{"title":"GÖÇÜN 62. YILINDA ALMANYA’DA TÜRKLERİN VE TÜRKÇENİN GELECEĞİ","authors":"Meryem Naki̇boğlu","doi":"10.58375/sde.1329510","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"31 Ekim 1961 yılında milyonlara Türk Avrupa’nın gelişmiş birçok ülkesine göç etti. Göç olgusu gerek Türkiye gerekse Avrupa ülkeleri için pek çok değişimi de beraberinde getirdi. Süreç içinde sosyal, kültürel, iktisadi, siyasi, eğitim, ana dili eğitimi, dini ve milli değerler konusunda yeni sorunlarla karşılaştılar. Geçici olarak gittikleri Avrupa ülkelerinde kalıcı yaşama gecen Türkler göçün 62. yılında Avrupa’da 4. nesil olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Türkiye, Avrupa’daki vatandaşlarının geleceğine dönük kalıcı altyapı hazırlayamamış, göçle birlikte ortaya çıkan pek çok sorun hala çözüm beklemektedir. Özellikle ana dili eğitimi, Türkiye’nin halâ kalıcı çözüm üretemediği en önemli meselelerin başında gelmektedir. Ana dil, bireyin dünyaya gelişi ile ebeveyn tarafından kendisine kazandırılan “miras dildir”. Miras dilini kaybeden ebeveyn dünyaya getirdiği nesillere ne ana dilini ne de dilin temsil ettiği değerleri kazandırabilir. Bireyin doğup büyüdüğü aile, toplum, sosyal çevre, okul, kitle iletişim araçları ve diğer unsurlar bireye ana dilini konuşma imkânı vermiyorsa, bu durumda birey için “ana dili” hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Miras dili, toplumların kimlik dilidir. Anadili olmadan toplumlar kimliğini muhafaza edemezler. Türkiye, Avrupa’daki vatandaşlarının geleceğine “dönük ana dili, kültürel kimlik ve inanç değerlerini koruma konusunda kalıcı alt yapı hazırlayamamış ve yeni nesil Türklerin Avrupa’daki geleceği kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. 3. ve 4. nesil Türklerin hayatından tamamen silinen Türkçe ana dili özelliğini kaybetmiş, konuşulmadığı zaman eksikliği fark edilmeyen pasif dil haline gelmiştir. Giderek ana dilinden uzaklaşan nesiller yaşadığı hâkim toplumun dili ile konuşan, düşünen ve yaşayan asimile toplum olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu çalışmada, göçün 62. yılında Avrupa’da Türkçenin ve Türklerin geleceği Almanya örneği ile incelenmiştir.","PeriodicalId":353548,"journal":{"name":"SDE Akademi Dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"SDE Akademi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.58375/sde.1329510","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
GÖÇÜN 62. YILINDA ALMANYA’DA TÜRKLERİN VE TÜRKÇENİN GELECEĞİ
31 Ekim 1961 yılında milyonlara Türk Avrupa’nın gelişmiş birçok ülkesine göç etti. Göç olgusu gerek Türkiye gerekse Avrupa ülkeleri için pek çok değişimi de beraberinde getirdi. Süreç içinde sosyal, kültürel, iktisadi, siyasi, eğitim, ana dili eğitimi, dini ve milli değerler konusunda yeni sorunlarla karşılaştılar. Geçici olarak gittikleri Avrupa ülkelerinde kalıcı yaşama gecen Türkler göçün 62. yılında Avrupa’da 4. nesil olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Türkiye, Avrupa’daki vatandaşlarının geleceğine dönük kalıcı altyapı hazırlayamamış, göçle birlikte ortaya çıkan pek çok sorun hala çözüm beklemektedir. Özellikle ana dili eğitimi, Türkiye’nin halâ kalıcı çözüm üretemediği en önemli meselelerin başında gelmektedir. Ana dil, bireyin dünyaya gelişi ile ebeveyn tarafından kendisine kazandırılan “miras dildir”. Miras dilini kaybeden ebeveyn dünyaya getirdiği nesillere ne ana dilini ne de dilin temsil ettiği değerleri kazandırabilir. Bireyin doğup büyüdüğü aile, toplum, sosyal çevre, okul, kitle iletişim araçları ve diğer unsurlar bireye ana dilini konuşma imkânı vermiyorsa, bu durumda birey için “ana dili” hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Miras dili, toplumların kimlik dilidir. Anadili olmadan toplumlar kimliğini muhafaza edemezler. Türkiye, Avrupa’daki vatandaşlarının geleceğine “dönük ana dili, kültürel kimlik ve inanç değerlerini koruma konusunda kalıcı alt yapı hazırlayamamış ve yeni nesil Türklerin Avrupa’daki geleceği kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. 3. ve 4. nesil Türklerin hayatından tamamen silinen Türkçe ana dili özelliğini kaybetmiş, konuşulmadığı zaman eksikliği fark edilmeyen pasif dil haline gelmiştir. Giderek ana dilinden uzaklaşan nesiller yaşadığı hâkim toplumun dili ile konuşan, düşünen ve yaşayan asimile toplum olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu çalışmada, göçün 62. yılında Avrupa’da Türkçenin ve Türklerin geleceği Almanya örneği ile incelenmiştir.