{"title":"Şâfiî Mezhebinde Fetva Usulü ve Kullanılan Başlıca Rumuz ve Terimler","authors":"Ö. Aslan, Abdurrahman Haçkalı","doi":"10.30623/hij.952971","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Asr-i saadette sistematik fetva usulune ihtiyac duyulmamistir. Bunun nedeni, o donemde ortaya cikan dini, hukuki ve sosyal sorunlarin Hz. Peygamber tarafindan cozulmus olmasidir. Vahyin dogrudan hukme baglamadigi konularda Hz. Peygamber ictihada basvurmustur. Hz. Peygamber, zaman zaman sahâbenin ictihadina da musaade etmis, hatali olanlar haric ictihadlarina karsi cikmamistir. Hz. Peygamber’in vefatindan sonraki donemlerde ise onun ornekligini benimsemis, basta hulefâ-i râsidin olmak uzere fakih sahâbiler ve ictihad ehliyetine sahip olan fakihler, kendi anlayis ve ilmi birikimleriyle, Kur’an, sunnet ve diger kaynaklari referans alarak kendi donemlerinde ortaya cikan sorunlara cozumler uretmislerdir. Şer‘i bir hukum hakkinda haber vermek anlaminda olan fetva, aslinda bir ictihad faaliyeti oldugu icin muftu, meseleleri delilleri ile birlikte degerlendirmek duru-mundadir. Zira muftu, konuyla ilgili olan deliler ve muteber kaynagina dayanarak butun gayretini gostermek suretiyle fetva verirse mesuliyetten kurtulur. Hayatini Islami prensiplere gore yasamak isteyen bir musluman, ictihad ehliyetine sahip biri ise karsilastigi ameli sorunlarin cozumunu kendisi bulmalidir. Hukuk literaturunde bu seviyede olan muctehide mustakil/mutlak muctehid denir. Bu seviyeye ulasmamakla birlikte herhangi bir mezhep icinde yetismis; mezhep imaminin usul ve ictihad metodunu benimsemis, kaynaklarina tam vakif olmus fakihe mustakil olmayan muctehid denir. Kur’ân ve sunnetten hukum cikarma kudretine sahip olmayan, bir baska ifadeyle fetva ehliyeti icin gerekli olan sartlari tasimayan (âmmi) kimseye de mukallid denir. Bu kimsenin, bir muctehidin ictihadina gore amel etmekten baska bir caresi yoktur. Cunku âmmi kimse, ibadet, muamelat ve ceza hukukuna iliskin konularla ilgili ictihadlari bilme ve secme kabiliyetine sahip degildir. Fetva faaliyetinde belirli bir mezhebin gorusunu takip etmede fayda bulunmaktadir. Zira hukuki hayatin tutarli ve duzenli bir tarzda yuruyebilmesi, dini meselelere cozum aranirken, bir mezhebin sistematik butunlugu cercevesinde kalmaya baglidir. Nitekim mezhepler hukuk guvenligini saglamak, hukuk birligini olusturmak ve hukuki istikrari temin etmek amaciyla ortaya cikmistir. Dolayisiyla bir mezhebe muntesip olan fikih bilgininin yani mukallidin, mezhep icerisinde var olan goruslerden birini tercih ederken veya goruslerden biriyle fetva verirken nasil bir yol takip etmesi gerektigini bilmelidir. Bu nedenle mukallid muftu, mensubu oldugu mezhepte tercih edilen veya fetvaya esas teskil eden goruse gore fetva vermelidir. Muftunun, fetva verirken takip ettigi bu metoda fetva usulu denir. Mezhepler de fetva faaliyetini disiplin altina almak icin fetva usulu literaturunu gelistirmislerdir. Boylece mezhep ici disiplini saglamislardir. Her mezhebin kendine has fetvada esas alinan goruslerin belli bir hiyerarsisi vardir. Buna “alâmâtu’l-iftâ/alâmâtu’l-fetvâ” denir. Buna gore fetva veren kisi, ictihad ehliyetine sahipse ser‘i kaynaklardan hukum elde eder. Ictihad ehliyetine sahip degilse hangi mezhebe gore fetva verecekse o mezhebin fetva usulunu bilmeli ve kullanmalidir. Cunku her mezhebin hem iftâ usulu hem mezhep literaturunde fetva ile ilgili kullandigi terimler birbirinden farklidir. Bu mezheplerden biri olan Şâfii mezhebi de ortaya cikan yeni meselelere cozumler uretmek maksadiyla kendi disiplini icerisinde bir takim yontemler kullanarak fetva usulunu olusturmus ve gelistirmistir. Bu calismayla Şâfii mezhebinin fetva usulu incelenerek, hiyerarsik yapisinin ortaya konulmasi hedeflenmistir. Bu kapsamda farkli donemlerde ortaya cikan usule iliskin uygulamalar detayli bir sekilde izah edilmistir. Diger mezheplerde oldugu gibi Şâfii mezhebinin gelismesiyle birlikte yaygin olarak kullanilan istilahlar irdelenmis ve mezhebin fetva usulunun seyri ortaya konmustur.","PeriodicalId":261893,"journal":{"name":"Harran İlahiyat Dergisi","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2021-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Harran İlahiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.30623/hij.952971","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Şâfiî Mezhebinde Fetva Usulü ve Kullanılan Başlıca Rumuz ve Terimler
Asr-i saadette sistematik fetva usulune ihtiyac duyulmamistir. Bunun nedeni, o donemde ortaya cikan dini, hukuki ve sosyal sorunlarin Hz. Peygamber tarafindan cozulmus olmasidir. Vahyin dogrudan hukme baglamadigi konularda Hz. Peygamber ictihada basvurmustur. Hz. Peygamber, zaman zaman sahâbenin ictihadina da musaade etmis, hatali olanlar haric ictihadlarina karsi cikmamistir. Hz. Peygamber’in vefatindan sonraki donemlerde ise onun ornekligini benimsemis, basta hulefâ-i râsidin olmak uzere fakih sahâbiler ve ictihad ehliyetine sahip olan fakihler, kendi anlayis ve ilmi birikimleriyle, Kur’an, sunnet ve diger kaynaklari referans alarak kendi donemlerinde ortaya cikan sorunlara cozumler uretmislerdir. Şer‘i bir hukum hakkinda haber vermek anlaminda olan fetva, aslinda bir ictihad faaliyeti oldugu icin muftu, meseleleri delilleri ile birlikte degerlendirmek duru-mundadir. Zira muftu, konuyla ilgili olan deliler ve muteber kaynagina dayanarak butun gayretini gostermek suretiyle fetva verirse mesuliyetten kurtulur. Hayatini Islami prensiplere gore yasamak isteyen bir musluman, ictihad ehliyetine sahip biri ise karsilastigi ameli sorunlarin cozumunu kendisi bulmalidir. Hukuk literaturunde bu seviyede olan muctehide mustakil/mutlak muctehid denir. Bu seviyeye ulasmamakla birlikte herhangi bir mezhep icinde yetismis; mezhep imaminin usul ve ictihad metodunu benimsemis, kaynaklarina tam vakif olmus fakihe mustakil olmayan muctehid denir. Kur’ân ve sunnetten hukum cikarma kudretine sahip olmayan, bir baska ifadeyle fetva ehliyeti icin gerekli olan sartlari tasimayan (âmmi) kimseye de mukallid denir. Bu kimsenin, bir muctehidin ictihadina gore amel etmekten baska bir caresi yoktur. Cunku âmmi kimse, ibadet, muamelat ve ceza hukukuna iliskin konularla ilgili ictihadlari bilme ve secme kabiliyetine sahip degildir. Fetva faaliyetinde belirli bir mezhebin gorusunu takip etmede fayda bulunmaktadir. Zira hukuki hayatin tutarli ve duzenli bir tarzda yuruyebilmesi, dini meselelere cozum aranirken, bir mezhebin sistematik butunlugu cercevesinde kalmaya baglidir. Nitekim mezhepler hukuk guvenligini saglamak, hukuk birligini olusturmak ve hukuki istikrari temin etmek amaciyla ortaya cikmistir. Dolayisiyla bir mezhebe muntesip olan fikih bilgininin yani mukallidin, mezhep icerisinde var olan goruslerden birini tercih ederken veya goruslerden biriyle fetva verirken nasil bir yol takip etmesi gerektigini bilmelidir. Bu nedenle mukallid muftu, mensubu oldugu mezhepte tercih edilen veya fetvaya esas teskil eden goruse gore fetva vermelidir. Muftunun, fetva verirken takip ettigi bu metoda fetva usulu denir. Mezhepler de fetva faaliyetini disiplin altina almak icin fetva usulu literaturunu gelistirmislerdir. Boylece mezhep ici disiplini saglamislardir. Her mezhebin kendine has fetvada esas alinan goruslerin belli bir hiyerarsisi vardir. Buna “alâmâtu’l-iftâ/alâmâtu’l-fetvâ” denir. Buna gore fetva veren kisi, ictihad ehliyetine sahipse ser‘i kaynaklardan hukum elde eder. Ictihad ehliyetine sahip degilse hangi mezhebe gore fetva verecekse o mezhebin fetva usulunu bilmeli ve kullanmalidir. Cunku her mezhebin hem iftâ usulu hem mezhep literaturunde fetva ile ilgili kullandigi terimler birbirinden farklidir. Bu mezheplerden biri olan Şâfii mezhebi de ortaya cikan yeni meselelere cozumler uretmek maksadiyla kendi disiplini icerisinde bir takim yontemler kullanarak fetva usulunu olusturmus ve gelistirmistir. Bu calismayla Şâfii mezhebinin fetva usulu incelenerek, hiyerarsik yapisinin ortaya konulmasi hedeflenmistir. Bu kapsamda farkli donemlerde ortaya cikan usule iliskin uygulamalar detayli bir sekilde izah edilmistir. Diger mezheplerde oldugu gibi Şâfii mezhebinin gelismesiyle birlikte yaygin olarak kullanilan istilahlar irdelenmis ve mezhebin fetva usulunun seyri ortaya konmustur.