{"title":"外部利益相关者对神学院和毕业生的看法:哈兰大学案例","authors":"Ömer Özdemir","doi":"10.30623/hij.1436420","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinin tarihi, 1900'lü yılların başında Osmanlı döneminde kurulan Dârülfünûn'a kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet döneminde ilk açılan ilahiyat fakültesi 1924 yılında Dârülfünûn’a bağlı açılmış olan ilahiyat fakültesidir. Söz konusu ilahiyat fakültesi türlü gerekçeler ileri sürülerek 1933 yılında kapatılmıştır. 1933’ten, 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin açılışına kadar geçen süreçte ülkemizde yüksek din öğretiminden bahsetmek mümkün değildir. 1959 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü açılmış bunu takip eden yıllarda farklı illerde Yüksek İslam Enstitüleri açılmıştır. 1982 yılında bütün yüksek din öğretimi kurumları ilahiyat fakültelerine dönüştürülmüştür. 1992 yılında ikinci nesil diye isimlendirilen ilahiyat fakülteleri açılmaya başlamış ve 2012 yılından itibaren hızlı bir artış göstererek Türkiye’nin hemen hemen her ilinde bir yüksek din öğretimi kurumu açılmıştır. \nGünümüze kadar, İlahiyat Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi ve Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi gibi farklı isimler altında, yüzden fazla üniversitede yüksek din öğretimi kurumları açılmıştır. Ayrıca Açık Öğretim Fakültesi’ne bağlı İlahiyat Ön Lisans Programı ve bazı üniversitelerde İlahiyat Lisans Tamamlama (İLİTAM) Programlarında da yüksek din öğretimi gerçekleştirilmektedir. Sözü edilen yüksek din öğretimi kurumlarında bilimsel yayın, sempozyum, çalıştay, konferans vb. faaliyetler aracılığıyla bilim dünyasına katkı sunulduğu gibi din konusunda halkın ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılayacak din görevlileri de yetiştirilmektedir. İlahiyat fakültesinden mezun olanlar, genellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nda imam-hatip, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz, vaize ve müftü olarak; Milli Eğitim Bakanlığı’nda ise başta öğretmen olmak üzere çeşitli pozisyonlarda görev alabilmektedirler. Bu nedenle, İlahiyat fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi dış paydaşlarının beklenti ve taleplerini dikkate alarak öğretim programlarını, amaçlarını, misyonlarını ve öğrenci yetiştirme programlarını düzenlemelidir. \nBu çalışmanın amacı, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarına yönelik olarak Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, Milli Eğitim Bakanlığı personeli ve toplumun diğer kesimlerinden oluşan dış paydaşların görüş ve beklentilerini belirlemektir. Araştırma kapsamında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının dış paydaşlar tarafından nasıl değerlendirildiğinin tespit edilmesi, bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklentilerinin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmaktadır. Böylece Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının toplumun farklı kesimleri tarafından nasıl algılandığı ve nasıl değerlendirildiğinin ortaya konulmasıyla birlikte buna uygun stratejiler geliştirilebilir. Bu açıdan bakıldığında araştırmanın, yüksek din öğretimi kurumlarının öğretim programlarını ve toplumsal faaliyetlerini düzenlerken dikkate almaları gereken birtakım hususları belirlemesi açısından da önemli olduğu düşünülmektedir. \nAraştırmada hem nicel hem de nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yöntemlerinden biri olan yakınsayan paralel desen tercih edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunları hakkında genel olarak olumlu bir bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının, dış paydaşlar tarafından önemli bir konuma sahip olduğu; bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklenti içinde oldukları görülmektedir. Bu bağlamda katılımcılar tarafından vurgulanan ilahiyat fakültelerinden alan bilgisi yeterli, genel kültürü iyi, öğretme bilgi ve becerisi gelişmiş, iletişim becerisi yüksek münevver din görevlilerinin yetiştirilmesi konusu üzerinde önemle durulması gereken hususların başında gelmektedir.","PeriodicalId":502495,"journal":{"name":"Harran Theology Journal","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Dış Paydaşların İlahiyat Fakültesi ve Mezunlarına Bakışları: Harran Üniversitesi Örneği\",\"authors\":\"Ömer Özdemir\",\"doi\":\"10.30623/hij.1436420\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinin tarihi, 1900'lü yılların başında Osmanlı döneminde kurulan Dârülfünûn'a kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet döneminde ilk açılan ilahiyat fakültesi 1924 yılında Dârülfünûn’a bağlı açılmış olan ilahiyat fakültesidir. Söz konusu ilahiyat fakültesi türlü gerekçeler ileri sürülerek 1933 yılında kapatılmıştır. 1933’ten, 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin açılışına kadar geçen süreçte ülkemizde yüksek din öğretiminden bahsetmek mümkün değildir. 1959 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü açılmış bunu takip eden yıllarda farklı illerde Yüksek İslam Enstitüleri açılmıştır. 1982 yılında bütün yüksek din öğretimi kurumları ilahiyat fakültelerine dönüştürülmüştür. 1992 yılında ikinci nesil diye isimlendirilen ilahiyat fakülteleri açılmaya başlamış ve 2012 yılından itibaren hızlı bir artış göstererek Türkiye’nin hemen hemen her ilinde bir yüksek din öğretimi kurumu açılmıştır. \\nGünümüze kadar, İlahiyat Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi ve Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi gibi farklı isimler altında, yüzden fazla üniversitede yüksek din öğretimi kurumları açılmıştır. Ayrıca Açık Öğretim Fakültesi’ne bağlı İlahiyat Ön Lisans Programı ve bazı üniversitelerde İlahiyat Lisans Tamamlama (İLİTAM) Programlarında da yüksek din öğretimi gerçekleştirilmektedir. Sözü edilen yüksek din öğretimi kurumlarında bilimsel yayın, sempozyum, çalıştay, konferans vb. faaliyetler aracılığıyla bilim dünyasına katkı sunulduğu gibi din konusunda halkın ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılayacak din görevlileri de yetiştirilmektedir. İlahiyat fakültesinden mezun olanlar, genellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nda imam-hatip, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz, vaize ve müftü olarak; Milli Eğitim Bakanlığı’nda ise başta öğretmen olmak üzere çeşitli pozisyonlarda görev alabilmektedirler. Bu nedenle, İlahiyat fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi dış paydaşlarının beklenti ve taleplerini dikkate alarak öğretim programlarını, amaçlarını, misyonlarını ve öğrenci yetiştirme programlarını düzenlemelidir. \\nBu çalışmanın amacı, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarına yönelik olarak Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, Milli Eğitim Bakanlığı personeli ve toplumun diğer kesimlerinden oluşan dış paydaşların görüş ve beklentilerini belirlemektir. Araştırma kapsamında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının dış paydaşlar tarafından nasıl değerlendirildiğinin tespit edilmesi, bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklentilerinin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmaktadır. Böylece Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının toplumun farklı kesimleri tarafından nasıl algılandığı ve nasıl değerlendirildiğinin ortaya konulmasıyla birlikte buna uygun stratejiler geliştirilebilir. Bu açıdan bakıldığında araştırmanın, yüksek din öğretimi kurumlarının öğretim programlarını ve toplumsal faaliyetlerini düzenlerken dikkate almaları gereken birtakım hususları belirlemesi açısından da önemli olduğu düşünülmektedir. \\nAraştırmada hem nicel hem de nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yöntemlerinden biri olan yakınsayan paralel desen tercih edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunları hakkında genel olarak olumlu bir bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının, dış paydaşlar tarafından önemli bir konuma sahip olduğu; bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklenti içinde oldukları görülmektedir. Bu bağlamda katılımcılar tarafından vurgulanan ilahiyat fakültelerinden alan bilgisi yeterli, genel kültürü iyi, öğretme bilgi ve becerisi gelişmiş, iletişim becerisi yüksek münevver din görevlilerinin yetiştirilmesi konusu üzerinde önemle durulması gereken hususların başında gelmektedir.\",\"PeriodicalId\":502495,\"journal\":{\"name\":\"Harran Theology Journal\",\"volume\":null,\"pages\":null},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2024-06-06\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Harran Theology Journal\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.30623/hij.1436420\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Harran Theology Journal","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.30623/hij.1436420","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Dış Paydaşların İlahiyat Fakültesi ve Mezunlarına Bakışları: Harran Üniversitesi Örneği
Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinin tarihi, 1900'lü yılların başında Osmanlı döneminde kurulan Dârülfünûn'a kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet döneminde ilk açılan ilahiyat fakültesi 1924 yılında Dârülfünûn’a bağlı açılmış olan ilahiyat fakültesidir. Söz konusu ilahiyat fakültesi türlü gerekçeler ileri sürülerek 1933 yılında kapatılmıştır. 1933’ten, 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin açılışına kadar geçen süreçte ülkemizde yüksek din öğretiminden bahsetmek mümkün değildir. 1959 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü açılmış bunu takip eden yıllarda farklı illerde Yüksek İslam Enstitüleri açılmıştır. 1982 yılında bütün yüksek din öğretimi kurumları ilahiyat fakültelerine dönüştürülmüştür. 1992 yılında ikinci nesil diye isimlendirilen ilahiyat fakülteleri açılmaya başlamış ve 2012 yılından itibaren hızlı bir artış göstererek Türkiye’nin hemen hemen her ilinde bir yüksek din öğretimi kurumu açılmıştır.
Günümüze kadar, İlahiyat Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi ve Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi gibi farklı isimler altında, yüzden fazla üniversitede yüksek din öğretimi kurumları açılmıştır. Ayrıca Açık Öğretim Fakültesi’ne bağlı İlahiyat Ön Lisans Programı ve bazı üniversitelerde İlahiyat Lisans Tamamlama (İLİTAM) Programlarında da yüksek din öğretimi gerçekleştirilmektedir. Sözü edilen yüksek din öğretimi kurumlarında bilimsel yayın, sempozyum, çalıştay, konferans vb. faaliyetler aracılığıyla bilim dünyasına katkı sunulduğu gibi din konusunda halkın ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılayacak din görevlileri de yetiştirilmektedir. İlahiyat fakültesinden mezun olanlar, genellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nda imam-hatip, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz, vaize ve müftü olarak; Milli Eğitim Bakanlığı’nda ise başta öğretmen olmak üzere çeşitli pozisyonlarda görev alabilmektedirler. Bu nedenle, İlahiyat fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi dış paydaşlarının beklenti ve taleplerini dikkate alarak öğretim programlarını, amaçlarını, misyonlarını ve öğrenci yetiştirme programlarını düzenlemelidir.
Bu çalışmanın amacı, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarına yönelik olarak Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, Milli Eğitim Bakanlığı personeli ve toplumun diğer kesimlerinden oluşan dış paydaşların görüş ve beklentilerini belirlemektir. Araştırma kapsamında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının dış paydaşlar tarafından nasıl değerlendirildiğinin tespit edilmesi, bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklentilerinin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmaktadır. Böylece Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının toplumun farklı kesimleri tarafından nasıl algılandığı ve nasıl değerlendirildiğinin ortaya konulmasıyla birlikte buna uygun stratejiler geliştirilebilir. Bu açıdan bakıldığında araştırmanın, yüksek din öğretimi kurumlarının öğretim programlarını ve toplumsal faaliyetlerini düzenlerken dikkate almaları gereken birtakım hususları belirlemesi açısından da önemli olduğu düşünülmektedir.
Araştırmada hem nicel hem de nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yöntemlerinden biri olan yakınsayan paralel desen tercih edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunları hakkında genel olarak olumlu bir bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının, dış paydaşlar tarafından önemli bir konuma sahip olduğu; bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklenti içinde oldukları görülmektedir. Bu bağlamda katılımcılar tarafından vurgulanan ilahiyat fakültelerinden alan bilgisi yeterli, genel kültürü iyi, öğretme bilgi ve becerisi gelişmiş, iletişim becerisi yüksek münevver din görevlilerinin yetiştirilmesi konusu üzerinde önemle durulması gereken hususların başında gelmektedir.