{"title":"Siyasi Tarih Temelinde Lübnan’ın Mezhebe Dayalı Yönetim Anlayışının Şekillenmesi (1831-1943)","authors":"Abdullah Ekinci, Abdullah Orak","doi":"10.30623/hij.1409166","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Lübnan, jeopolitik ve jeostratejik öneminin yanı sıra tarihi mirası ve kültürel zenginliğiyle Ortadoğu’da ön plana çıkan ülkelerden biridir. Ülkede çeşitli dini toplulukların bir arada yaşaması ülkenin mezhepsel karakterini belirginleştirmiştir. Bu durumun bir sonucu olarak Lübnan, doğu ve batı dünyasının birleştiği, kesiştiği ve zaman zaman da ayrıştığı bir yer olmuştur. \nXX. yüzyılın ikinci çeyreğinde Lübnan’daki Hristiyan ve Müslüman toplulukların Lübnan’ın geleceğine dair farklı tasavvurları bulunmaktaydı. Bu sırada “Lübnanlı Hristiyanlar” ile “Arap Müslümanlar” şeklinde iki farklı kavram kullanılmaktaydı. Bununla ilintili olarak ülkedeki dini toplulukların Lübnan’ın batı ya da doğu dünyasıyla uyumlu bir görünüme sahip olması gerektiği yönünde tartışmaları mevcuttu. Nihayetinde Marunî Cumhurbaşkanı Bişâre el-Hûrî ile Sünni Başbakan Riyâd es-Sulh “Ulusal Pakt” adı altında Lübnan’daki Hristiyan ve Müslüman toplulukların uyumunu sağladı. Ulusal Pakt’la Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışı yerleşik hale geldi. \nLübnan’daki farklı dinsel kimliklere sahip toplulukların her birinin ülkeye bakışı, bu toplulukların çıkarlarını geliştirme çabaları, Ortadoğu’daki bölgesel sorunlar ve Lübnan üzerinde uluslararası etkilerin yoğunlaşması ülkeyi istikrarsızlığa sürükledi. Lübnan 1975 yılında başlayan ve on beş yıl süren bir iç savaşa sahne oldu. Nihayetinde ülkedeki dini toplulukların çatışan menfaatleri bir noktada uzlaştırıldı ve çatışma ortamı sona erdirildi. Ancak günümüzde Lübnan zaman zaman siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarla gündeme gelmektedir. Ülkenin çeşitli alanlarda karşılaştığı sorunlar büyük ölçüde mezhebe dayalı yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada siyasi tarih temelinde Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşum sürecinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çalışmada Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının XIX. yüzyılda oluşmaya başladığı ve bir asırlık sürecin sonucunda bu anlayışın yerleşik hale geldiği savunulmaktadır. \nLübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşum sürecini anlayabilmek adına araştırma üç dönem üzerine yoğunlaştırıldı. Bunlar; XIX. yüzyılın başlarından üçüncü çeyreğe uzanan dönem, XIX. yüzyılın son çeyreği ve XX. yüzyılın ilk çeyreğini kapsayan dönem ve Büyük Lübnan’ın kuruluşundan 1943 yılında Ulusal Pakt’ın kabul edilmesine uzanan dönemdir. Çalışmada eleştirel sosyal bilim anlayışı çerçevesinde tarama, tasnif ve tahlile yer verildi. Öncelikle, genel tarih araştırmaları yöntemlerinden kaynak taraması kullanıldı. Bu yöntemle literatürde araştırma konusu hakkında kaleme alınan akademik çalışmalar taranarak çalışmanın bağlamı kuruldu. Çalışmanın diğer bir yöntemi de arşiv taramasıdır. Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde (BOA) tarama yapılarak XIX. yüzyıl Osmanlı Lübnan’ı ile ilgili belgelere ulaşıldı ve tahlil edilen bu belgelerden konu bağlamında istifade edildi. \nAraştırma neticesinde, XIX. yüzyılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde Lübnan’ın idari yapısındaki değişim ve dönüşümlerin, modern Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşumunda ilk basamak olduğu sonucuna varıldı. Yine Büyük Lübnan’ın kuruluşu ve takip eden süreçte ülkedeki dini toplulukların birbirlerine ve Fransa’ya karşı algı ve tutumlarının Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşumunda ikinci basamağı oluşturduğu tespit edildi. Fransız vesayeti altındaki Lübnan’da dini toplulukların her ne kadar ülkeye bakış açıları farklı olsa da içinde yaşanılan dönemin koşullarının da etkisiyle Lübnan’ın bağımsızlığa kavuşması konusunda hemfikir oldukları, bu durumun neticesinde dini toplulukların istek ve zorunluluklarını bir potada eritmek durumunda kalarak Ulusal Pakt’ı kabul ettikleri, bu Pakt’la birlikte Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışı yerleşik hale geldiği araştırmada ulaşılan diğer sonuçlardır.","PeriodicalId":502495,"journal":{"name":"Harran Theology Journal","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Harran Theology Journal","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.30623/hij.1409166","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Lübnan, jeopolitik ve jeostratejik öneminin yanı sıra tarihi mirası ve kültürel zenginliğiyle Ortadoğu’da ön plana çıkan ülkelerden biridir. Ülkede çeşitli dini toplulukların bir arada yaşaması ülkenin mezhepsel karakterini belirginleştirmiştir. Bu durumun bir sonucu olarak Lübnan, doğu ve batı dünyasının birleştiği, kesiştiği ve zaman zaman da ayrıştığı bir yer olmuştur.
XX. yüzyılın ikinci çeyreğinde Lübnan’daki Hristiyan ve Müslüman toplulukların Lübnan’ın geleceğine dair farklı tasavvurları bulunmaktaydı. Bu sırada “Lübnanlı Hristiyanlar” ile “Arap Müslümanlar” şeklinde iki farklı kavram kullanılmaktaydı. Bununla ilintili olarak ülkedeki dini toplulukların Lübnan’ın batı ya da doğu dünyasıyla uyumlu bir görünüme sahip olması gerektiği yönünde tartışmaları mevcuttu. Nihayetinde Marunî Cumhurbaşkanı Bişâre el-Hûrî ile Sünni Başbakan Riyâd es-Sulh “Ulusal Pakt” adı altında Lübnan’daki Hristiyan ve Müslüman toplulukların uyumunu sağladı. Ulusal Pakt’la Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışı yerleşik hale geldi.
Lübnan’daki farklı dinsel kimliklere sahip toplulukların her birinin ülkeye bakışı, bu toplulukların çıkarlarını geliştirme çabaları, Ortadoğu’daki bölgesel sorunlar ve Lübnan üzerinde uluslararası etkilerin yoğunlaşması ülkeyi istikrarsızlığa sürükledi. Lübnan 1975 yılında başlayan ve on beş yıl süren bir iç savaşa sahne oldu. Nihayetinde ülkedeki dini toplulukların çatışan menfaatleri bir noktada uzlaştırıldı ve çatışma ortamı sona erdirildi. Ancak günümüzde Lübnan zaman zaman siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarla gündeme gelmektedir. Ülkenin çeşitli alanlarda karşılaştığı sorunlar büyük ölçüde mezhebe dayalı yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada siyasi tarih temelinde Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşum sürecinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çalışmada Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının XIX. yüzyılda oluşmaya başladığı ve bir asırlık sürecin sonucunda bu anlayışın yerleşik hale geldiği savunulmaktadır.
Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşum sürecini anlayabilmek adına araştırma üç dönem üzerine yoğunlaştırıldı. Bunlar; XIX. yüzyılın başlarından üçüncü çeyreğe uzanan dönem, XIX. yüzyılın son çeyreği ve XX. yüzyılın ilk çeyreğini kapsayan dönem ve Büyük Lübnan’ın kuruluşundan 1943 yılında Ulusal Pakt’ın kabul edilmesine uzanan dönemdir. Çalışmada eleştirel sosyal bilim anlayışı çerçevesinde tarama, tasnif ve tahlile yer verildi. Öncelikle, genel tarih araştırmaları yöntemlerinden kaynak taraması kullanıldı. Bu yöntemle literatürde araştırma konusu hakkında kaleme alınan akademik çalışmalar taranarak çalışmanın bağlamı kuruldu. Çalışmanın diğer bir yöntemi de arşiv taramasıdır. Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde (BOA) tarama yapılarak XIX. yüzyıl Osmanlı Lübnan’ı ile ilgili belgelere ulaşıldı ve tahlil edilen bu belgelerden konu bağlamında istifade edildi.
Araştırma neticesinde, XIX. yüzyılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde Lübnan’ın idari yapısındaki değişim ve dönüşümlerin, modern Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşumunda ilk basamak olduğu sonucuna varıldı. Yine Büyük Lübnan’ın kuruluşu ve takip eden süreçte ülkedeki dini toplulukların birbirlerine ve Fransa’ya karşı algı ve tutumlarının Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşumunda ikinci basamağı oluşturduğu tespit edildi. Fransız vesayeti altındaki Lübnan’da dini toplulukların her ne kadar ülkeye bakış açıları farklı olsa da içinde yaşanılan dönemin koşullarının da etkisiyle Lübnan’ın bağımsızlığa kavuşması konusunda hemfikir oldukları, bu durumun neticesinde dini toplulukların istek ve zorunluluklarını bir potada eritmek durumunda kalarak Ulusal Pakt’ı kabul ettikleri, bu Pakt’la birlikte Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışı yerleşik hale geldiği araştırmada ulaşılan diğer sonuçlardır.