{"title":"THE RELATIONSHIPS BETWEEN RUMINATIVE THINKING AND SPIRITUAL WELLNESS AMONG STUDENTS IN THEOLOGY FACULTY","authors":"Mustafa Ulu","doi":"10.28949/bilimname.1413711","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Latince midenin üst kısmı, çiğnemek, zihinde çevirmek, düşünmek, meditasyon yapmak (Barnhart, 1995, s. 675) anlamlarına gelen “rumen” kelimesinden türeyen ve olumsuz düşüncelerin zihinde sürekli olarak dönüp durması olarak karakterize edilen ruminasyon, zihinsel aktiviteleri bölen, zihnin sağlıklı bir şekilde çalışmasını engelleyen ve günlük hayatın akışına etki eden bir ruhsal durumdur. Güncel yaklaşım bakımından DSM-5’te Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), altında kategorize edilmektedir. Ancak obsesyonla arasında bazı temel farklılıklar bulunmaktadır. Obsesyon, egoya yabancıdır, genellikle kontrol edilmez ve birey obsesyonun yarattığı gerilimden uzaklaşmak için kompulsiyonlar sergileyebilir. Ruminasyon ise bireyin geçmiş tecrübelerinden kaynaklandığı için egoya yabancı değildir ve çoğunlukla sorunları anlama, çözüme kavuşturma veya onlarla başa çıkma motivasyonu olarak kullanılmaktadır. Buna karşın bu bireylerin sorunların çözümüne ilişkin karamsar, problemleri anlama ve çözme konusunda kötümser ve isteksiz oldukları da bilinmektedir. Özellikle depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları ile ilişkilendirilmektedir. İlerlediği ya da kronikleştiği durumlarda affetme ve bağışlama duygularını ortadan kaldırdığı, nefret ve intikam duygularını artırdığı için sosyal ilişkileri oldukça olumsuz etkilemektedir.","PeriodicalId":474239,"journal":{"name":"Bilimname","volume":" 36","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Bilimname","FirstCategoryId":"0","ListUrlMain":"https://doi.org/10.28949/bilimname.1413711","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Latince midenin üst kısmı, çiğnemek, zihinde çevirmek, düşünmek, meditasyon yapmak (Barnhart, 1995, s. 675) anlamlarına gelen “rumen” kelimesinden türeyen ve olumsuz düşüncelerin zihinde sürekli olarak dönüp durması olarak karakterize edilen ruminasyon, zihinsel aktiviteleri bölen, zihnin sağlıklı bir şekilde çalışmasını engelleyen ve günlük hayatın akışına etki eden bir ruhsal durumdur. Güncel yaklaşım bakımından DSM-5’te Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), altında kategorize edilmektedir. Ancak obsesyonla arasında bazı temel farklılıklar bulunmaktadır. Obsesyon, egoya yabancıdır, genellikle kontrol edilmez ve birey obsesyonun yarattığı gerilimden uzaklaşmak için kompulsiyonlar sergileyebilir. Ruminasyon ise bireyin geçmiş tecrübelerinden kaynaklandığı için egoya yabancı değildir ve çoğunlukla sorunları anlama, çözüme kavuşturma veya onlarla başa çıkma motivasyonu olarak kullanılmaktadır. Buna karşın bu bireylerin sorunların çözümüne ilişkin karamsar, problemleri anlama ve çözme konusunda kötümser ve isteksiz oldukları da bilinmektedir. Özellikle depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları ile ilişkilendirilmektedir. İlerlediği ya da kronikleştiği durumlarda affetme ve bağışlama duygularını ortadan kaldırdığı, nefret ve intikam duygularını artırdığı için sosyal ilişkileri oldukça olumsuz etkilemektedir.