{"title":"Platon’da Ruhun Ezelî Bir Form Olarak Ölümsüzlüğünün İspatı","authors":"Eyüp Şahi̇n","doi":"10.33227/auifd.1233780","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Platon’da ruha dair yapılacak bir araştırma için incelenmesi gereken metinler Apology, Meno, Phaedo ve Timaeus’tur. Bilindiği gibi Platon’un eserleri için üç ana dönem tayin edilir. Bunlar erken dönem, orta dönem ve geç dönem eserleridir. Bu ayrıma göre Apology ve Meno erken dönem, Phaedo ve Timaeus ise orta dönem eserleridir. Bu eserler aynı zamanda Platon’un ruh anlayışının sadece kronolojik sırasını değil aynı zamanda düşüncesinin oluşum aşamalarını da göstermektedir. Bu makalenin amacı Phaedo’yu merkeze alarak ruha dair geliştirilen “döngüsel (karşıtlık),” “hatırlama” ve “ruhların formlara ve tanrılara yakınlığı” argümanlarını ortaya koymaktır. Aynı zamanda bu üç argümanın, hem ruhun bedenden bağımsız (önceki) varlığı ve ölümsüzlüğünü ispatlamada hem de ruh-beden ilişkisi bağlamında tartışılan birtakım meseleleri izah etmede yeterli olup olmadığını tartışmaktır. “Hatırlama argümanı” ruhun bedenden önce de var olduğunu ispat eden bir argüman olarak ilk defa Meno’da karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle argüman, bilgiyi sınayarak öğretme/hatırlatmaya dayanan bir yönteme dayandırılmaktadır. “Döngüsel argüman” ve “ruhların form ve tanrılara yakınlığı argümanı” ise hatırlama argümanı ile birlikte Phaedo’da inceden inceye işlenmektedir. Bu makalede argümanlara yöneltilen itirazlar hem Phaedo’da muhatapların itirazları hem de Aristoteles’in De Anima’daki bazı itirazları yardımıyla değerlendirilmektedir. Apology ve Timaeus öne sürülen argümanların incelenmesi açısından merkezi bir rol oluşturmadığı için burada göz ardı edilmektedir. Ayrıca meselenin İslam felsefesi geleneği içerisinde ruh-beden ilişkisi açısından ne türden yansımalara yol açmış olabileceğine dair bazı noktalara Aḥvālu’n-Nefs özelinde temas edilmektedir.","PeriodicalId":36545,"journal":{"name":"Ankara Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Ankara Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33227/auifd.1233780","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"Q4","JCRName":"Arts and Humanities","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Platon’da ruha dair yapılacak bir araştırma için incelenmesi gereken metinler Apology, Meno, Phaedo ve Timaeus’tur. Bilindiği gibi Platon’un eserleri için üç ana dönem tayin edilir. Bunlar erken dönem, orta dönem ve geç dönem eserleridir. Bu ayrıma göre Apology ve Meno erken dönem, Phaedo ve Timaeus ise orta dönem eserleridir. Bu eserler aynı zamanda Platon’un ruh anlayışının sadece kronolojik sırasını değil aynı zamanda düşüncesinin oluşum aşamalarını da göstermektedir. Bu makalenin amacı Phaedo’yu merkeze alarak ruha dair geliştirilen “döngüsel (karşıtlık),” “hatırlama” ve “ruhların formlara ve tanrılara yakınlığı” argümanlarını ortaya koymaktır. Aynı zamanda bu üç argümanın, hem ruhun bedenden bağımsız (önceki) varlığı ve ölümsüzlüğünü ispatlamada hem de ruh-beden ilişkisi bağlamında tartışılan birtakım meseleleri izah etmede yeterli olup olmadığını tartışmaktır. “Hatırlama argümanı” ruhun bedenden önce de var olduğunu ispat eden bir argüman olarak ilk defa Meno’da karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle argüman, bilgiyi sınayarak öğretme/hatırlatmaya dayanan bir yönteme dayandırılmaktadır. “Döngüsel argüman” ve “ruhların form ve tanrılara yakınlığı argümanı” ise hatırlama argümanı ile birlikte Phaedo’da inceden inceye işlenmektedir. Bu makalede argümanlara yöneltilen itirazlar hem Phaedo’da muhatapların itirazları hem de Aristoteles’in De Anima’daki bazı itirazları yardımıyla değerlendirilmektedir. Apology ve Timaeus öne sürülen argümanların incelenmesi açısından merkezi bir rol oluşturmadığı için burada göz ardı edilmektedir. Ayrıca meselenin İslam felsefesi geleneği içerisinde ruh-beden ilişkisi açısından ne türden yansımalara yol açmış olabileceğine dair bazı noktalara Aḥvālu’n-Nefs özelinde temas edilmektedir.