{"title":"作为现代世界隐喻的电影《岛》中商品化的生命:生物力量、神圣的人、坎普","authors":"Serdar GEZER","doi":"10.31122/sinefilozofi.1306569","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Foucault’ya göre 18. Yüzyıldan itibaren halka açık cezalandırma ve işkenceler yoluyla iktidarı tebaaya yayarak uygulanan yönetimin yerini “yapma-etme” demeyen bir yönetim pratiği alır. Halkı yönetilebilir bir bütün olarak ve aynı zamanda toplumun her bir ferdini üretim sistemlerine potansiyelinin tamamını kullanarak eklemlenebilen teker teker disipline edilebilir parçalar olarak gören bir yönetme mantığı onun “biyoiktidar” dediği yönetim pratiğidir. Biyoiktidar her bir bireyi disipline ettiği gibi, bütün bir nüfusu da biyolojik bir bütün olarak görür. Bu yönetim mantığında bedenlerin disiplini önemli hale gelir. Öte taraftan insan bedeni dolaysız olarak biyoiktidarın nesnesi haline geldiğinde insan yaşamı da politik kararların nesnesi haline gelir. Agamben bu durumu “çıplak hayat” kavramıyla açıklar. Ona göre çıplak hayat insanın biyolojik yaşamının politik ve siyasi kararların nesnesi haline gelmesi ve yönetici erkin insanın biyolojik yaşamı üzerinde karar verebilir konumda olması anlamına gelmektedir. Agamben bu fikirleri Roma hukukunda bir şahsiyetten alır: “Kutsal insan”. Roma hukukunda kişi herhangi bir suçtan ötürü halk tarafından kamu oylamasına göre yargılanıyor ve suçlu bulunuyor ise “kutsal insan” ilan edilebiliyordu. Buradaki kutsallığın mahiyeti dini metinlerdeki anlamından oldukça farklıydı. Roma’da herhangi birisi “kutsal insan” olarak damgalanan bu kişiyi öldürdüğünde ceza almıyordu. Agamben’e göre bu alan siyasal egemenin alanıdır veya siyasal egemenin ortaya çıktığı alandır. Bununla birlikte ona göre iktidarı elinde bulunduran erk gerek hakiki gerek kendi ürettiği ve sadece söylemde zuhur eden suni tehdit karşısında “istisnai durum” ilan eder. Kamp olarak kabul edilen yerler istisnai durumların ilan edildiği yerlerdir aynı zamanda. İstisnai durumlarda ise bütün insan hakları askıya alınır ve insan bedeni dolaysız olarak her türden şiddetin nesnesi durumundadır ve şiddet güvenlik söylemi yoluyla meşrulaştırılır.
 
 “Ada” (The Island) filmi Michael Bay yönetmenliğinde 2005 yılında yapılmış ve gösterime girmiş bilim kurgu, macera, gerilim alt türlerinde bir filmdir. Film günümüz dünyasını metaforik olarak anlatmaktadır; tesisin yapısı ve orada olan biten her şey aslında dünyanın küçük bir modelidir. Filmde iyi kalite bir klon için şirket (Merrik Enstitüsü) sürekli disiplin ve düzenleme faaliyetinde bedenleri uysal beden olarak kurmaktadır. Klonlar 24 saat gözetlenmekte, tıbbi kayıtlar tutulmakta, istatistiki veriler depolanmakta, beslenme ve egzersiz pratikleri hassas bir gözetime tabi tutulmaktadır. Disiplin tekniklerinin özellikle odaklandığı bir alan olan “cinsellik” bütün modern biyoiktidarlar tarafından düzenlenmesi ve normlar koyulması gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Filmde karşı cinsten olanlar birbirlerine yaklaştırılmamakta ve cinsellikle ilgili hakikat oyunu kurulmaktadır. Filmde iktidarın kurduğu hakikat oyununu anlayan ve Merrik tarafından “biyolojik kirlenmeye maruz kaldı-suçlu” söylemleriyle damgalanan Lincoln Six-Echo ve Jordan Two-Delta karakterleri Agamben’in kavramsallaştırdığı “kutsal insan” tanımına uymaktadır. Bu karakterler iktidar tarafından kutsal insan ilan edilirler, onların yaşamları da çıplak hayattır. Film bütün anlatısıyla modern biyoiktidarın metaforu olarak çalışmaktadır. Bu anlamda günümüz toplumlarının yönetilme biçimini ve kullanılan disiplin ve gözetleme tekniklerini metaforik olarak anlatmaktadır.","PeriodicalId":493143,"journal":{"name":"Sinefilozofi","volume":"46 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Lives Commodified in The Film “Island” As A Metaphor for The Modern World: Biopower, Sacred Man, Camp\",\"authors\":\"Serdar GEZER\",\"doi\":\"10.31122/sinefilozofi.1306569\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Foucault’ya göre 18. Yüzyıldan itibaren halka açık cezalandırma ve işkenceler yoluyla iktidarı tebaaya yayarak uygulanan yönetimin yerini “yapma-etme” demeyen bir yönetim pratiği alır. Halkı yönetilebilir bir bütün olarak ve aynı zamanda toplumun her bir ferdini üretim sistemlerine potansiyelinin tamamını kullanarak eklemlenebilen teker teker disipline edilebilir parçalar olarak gören bir yönetme mantığı onun “biyoiktidar” dediği yönetim pratiğidir. Biyoiktidar her bir bireyi disipline ettiği gibi, bütün bir nüfusu da biyolojik bir bütün olarak görür. Bu yönetim mantığında bedenlerin disiplini önemli hale gelir. Öte taraftan insan bedeni dolaysız olarak biyoiktidarın nesnesi haline geldiğinde insan yaşamı da politik kararların nesnesi haline gelir. Agamben bu durumu “çıplak hayat” kavramıyla açıklar. Ona göre çıplak hayat insanın biyolojik yaşamının politik ve siyasi kararların nesnesi haline gelmesi ve yönetici erkin insanın biyolojik yaşamı üzerinde karar verebilir konumda olması anlamına gelmektedir. Agamben bu fikirleri Roma hukukunda bir şahsiyetten alır: “Kutsal insan”. Roma hukukunda kişi herhangi bir suçtan ötürü halk tarafından kamu oylamasına göre yargılanıyor ve suçlu bulunuyor ise “kutsal insan” ilan edilebiliyordu. Buradaki kutsallığın mahiyeti dini metinlerdeki anlamından oldukça farklıydı. Roma’da herhangi birisi “kutsal insan” olarak damgalanan bu kişiyi öldürdüğünde ceza almıyordu. Agamben’e göre bu alan siyasal egemenin alanıdır veya siyasal egemenin ortaya çıktığı alandır. Bununla birlikte ona göre iktidarı elinde bulunduran erk gerek hakiki gerek kendi ürettiği ve sadece söylemde zuhur eden suni tehdit karşısında “istisnai durum” ilan eder. Kamp olarak kabul edilen yerler istisnai durumların ilan edildiği yerlerdir aynı zamanda. İstisnai durumlarda ise bütün insan hakları askıya alınır ve insan bedeni dolaysız olarak her türden şiddetin nesnesi durumundadır ve şiddet güvenlik söylemi yoluyla meşrulaştırılır.
 
 “Ada” (The Island) filmi Michael Bay yönetmenliğinde 2005 yılında yapılmış ve gösterime girmiş bilim kurgu, macera, gerilim alt türlerinde bir filmdir. Film günümüz dünyasını metaforik olarak anlatmaktadır; tesisin yapısı ve orada olan biten her şey aslında dünyanın küçük bir modelidir. Filmde iyi kalite bir klon için şirket (Merrik Enstitüsü) sürekli disiplin ve düzenleme faaliyetinde bedenleri uysal beden olarak kurmaktadır. Klonlar 24 saat gözetlenmekte, tıbbi kayıtlar tutulmakta, istatistiki veriler depolanmakta, beslenme ve egzersiz pratikleri hassas bir gözetime tabi tutulmaktadır. Disiplin tekniklerinin özellikle odaklandığı bir alan olan “cinsellik” bütün modern biyoiktidarlar tarafından düzenlenmesi ve normlar koyulması gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Filmde karşı cinsten olanlar birbirlerine yaklaştırılmamakta ve cinsellikle ilgili hakikat oyunu kurulmaktadır. Filmde iktidarın kurduğu hakikat oyununu anlayan ve Merrik tarafından “biyolojik kirlenmeye maruz kaldı-suçlu” söylemleriyle damgalanan Lincoln Six-Echo ve Jordan Two-Delta karakterleri Agamben’in kavramsallaştırdığı “kutsal insan” tanımına uymaktadır. Bu karakterler iktidar tarafından kutsal insan ilan edilirler, onların yaşamları da çıplak hayattır. Film bütün anlatısıyla modern biyoiktidarın metaforu olarak çalışmaktadır. Bu anlamda günümüz toplumlarının yönetilme biçimini ve kullanılan disiplin ve gözetleme tekniklerini metaforik olarak anlatmaktadır.\",\"PeriodicalId\":493143,\"journal\":{\"name\":\"Sinefilozofi\",\"volume\":\"46 2\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-10-27\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Sinefilozofi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.31122/sinefilozofi.1306569\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sinefilozofi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.31122/sinefilozofi.1306569","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Lives Commodified in The Film “Island” As A Metaphor for The Modern World: Biopower, Sacred Man, Camp
Foucault’ya göre 18. Yüzyıldan itibaren halka açık cezalandırma ve işkenceler yoluyla iktidarı tebaaya yayarak uygulanan yönetimin yerini “yapma-etme” demeyen bir yönetim pratiği alır. Halkı yönetilebilir bir bütün olarak ve aynı zamanda toplumun her bir ferdini üretim sistemlerine potansiyelinin tamamını kullanarak eklemlenebilen teker teker disipline edilebilir parçalar olarak gören bir yönetme mantığı onun “biyoiktidar” dediği yönetim pratiğidir. Biyoiktidar her bir bireyi disipline ettiği gibi, bütün bir nüfusu da biyolojik bir bütün olarak görür. Bu yönetim mantığında bedenlerin disiplini önemli hale gelir. Öte taraftan insan bedeni dolaysız olarak biyoiktidarın nesnesi haline geldiğinde insan yaşamı da politik kararların nesnesi haline gelir. Agamben bu durumu “çıplak hayat” kavramıyla açıklar. Ona göre çıplak hayat insanın biyolojik yaşamının politik ve siyasi kararların nesnesi haline gelmesi ve yönetici erkin insanın biyolojik yaşamı üzerinde karar verebilir konumda olması anlamına gelmektedir. Agamben bu fikirleri Roma hukukunda bir şahsiyetten alır: “Kutsal insan”. Roma hukukunda kişi herhangi bir suçtan ötürü halk tarafından kamu oylamasına göre yargılanıyor ve suçlu bulunuyor ise “kutsal insan” ilan edilebiliyordu. Buradaki kutsallığın mahiyeti dini metinlerdeki anlamından oldukça farklıydı. Roma’da herhangi birisi “kutsal insan” olarak damgalanan bu kişiyi öldürdüğünde ceza almıyordu. Agamben’e göre bu alan siyasal egemenin alanıdır veya siyasal egemenin ortaya çıktığı alandır. Bununla birlikte ona göre iktidarı elinde bulunduran erk gerek hakiki gerek kendi ürettiği ve sadece söylemde zuhur eden suni tehdit karşısında “istisnai durum” ilan eder. Kamp olarak kabul edilen yerler istisnai durumların ilan edildiği yerlerdir aynı zamanda. İstisnai durumlarda ise bütün insan hakları askıya alınır ve insan bedeni dolaysız olarak her türden şiddetin nesnesi durumundadır ve şiddet güvenlik söylemi yoluyla meşrulaştırılır.
“Ada” (The Island) filmi Michael Bay yönetmenliğinde 2005 yılında yapılmış ve gösterime girmiş bilim kurgu, macera, gerilim alt türlerinde bir filmdir. Film günümüz dünyasını metaforik olarak anlatmaktadır; tesisin yapısı ve orada olan biten her şey aslında dünyanın küçük bir modelidir. Filmde iyi kalite bir klon için şirket (Merrik Enstitüsü) sürekli disiplin ve düzenleme faaliyetinde bedenleri uysal beden olarak kurmaktadır. Klonlar 24 saat gözetlenmekte, tıbbi kayıtlar tutulmakta, istatistiki veriler depolanmakta, beslenme ve egzersiz pratikleri hassas bir gözetime tabi tutulmaktadır. Disiplin tekniklerinin özellikle odaklandığı bir alan olan “cinsellik” bütün modern biyoiktidarlar tarafından düzenlenmesi ve normlar koyulması gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Filmde karşı cinsten olanlar birbirlerine yaklaştırılmamakta ve cinsellikle ilgili hakikat oyunu kurulmaktadır. Filmde iktidarın kurduğu hakikat oyununu anlayan ve Merrik tarafından “biyolojik kirlenmeye maruz kaldı-suçlu” söylemleriyle damgalanan Lincoln Six-Echo ve Jordan Two-Delta karakterleri Agamben’in kavramsallaştırdığı “kutsal insan” tanımına uymaktadır. Bu karakterler iktidar tarafından kutsal insan ilan edilirler, onların yaşamları da çıplak hayattır. Film bütün anlatısıyla modern biyoiktidarın metaforu olarak çalışmaktadır. Bu anlamda günümüz toplumlarının yönetilme biçimini ve kullanılan disiplin ve gözetleme tekniklerini metaforik olarak anlatmaktadır.