{"title":"Klasik Türk Şiirinde Dolab-nâme Hakkında Mülahazalar","authors":"Türkan Alvan","doi":"10.26650/tuded2020-0031","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Eski Caglardan beri kullanilan su dolaplari gunumuzde hâlâ mevcuttur. Gunumuze on yedi tanesi ulassa da Suriye’nin Hama sehri Âsi Nehri uzerine kurulan su dolaplariyla hala meshurdur. Turlerine gore su carklarinin yaygin adlari naʿura, dolâb ve sâkiya’dir. Hama’daki su dolaplari icinde en buyugu olan Dolab-i Muhammedi h. 763’te (m.1361) yapilmistir. Dolab-i Muhammedi’yi Hama hâkimi olan Turk asilli Aydemir es-Şeyhi yaptirmistir. Ancak efsanelerde Dolab-i Muhammedi’yi yapan marangozun Anadolu’daki ilk Hiristiyanlardan olan Antakyali Habib-i Neccar oldugu anlatilir. Bu makalede dolabname turune ilham veren Dolab-i Muhammedi efsaneleri ve su dolaplarindan bahseden ornek siirler incelenmistir. Inler gibi ses cikararak yavas yavas dondugu icin su dolabi, klasik Turk sairlerinin vazgecemedigi bir mazmun olmustur. Bu siirlerde âsik kendini su dolabi ile ozdeslestirir. Âsigin sevgiliden ayri kalisi ile ettigi âhlari ve feryatlari, su dolabinin uzaklardan duyulan iniltisine benzer. Dolab-nâme ise, su dolabinin dilinden “Allah askinin terennumunu ifade eden sorulu cevapli manzume” demektir. Bundan baska bu calismada dolabname turunun taniminin yetersizligi uzerinde durulmustur. Âsik Yunus’un ve Kaygusuz Abdal’in dolab-nâme siirlerinde muhtevasina gore farklilik vardir. Ayrica klasik Turk siirinde de dolab-nâme ozelligine sahip siirler vardirr. Dolab-nâme orneklerine sadece Tekke edebiyati icinde degil; Anonim Halk edebiyati, Âsik edebiyati, hatta Divân edebiyati icinde rastlanabilmektedir.","PeriodicalId":29693,"journal":{"name":"Turk Dili ve Edebiyati Dergisi-Journal of Turkish Language and Literature","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.1000,"publicationDate":"2020-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turk Dili ve Edebiyati Dergisi-Journal of Turkish Language and Literature","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.26650/tuded2020-0031","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"LANGUAGE & LINGUISTICS","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Eski Caglardan beri kullanilan su dolaplari gunumuzde hâlâ mevcuttur. Gunumuze on yedi tanesi ulassa da Suriye’nin Hama sehri Âsi Nehri uzerine kurulan su dolaplariyla hala meshurdur. Turlerine gore su carklarinin yaygin adlari naʿura, dolâb ve sâkiya’dir. Hama’daki su dolaplari icinde en buyugu olan Dolab-i Muhammedi h. 763’te (m.1361) yapilmistir. Dolab-i Muhammedi’yi Hama hâkimi olan Turk asilli Aydemir es-Şeyhi yaptirmistir. Ancak efsanelerde Dolab-i Muhammedi’yi yapan marangozun Anadolu’daki ilk Hiristiyanlardan olan Antakyali Habib-i Neccar oldugu anlatilir. Bu makalede dolabname turune ilham veren Dolab-i Muhammedi efsaneleri ve su dolaplarindan bahseden ornek siirler incelenmistir. Inler gibi ses cikararak yavas yavas dondugu icin su dolabi, klasik Turk sairlerinin vazgecemedigi bir mazmun olmustur. Bu siirlerde âsik kendini su dolabi ile ozdeslestirir. Âsigin sevgiliden ayri kalisi ile ettigi âhlari ve feryatlari, su dolabinin uzaklardan duyulan iniltisine benzer. Dolab-nâme ise, su dolabinin dilinden “Allah askinin terennumunu ifade eden sorulu cevapli manzume” demektir. Bundan baska bu calismada dolabname turunun taniminin yetersizligi uzerinde durulmustur. Âsik Yunus’un ve Kaygusuz Abdal’in dolab-nâme siirlerinde muhtevasina gore farklilik vardir. Ayrica klasik Turk siirinde de dolab-nâme ozelligine sahip siirler vardirr. Dolab-nâme orneklerine sadece Tekke edebiyati icinde degil; Anonim Halk edebiyati, Âsik edebiyati, hatta Divân edebiyati icinde rastlanabilmektedir.