{"title":"Selçuklular da Kullanılan Tevkî‘ Çeşitleri ve Mahiyeti Hakkında","authors":"Sadi S. Kucur","doi":"10.24058/tki.2024.500","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Ortaçağ İslâm devletlerinde tevkî‘ diplomatik terim olarak farklı \nanlamlarda kullanılmıştır. Selçuklularda da bu ıstılahın bazen menşûr / \nferman / misâl ile eşanlamlı kullanıldığı, bazen tuğra ile karıştırıldığı \ngörülmektedir. Bazen de bu tür belgelerde tuğradan başka bulunan ve ilgili \nyayınlarda genellikle “dua cümlesi” olarak tavsif edilen muhtelif ibareler \ntevkî‘ olarak adlandırılmaktadır. Osmanlı bürokrasisinde de devam ettiğini \ngördüğümüz bu geleneğe göre, bu ibareler tuğranın üzerine, belgenin \ntepesine yazılmaktadır. En sade şekliyle Hû / Hüve (O: Allah) zamirinden \nibaret olan bu ibare bazen Besmele, bazen Allah’ın bazı isimlerinin \nzikredildiği isim cümleciklerinden ibaret olabilmektedir. Ama daha ziyade \nbelgeyi hazırlatan sultana mahsus olmak üzere, fakat yine özellikle Allah’ın \nbazı sıfatlarına vurgu yapan isim veya fiil cümlelerini ihtiva etmektedir.\nTürkiye Selçuklularında yukarıda zikredilen belge türlerinden başka \nsikkelerde de tevkî‘lere yer verilmeye başlanmıştır. Bağdat’taki son Abbasi \nhalifesi katledildikten bir süre sonra, onların lâkablarından boşalan alanlara \nsultanların tevkî‘leri yazılmıştır.\nKonu ile ilgili yayınlarda tevkî‘lerin “dua cümlesi” olduğu \nsöylenmekle yetinildiği ve bunların mahiyetinin tahlil edilmediği \ngörülmektedir. Makalede bu ibarelerin duadan mı ibaret olduğu veya böyle \ntavsif etmenin yeterli olup olmadığı, daha da önemlisi sultanlar ve bu \nbelgelerin muhatapları için bunların ne ifade etmiş olabileceği, hangi \ndüşünceyle yazılmış olabileceği sorgulanmıştır.\nResmî belgelerdeki bu ibarelere genel diplomatik ilminde davet \n(invocatio), Osmanlı diplomatikasında ise tahmîd ve temcîd adı \nverilmektedir. Bu vesile ile bu adlandırmaların isabetlilik nisbeti de \ndeğerlendirilmiştir","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"17 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-07-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.24058/tki.2024.500","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Ortaçağ İslâm devletlerinde tevkî‘ diplomatik terim olarak farklı
anlamlarda kullanılmıştır. Selçuklularda da bu ıstılahın bazen menşûr /
ferman / misâl ile eşanlamlı kullanıldığı, bazen tuğra ile karıştırıldığı
görülmektedir. Bazen de bu tür belgelerde tuğradan başka bulunan ve ilgili
yayınlarda genellikle “dua cümlesi” olarak tavsif edilen muhtelif ibareler
tevkî‘ olarak adlandırılmaktadır. Osmanlı bürokrasisinde de devam ettiğini
gördüğümüz bu geleneğe göre, bu ibareler tuğranın üzerine, belgenin
tepesine yazılmaktadır. En sade şekliyle Hû / Hüve (O: Allah) zamirinden
ibaret olan bu ibare bazen Besmele, bazen Allah’ın bazı isimlerinin
zikredildiği isim cümleciklerinden ibaret olabilmektedir. Ama daha ziyade
belgeyi hazırlatan sultana mahsus olmak üzere, fakat yine özellikle Allah’ın
bazı sıfatlarına vurgu yapan isim veya fiil cümlelerini ihtiva etmektedir.
Türkiye Selçuklularında yukarıda zikredilen belge türlerinden başka
sikkelerde de tevkî‘lere yer verilmeye başlanmıştır. Bağdat’taki son Abbasi
halifesi katledildikten bir süre sonra, onların lâkablarından boşalan alanlara
sultanların tevkî‘leri yazılmıştır.
Konu ile ilgili yayınlarda tevkî‘lerin “dua cümlesi” olduğu
söylenmekle yetinildiği ve bunların mahiyetinin tahlil edilmediği
görülmektedir. Makalede bu ibarelerin duadan mı ibaret olduğu veya böyle
tavsif etmenin yeterli olup olmadığı, daha da önemlisi sultanlar ve bu
belgelerin muhatapları için bunların ne ifade etmiş olabileceği, hangi
düşünceyle yazılmış olabileceği sorgulanmıştır.
Resmî belgelerdeki bu ibarelere genel diplomatik ilminde davet
(invocatio), Osmanlı diplomatikasında ise tahmîd ve temcîd adı
verilmektedir. Bu vesile ile bu adlandırmaların isabetlilik nisbeti de
değerlendirilmiştir