{"title":"欧根-埃利希社会学中的 \"活法 \"概念","authors":"Ahmet Özalp","doi":"10.51702/esoguifd.1380652","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Yaşayan hukuk kavramı hukuk sosyolojisi literatüründe sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak, bu kavramın hukukçular ve sosyologlar arasında ne anlama geldiği ve neleri içerdiği halen tartışma konusudur. Yaşayan hukuk kavramını ilk kez kullanan Eugen Ehrlich, çoğunlukla hukukun sadece yazılı kurallardan oluşmadığını buna ek olarak toplumsal normları, kültürel formları ve diğer yaşam biçimlerinin meydana getirdiği normları da içermesi gerektiğini ifade etmiştir. Toplumsal normlar zamansal ve bölgesel açıdan göreceli olarak değiştiği için bu değişimler diğer hukuk kurallarını da farklılaştırmaktadır. Bir toplumda yasal olarak kabul edilen bir eylem başka bir toplumda yasa dışı olarak görülmektedir. Tarihi dönemlerin herhangi birinde toplum tarafından norma uygun olarak görünen kurallar zamanla değişim göstermektedir. Bu değişimin etkisiyle oluşan normlarda eski kuralların da izlerinin bulunduğu “yaşayan hukuk” kavramı temelinde tartışılmaktadır. Yaşayan hukukta bütün kurallar, yazılı ya da yazısız olsun, toplumların değerleri ve normlarındaki farklılaşmadan doğmaktadır. Bu nedenle yazılı hukuk toplumun geleneklerini ve değerlerini de dikkate almak zorundadır. Yasa koyucular ve yorumlayıcıları tarafından bu durum dikkate alınmadığı zaman yazılı hukukla çelişen toplumsal yaşam normları toplumu kendi norm ve değerlerine göre hareket etmek zorunda bırakmaktadır. Bu çalışma literatür tarama tekniğine göre yapılmıştır. Ehrlich’in eserlerinden yola çıkarak hukuk ve sosyoloji arasında kurulan köprünün sosyolojik analizini yapmayı amaç edinmiştir. Çalışma, yaşayan hukuk tartışmaları konusundaki yazılı eserleri dikkate alarak sınırlandırılmıştır. Buna ek olarak, literatürde bu konu hakkındaki tartışmaların yapıldığı kaynaklar karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada, yaşayan hukuk kavramının içeriğinin aslında sosyal grupların iç düzenini sağlamaya yönelik ürettikleri kurallardan doğduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu kurallar, yazılı olmasa dahi (pozitif hukuk metinlerinde de yer almasa bile) toplumsal hayatın tüm yönlerine hâkim olan hukuki düzen olarak anlaşılmaktadır. Ek olarak yaşayan hukuk, devletin değil toplumsal yaşamın ve etkileşimin ürettiği kurallar olarak geliştirilmiş bir hukuk sosyolojisi yaklaşımı olarak anlaşılmaktadır.","PeriodicalId":503976,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"42 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"The Concept of Living Law in the Sociology of Eugen Ehrlich\",\"authors\":\"Ahmet Özalp\",\"doi\":\"10.51702/esoguifd.1380652\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Yaşayan hukuk kavramı hukuk sosyolojisi literatüründe sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak, bu kavramın hukukçular ve sosyologlar arasında ne anlama geldiği ve neleri içerdiği halen tartışma konusudur. Yaşayan hukuk kavramını ilk kez kullanan Eugen Ehrlich, çoğunlukla hukukun sadece yazılı kurallardan oluşmadığını buna ek olarak toplumsal normları, kültürel formları ve diğer yaşam biçimlerinin meydana getirdiği normları da içermesi gerektiğini ifade etmiştir. Toplumsal normlar zamansal ve bölgesel açıdan göreceli olarak değiştiği için bu değişimler diğer hukuk kurallarını da farklılaştırmaktadır. Bir toplumda yasal olarak kabul edilen bir eylem başka bir toplumda yasa dışı olarak görülmektedir. Tarihi dönemlerin herhangi birinde toplum tarafından norma uygun olarak görünen kurallar zamanla değişim göstermektedir. Bu değişimin etkisiyle oluşan normlarda eski kuralların da izlerinin bulunduğu “yaşayan hukuk” kavramı temelinde tartışılmaktadır. Yaşayan hukukta bütün kurallar, yazılı ya da yazısız olsun, toplumların değerleri ve normlarındaki farklılaşmadan doğmaktadır. Bu nedenle yazılı hukuk toplumun geleneklerini ve değerlerini de dikkate almak zorundadır. Yasa koyucular ve yorumlayıcıları tarafından bu durum dikkate alınmadığı zaman yazılı hukukla çelişen toplumsal yaşam normları toplumu kendi norm ve değerlerine göre hareket etmek zorunda bırakmaktadır. Bu çalışma literatür tarama tekniğine göre yapılmıştır. Ehrlich’in eserlerinden yola çıkarak hukuk ve sosyoloji arasında kurulan köprünün sosyolojik analizini yapmayı amaç edinmiştir. Çalışma, yaşayan hukuk tartışmaları konusundaki yazılı eserleri dikkate alarak sınırlandırılmıştır. Buna ek olarak, literatürde bu konu hakkındaki tartışmaların yapıldığı kaynaklar karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada, yaşayan hukuk kavramının içeriğinin aslında sosyal grupların iç düzenini sağlamaya yönelik ürettikleri kurallardan doğduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu kurallar, yazılı olmasa dahi (pozitif hukuk metinlerinde de yer almasa bile) toplumsal hayatın tüm yönlerine hâkim olan hukuki düzen olarak anlaşılmaktadır. Ek olarak yaşayan hukuk, devletin değil toplumsal yaşamın ve etkileşimin ürettiği kurallar olarak geliştirilmiş bir hukuk sosyolojisi yaklaşımı olarak anlaşılmaktadır.\",\"PeriodicalId\":503976,\"journal\":{\"name\":\"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi\",\"volume\":\"42 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-12-13\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1380652\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1380652","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
The Concept of Living Law in the Sociology of Eugen Ehrlich
Yaşayan hukuk kavramı hukuk sosyolojisi literatüründe sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak, bu kavramın hukukçular ve sosyologlar arasında ne anlama geldiği ve neleri içerdiği halen tartışma konusudur. Yaşayan hukuk kavramını ilk kez kullanan Eugen Ehrlich, çoğunlukla hukukun sadece yazılı kurallardan oluşmadığını buna ek olarak toplumsal normları, kültürel formları ve diğer yaşam biçimlerinin meydana getirdiği normları da içermesi gerektiğini ifade etmiştir. Toplumsal normlar zamansal ve bölgesel açıdan göreceli olarak değiştiği için bu değişimler diğer hukuk kurallarını da farklılaştırmaktadır. Bir toplumda yasal olarak kabul edilen bir eylem başka bir toplumda yasa dışı olarak görülmektedir. Tarihi dönemlerin herhangi birinde toplum tarafından norma uygun olarak görünen kurallar zamanla değişim göstermektedir. Bu değişimin etkisiyle oluşan normlarda eski kuralların da izlerinin bulunduğu “yaşayan hukuk” kavramı temelinde tartışılmaktadır. Yaşayan hukukta bütün kurallar, yazılı ya da yazısız olsun, toplumların değerleri ve normlarındaki farklılaşmadan doğmaktadır. Bu nedenle yazılı hukuk toplumun geleneklerini ve değerlerini de dikkate almak zorundadır. Yasa koyucular ve yorumlayıcıları tarafından bu durum dikkate alınmadığı zaman yazılı hukukla çelişen toplumsal yaşam normları toplumu kendi norm ve değerlerine göre hareket etmek zorunda bırakmaktadır. Bu çalışma literatür tarama tekniğine göre yapılmıştır. Ehrlich’in eserlerinden yola çıkarak hukuk ve sosyoloji arasında kurulan köprünün sosyolojik analizini yapmayı amaç edinmiştir. Çalışma, yaşayan hukuk tartışmaları konusundaki yazılı eserleri dikkate alarak sınırlandırılmıştır. Buna ek olarak, literatürde bu konu hakkındaki tartışmaların yapıldığı kaynaklar karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada, yaşayan hukuk kavramının içeriğinin aslında sosyal grupların iç düzenini sağlamaya yönelik ürettikleri kurallardan doğduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu kurallar, yazılı olmasa dahi (pozitif hukuk metinlerinde de yer almasa bile) toplumsal hayatın tüm yönlerine hâkim olan hukuki düzen olarak anlaşılmaktadır. Ek olarak yaşayan hukuk, devletin değil toplumsal yaşamın ve etkileşimin ürettiği kurallar olarak geliştirilmiş bir hukuk sosyolojisi yaklaşımı olarak anlaşılmaktadır.