bir değer taşımasından dolayı, ülkemizde Şırnak ve Ağrı illeri arasında bilimsel çalışma ve araştırma alanı meydana getirirken, aynı zamanda tufanın gerçekleştiği yer bağlamında tartışmalara da sebebiyet vermiştir. Her iki ilde geçmişten itibaren fiziki olarak gemi kalıntısı bulmak ve tufanın izlerine rastlamak amacıyla çeşitli arkeolojik ve jeolojik çalışmalar yürütülmüştür. Bunların bir kısmı bilim insanları tarafından, bir kısmı da konuya meraklı olan kişiler ve kurumlarca yapılmıştır. Aynı zamanda konunun güncel bir değer taşımasından dolayı konu hakkında medyada çok fazla haber yer almıştır. Bunun yanında hem Ağrı hem de Şırnak bölgelerinde bu konunun gerek yazılı gerekse de sözlü olarak aktarıldığı ve ortak bir hafızanın meydana geldiği görülmektedir. \\nAraştırma, daha önce bu alanda yapılan çalışmalardan elde edilen verilerin yanı sıra Ağrı Dağı ve Nuh Tufanı ile Cudi Dağı ve Nuh Tufanı sempozyumlarında bulunan çalışmaların değerlendirilmesine dayanmaktadır. Ayrıca konunun daha iyi anlaşılması için bu alanda yapılan diğer bilimsel çalışmalardan da faydalanılmıştır. Konular buna göre belli başlıklar altında incelenmiştir. Ayrıca bölgenin yaşam koşullarına elverişliliği, Ararat isminin gerçekte nereyi ifade ettiği, bu konudaki arkeolojik bulgular, seyahatnamelerde konuya yaklaşım, tefsir ve hadis literatüründe geminin indiği yere dair tartışmalar ele alınmıştır. Ayrıca Şırnak ve Ağrı bölgelerinde tufan hadisesine üzerine yapılan çalışmaların ne oranda tufanı konu edindiği yönünde sayısal değerler de verilmiştir. Bu kapsamda konunun dinî alanla olan ilişkisinin nasıl kurulduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Çünkü yapılan çalışmalarda tufanın dinî boyutu ön plana çıkartılmaktadır. Çalışma, konuya dair çalışmaların literatür analizine ve karşılaştırmasına yöneliktir. Bu makale ulaşılabilen çalışmalarla sınırlıdır.\",\"PeriodicalId\":33450,\"journal\":{\"name\":\"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi\",\"volume\":null,\"pages\":null},\"PeriodicalIF\":0.1000,\"publicationDate\":\"2022-11-18\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1181812\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"0\",\"JCRName\":\"RELIGION\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1181812","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"RELIGION","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
摘要
诺亚的浴室是人类女性的故事之一。在这种背景下,有关于不同文明、信仰和神话的报道认为,过去曾发生过风暴或大规模洪水。根据苏美尔和阿苏尔等古代文明的数据,众神希望彻底消灭人类。这些药片对试管等事件有不同的解释。但整个冬天是由大量的水压或洪水造成的。人们相信,来自人类的邪恶和上帝的愤怒已经降临到他们身上。伊布拉希姆·丁勒德(Il brahimîdinlerde ve aynızamanda geleneksel ya da kabile dinlerde de bu tür anlatımlar söz konusudur)。在世界人口的三大宗教中,诺亚的陷阱被称为圣灵。因此,赫兹是《古兰经》中去世的先知之一。风暴的起因和后果发生在诺亚期间。真主惩罚了人民的罪恶,拯救了那些相信并行善的人。顺便说一句,洪水过后,诺亚方舟下到了亚拉腊山。因此,阿拉拉特的理念意味着胜利。因此,犹太资源是前景数据的主要来源。与此同时,居住在该地区的叙利亚人对这场风暴有着不同的定义。在《古兰经》中,这艘船的名字是库迪山。Müslümanların temel kaynağıKuran olduğu için konu daha daönemli hale gelmektedir。在这方面,浴室的趋势导致了在宗教、文化和历史价值的背景下的讨论,包括上海和我国巴尔干半岛之间的科学和研究领域。在过去的两年里,人们进行了物理和地质活动,以寻找船只的残骸并追踪陷阱。其中一些是科学家制造的,还有一些对此事感兴趣。与此同时,由于当前的价值转移,媒体收到了很多关于这个问题的消息。此外,这件事的痛苦和需要都被写了出来,似乎一种共同的记忆已经用文字传递了出来。调查是基于对这一领域开展的工作的评估,包括飓风山和努赫图凡以及库迪山和努赫图凡专题讨论会。此外,在这一领域所做的其他科学工作也可以用来更好地理解这个问题。在这方面,在某些标题下审查了这些专题。此外,该地区在生活方面的可用性、阿拉拉特的真实姓名、考古发现、旅行的近似值、描述以及事件文献中关于船只降落地的争议。AyrıcaŞırnak ve Ağrıbölgelerine tufan hadisesineüzerine yapılançalışmaların ne oranda tufanıkonu edindiği yönünde sayısal değerler de verilmiştir。在本节中,我们试图了解与宗教的关系是如何建立的。因为在所做的工作中,宗教的陷阱是要在计划之前消除的。这项工作导致了对这一主题的文学分析和比较。本文仅限于现有作品。
Ağrı’da ve Şırnak’ta Gerçekleştiğine İnanılan Nuh Tufani Konulu Sempozyum ve Bilimsel Çalışmaların İçerik Açısından İncelenmesi
Nuh tufanı insanlığın kadim anlatılarından biridir. Bu bakımdan kaynaklarda farklı medeniyet, inanç ve mitolojilere ait, geçmişte yaşanmış olduğuna inanılan bir tufan veya geniş çaplı su baskınlarının konu edindiği anlatılar mevcuttur. Sümer ve Asur gibi antik uygarlıkların tabletlerindeki bilgilere göre tanrıların insan ırkını tamamen ortadan kaldırmak istemesi sonucunda tufan meydana gelmiştir. Bu tabletlerde tufan benzeri hadiselere ilişkin farklı anlatımlar mevcuttur. Fakat genel kanaat büyük ölçekli bir su baskını ya da tufan hadisesinin yaşandığı yönündedir. Bu olayın, insanlardan kaynaklı kötülüklerin artması ve Tanrı’nın gazabı sebebiyle gerçekleştiğine inanılmıştır. İbrahimî dinlerde ve aynı zamanda geleneksel ya da kabile dinlerde de bu tür anlatımlar söz konusudur.
Dünya nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan üç ilahi dinde bu olay Nuh tufanı olarak isimlendirilmiştir. Bunun yanında Kur’an’da adı geçen peygamberlerden olan Hz. Nuh döneminde gerçekleşen tufan olayının sebep ve sonucu anlatılmıştır. Kur’an’a göre insanların günahları sebebiyle Allah insanlara bir ceza vermiş, iman eden ve iyilik yapan insanları ise kurtarmıştır. Bu doğrultuda Tevrat’a göre tufandan sonra Nuh’un gemisi Ararat dağlarına inmiştir. Buna göre Ararat kavramının neyi ifade ettiği önem kazanmaktadır. Bundan dolayı Yahudi kaynakları en önemli veri kaynakları olarak ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda bölgede yaşayan Süryaniler de tufan hadisesine dair çeşitli anlatımlara sahiptirler. Kur’an’da ise geminin indiği yer Cudi Dağı olarak geçmektedir. Bu durumda Müslümanların temel kaynağı Kur’an olduğu için konu daha da önemli hale gelmektedir. Bu bağlamda tufan hadisesi dinî, kültürel ve tarihi bir değer taşımasından dolayı, ülkemizde Şırnak ve Ağrı illeri arasında bilimsel çalışma ve araştırma alanı meydana getirirken, aynı zamanda tufanın gerçekleştiği yer bağlamında tartışmalara da sebebiyet vermiştir. Her iki ilde geçmişten itibaren fiziki olarak gemi kalıntısı bulmak ve tufanın izlerine rastlamak amacıyla çeşitli arkeolojik ve jeolojik çalışmalar yürütülmüştür. Bunların bir kısmı bilim insanları tarafından, bir kısmı da konuya meraklı olan kişiler ve kurumlarca yapılmıştır. Aynı zamanda konunun güncel bir değer taşımasından dolayı konu hakkında medyada çok fazla haber yer almıştır. Bunun yanında hem Ağrı hem de Şırnak bölgelerinde bu konunun gerek yazılı gerekse de sözlü olarak aktarıldığı ve ortak bir hafızanın meydana geldiği görülmektedir.
Araştırma, daha önce bu alanda yapılan çalışmalardan elde edilen verilerin yanı sıra Ağrı Dağı ve Nuh Tufanı ile Cudi Dağı ve Nuh Tufanı sempozyumlarında bulunan çalışmaların değerlendirilmesine dayanmaktadır. Ayrıca konunun daha iyi anlaşılması için bu alanda yapılan diğer bilimsel çalışmalardan da faydalanılmıştır. Konular buna göre belli başlıklar altında incelenmiştir. Ayrıca bölgenin yaşam koşullarına elverişliliği, Ararat isminin gerçekte nereyi ifade ettiği, bu konudaki arkeolojik bulgular, seyahatnamelerde konuya yaklaşım, tefsir ve hadis literatüründe geminin indiği yere dair tartışmalar ele alınmıştır. Ayrıca Şırnak ve Ağrı bölgelerinde tufan hadisesine üzerine yapılan çalışmaların ne oranda tufanı konu edindiği yönünde sayısal değerler de verilmiştir. Bu kapsamda konunun dinî alanla olan ilişkisinin nasıl kurulduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Çünkü yapılan çalışmalarda tufanın dinî boyutu ön plana çıkartılmaktadır. Çalışma, konuya dair çalışmaların literatür analizine ve karşılaştırmasına yöneliktir. Bu makale ulaşılabilen çalışmalarla sınırlıdır.