{"title":"Pagan Kültürünün Etkisiyle Şekillenen Câhiliye Dönemi Anlayışı","authors":"Enver Polatoğlu","doi":"10.30623/hij.1416005","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Kur’ân-ı Kerîm’in ilk indiği toplumda temel değer yargıları muhafaza edilmiş, İslâm’ın ruhuna ve ahlak anlayışına uymayan hususlar yeniden düzenlenerek evrensel esaslar ortaya konmuştur. Yüce Kur’an’ın nüzulüyle beraber toplumların yaşadıkları temel sorunlar peyder pey insanların gündemine taşınmış ve uygun çözüm yolları üzerinde durulmuştur. Tarih boyunca Müslümanlar Kur’an’ın daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak amacıyla önemli çabalar ortaya koymuş, İslam’a ve insan haklarına aykırı konuların sebepleri üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Yüce Kur’an’da ve hadîs-i şeriflerde İslam öncesi anlayışın pek çok açıdan tenkit edildiğine şahit olmaktayız. Pagan kültürünün etkisinde kalarak ayrışmaya, ırkçılığa ve taassuba dönüşen düşünceler, âyet-i kerîmelerin inmeye devam ettiği dönemde vahyin etkileşimiyle Kur’an temelli bir mana ve muhteva kazanmaya başlamıştır. \nPutperestliğin yaygınlaştığı, ibadet adı altında dinin esaslarının tahrif edildiği, insan hakları ihlallerinin çoğaldığı, haksız kazancın normal alışveriş şeklinde addedildiği bir dönem olan Câhiliye çağı; inanç, tutum ve davranış yönüyle daima eleştiri konusu olmuştur. İçinde pek çok farklı unsur ve nitelik barındıran bu dönemin zaman, zemin ve şartlar bağlamında ele alınması; inanç, itikat ve sosyal hayat açısından değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Realitede var olan bu karakteristik yapının Kur’an ekseninde bir değerlendirmeye tabi tutulması, dinî açıdan olduğu kadar tarihî açıdan da gereklilik arz etmektedir. \nKur’an’ın daha iyi anlaşılabilmesi, dönemin şartları içerisinde yer alan sebeplerin ve kavramların doğru tespit edilmesine ve kendi tarihî bağlamında doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Bir kavramın doğru analiz edilebilmesi, onun kapsam ve etki alanını doğru tespit etmekle bağlantılıdır. Bu bakımdan “Câhiliye” kavramıyla nitelenen yapıyı ortaya koyarak bu anlayışın etkilediği alanları tespit etmek, dönemin varsayıma dayalı genel mantıksal anlayışını çözümlemeye çalışmak ve dine uygun tashih etmek gereği ortaya çıkmaktadır. İşte bu çalışmada paganist ilah anlayışının etkisiyle şekillenen ve şirkin egemenliğinde kalarak diğer bütün alanları da kapsayan yapıyı, bütüncül bir bakış açısıyla araştırmak üzere yola çıkılmış; temel kaynaklar esas alınarak Câhiliye adetlerinin inançtan ibadete ve itikattan insan anlayışına kadar genel mantığını, tutumunu ve etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç bağlamında dönemin atalar kültüne dayalı anlayışının yol açtığı problemli alanların sınırlarını belirleyerek, insan hak ve özgürlükleri noktasında yaşanan mağduriyetleri de tespit etmek mümkün olmaktadır. \nBu çalışmada elde edilen en genel bulgu ve sonuçlara göre kavramsal açıdan “Câhiliye” tarihteki belli bir döneme işaret etmekle beraber, fikirsel ve zihinsel anlamda tarihin diğer bazı dönemlerinde de etkisini sürdüren bir yapıya sahip olmuştur. “Atalar kültü” ve buna bağlı olarak ortaya çıkan “paganist” yapı beraberinde inanç ve ahlak sorunlarını da doğurmuştur. Sorunlu ilah anlayışının paralelinde gelişen olumsuz davranış biçimleri bütün alanları tehdit etmiş ve “Allah’ın hükmü” yerine “Câhiliye hükmü”nün kökleşmesine yol açmıştır. İlah anlayışındaki ana referans yüce yaratıcının kendisi olmayıp, onun yerine ikame edilen sanal nesneler olmuştur. Yine bu dönemde seküler bir formata evrilen ibadetlerin ana gayesi, üretilmiş ve araçsallaştırılmış sözde Tanrı olan nesneler yoluyla tatmin olma amacına yöneliktir. Buna bağlı olarak gelişen insan anlayışı güç, çıkar ve ekonomik kaygı temeline dayanmaktadır.","PeriodicalId":502495,"journal":{"name":"Harran Theology Journal","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-06-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Harran Theology Journal","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.30623/hij.1416005","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Kur’ân-ı Kerîm’in ilk indiği toplumda temel değer yargıları muhafaza edilmiş, İslâm’ın ruhuna ve ahlak anlayışına uymayan hususlar yeniden düzenlenerek evrensel esaslar ortaya konmuştur. Yüce Kur’an’ın nüzulüyle beraber toplumların yaşadıkları temel sorunlar peyder pey insanların gündemine taşınmış ve uygun çözüm yolları üzerinde durulmuştur. Tarih boyunca Müslümanlar Kur’an’ın daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak amacıyla önemli çabalar ortaya koymuş, İslam’a ve insan haklarına aykırı konuların sebepleri üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Yüce Kur’an’da ve hadîs-i şeriflerde İslam öncesi anlayışın pek çok açıdan tenkit edildiğine şahit olmaktayız. Pagan kültürünün etkisinde kalarak ayrışmaya, ırkçılığa ve taassuba dönüşen düşünceler, âyet-i kerîmelerin inmeye devam ettiği dönemde vahyin etkileşimiyle Kur’an temelli bir mana ve muhteva kazanmaya başlamıştır.
Putperestliğin yaygınlaştığı, ibadet adı altında dinin esaslarının tahrif edildiği, insan hakları ihlallerinin çoğaldığı, haksız kazancın normal alışveriş şeklinde addedildiği bir dönem olan Câhiliye çağı; inanç, tutum ve davranış yönüyle daima eleştiri konusu olmuştur. İçinde pek çok farklı unsur ve nitelik barındıran bu dönemin zaman, zemin ve şartlar bağlamında ele alınması; inanç, itikat ve sosyal hayat açısından değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Realitede var olan bu karakteristik yapının Kur’an ekseninde bir değerlendirmeye tabi tutulması, dinî açıdan olduğu kadar tarihî açıdan da gereklilik arz etmektedir.
Kur’an’ın daha iyi anlaşılabilmesi, dönemin şartları içerisinde yer alan sebeplerin ve kavramların doğru tespit edilmesine ve kendi tarihî bağlamında doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Bir kavramın doğru analiz edilebilmesi, onun kapsam ve etki alanını doğru tespit etmekle bağlantılıdır. Bu bakımdan “Câhiliye” kavramıyla nitelenen yapıyı ortaya koyarak bu anlayışın etkilediği alanları tespit etmek, dönemin varsayıma dayalı genel mantıksal anlayışını çözümlemeye çalışmak ve dine uygun tashih etmek gereği ortaya çıkmaktadır. İşte bu çalışmada paganist ilah anlayışının etkisiyle şekillenen ve şirkin egemenliğinde kalarak diğer bütün alanları da kapsayan yapıyı, bütüncül bir bakış açısıyla araştırmak üzere yola çıkılmış; temel kaynaklar esas alınarak Câhiliye adetlerinin inançtan ibadete ve itikattan insan anlayışına kadar genel mantığını, tutumunu ve etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç bağlamında dönemin atalar kültüne dayalı anlayışının yol açtığı problemli alanların sınırlarını belirleyerek, insan hak ve özgürlükleri noktasında yaşanan mağduriyetleri de tespit etmek mümkün olmaktadır.
Bu çalışmada elde edilen en genel bulgu ve sonuçlara göre kavramsal açıdan “Câhiliye” tarihteki belli bir döneme işaret etmekle beraber, fikirsel ve zihinsel anlamda tarihin diğer bazı dönemlerinde de etkisini sürdüren bir yapıya sahip olmuştur. “Atalar kültü” ve buna bağlı olarak ortaya çıkan “paganist” yapı beraberinde inanç ve ahlak sorunlarını da doğurmuştur. Sorunlu ilah anlayışının paralelinde gelişen olumsuz davranış biçimleri bütün alanları tehdit etmiş ve “Allah’ın hükmü” yerine “Câhiliye hükmü”nün kökleşmesine yol açmıştır. İlah anlayışındaki ana referans yüce yaratıcının kendisi olmayıp, onun yerine ikame edilen sanal nesneler olmuştur. Yine bu dönemde seküler bir formata evrilen ibadetlerin ana gayesi, üretilmiş ve araçsallaştırılmış sözde Tanrı olan nesneler yoluyla tatmin olma amacına yöneliktir. Buna bağlı olarak gelişen insan anlayışı güç, çıkar ve ekonomik kaygı temeline dayanmaktadır.