{"title":"苏维埃在萨伊拉姆的镇压政策","authors":"Vecihi Sefa Fuat Heki̇moğlu, Zhanabek Tashtanov","doi":"10.53718/gttad.1267293","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Günümüzde Kazakistan Cumhuriyeti, Türkistan Vilayeti sınırları içerisinde yer alan Sayram ilçesi, Türk tarihi için özel bir yeri olan kadim bir yerleşim merkezidir. Orta Asya’da İslam dininin yayılması ve kurumsal bir şekilde yerleşmesinde önemli katkıları olan Sayram, tarih boyunca başından birçok meşgaleyi geçirmiştir. Makalemizde, Sovyet hükümetinin bölgede iktidara gelişinin ardından Sayram’da yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler ele alınmıştır. \nSovyetler Birliği’nde Stalin’in devletin başına geçmesiyle, eski rejime karşı mücadele gerekçesiyle milyonlarca halkın yaşamını alt üst eden baskı ve zorlama siyaseti yürürlüğe girmişti. Repressiya olarak literatüre geçen bu uygulamalar sırasında öncelikli olarak siyasi alanda harekete geçilmiş, Sovyetler Birliği’ndeki ulusal hareketlerin liderleri soruşturmalara ve kovuşturmalara tabi tutulmuş, sürgüne yollanmış ve bunların birçoğu idam cezasına çarptırılmıştı. Bununla birlikte şunu da belirtmek gerekir ki, repressiya politikalarının sıkıntılarını sadece aydın kesim değil, sıradan halk da çekmiştir. 1920’li yıllarda tüm Sovyetler Birliğinde, kolektifleştirme adı altında çiftlikler birleştirilerek devlet denetimi altına alınmıştı. Böylece tarım ve ekonomik alanda gelişme sağlanacağı planlanmıştı. Ancak Kazak halkının tarihi ve kültürel özellikleri göz önünde tutulmadan yürütülen bu uygulama, tam bir felaketle sonuçlanmıştır. Bu felaket sırasında fakirleşen, malları ve mülkleri müsadere edilen, başka topraklara göç etmek zorunda kalan ve hayatlarını kaybeden tüm insanları da repressiya kurbanları arasında saymak gerekir. \nBu çalışmamızda, Kazakistan’ın Sayram ilçesinde Sovyet politikalarının meydana getirdiği olumsuz vaziyet ve bu durum karşısında halkın gösterdiği tepkiler, arşiv belgeleri kaynak gösterilerek irdelenecektir. Makale, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi temsilcisi Katselenenbogen’in Sayram ve civar kasabalarda yapmış olduğu incelemeler sonunda hazırladığı rapor temel alınarak kaleme alınmıştır. Raporda, kolektifleştirme işlemleri esnasında, Sovyet yetkililerin yanlış uygulamaları yüzünden, Sayram ve civarında tarıma elverişli, ekilebilir toprakların büyük kısmında ziraat yapılamadığı, bunun sonucu olarak da bölge halkının bir kısmının yurtlarını terk ederek göçmek zorunda kaldıkları hakkında şikâyetler alındığı belirtilmişti. \n1928-1930 yılları, tüm Kazakistan’da olduğu gibi, Sayram ilçesinde de kolektif şirketlerin kurulduğu ve repressiya politikalarının uygulandığı dönemdi. Sovyet hükümetinin bölgede yürüttüğü politikalar, halkın tepkisine yol açmıştı. Halkın şikâyetleri, Sayram’da bulunan Orta Asya Devlet Üniversitesi öğrencileri tarafından devlet organlarına ulaştırılmıştır. Çalışmamızda, öğrencilerin Sovyet hükümetinin yerel birimlerine yapmış olduklarının başvuruların yanı sıra halkın ekonomik vaziyeti hakkındaki bilgiler, arşiv belgeleri ışığında incelenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda makalemizde, halk düşmanı olmakla suçlanarak haklarında işlem yapılanlar için hazırlanmış olan rapor da arşiv belgeleri kullanılarak değerlendirilmiştir. \nSovyetler Birliği hükümetlerinin, özellikle Stalin’in iktidara gelmesinden sonra düstur edindiği en önemli özelliklerinden biri, devletin uygulamalarından memnuniyetsizlik yaşayan halkı korkutarak ve yalan haberlerle manipüle ederek boyun eğmeye zorlamasıdır. Makalemizde, Sayram halkı sakinleri ve Orta Asya Devlet Üniversitesi öğrencilerinin şikâyetleri karşısında, bölgedeki Sovyet devlet organları temsilcilerinin sergiledikleri tutum bu duruma örnek olarak gösterilebilir.","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"SAYRAM’DA SOVYET REPRESSİYA POLİTİKALARI\",\"authors\":\"Vecihi Sefa Fuat Heki̇moğlu, Zhanabek Tashtanov\",\"doi\":\"10.53718/gttad.1267293\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Günümüzde Kazakistan Cumhuriyeti, Türkistan Vilayeti sınırları içerisinde yer alan Sayram ilçesi, Türk tarihi için özel bir yeri olan kadim bir yerleşim merkezidir. Orta Asya’da İslam dininin yayılması ve kurumsal bir şekilde yerleşmesinde önemli katkıları olan Sayram, tarih boyunca başından birçok meşgaleyi geçirmiştir. Makalemizde, Sovyet hükümetinin bölgede iktidara gelişinin ardından Sayram’da yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler ele alınmıştır. \\nSovyetler Birliği’nde Stalin’in devletin başına geçmesiyle, eski rejime karşı mücadele gerekçesiyle milyonlarca halkın yaşamını alt üst eden baskı ve zorlama siyaseti yürürlüğe girmişti. Repressiya olarak literatüre geçen bu uygulamalar sırasında öncelikli olarak siyasi alanda harekete geçilmiş, Sovyetler Birliği’ndeki ulusal hareketlerin liderleri soruşturmalara ve kovuşturmalara tabi tutulmuş, sürgüne yollanmış ve bunların birçoğu idam cezasına çarptırılmıştı. Bununla birlikte şunu da belirtmek gerekir ki, repressiya politikalarının sıkıntılarını sadece aydın kesim değil, sıradan halk da çekmiştir. 1920’li yıllarda tüm Sovyetler Birliğinde, kolektifleştirme adı altında çiftlikler birleştirilerek devlet denetimi altına alınmıştı. Böylece tarım ve ekonomik alanda gelişme sağlanacağı planlanmıştı. Ancak Kazak halkının tarihi ve kültürel özellikleri göz önünde tutulmadan yürütülen bu uygulama, tam bir felaketle sonuçlanmıştır. Bu felaket sırasında fakirleşen, malları ve mülkleri müsadere edilen, başka topraklara göç etmek zorunda kalan ve hayatlarını kaybeden tüm insanları da repressiya kurbanları arasında saymak gerekir. \\nBu çalışmamızda, Kazakistan’ın Sayram ilçesinde Sovyet politikalarının meydana getirdiği olumsuz vaziyet ve bu durum karşısında halkın gösterdiği tepkiler, arşiv belgeleri kaynak gösterilerek irdelenecektir. Makale, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi temsilcisi Katselenenbogen’in Sayram ve civar kasabalarda yapmış olduğu incelemeler sonunda hazırladığı rapor temel alınarak kaleme alınmıştır. Raporda, kolektifleştirme işlemleri esnasında, Sovyet yetkililerin yanlış uygulamaları yüzünden, Sayram ve civarında tarıma elverişli, ekilebilir toprakların büyük kısmında ziraat yapılamadığı, bunun sonucu olarak da bölge halkının bir kısmının yurtlarını terk ederek göçmek zorunda kaldıkları hakkında şikâyetler alındığı belirtilmişti. \\n1928-1930 yılları, tüm Kazakistan’da olduğu gibi, Sayram ilçesinde de kolektif şirketlerin kurulduğu ve repressiya politikalarının uygulandığı dönemdi. Sovyet hükümetinin bölgede yürüttüğü politikalar, halkın tepkisine yol açmıştı. Halkın şikâyetleri, Sayram’da bulunan Orta Asya Devlet Üniversitesi öğrencileri tarafından devlet organlarına ulaştırılmıştır. Çalışmamızda, öğrencilerin Sovyet hükümetinin yerel birimlerine yapmış olduklarının başvuruların yanı sıra halkın ekonomik vaziyeti hakkındaki bilgiler, arşiv belgeleri ışığında incelenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda makalemizde, halk düşmanı olmakla suçlanarak haklarında işlem yapılanlar için hazırlanmış olan rapor da arşiv belgeleri kullanılarak değerlendirilmiştir. \\nSovyetler Birliği hükümetlerinin, özellikle Stalin’in iktidara gelmesinden sonra düstur edindiği en önemli özelliklerinden biri, devletin uygulamalarından memnuniyetsizlik yaşayan halkı korkutarak ve yalan haberlerle manipüle ederek boyun eğmeye zorlamasıdır. Makalemizde, Sayram halkı sakinleri ve Orta Asya Devlet Üniversitesi öğrencilerinin şikâyetleri karşısında, bölgedeki Sovyet devlet organları temsilcilerinin sergiledikleri tutum bu duruma örnek olarak gösterilebilir.\",\"PeriodicalId\":150594,\"journal\":{\"name\":\"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi\",\"volume\":\"23 1\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-06-23\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.53718/gttad.1267293\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.53718/gttad.1267293","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Günümüzde Kazakistan Cumhuriyeti, Türkistan Vilayeti sınırları içerisinde yer alan Sayram ilçesi, Türk tarihi için özel bir yeri olan kadim bir yerleşim merkezidir. Orta Asya’da İslam dininin yayılması ve kurumsal bir şekilde yerleşmesinde önemli katkıları olan Sayram, tarih boyunca başından birçok meşgaleyi geçirmiştir. Makalemizde, Sovyet hükümetinin bölgede iktidara gelişinin ardından Sayram’da yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler ele alınmıştır.
Sovyetler Birliği’nde Stalin’in devletin başına geçmesiyle, eski rejime karşı mücadele gerekçesiyle milyonlarca halkın yaşamını alt üst eden baskı ve zorlama siyaseti yürürlüğe girmişti. Repressiya olarak literatüre geçen bu uygulamalar sırasında öncelikli olarak siyasi alanda harekete geçilmiş, Sovyetler Birliği’ndeki ulusal hareketlerin liderleri soruşturmalara ve kovuşturmalara tabi tutulmuş, sürgüne yollanmış ve bunların birçoğu idam cezasına çarptırılmıştı. Bununla birlikte şunu da belirtmek gerekir ki, repressiya politikalarının sıkıntılarını sadece aydın kesim değil, sıradan halk da çekmiştir. 1920’li yıllarda tüm Sovyetler Birliğinde, kolektifleştirme adı altında çiftlikler birleştirilerek devlet denetimi altına alınmıştı. Böylece tarım ve ekonomik alanda gelişme sağlanacağı planlanmıştı. Ancak Kazak halkının tarihi ve kültürel özellikleri göz önünde tutulmadan yürütülen bu uygulama, tam bir felaketle sonuçlanmıştır. Bu felaket sırasında fakirleşen, malları ve mülkleri müsadere edilen, başka topraklara göç etmek zorunda kalan ve hayatlarını kaybeden tüm insanları da repressiya kurbanları arasında saymak gerekir.
Bu çalışmamızda, Kazakistan’ın Sayram ilçesinde Sovyet politikalarının meydana getirdiği olumsuz vaziyet ve bu durum karşısında halkın gösterdiği tepkiler, arşiv belgeleri kaynak gösterilerek irdelenecektir. Makale, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi temsilcisi Katselenenbogen’in Sayram ve civar kasabalarda yapmış olduğu incelemeler sonunda hazırladığı rapor temel alınarak kaleme alınmıştır. Raporda, kolektifleştirme işlemleri esnasında, Sovyet yetkililerin yanlış uygulamaları yüzünden, Sayram ve civarında tarıma elverişli, ekilebilir toprakların büyük kısmında ziraat yapılamadığı, bunun sonucu olarak da bölge halkının bir kısmının yurtlarını terk ederek göçmek zorunda kaldıkları hakkında şikâyetler alındığı belirtilmişti.
1928-1930 yılları, tüm Kazakistan’da olduğu gibi, Sayram ilçesinde de kolektif şirketlerin kurulduğu ve repressiya politikalarının uygulandığı dönemdi. Sovyet hükümetinin bölgede yürüttüğü politikalar, halkın tepkisine yol açmıştı. Halkın şikâyetleri, Sayram’da bulunan Orta Asya Devlet Üniversitesi öğrencileri tarafından devlet organlarına ulaştırılmıştır. Çalışmamızda, öğrencilerin Sovyet hükümetinin yerel birimlerine yapmış olduklarının başvuruların yanı sıra halkın ekonomik vaziyeti hakkındaki bilgiler, arşiv belgeleri ışığında incelenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda makalemizde, halk düşmanı olmakla suçlanarak haklarında işlem yapılanlar için hazırlanmış olan rapor da arşiv belgeleri kullanılarak değerlendirilmiştir.
Sovyetler Birliği hükümetlerinin, özellikle Stalin’in iktidara gelmesinden sonra düstur edindiği en önemli özelliklerinden biri, devletin uygulamalarından memnuniyetsizlik yaşayan halkı korkutarak ve yalan haberlerle manipüle ederek boyun eğmeye zorlamasıdır. Makalemizde, Sayram halkı sakinleri ve Orta Asya Devlet Üniversitesi öğrencilerinin şikâyetleri karşısında, bölgedeki Sovyet devlet organları temsilcilerinin sergiledikleri tutum bu duruma örnek olarak gösterilebilir.