{"title":"Quantıtatıve Analysıs Of Famıly Medıcıne Departments And Academıcıans In The 30th Year In Türkiye","authors":"Ahmet YOSUNKAYA, Özgür ERDEM, Ali ERDEM","doi":"10.21763/tjfmpc.1293133","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma Türkiye’de bulunan aile hekimliği anabilim dalları, öğretim üyesi, uzmanlık öğrencisi ve uzman sayılarının nicel olarak incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipteki bu çalışmada Türkiye’de bulunan üçüncü basamak aile hekimliği klinikleri ve anabilim dalları incelendi. Aile hekimliğindeki mevcut öğretim üyesi sayısı, asistan sayısı ve varsa yetiştirdikleri uzman hekim sayıları araştırıldı. Türkiye’deki her aile hekimliği kliniği veya anabilim dalına Mart-Nisan 2022 tarihlerinde telefon, e-mail veya WhatsApp uygulaması üzerinden ulaşılarak anabilim dalları /klinikler ile ilgili veriler toplandı. Bulgular: Araştırmamızda 105 tane üçüncü basamak aile hekimliği kliniği veya anabilim dalının mevcut olduğu tespit edildi. Türkiye’deki bu 105 aile hekimliği kliniğinde çalışan öğretim üyesi sayısını incelediğimizde 104 doktor öğretim üyesi, 86 doçent ve 74 profesör olduğu saptandı. Türkiye’de şu ana kadar 211 kişinin doçentlik sürecini tamamlayarak Yüksek Öğretim Kurumundan aile hekimliği alanında “doçent unvanı” aldığı tespit edildi. 211 kişiden 93’ünün profesörlük kadrosuna atandığı saptandı. Halen Türkiye’de 3727 Aile hekimliği asistanı ve 4107 aile hekimliği uzmanı olduğu saptandı Sonuç: Türkiye’de ilk anabilim dalının kurulmasından bugüne kadar geçen yaklaşık 30 yıllık zaman zarfında bir tıpta uzmanlık alanı olarak tanınan aile hekimliğinin; nicel ve nitel gelişiminde iyi bir ivme kazandığı görülmektedir. Diğer taraftan artan asistan ve anabilim dalı sayısına göre öğretim elemanı sayısının geride kaldığı saptandı. Bu durumun eğitim kalitesinde gerilemeye neden olmaması için yeni akademisyenlerin yetişmesine öncülük edilmelidir.","PeriodicalId":498347,"journal":{"name":"Turkish journal of family medicine and primary care","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turkish journal of family medicine and primary care","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.21763/tjfmpc.1293133","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Amaç: Bu çalışma Türkiye’de bulunan aile hekimliği anabilim dalları, öğretim üyesi, uzmanlık öğrencisi ve uzman sayılarının nicel olarak incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipteki bu çalışmada Türkiye’de bulunan üçüncü basamak aile hekimliği klinikleri ve anabilim dalları incelendi. Aile hekimliğindeki mevcut öğretim üyesi sayısı, asistan sayısı ve varsa yetiştirdikleri uzman hekim sayıları araştırıldı. Türkiye’deki her aile hekimliği kliniği veya anabilim dalına Mart-Nisan 2022 tarihlerinde telefon, e-mail veya WhatsApp uygulaması üzerinden ulaşılarak anabilim dalları /klinikler ile ilgili veriler toplandı. Bulgular: Araştırmamızda 105 tane üçüncü basamak aile hekimliği kliniği veya anabilim dalının mevcut olduğu tespit edildi. Türkiye’deki bu 105 aile hekimliği kliniğinde çalışan öğretim üyesi sayısını incelediğimizde 104 doktor öğretim üyesi, 86 doçent ve 74 profesör olduğu saptandı. Türkiye’de şu ana kadar 211 kişinin doçentlik sürecini tamamlayarak Yüksek Öğretim Kurumundan aile hekimliği alanında “doçent unvanı” aldığı tespit edildi. 211 kişiden 93’ünün profesörlük kadrosuna atandığı saptandı. Halen Türkiye’de 3727 Aile hekimliği asistanı ve 4107 aile hekimliği uzmanı olduğu saptandı Sonuç: Türkiye’de ilk anabilim dalının kurulmasından bugüne kadar geçen yaklaşık 30 yıllık zaman zarfında bir tıpta uzmanlık alanı olarak tanınan aile hekimliğinin; nicel ve nitel gelişiminde iyi bir ivme kazandığı görülmektedir. Diğer taraftan artan asistan ve anabilim dalı sayısına göre öğretim elemanı sayısının geride kaldığı saptandı. Bu durumun eğitim kalitesinde gerilemeye neden olmaması için yeni akademisyenlerin yetişmesine öncülük edilmelidir.