Zuhrî’s Mirajname Named Nûr-nâme-i Muhammed

IF 0.1 0 RELIGION
Abdullah Uçar
{"title":"Zuhrî’s Mirajname Named Nûr-nâme-i Muhammed","authors":"Abdullah Uçar","doi":"10.35415/sirnakifd.1244306","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Klasik Türk edebiyatı bünyesinde kaleme alınan manzumeler, türlerine göre incelendiği zaman Hz. Peygamber’i methetmek için yazılan eserlerin çok fazla olduğu görülecektir. Naatlar başta olmak üzere mevlid, hicretü’n-Nebî, esmâ-i Nebî, gazavât-ı Nebî, mucizât-ı Nebî, ahlâku’n-Nebî, hilye, şefâat-nâme, kırk hadis, vefâtü’n-Nebî, Muhammediyye gibi pek çok türün Hz. Muhammed’i anlatmaya çalıştığı ve bunların sayısının da çokluğu fark edilecektir. Müslüman Türk halkının ve divan şairlerinin Hz. Peygamber’e olan sevgisini ve ona verdikleri değeri gösteren bu durum, edebiyatımızın geneline yayılmış ve bu sevgiyi ortaya koymak üzere yazılmış pek çok eserin çıkmasına vesile olmuştur. Onun hayatı sadece edebiyata değil diğer güzel sanat dallarına da ilham kaynağı olmuştur. \nHz. Peygamber’in hayatında pek çok olağanüstü hadise/mucize cereyan etmiştir. Bunlardan biri olan miraç, hem Türk edebiyatında hem de diğer Müslüman milletlerin edebiyatlarında sıkça işlenen konulardan biri olmuştur. Miracı anlatan eserler miraç-nâme veya miraciye adıyla daha çok İran ve Türk edebiyatlarında kaleme alınmıştır. Bu konuda en çok eser edebiyat alanında verilmiş olmakla birlikte minyatür, musîkî, hat ve kitap sanatlarında ele alınan konulardan biri olmuştur. \nTürk edebiyatında en çok işlenen konulardan biri hâline gelen miraç, başlangıçta siyerlerin bir bölümü olarak ele alınmıştır, daha sonra müstakil bir tür olmuştur. 12. yüzyıldan beri gerek manzum gerekse mensur miraç-nâmeler yazılmıştır. Türk edebiyatında 16. yüzyıldan itibaren divanlarda da yer almaya başlayan miraciyeler, sonraki yüzyıllarda neredeyse her divanda kendine yer bulmuştur. Divan şairleri içinde miraciye yazma geleneği 19. yüzyılda da devam etmiştir. \nÇalışmaya konu olan 19. yüzyıl divan şairlerinden Zuhrî de eserinde miracı anlatan müelliflerden biridir. Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda Zuhrî’nin hayatı hakkında bilgi bulanamamıştır. Bu sebeple Zuhrî’ye ait bilgiler -geniş bilgi elde etmek mümkün olmasa da- Nûr-nâme-i Muhammed adlı eserinden çıkarılmıştır. Müellif, eserinde mahlasını iki yerde kullanmıştır. Eserin son beytinde Nûr-nâme-i Muhammed’in H 1253 / M 1837-38 yılında tamamlandığı belirtilmiştir. Mesnevide yer alan üç beyitte Gazi Sultan Mahmud Han zikredilmiştir. Eserin telif tarihinden hareketle bu padişahın Sultan II. Mahmud olduğu anlaşılmaktadır. Zuhrî, mesnevisinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve onun meşhur eseri Mesnevî’yi zikrettiği için ve dahi okuyucuya birkaç yerde “ey dede” diye hitap ettiği için Zuhrî’nin Mevlevi olduğuna kanaat getirilmiştir. Mesnevi nazım şekliyle ve miraciye nazım türüyle kaleme alınan 860 beyitlik Nûr-nâme-i Muhammed, Zuhrînin bilinen tek eseridir. Zuhrî, bu eserini üç bölüm olarak tasarlamıştır. Birinci bölümün önemli bir kısmını nûr-ı Muhammedî fikrine ayıran Zuhrî, asıl bölümde Hz. Muhammed’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, Mescid-i Aksa’dan da Allah’ın katına yükselişini anlatmaktadır. Eserini fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla kaleme alan Zuhrî’nin, bu eserinde pek çok redif bulunmakta olup farklı türlerden kafiyeler kullanılmıştır. Bu eser üzerine şimdiye kadar herhangi bir çalışma yapılmamış olup biyografik kaynaklarda şairin hayatına ve Nûr-nâme-i Muhammed’e dair herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Mesnevide, dil özellikleri bakımından Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait ısar/-iser, -uban/-üben, -gıl/-gil gibi ekler çok defa kullanılmış olsa da eser, 19. yüzyılın ortalarında telif edilmiştir. Bu çalışmada Zuhrînin Nûr-nâme-i Muhammed adlı eseri şekil, muhteva ve dil özellikleri bakımından incelenecektir. Bu inceleme, Türk İslam edebiyatına zerre miktarı da olasa katkı sağlayacaktır.","PeriodicalId":33450,"journal":{"name":"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1000,"publicationDate":"2023-04-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1244306","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"RELIGION","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Klasik Türk edebiyatı bünyesinde kaleme alınan manzumeler, türlerine göre incelendiği zaman Hz. Peygamber’i methetmek için yazılan eserlerin çok fazla olduğu görülecektir. Naatlar başta olmak üzere mevlid, hicretü’n-Nebî, esmâ-i Nebî, gazavât-ı Nebî, mucizât-ı Nebî, ahlâku’n-Nebî, hilye, şefâat-nâme, kırk hadis, vefâtü’n-Nebî, Muhammediyye gibi pek çok türün Hz. Muhammed’i anlatmaya çalıştığı ve bunların sayısının da çokluğu fark edilecektir. Müslüman Türk halkının ve divan şairlerinin Hz. Peygamber’e olan sevgisini ve ona verdikleri değeri gösteren bu durum, edebiyatımızın geneline yayılmış ve bu sevgiyi ortaya koymak üzere yazılmış pek çok eserin çıkmasına vesile olmuştur. Onun hayatı sadece edebiyata değil diğer güzel sanat dallarına da ilham kaynağı olmuştur. Hz. Peygamber’in hayatında pek çok olağanüstü hadise/mucize cereyan etmiştir. Bunlardan biri olan miraç, hem Türk edebiyatında hem de diğer Müslüman milletlerin edebiyatlarında sıkça işlenen konulardan biri olmuştur. Miracı anlatan eserler miraç-nâme veya miraciye adıyla daha çok İran ve Türk edebiyatlarında kaleme alınmıştır. Bu konuda en çok eser edebiyat alanında verilmiş olmakla birlikte minyatür, musîkî, hat ve kitap sanatlarında ele alınan konulardan biri olmuştur. Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biri hâline gelen miraç, başlangıçta siyerlerin bir bölümü olarak ele alınmıştır, daha sonra müstakil bir tür olmuştur. 12. yüzyıldan beri gerek manzum gerekse mensur miraç-nâmeler yazılmıştır. Türk edebiyatında 16. yüzyıldan itibaren divanlarda da yer almaya başlayan miraciyeler, sonraki yüzyıllarda neredeyse her divanda kendine yer bulmuştur. Divan şairleri içinde miraciye yazma geleneği 19. yüzyılda da devam etmiştir. Çalışmaya konu olan 19. yüzyıl divan şairlerinden Zuhrî de eserinde miracı anlatan müelliflerden biridir. Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda Zuhrî’nin hayatı hakkında bilgi bulanamamıştır. Bu sebeple Zuhrî’ye ait bilgiler -geniş bilgi elde etmek mümkün olmasa da- Nûr-nâme-i Muhammed adlı eserinden çıkarılmıştır. Müellif, eserinde mahlasını iki yerde kullanmıştır. Eserin son beytinde Nûr-nâme-i Muhammed’in H 1253 / M 1837-38 yılında tamamlandığı belirtilmiştir. Mesnevide yer alan üç beyitte Gazi Sultan Mahmud Han zikredilmiştir. Eserin telif tarihinden hareketle bu padişahın Sultan II. Mahmud olduğu anlaşılmaktadır. Zuhrî, mesnevisinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve onun meşhur eseri Mesnevî’yi zikrettiği için ve dahi okuyucuya birkaç yerde “ey dede” diye hitap ettiği için Zuhrî’nin Mevlevi olduğuna kanaat getirilmiştir. Mesnevi nazım şekliyle ve miraciye nazım türüyle kaleme alınan 860 beyitlik Nûr-nâme-i Muhammed, Zuhrînin bilinen tek eseridir. Zuhrî, bu eserini üç bölüm olarak tasarlamıştır. Birinci bölümün önemli bir kısmını nûr-ı Muhammedî fikrine ayıran Zuhrî, asıl bölümde Hz. Muhammed’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, Mescid-i Aksa’dan da Allah’ın katına yükselişini anlatmaktadır. Eserini fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla kaleme alan Zuhrî’nin, bu eserinde pek çok redif bulunmakta olup farklı türlerden kafiyeler kullanılmıştır. Bu eser üzerine şimdiye kadar herhangi bir çalışma yapılmamış olup biyografik kaynaklarda şairin hayatına ve Nûr-nâme-i Muhammed’e dair herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Mesnevide, dil özellikleri bakımından Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait ısar/-iser, -uban/-üben, -gıl/-gil gibi ekler çok defa kullanılmış olsa da eser, 19. yüzyılın ortalarında telif edilmiştir. Bu çalışmada Zuhrînin Nûr-nâme-i Muhammed adlı eseri şekil, muhteva ve dil özellikleri bakımından incelenecektir. Bu inceleme, Türk İslam edebiyatına zerre miktarı da olasa katkı sağlayacaktır.
Zuhr i的数字命名为Nur-nâme-i Muhammed
土耳其古典文学的愿景是印刷的,根据它们的类型,赫兹。将会有许多工作写给先知甲烷。一开始有很多种奇迹,比如梅夫利德、奈布、萨米·奈布、愤怒的奈布、伟大的奈布,欺诈的阿拉库-奈布、谢泼拉特南、四十哈迪斯、伟大的尼布。他试图告诉穆罕默德,他们中的许多人都会被注意到。土耳其穆斯林人民和神圣诗人的赫兹。这是因为许多作品都是为了揭示先知的爱和他们赋予他的价值而写的。Onun hayatısadese edebiyata değil diğer güzel sanat dallarına da ilham kaynağıolmuştur。赫兹。在先知的一生中,他创造了许多奇迹。其中之一是土耳其文学的遗产,也是穆斯林国家最常见的作品之一。奇迹的作品在更多的伊朗和土耳其文学中得到了继承,即继承或遗产。他是艺术、音乐、线条和书籍艺术中最做作的科目之一,同时也是艺术领域的一员。土耳其文学中最重要的一件事是,遗产被视为魔法的一部分,然后成为一种独立的东西。自12世纪以来,我需要看到月经遗产已经被书写出来。在土耳其文学中,16。从本世纪末开始,开始被埋葬在洞穴中的继承人几乎在下个世纪被埋葬在荒野中。在神的诗中写奇迹的传统是19。yüzyılda da devam etmiştir。现在是19岁。祖赫里是本世纪最伟大的诗人之一,他将其作为一种遗产。在快速的传记资料中没有找到关于祖的生平信息。因此,尽管不可能获得太多信息,但从穆罕默德的作品中删除了祖赫拉的知识。校长在两个地方使用了他的桃花心木。在上个世纪,穆罕默德完成于H 1253/M 1837-38。在三份白色报纸上,记者苏丹·马赫穆德·汉在邮局被提及。苏丹二世的这一君主制,从监狱的历史行为。原来他是个鬼。Zuhrî,MevlânâCelâleddîn-i Rúmîve onun meşhur eseri Mesnevî'yi zikrettiğiçin ve dahi okuyucuya birkaçyerde“ey dede”diye hitap ettiğ。860北欧名字穆罕默德是祖尔一世唯一已知的传统,以民族和民族的形式继承下来。Zuhrî将其绘制为三个部分。Zuhrî是Hz,它将第一部分的一些重要部分与努尔·穆罕默德的概念区分开来。穆罕默德从梅斯cid-i圣地前往阿克萨的当晚,他向真主讲述了梅斯cid-阿克萨崛起的故事。至于Zuhrî,他把自己的工作留在了所有工作的核心,有很多不同类型的人不相信。到目前为止,还没有关于这方面的工作,也没有从生物学来源中找到诗人和穆罕默德的生活信息。例如,如果它被多次使用,它可以作为古代阿纳多卢土耳其语使用。在本世纪中叶。在这项研究中,祖伦将考察穆罕默德的自然、壮丽和语言特征。在这之前,Türkıslam edebiyatına zerre miktarıda olasa katkısağlayacaktır。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
13
审稿时长
16 weeks
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信