{"title":"Endülüs Şiirinde Peygamber Methiyeleri","authors":"Harun Özel","doi":"10.18505/cuid.1139450","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Hz. Peygamber’i konu alan ilk şiirler daha o hayattayken ortaya çıkmıştır. Sonraki asırlarda ortaya çıkan gelişmelere bağlı olarak Peygamber’e karşı şevkli duyguları dile getirmek, onu ve Risâlet’ini savunmak için söylenen şiirlerin sayısında büyük bir artış olmuştur. Bu türün en çok artış gösterdiği yerlerin başında Endülüs gelmektedir. Endülüs’te Peygamber övgüsünün ilk örnekleri Mülûkü’t-tavāif (1031-1090) döneminde ortaya çıkmıştır. 5./11. asrın sonlarına kadar zühdiye, mersiye ve istiṣrāḫ (feryat) şiirlerinin içerisinde işlenen Peygamber methiyeleri tasavvufî düşüncenin de edebiyat çevrelerine nüfuz etmesiyle sürekli artan örnekler sayesinde el-Medāiḥu’n-Nebeviyye/Nebeviyyāt adıyla ifade edilen müstakil bir tür haline gelmiştir. Endülüs’te Peygamber övgülerinin dönüm noktası Doğu’da olduğu gibi 7./13. asra denk gelen Muvahhidler dönemidir (1147-1238). İlk olarak 4./10. yüzyılda Fātımîler tarafından siyâsî yönetimlerine meşruiyet kazandırmak için başlatılan ve Kuzey Afrika’da her yıl Rabîulevvel ayının on ikisinde düzenlenen mevlit kutlamaları, Muvahhidler döneminin sonlarında Endülüs’e intikal etmiş ve zamanla Endülüs’teki en büyük resmî ve dînî bayramlardan biri haline gelmiştir. Her yıl Endülüs’ün dört bir yanında kutlanan mevlid bayramı ve kutlamalar münasebetiyle okunan yüksek nitelikli şiirlere ödüllerin verilmesi bu alandaki edebî zenginliğe büyük katkı sağlamıştır. Peygamber övgülerinde Ebū Zeyd el-Fāzāzī (ö. 627/ 1230), İbnu’l-Cennān el-Enṣārī (ö. 650/1252), İbn Cābir (ö. 780/1378) ve İbn Zümrek (ö. 797/1395) gibi birbirinden yetenekli şairler ortaya çıkmıştır. Muvahhidler döneminin en seçkin nebevî medih şairlerinden biri olan Ebū Zeyd el-Fāzāzī’nin, Iraklı şair Yahya eṣ-Ṣarṣarî (ö. 656/1258) ve Mısırlı şair Būṣīrī’den (ö. 695/1296) önce Peygamber övgülerinin Endülüs’te yayılmasına öncülük ettiği söylenir. Alfabetik sıraya göre yazdığı ve tamamını peygamber övgülerine tahsis ettiği el-Vesāilu’l-muteḳabbele adında bir divanı bulunmaktadır. Hz. Peygamber hakkında söylediği methiyelerin ünü Kuzey Afrika’ya kadar yayılmış, bayramlarda ve özel günlerde kasidelerinin okunması bir gelenek haline gelmiştir. Muvahhidler devletinin görkemli günlerine ve çöküşüne tanıklık eden İbnu’l-Cennān da, nebevî medih kasidelerinin çokluğu ve kalitesinden dolayı Peygamber şairi Hassān b. Sābit’e (ö. 60/680 [?]) denk tutularak şāʿiru’l-medīḥi’n-nebī olarak anılmıştır. İbn Cābir el-Endelusī ise bedīʿiyye türü kasidelerin mucidi Ṣafiyyuddīn el-Ḥillī’nin (ö. 749/1348) ardından bu alanda ikinci kasideyi yazarak Endülüs’te bedīʿiyyāt türü kasidelerin öncüsü olmuştur. \nMuvahhidler devletinin sonu ile birlikte çöküş sürecine giren Endülüs’te siyâsî istikrarsızlığın nebevî medih şiirlerine etkisi açıktır. Birçok şaire göre Endülüs’te Müslümanların içine düştüğü bu kötü durumdan kurtuluş, yeniden Hz. Peygamber’in sünnetlerine yapışmakla mümkündür. Muhtemelen bu düşüncenin bir yansıması olarak 7./13. asırdan itibaren pek çok şair kasidelerini Hz. Peygamber ve sünnetini anlatmaya tahsis etmiştir. Şiirlerinde Hz. Peygamber’i bütün ayrıntılarıyla anlatan şairler, onu methetme sayesinde içine düştükleri sıkıntı/hastalıklardan kurtulmayı ve cennette yüce makamlara ulaşmayı umarlar. Hz. Peygamber’in fizîkî özelliklerine de değinen şairler, onun mütebessim simasını ekseriyetle parlak bir güneşe ve dolunaya benzetirler. Hitabet gücü bakımından ise akıcı bir dile sahip olduğunu ve asla kötü söz söylemediğini belirtirler. Hz. Peygamber’i hoşgörü, adalet ve cesaret gibi ahlâkî erdemlerle öven Endülüslü şairler, sağanak yağmuru andıran ihsanlarının çokluğundan dolayı mahlûkatta ondan daha merhametli ve cömert birinin olmadığını ifade ederler. Endülüslü nebevî medih şairleri kaside yapısı bakımından Arap şiirinin geleneksel formlarına bağlıdırlar. Kasidelerin giriş bölümlerinde umumiyetle Hz. Peygamber’e ve kutsal mekânlara duydukları özlemi dile getirirler. Ana tema çoğunlukla, Hz. Peygamber ve onun üstün meziyetleri olup genellikle methiyelerini Hz. Peygamber’e salâtüselâm ile bitirirler. Birkaç sûfî şair hariç şiirlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullandıkları söylenebilir. Şiirlerinin ilham kaynağı Kur’ân ve hadislerdir. Endülüslü şairler şiirlerinde kaside yapısını bozmadan bedî sanatlarını kullanmışlardır. Şiirdeki müzikaliteyi ise cinâs sanatının yanı sıra, aruz vezni ve kafiye düzeni ile sağlamışlar bazen de bunu tekrar yoluyla desteklemişlerdir. İbnu’l-Cennān’ın kasidelerinde tekrarın her türlüsünü görmek mümkündür. \nYurt dışında Endülüs Şiirinde Peygamber Methiyeleri ilgili bazı çalışmalar yapılmış olmakla birlikte ülkemizde muhtasar olarak ele alınan bir çalışmanın bulunduğu, dolayısıyla da hak ettiği ölçüde çalışılmadığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmada, Hz. Peygamber’in Endülüs’teki yeri ve ona duyulan muhabbetin bir yansıması olan methiyeler incelenecektir. Ayrıca Endülüs’teki Hz. Peygamber tasavvuru dönemin siyâsî, sosyal ve kültürel çerçevesi içerisinde anlamlandırılmaya çalışılacaktır.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2000,"publicationDate":"2022-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.18505/cuid.1139450","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"RELIGION","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Hz. Peygamber’i konu alan ilk şiirler daha o hayattayken ortaya çıkmıştır. Sonraki asırlarda ortaya çıkan gelişmelere bağlı olarak Peygamber’e karşı şevkli duyguları dile getirmek, onu ve Risâlet’ini savunmak için söylenen şiirlerin sayısında büyük bir artış olmuştur. Bu türün en çok artış gösterdiği yerlerin başında Endülüs gelmektedir. Endülüs’te Peygamber övgüsünün ilk örnekleri Mülûkü’t-tavāif (1031-1090) döneminde ortaya çıkmıştır. 5./11. asrın sonlarına kadar zühdiye, mersiye ve istiṣrāḫ (feryat) şiirlerinin içerisinde işlenen Peygamber methiyeleri tasavvufî düşüncenin de edebiyat çevrelerine nüfuz etmesiyle sürekli artan örnekler sayesinde el-Medāiḥu’n-Nebeviyye/Nebeviyyāt adıyla ifade edilen müstakil bir tür haline gelmiştir. Endülüs’te Peygamber övgülerinin dönüm noktası Doğu’da olduğu gibi 7./13. asra denk gelen Muvahhidler dönemidir (1147-1238). İlk olarak 4./10. yüzyılda Fātımîler tarafından siyâsî yönetimlerine meşruiyet kazandırmak için başlatılan ve Kuzey Afrika’da her yıl Rabîulevvel ayının on ikisinde düzenlenen mevlit kutlamaları, Muvahhidler döneminin sonlarında Endülüs’e intikal etmiş ve zamanla Endülüs’teki en büyük resmî ve dînî bayramlardan biri haline gelmiştir. Her yıl Endülüs’ün dört bir yanında kutlanan mevlid bayramı ve kutlamalar münasebetiyle okunan yüksek nitelikli şiirlere ödüllerin verilmesi bu alandaki edebî zenginliğe büyük katkı sağlamıştır. Peygamber övgülerinde Ebū Zeyd el-Fāzāzī (ö. 627/ 1230), İbnu’l-Cennān el-Enṣārī (ö. 650/1252), İbn Cābir (ö. 780/1378) ve İbn Zümrek (ö. 797/1395) gibi birbirinden yetenekli şairler ortaya çıkmıştır. Muvahhidler döneminin en seçkin nebevî medih şairlerinden biri olan Ebū Zeyd el-Fāzāzī’nin, Iraklı şair Yahya eṣ-Ṣarṣarî (ö. 656/1258) ve Mısırlı şair Būṣīrī’den (ö. 695/1296) önce Peygamber övgülerinin Endülüs’te yayılmasına öncülük ettiği söylenir. Alfabetik sıraya göre yazdığı ve tamamını peygamber övgülerine tahsis ettiği el-Vesāilu’l-muteḳabbele adında bir divanı bulunmaktadır. Hz. Peygamber hakkında söylediği methiyelerin ünü Kuzey Afrika’ya kadar yayılmış, bayramlarda ve özel günlerde kasidelerinin okunması bir gelenek haline gelmiştir. Muvahhidler devletinin görkemli günlerine ve çöküşüne tanıklık eden İbnu’l-Cennān da, nebevî medih kasidelerinin çokluğu ve kalitesinden dolayı Peygamber şairi Hassān b. Sābit’e (ö. 60/680 [?]) denk tutularak şāʿiru’l-medīḥi’n-nebī olarak anılmıştır. İbn Cābir el-Endelusī ise bedīʿiyye türü kasidelerin mucidi Ṣafiyyuddīn el-Ḥillī’nin (ö. 749/1348) ardından bu alanda ikinci kasideyi yazarak Endülüs’te bedīʿiyyāt türü kasidelerin öncüsü olmuştur.
Muvahhidler devletinin sonu ile birlikte çöküş sürecine giren Endülüs’te siyâsî istikrarsızlığın nebevî medih şiirlerine etkisi açıktır. Birçok şaire göre Endülüs’te Müslümanların içine düştüğü bu kötü durumdan kurtuluş, yeniden Hz. Peygamber’in sünnetlerine yapışmakla mümkündür. Muhtemelen bu düşüncenin bir yansıması olarak 7./13. asırdan itibaren pek çok şair kasidelerini Hz. Peygamber ve sünnetini anlatmaya tahsis etmiştir. Şiirlerinde Hz. Peygamber’i bütün ayrıntılarıyla anlatan şairler, onu methetme sayesinde içine düştükleri sıkıntı/hastalıklardan kurtulmayı ve cennette yüce makamlara ulaşmayı umarlar. Hz. Peygamber’in fizîkî özelliklerine de değinen şairler, onun mütebessim simasını ekseriyetle parlak bir güneşe ve dolunaya benzetirler. Hitabet gücü bakımından ise akıcı bir dile sahip olduğunu ve asla kötü söz söylemediğini belirtirler. Hz. Peygamber’i hoşgörü, adalet ve cesaret gibi ahlâkî erdemlerle öven Endülüslü şairler, sağanak yağmuru andıran ihsanlarının çokluğundan dolayı mahlûkatta ondan daha merhametli ve cömert birinin olmadığını ifade ederler. Endülüslü nebevî medih şairleri kaside yapısı bakımından Arap şiirinin geleneksel formlarına bağlıdırlar. Kasidelerin giriş bölümlerinde umumiyetle Hz. Peygamber’e ve kutsal mekânlara duydukları özlemi dile getirirler. Ana tema çoğunlukla, Hz. Peygamber ve onun üstün meziyetleri olup genellikle methiyelerini Hz. Peygamber’e salâtüselâm ile bitirirler. Birkaç sûfî şair hariç şiirlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullandıkları söylenebilir. Şiirlerinin ilham kaynağı Kur’ân ve hadislerdir. Endülüslü şairler şiirlerinde kaside yapısını bozmadan bedî sanatlarını kullanmışlardır. Şiirdeki müzikaliteyi ise cinâs sanatının yanı sıra, aruz vezni ve kafiye düzeni ile sağlamışlar bazen de bunu tekrar yoluyla desteklemişlerdir. İbnu’l-Cennān’ın kasidelerinde tekrarın her türlüsünü görmek mümkündür.
Yurt dışında Endülüs Şiirinde Peygamber Methiyeleri ilgili bazı çalışmalar yapılmış olmakla birlikte ülkemizde muhtasar olarak ele alınan bir çalışmanın bulunduğu, dolayısıyla da hak ettiği ölçüde çalışılmadığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmada, Hz. Peygamber’in Endülüs’teki yeri ve ona duyulan muhabbetin bir yansıması olan methiyeler incelenecektir. Ayrıca Endülüs’teki Hz. Peygamber tasavvuru dönemin siyâsî, sosyal ve kültürel çerçevesi içerisinde anlamlandırılmaya çalışılacaktır.
赫兹。Peygamber'i konu alan ilkşiirler daha o hayatayken ortayaçıkmıştır。近年来,据说保护他和先知的诗歌数量有所增加。在这种扩大的开始,印度尼西亚即将到来。在印度尼西亚,先知赞美的第一个例子出现在穆鲁克时期(1031-1090)。到5/11世纪末,先知在没药、莫西和哮喘诗中使用的方法论(feryat)已成为一种特殊的例子,以el Med aḥu’n-Nebeviyy a/Nebeviyat的名义表达。在印度尼西亚,7/13是先知赞美的目的地。这是阿斯拉同盟国(1147-1238)的时代。首先,4/10。在几个世纪里,这个节日是为了获得父亲们的就业机会而发起的,在Mughahid暗杀印度尼西亚并成为印度尼西亚最伟大的象征和节日之一后,北非每年的Rab ulev十二月都会庆祝这个节日。每年,印尼四面的庆祝节日和庆祝活动都为其丰富的财富做出了贡献,诗歌和舞蹈得到了高度的奖励。Peygamberövgülerinde EbúZeyd el-Fāzāzī。据说,穆瓦希德时代最受欢迎的媒体诗人之一埃布·泽伊德·法扎伊在赞美先知叶海亚·阿(656/1258)和埃及诗人巴希尔(695/1296)之前就已经发表了。按照字母顺序,有一堵墙叫el Vesalil mute abbele,他在墙上描述了对先知的所有赞美。赫兹。他所说的关于先知的方法论已经成为北非节假日阅读城堡的传统。伊本·岑南见证了穆瓦希德州的伟大日子,他也被称为Shah’iru'l-medīḥi-neba,因为Neboui的大多数媒体出纳都很优秀。Cābir el Endellusīise bedīʿiyye türükasidelerin mucidiṢafiyyuddīn el-Ḥillī'nin(ö.749/1348)ardından bu alanda ikinci kasideyi yazarak Endülüs te bedī。反对派对印尼国内不确定性的悲剧媒体诗歌产生了影响,这些诗歌随着国家的结束而衰落。许多诗人说,在印度尼西亚,赫兹被从伊斯兰教最糟糕的情况中拯救出来。坚持先知的观点是可能的。这可能反映了7/13的这一想法。作为ırdan itibaren pekçokşair kasidelerini Hz。先知和他的后代决心告诉我们。在他的诗中,赫兹。诗人告诉先知所有的细节,希望把他从痛苦中拯救出来,并到达天堂的最高处。赫兹。先知身体特征的诗人更像是太阳和它的丰满。由于紧急部队,他们说他语言流利,从来没有说过一句脏话。赫兹。他们说,在这片土地上,没有人比他更富有同情心和慷慨了,因为有很多人呼吁先知尊敬、伸张正义和勇气。阿拉伯诗歌的传统形式依赖于收银员的设计。村庄入口部分的一般Hz。他们带来先知和他们在圣地听到的。Ana temaçoğunlukla,赫兹。先知和他的最高等级通常是赫兹。他们最后向先知敬礼。在一些诗歌迷信中,可以说它们使用了一种简单而独特的语言。诗人的灵感来源是《古兰经》和《古兰经。他们在诗歌中使用了昂贵的艺术而不破坏赌场。除了诗人的音乐,他们还对天才进行了弥补,有时他们不再支持。在伊布城堡里可以再次看到各种各样的东西。在国外,有一项关于先知麦哲雅的研究已经进行,这就是为什么我们的国家没有得到应有的研究。它不起作用,赫兹。Peygamber’in Endülü’teki yeri是一位年轻人。Ayrıca Endülüs teki Hz。先知的起草期限将在科学、社会和文化框架内确定。
期刊介绍:
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal is a peer-reviewed Journal published twice a year as July and December. It aims to publish scientific research such as papers, book reviews and symposium reviews on religious studies and to share these studies with public. CUID provides articles written by qualified specialists in the area of Islamic Studies (Scope: Arts and Humanities/Religion/Islamic Studies & Scope: Social and Behavioral Sciences/ Theology and Ethics). It continues to publish compelling original research articles that contribute to the development of scholarly understanding and interpretation in the history and philosophy of religious thought in all traditions and periods - including the areas of Islamic Studies. Cumhuriyet İlahiyat Dergisi- Cumhuriyet Theology Journal continues to publish compelling original research that contributes to the development of scholarly understanding and interpretation in the history and philosophy of religious thought in all traditions and periods - including the areas of Islamic Studies, Judaic Studies, Christianity, Comparative Religious Studies, Theology and Ethics.