{"title":"XVI. YÜZYIL ŞAİRLERİNDEN HAMDÎ NİN MANZUM PEND-NÂME Sİ","authors":"Uğur Öztürk","doi":"10.24058/tki.2023.480","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bu yazıda XVI. yüzyıl şairlerinden Hamdî’nin III. Murad’a ithafen\nkaleme aldığı manzum pend-nâmesi incelenmiştir. Hamdî’nin Pend-nâme’si\nhikâye ve mev’iza başlıklarıyla bu türün özelliğini taşımakla birlikte hasbihâl\nbaşlığında şair kendi hayatına, devrine dair birçok bilgi vermiştir. Pend-nâme’de\nilk önce aşkın merhaleleri anlatılmış, âşık-maşûk ilişkileri, mecâzî aşka\nyakalanmış âşığın akıbeti, İlahî aşka yöneliş ve hakîkî aşkı bulmanın yöntemleri\nve bu yoldaki nasihatler ele alınmıştır. Şair 477 beyitlik mesnevi tarzında yazdığı\neserine kendine ait beşer beyitlik iki tane de gazelini eklemiştir. Bu gazellerden\nilki aşk hakkındayken ikincisi devrin sultanının övgüsüne dairdir. Hamdî,\nİstanbul dışında ismini belirtmediği bir yerde mülazemetini aldıktan sonra nâib\nolmuş fakat bulunduğu yerde kadılığa yükselememiştir. Hocasının da vefatı\nüzerine hamisiz kalmış ve kadılık hayali ile İstanbul’a gelmiştir. Kadı olmayı\nbeklerken bu kez de Kefe kadısı nâibliği ile görevlendirilmiştir. Bu görevine\ngiderken yolda bindiği gemi Karadeniz’de alabora olmuş ve tüm mal varlığını\nkaybetmiştir. Manzumesini de bu kazadan sonra hâlini sultana arz etmek için\nyazmıştır. 1577-1580 yılları arasında yazılmış olan eserde III. Murad’ın yanı sıra\nşehzadesine, Valide Sultan Nurbanu Sultan’a, musahip Şemsî Ahmed Paşa’ya ve\nisimleri belirtilmeden devrin vezirlerine övgüler vardır. Yazıda ilk önce pendnâme türü hakkında kısa bilgilere yer verilmiş ardından manzumenin sahibi ve\nyazılış tarihi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu kısımdan sonra manzumenin şeklî\nunsurları ile muhtevası incelenmiş ve metnin geniş özetinden sonra\ntranskripsiyonlu hâli de makaleye dâhil edilmiştir.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.24058/tki.2023.480","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Bu yazıda XVI. yüzyıl şairlerinden Hamdî’nin III. Murad’a ithafen
kaleme aldığı manzum pend-nâmesi incelenmiştir. Hamdî’nin Pend-nâme’si
hikâye ve mev’iza başlıklarıyla bu türün özelliğini taşımakla birlikte hasbihâl
başlığında şair kendi hayatına, devrine dair birçok bilgi vermiştir. Pend-nâme’de
ilk önce aşkın merhaleleri anlatılmış, âşık-maşûk ilişkileri, mecâzî aşka
yakalanmış âşığın akıbeti, İlahî aşka yöneliş ve hakîkî aşkı bulmanın yöntemleri
ve bu yoldaki nasihatler ele alınmıştır. Şair 477 beyitlik mesnevi tarzında yazdığı
eserine kendine ait beşer beyitlik iki tane de gazelini eklemiştir. Bu gazellerden
ilki aşk hakkındayken ikincisi devrin sultanının övgüsüne dairdir. Hamdî,
İstanbul dışında ismini belirtmediği bir yerde mülazemetini aldıktan sonra nâib
olmuş fakat bulunduğu yerde kadılığa yükselememiştir. Hocasının da vefatı
üzerine hamisiz kalmış ve kadılık hayali ile İstanbul’a gelmiştir. Kadı olmayı
beklerken bu kez de Kefe kadısı nâibliği ile görevlendirilmiştir. Bu görevine
giderken yolda bindiği gemi Karadeniz’de alabora olmuş ve tüm mal varlığını
kaybetmiştir. Manzumesini de bu kazadan sonra hâlini sultana arz etmek için
yazmıştır. 1577-1580 yılları arasında yazılmış olan eserde III. Murad’ın yanı sıra
şehzadesine, Valide Sultan Nurbanu Sultan’a, musahip Şemsî Ahmed Paşa’ya ve
isimleri belirtilmeden devrin vezirlerine övgüler vardır. Yazıda ilk önce pendnâme türü hakkında kısa bilgilere yer verilmiş ardından manzumenin sahibi ve
yazılış tarihi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu kısımdan sonra manzumenin şeklî
unsurları ile muhtevası incelenmiş ve metnin geniş özetinden sonra
transkripsiyonlu hâli de makaleye dâhil edilmiştir.