{"title":"Güncel Yargıtay Kararları Işığında Rekabet İhlalinden Kaynaklanan Tazminat Davalarında Zamanaşımı Sorunu","authors":"Gökmen Gündoğdu","doi":"10.54704/akdhfd.1425091","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Mal veya hizmet piyasalarında rekabet ihlali 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) m. 4, 6 ve 7 hükümleri çerçevesinde yasaklanmıştır. RKHK m. 57 hükmü ise m. 4 ve 6’da düzenlenen rekabet ihlallerini sayarak bu ihlallerin hukuki sorumluluk doğurduğunu belirtmektedir. RKHK m. 58 hükmünde tazminat davası düzenlenmiş ancak bu davaların tabi olacağı zamanaşımı konusuna yer verilmemiştir. Hâkim görüş ve Yargıtay, isabetli olarak bunun haksız fiil sorumluluğu olduğunu savunmaktadır. Bu durumda zamanaşımı konusunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 72 hükmünün uygulanması gerekir. Bu ise zararı ve faili öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık normal ve rekabet ihlali tarihinden itibaren on yıllık azami zamanaşımı süresinin uygulanması demektir. TBK m. 72/1 son cümlede, eylemin ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olması ve bu fiil için ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmesi halinde, bu sürenin hukuk davası için de uygulanacağı belirtilmektedir. \nRKHK m. 4 ve 6’nın ihlali, RKHK m. 16/3 uyarınca nispi idari para cezasını gerektirmektedir. Nisbi idari para cezaları ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (KK) m. 2 ve m. 16/1’de “kabahat” olarak nitelenmiş ve KK m. 20/3’te sekiz yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. Sekiz yıllık bu zamanaşımı süresinin TBK m. 72/1 son cümle atfı sebebiyle RKHK m. 57’ye dayalı açılan tazminat davalarında da uygulanması gerekir. Bu sürenin başlangıç anı ise, hâkim öğretinin savunduğu ve Yargıtay’ın uyguladığının aksine, zararın ve failin öğrenildiği tarih değil rekabet ihlalinin gerçekleştiği veya devam eden eylemlerde son bulduğu tarihtir. \nRekabet ihlaline dayalı tazminat davalarında zamanaşımı konusunda mutlaka özel bir düzenleme getirilmeli ve 2014/104EU sayılı Direktif m. 10 hükmü esas alınarak en az beş yıllık bir zamanaşımı süresi tanınmalıdır. Zararın ve tazminat sorumlusunu öğrenildiği tarihte başlayacak olan bu zamanaşımı süresinin, Rekabet Kurulu’nun bu eylem için bir soruşturma açması halinde duracağı düzenlenmelidir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"43 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-03-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1425091","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Mal veya hizmet piyasalarında rekabet ihlali 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) m. 4, 6 ve 7 hükümleri çerçevesinde yasaklanmıştır. RKHK m. 57 hükmü ise m. 4 ve 6’da düzenlenen rekabet ihlallerini sayarak bu ihlallerin hukuki sorumluluk doğurduğunu belirtmektedir. RKHK m. 58 hükmünde tazminat davası düzenlenmiş ancak bu davaların tabi olacağı zamanaşımı konusuna yer verilmemiştir. Hâkim görüş ve Yargıtay, isabetli olarak bunun haksız fiil sorumluluğu olduğunu savunmaktadır. Bu durumda zamanaşımı konusunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 72 hükmünün uygulanması gerekir. Bu ise zararı ve faili öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık normal ve rekabet ihlali tarihinden itibaren on yıllık azami zamanaşımı süresinin uygulanması demektir. TBK m. 72/1 son cümlede, eylemin ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olması ve bu fiil için ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmesi halinde, bu sürenin hukuk davası için de uygulanacağı belirtilmektedir.
RKHK m. 4 ve 6’nın ihlali, RKHK m. 16/3 uyarınca nispi idari para cezasını gerektirmektedir. Nisbi idari para cezaları ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (KK) m. 2 ve m. 16/1’de “kabahat” olarak nitelenmiş ve KK m. 20/3’te sekiz yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. Sekiz yıllık bu zamanaşımı süresinin TBK m. 72/1 son cümle atfı sebebiyle RKHK m. 57’ye dayalı açılan tazminat davalarında da uygulanması gerekir. Bu sürenin başlangıç anı ise, hâkim öğretinin savunduğu ve Yargıtay’ın uyguladığının aksine, zararın ve failin öğrenildiği tarih değil rekabet ihlalinin gerçekleştiği veya devam eden eylemlerde son bulduğu tarihtir.
Rekabet ihlaline dayalı tazminat davalarında zamanaşımı konusunda mutlaka özel bir düzenleme getirilmeli ve 2014/104EU sayılı Direktif m. 10 hükmü esas alınarak en az beş yıllık bir zamanaşımı süresi tanınmalıdır. Zararın ve tazminat sorumlusunu öğrenildiği tarihte başlayacak olan bu zamanaşımı süresinin, Rekabet Kurulu’nun bu eylem için bir soruşturma açması halinde duracağı düzenlenmelidir.