The Hayy Story of Ibn Tufayl as the Revelation of an Anomaly

Onur Yildirim
{"title":"The Hayy Story of Ibn Tufayl as the Revelation of an Anomaly","authors":"Onur Yildirim","doi":"10.15869/itobiad.1248361","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Ortaçağ İslam siyasal düşüncesi hem din hem de felsefeyi kendisine konu olarak belirlemek durumunda kalmıştır. Din ve felsefenin, siyasal düşüncenin konusu olarak belirlenmesi, bu iki unsur ya da etkinlik arasında ne tür bir ilişkinin oluşturulması gerektiğine dair çabaların ortaya konulmasına neden olmuştur. Ortaçağ İslam siyasal düşüncesine katkıda bulunan filozofların çoğunluğu din ve felsefenin amaç bakımından müşterek oldukları için uzlaştıklarını, daha doğru bir ifadeyle uzlaş (tırıl)maları gerektiğini varsayarlar. Ne var ki, uzlaştırılmaya çalışılan tüm unsurların esasında birbirlerine karşıt olmaları ve hatta özsel olarak çatışmaları söz konusudur. Bu bakımdan din ve felsefeyi uzlaştırmaya çalışan İslam filozofu, aslında din ve felsefenin zımnen çatıştığına dair “ima türünden” bir anlayıştan hareket eder. Fârâbî’nin temel tezlerine dayanan Meşşâî gelenek takip edilecek olursa, İslam filozofu için bu uzlaşının gerçekleşeceği mekân erdemli toplum ve bu toplumun idaresi için gerekli olan sanat ise erdemli siyaset sanatıdır. Siyaset, varlıkların hakikatine ilişkin bilinmesi ve inanılması gereken ilkelerin (teorik felsefe) neler olduğunu bilen ve bu ilkelerin uygulama alanını ve bunların nasıl uygulanacağının (pratik felsefe) bilgisine sahip olan filozofun, medeni toplumu yönetmesini sağlayan sanattır. Ancak din ve felsefe uzlaş(tırıla)madığında, temel amacı hakikat olan filozof ne yapmalı, hem kendi hem de medeni toplumun mutluğu için ne tür bir yol tercih etmelidir? Bu sorudan hareket eden bu çalışma, alegorik bir tarzda kaleme alınan İbn Tufeyl’in Hayy bin Yakzan başlıklı öyküsünün din ve felsefe arasında çatışmayı konu edindiğini ileri sürmektedir. Bu çalışmanın amacı, din ve felsefenin çatıştığına dair yukarıdaki iddiadan hareketle filozofun kadim siyasal misyonu olarak tayin edilen medeni toplumun yöneticisi olma misyonundan feragat edişini ortaya koymaktır.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1248361","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Ortaçağ İslam siyasal düşüncesi hem din hem de felsefeyi kendisine konu olarak belirlemek durumunda kalmıştır. Din ve felsefenin, siyasal düşüncenin konusu olarak belirlenmesi, bu iki unsur ya da etkinlik arasında ne tür bir ilişkinin oluşturulması gerektiğine dair çabaların ortaya konulmasına neden olmuştur. Ortaçağ İslam siyasal düşüncesine katkıda bulunan filozofların çoğunluğu din ve felsefenin amaç bakımından müşterek oldukları için uzlaştıklarını, daha doğru bir ifadeyle uzlaş (tırıl)maları gerektiğini varsayarlar. Ne var ki, uzlaştırılmaya çalışılan tüm unsurların esasında birbirlerine karşıt olmaları ve hatta özsel olarak çatışmaları söz konusudur. Bu bakımdan din ve felsefeyi uzlaştırmaya çalışan İslam filozofu, aslında din ve felsefenin zımnen çatıştığına dair “ima türünden” bir anlayıştan hareket eder. Fârâbî’nin temel tezlerine dayanan Meşşâî gelenek takip edilecek olursa, İslam filozofu için bu uzlaşının gerçekleşeceği mekân erdemli toplum ve bu toplumun idaresi için gerekli olan sanat ise erdemli siyaset sanatıdır. Siyaset, varlıkların hakikatine ilişkin bilinmesi ve inanılması gereken ilkelerin (teorik felsefe) neler olduğunu bilen ve bu ilkelerin uygulama alanını ve bunların nasıl uygulanacağının (pratik felsefe) bilgisine sahip olan filozofun, medeni toplumu yönetmesini sağlayan sanattır. Ancak din ve felsefe uzlaş(tırıla)madığında, temel amacı hakikat olan filozof ne yapmalı, hem kendi hem de medeni toplumun mutluğu için ne tür bir yol tercih etmelidir? Bu sorudan hareket eden bu çalışma, alegorik bir tarzda kaleme alınan İbn Tufeyl’in Hayy bin Yakzan başlıklı öyküsünün din ve felsefe arasında çatışmayı konu edindiğini ileri sürmektedir. Bu çalışmanın amacı, din ve felsefenin çatıştığına dair yukarıdaki iddiadan hareketle filozofun kadim siyasal misyonu olarak tayin edilen medeni toplumun yöneticisi olma misyonundan feragat edişini ortaya koymaktır.
伊本·图法伊的海伊故事:异常现象的揭示
中世纪伊斯兰政治思想必须同时将宗教和哲学确定为其主题。将宗教和哲学确定为政治思想的主题,促使人们努力确定这两种要素或活动之间应建立何种关系。对中世纪伊斯兰政治思想做出贡献的大多数哲学家都认为,宗教和哲学是可以调和的,或者更准确地说,它们应该是可以调和的,因为它们有着共同的目标。然而,所有试图调和的要素本质上都是相互对立的,甚至在本质上是冲突的。在这方面,试图调和宗教与哲学的伊斯兰哲学家实际上是从一种 "隐含 "的理解出发的,即宗教与哲学之间存在着默契的冲突。如果我们遵循以法拉比的基本论点为基础的 Peripatetic 传统,那么对于伊斯兰哲学家来说,实现这种调和的地方就是良性社会,而管理这个社会所需的艺术就是良性政治的艺术。政治是一门艺术,它使哲学家能够管理文明社会,哲学家知道关于众生真理必须知道和相信的原则(理论哲学),并了解这些原则的应用领域和如何应用这些原则(实践哲学)。然而,当宗教与哲学无法调和时,以真理为主要目标的哲学家应该做些什么,为了自己和文明社会的幸福,他应该选择什么样的道路?从这一问题出发,本研究认为伊本-图法伊尔的寓言故事《哈伊-本-雅克赞》讲述了宗教与哲学之间的冲突。本研究的目的是根据上述宗教与哲学冲突的说法,揭示哲学家放弃其作为文明社会统治者的古老政治使命的原因。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信