Küllî Aşkın Merkezinde Mecâzî A-şkın Simge Olması: Mevlânâ Örneği

Sevda Aktulga Gürbüz
{"title":"Küllî Aşkın Merkezinde Mecâzî A-şkın Simge Olması: Mevlânâ Örneği","authors":"Sevda Aktulga Gürbüz","doi":"10.15869/itobiad.1151578","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Aşk tasavvuf edebiyatında ilâhi ve mecâzî olarak genişçe yer bulan bir kavramdır. Mevlânâ, aşkın farklı türevlerinden yola çıkarak mecâzî aşkı hakikî aşka vesile görmektedir. Mecâz, ilâhi sevginin aracı olduğundan Mecnun’da olduğu gibi ilâhi nur ve güzelliğe dönüşebilir. Dolayısıyla mecâz olarak zikredilen fani aşk; mâşûka ulaşınca gizemini kaybetse de hakiki aşka vasıtadır. Gönül kapısından aklı değerlendiren Mevlânâ için cüz’î akıl, aşkın sırları ve hakikatini açıklama hususunda yetersizdir. Gönüllerinde aşk derdi olanlar çeşitli arayışlarla hakîkate ulaşmaya çalışmaktadır. Mevlânâ, olgunlaşma merhalelerini açıklarken; çileyi olgunlaşma, cezbeyi yakınlaşma, muhabbeti ise kurtuluş kapısı olarak zikretmektedir. İlâhi sevgi hakîkat râyihası olmakla beraber insan bu kokuyu özellikle cüz’iyyatta arayıp durmaktadır. Bu arayış mâşukunda yok olan pervanenin ateşte yanarak ateş olması gibi vuslatı değil aşkın kendisini sevdirir. Mecâzî aşkın şehvet ve arzuların aracı olmasından öte yüksek değer ve gaye olduğunu ifade eden Mevlânâ, ilâhi aşkı beşeri aşkla iç içe betimlemektedir. Samimi ve mükemmel beşeri aşkla Hakk’a ermek ve ilâhi aşka ulaşmak, Bir’den başka bir şeyin görülmeyeceği kemâlattır. Mevlânâ’nın betimlemelerinde kemâle erdiren bu aşk tasavvuf edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Allah’ın yarattığı güzellik kullarında tecelli etmektedir. Bundan dolayı Mevlânâ’nın “Aşk ister maddi varlıklara yönelik olsun, isterse ötekilerine, bil ki o seni O’na erdirecektir” sözü, âşığın Hakk’a ermesinin, mecâzî aşkın hakikatinin köprüsü olduğunun göstergesidir. Mevlana'ya göre aşk, ezelde olan ve ebediyette olacak olan bir metafiziksel bir tecrübe ve evrenin oluşumunu sağlayan tek hâldir. Ancak bu aşkın önündeki engel cüz’î aklın nefsin girdabına düşmesidir. Cüz’î akıl karışık ve taklitten ibaret olduğu için noksandır ve ilâhi aşkı anlamada problem teşkil etmektedir. Bu çalışma, âşıkların çile dolu hayatlarında karşılaştıkları her zorluğa rağmen maşukta yok olup gitmelerinin süreç ve imkânını Mevlânâ anlayışı açısından değerlendirmeyi amaçlamaktadır.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"1","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1151578","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 1

Abstract

Aşk tasavvuf edebiyatında ilâhi ve mecâzî olarak genişçe yer bulan bir kavramdır. Mevlânâ, aşkın farklı türevlerinden yola çıkarak mecâzî aşkı hakikî aşka vesile görmektedir. Mecâz, ilâhi sevginin aracı olduğundan Mecnun’da olduğu gibi ilâhi nur ve güzelliğe dönüşebilir. Dolayısıyla mecâz olarak zikredilen fani aşk; mâşûka ulaşınca gizemini kaybetse de hakiki aşka vasıtadır. Gönül kapısından aklı değerlendiren Mevlânâ için cüz’î akıl, aşkın sırları ve hakikatini açıklama hususunda yetersizdir. Gönüllerinde aşk derdi olanlar çeşitli arayışlarla hakîkate ulaşmaya çalışmaktadır. Mevlânâ, olgunlaşma merhalelerini açıklarken; çileyi olgunlaşma, cezbeyi yakınlaşma, muhabbeti ise kurtuluş kapısı olarak zikretmektedir. İlâhi sevgi hakîkat râyihası olmakla beraber insan bu kokuyu özellikle cüz’iyyatta arayıp durmaktadır. Bu arayış mâşukunda yok olan pervanenin ateşte yanarak ateş olması gibi vuslatı değil aşkın kendisini sevdirir. Mecâzî aşkın şehvet ve arzuların aracı olmasından öte yüksek değer ve gaye olduğunu ifade eden Mevlânâ, ilâhi aşkı beşeri aşkla iç içe betimlemektedir. Samimi ve mükemmel beşeri aşkla Hakk’a ermek ve ilâhi aşka ulaşmak, Bir’den başka bir şeyin görülmeyeceği kemâlattır. Mevlânâ’nın betimlemelerinde kemâle erdiren bu aşk tasavvuf edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Allah’ın yarattığı güzellik kullarında tecelli etmektedir. Bundan dolayı Mevlânâ’nın “Aşk ister maddi varlıklara yönelik olsun, isterse ötekilerine, bil ki o seni O’na erdirecektir” sözü, âşığın Hakk’a ermesinin, mecâzî aşkın hakikatinin köprüsü olduğunun göstergesidir. Mevlana'ya göre aşk, ezelde olan ve ebediyette olacak olan bir metafiziksel bir tecrübe ve evrenin oluşumunu sağlayan tek hâldir. Ancak bu aşkın önündeki engel cüz’î aklın nefsin girdabına düşmesidir. Cüz’î akıl karışık ve taklitten ibaret olduğu için noksandır ve ilâhi aşkı anlamada problem teşkil etmektedir. Bu çalışma, âşıkların çile dolu hayatlarında karşılaştıkları her zorluğa rağmen maşukta yok olup gitmelerinin süreç ve imkânını Mevlânâ anlayışı açısından değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信