Spiritual and Secular Death as Part of Tradition and Modernity “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” (Making Ships From Watermelon Shell) and “Paramparça” (Shattered) Films
{"title":"Spiritual and Secular Death as Part of Tradition and Modernity “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” (Making Ships From Watermelon Shell) and “Paramparça” (Shattered) Films","authors":"Tarık Güvendi̇","doi":"10.15745/da.1271331","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Toplum belleğine imge ve ritüellerle kazınan ölüm olgusunun en yaşlı göstergelerinden olan mezar ve kitabe taşları, insanın şuurlu bir varlık olmasının kefareti olan ölme bilincinin kadim tercümanlarıdır. Antik Çağ’da natürel bir tinsellik, Orta Çağ’da monoteist bir dinsellik üzerinden evcilleştirilen ölüm olgusu ve ölme olayı; bugün için epistemolojik açıdan pozitivist paradigmanın, yaşam tarzı bakımından tüketim kültürünün elinde profanlaşarak tinselliğini yitirmekte, varoluştan koparılarak vahşileştirilmektedir. Çalışmamız, seküler ölüm algısını ve bu algının neden olduğu bireysel ve toplumsal krizleri gelenek ve modernite bağlamında ele almaktadır. Çalışmamızın amacı, ölüm algısındaki natüralist ve materyalist kabullerin yaygınlaşmasına ve yas seremonilerinde gözlemlenen profan unsurların güçlenmesine dikkat çekmek ve bu sürecin birey ve toplumda bıraktığı izleri anlamlandırmaktır. Nitekim çalışmamızda, öleni ve kayba uğrayan özneyi örtbas etme ve sindirme çabalarının varoluşsal krizlere, yabancılaşmaya ve kendisine veya ötekine yönelen şiddete yol açtığı görülmektedir. Öte yandan alternatif bir algı olarak taşraya konumlanan geleneksel ölüm algısının ölüm ile yaşam arasında inşa ettiği uzlaşı kültürünün izlerine rastlanılmasının tesadüf olmadığı anlaşılmaktadır. Çalışmamız nitel bir araştırma türü olan doküman analizi deseni yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmamızda ölüm olgusuna yönelik yaklaşımlar, kronolojik bir akışla literatür okumasına tabi tutulmuş; ölüm algısının 21. yüzyıla özgü tutumlarının çocukluğuna inilerek varılan teşhisler, dokümanter veri olarak iki farklı paradigmayı temsilen seçilmiş Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (2004) ve Paramparça (2021) filmlerinin tarihsel göstergebilimsel ve sosyolojik çözümlemeleriyle sınanmıştır. Çalışmamız, günümüzde değişen ölüm algısı ve yas kültürünü derinlemesine irdeleyerek güncel bir topografya çıkarması ve henüz genç bir alan olan ölüm sosyolojisi çalışmalarına katkıda bulunmasıyla önem arz etmektedir.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Dini Arastirmalar","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.15745/da.1271331","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Toplum belleğine imge ve ritüellerle kazınan ölüm olgusunun en yaşlı göstergelerinden olan mezar ve kitabe taşları, insanın şuurlu bir varlık olmasının kefareti olan ölme bilincinin kadim tercümanlarıdır. Antik Çağ’da natürel bir tinsellik, Orta Çağ’da monoteist bir dinsellik üzerinden evcilleştirilen ölüm olgusu ve ölme olayı; bugün için epistemolojik açıdan pozitivist paradigmanın, yaşam tarzı bakımından tüketim kültürünün elinde profanlaşarak tinselliğini yitirmekte, varoluştan koparılarak vahşileştirilmektedir. Çalışmamız, seküler ölüm algısını ve bu algının neden olduğu bireysel ve toplumsal krizleri gelenek ve modernite bağlamında ele almaktadır. Çalışmamızın amacı, ölüm algısındaki natüralist ve materyalist kabullerin yaygınlaşmasına ve yas seremonilerinde gözlemlenen profan unsurların güçlenmesine dikkat çekmek ve bu sürecin birey ve toplumda bıraktığı izleri anlamlandırmaktır. Nitekim çalışmamızda, öleni ve kayba uğrayan özneyi örtbas etme ve sindirme çabalarının varoluşsal krizlere, yabancılaşmaya ve kendisine veya ötekine yönelen şiddete yol açtığı görülmektedir. Öte yandan alternatif bir algı olarak taşraya konumlanan geleneksel ölüm algısının ölüm ile yaşam arasında inşa ettiği uzlaşı kültürünün izlerine rastlanılmasının tesadüf olmadığı anlaşılmaktadır. Çalışmamız nitel bir araştırma türü olan doküman analizi deseni yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmamızda ölüm olgusuna yönelik yaklaşımlar, kronolojik bir akışla literatür okumasına tabi tutulmuş; ölüm algısının 21. yüzyıla özgü tutumlarının çocukluğuna inilerek varılan teşhisler, dokümanter veri olarak iki farklı paradigmayı temsilen seçilmiş Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (2004) ve Paramparça (2021) filmlerinin tarihsel göstergebilimsel ve sosyolojik çözümlemeleriyle sınanmıştır. Çalışmamız, günümüzde değişen ölüm algısı ve yas kültürünü derinlemesine irdeleyerek güncel bir topografya çıkarması ve henüz genç bir alan olan ölüm sosyolojisi çalışmalarına katkıda bulunmasıyla önem arz etmektedir.