MİLLİ MÜCADELE SONRASINDA MİLLİ TARİH ŞUURU OLUŞTURMA ÇALIŞMALARINA BİR ÖRNEK: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN TARİH ÖĞRETMENİ MEHMED TEVFİK BEY’İN CİHAN HARBİNDE TÜRKLER VE MEZİYETLERİ ADLI ESERİ (1928)
{"title":"MİLLİ MÜCADELE SONRASINDA MİLLİ TARİH ŞUURU OLUŞTURMA ÇALIŞMALARINA BİR ÖRNEK: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN TARİH ÖĞRETMENİ MEHMED TEVFİK BEY’İN CİHAN HARBİNDE TÜRKLER VE MEZİYETLERİ ADLI ESERİ (1928)","authors":"Zeynel Özlü, E. Demir","doi":"10.51824/978-975-17-4794-5.93","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Milli Mücadelenin başarıyla sonuçlanmasının ardından inkılâp hareketlerine girişen Mustafa Kemal Atatürk’ün bu yöndeki en önemli çalışmalarından biri Türk toplumunda milli tarih yazımı ve milli tarih şuuru oluşturma çabasıdır. Çalışmamızda Milli mücadele sonrasında “Türk Milli Şuuru” nu oluşturmak amacıyla Mehmed Tevfik Bey tarafından kaleme alınan 1928 tarihli “Cihan Harbinde Türkler ve Meziyetleri” adlı eser hakkında bilgi verilecektir. Türk Tarihini ve kültürünü, İslamiyet ve Türklerin İslam dinine girişleri, Türk meşhurları ve eserleri, Türklerin ilim, medeniyet, insaniyet ve İslamiyet’e yaptıkları hizmetler ve Türklerin meziyetleri başlıkları altında tanıtan eserde; Türklerin İlk vatanı olan Orta Asya yaylasının sınırları, İslamiyet öncesinde Türklerin Çin ve Bizans Devletleriyle olan ilişkileri, giyiniş tarzları, silahları, ekonomik faaliyetleri (tarım, hayvancılık, ticaret), servetleri, aile hayatları, hukuk kuralları, itikat ettikleri kuvvetler (toprak, ağaç, su, ateş ve demir), en çok sevdikleri renkler (Vatanısarı, mavi, kırmızı, kara ve beyaz), İslam dinini kabul etmeden önce benimsedikleri inanışlar (Zerdüştlük, Şamanizm, Budizm, Nasturilik, Mani ve Hristiyanlık), diğer medeniyetlerle olan münasebetleri, birçok kültür ve mezhepleri benimsemelerine rağmen asıl olan lisanları Türkçe’yi kullanmaları, yine Türk olmalarına rağmen Arapça ve Acemce dilinde eserler vermeleri ve ilgili dönemlerde yetiştirilen meşhurlar (Mevlana Celaleddin-i Rumi-Mesnevi, Buhari-Sahih-i Buhari, Farabi-Kitab’ül musiki, İmam Gazali-İhya’ul-ulum, Yakut el HamaviMu’cemu’l Buldan, AhmedYesevi- Divan-ı Hikmet vb.), destanları (Ergenekon ve Oğuz), dini merasimleri ve eğlence kültürleri (mersiye, kopuz ve sagu) hakkında bilgi vermektedir. “İslamiyet ve Türkler” başlığı altında; Hazreti Ömer devrinde Türk-Arap ilişkileri, Emeviler ve Abbasiler döneminde Türkler, Türklerin bu dönemde kurdukları devletler (Tolunoğulları, Memlukler, İhşitler, Eyyubiler, Gazneliler, Bulgarlar, Peçenekler, Selçuklular, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Osmanlılar) ve bu devletlerin meydana getirdikleri kültür eserleri, savaşları, yaptıkları meslekler (hattatlık, mücellitlik, müzehhiblik, silahçılık, saraçlık, dokumacılık, halıcılık, oymacılık, kakmacılık, çinicilik, mimarlık, askerlik, topçuluk, sedefçilik, çadırcılık, kılıç imali) hakkında bilgi verilmiştir. “Türklerin Hizmetleri” başlığı altında; Türklerin ilim, medeniyet, insaniyet ve İslamiyet’e yaptıkları önemli hizmetler (Abbasilerin bekasını taht-ı temine almaları, kavimler göçüne neden olmaları, hamaset ve şehametleriyle Çinlileri Çin Seddini yapmak zorunda bırakmaları, Avrupa’yı titreten Napolyon Bonapart’a ilk mağlubiyet acısını tattırmaları, muazzam toplar dökerek ve cihanı hayrette bırakacak bir şekilde gemileri karadan deryaya indirmek suretiyle İstanbul’u fethetmeleri, Bizans ordularını Marmara kıyılarına kadar sürüp Anadolu’da Türklüğü temelleştirmeleri, Avrupalı devletler tarafından istila edilmiş olan İstanbul’u ve Anavatanımız olan Anadolu’yu cihanı hayrette bırakacak surette kurtuluşa erdiren ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını bütün cihana tanıtmaları vb.) anlatılmıştır. Son olarak “Türklerin Meziyetleri” başlığı altında ise; Türk ırkının başarılarla dolu bir geçmişinin olduğu, Türk ırkının gelenek ve göreneklerinin özellikle lisanlarının ebedi olduğu, Türkler ‘in dünyanın her tarafına dağılmış olmaları (Çin, Sibirya, Hindistan, İran, Irak, El-Cezire, Kafkasya, Suriye, Filistin, Kostantiniyye, Arabistan, Yemen, Mısır, Kuzey Afrika, Avrupa, Baltık, Finlandiya, İngiliz adaları) ve Türk ırkının dünyada mevcut milletler arasında ilmi kuvvet itibariyle en yüksek bir mevkide olduğundan bahsedilmiştir.","PeriodicalId":206447,"journal":{"name":"9. Uluslararası Atatürk Kongresi Bildiriler","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"9. Uluslararası Atatürk Kongresi Bildiriler","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.93","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Milli Mücadelenin başarıyla sonuçlanmasının ardından inkılâp hareketlerine girişen Mustafa Kemal Atatürk’ün bu yöndeki en önemli çalışmalarından biri Türk toplumunda milli tarih yazımı ve milli tarih şuuru oluşturma çabasıdır. Çalışmamızda Milli mücadele sonrasında “Türk Milli Şuuru” nu oluşturmak amacıyla Mehmed Tevfik Bey tarafından kaleme alınan 1928 tarihli “Cihan Harbinde Türkler ve Meziyetleri” adlı eser hakkında bilgi verilecektir. Türk Tarihini ve kültürünü, İslamiyet ve Türklerin İslam dinine girişleri, Türk meşhurları ve eserleri, Türklerin ilim, medeniyet, insaniyet ve İslamiyet’e yaptıkları hizmetler ve Türklerin meziyetleri başlıkları altında tanıtan eserde; Türklerin İlk vatanı olan Orta Asya yaylasının sınırları, İslamiyet öncesinde Türklerin Çin ve Bizans Devletleriyle olan ilişkileri, giyiniş tarzları, silahları, ekonomik faaliyetleri (tarım, hayvancılık, ticaret), servetleri, aile hayatları, hukuk kuralları, itikat ettikleri kuvvetler (toprak, ağaç, su, ateş ve demir), en çok sevdikleri renkler (Vatanısarı, mavi, kırmızı, kara ve beyaz), İslam dinini kabul etmeden önce benimsedikleri inanışlar (Zerdüştlük, Şamanizm, Budizm, Nasturilik, Mani ve Hristiyanlık), diğer medeniyetlerle olan münasebetleri, birçok kültür ve mezhepleri benimsemelerine rağmen asıl olan lisanları Türkçe’yi kullanmaları, yine Türk olmalarına rağmen Arapça ve Acemce dilinde eserler vermeleri ve ilgili dönemlerde yetiştirilen meşhurlar (Mevlana Celaleddin-i Rumi-Mesnevi, Buhari-Sahih-i Buhari, Farabi-Kitab’ül musiki, İmam Gazali-İhya’ul-ulum, Yakut el HamaviMu’cemu’l Buldan, AhmedYesevi- Divan-ı Hikmet vb.), destanları (Ergenekon ve Oğuz), dini merasimleri ve eğlence kültürleri (mersiye, kopuz ve sagu) hakkında bilgi vermektedir. “İslamiyet ve Türkler” başlığı altında; Hazreti Ömer devrinde Türk-Arap ilişkileri, Emeviler ve Abbasiler döneminde Türkler, Türklerin bu dönemde kurdukları devletler (Tolunoğulları, Memlukler, İhşitler, Eyyubiler, Gazneliler, Bulgarlar, Peçenekler, Selçuklular, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Osmanlılar) ve bu devletlerin meydana getirdikleri kültür eserleri, savaşları, yaptıkları meslekler (hattatlık, mücellitlik, müzehhiblik, silahçılık, saraçlık, dokumacılık, halıcılık, oymacılık, kakmacılık, çinicilik, mimarlık, askerlik, topçuluk, sedefçilik, çadırcılık, kılıç imali) hakkında bilgi verilmiştir. “Türklerin Hizmetleri” başlığı altında; Türklerin ilim, medeniyet, insaniyet ve İslamiyet’e yaptıkları önemli hizmetler (Abbasilerin bekasını taht-ı temine almaları, kavimler göçüne neden olmaları, hamaset ve şehametleriyle Çinlileri Çin Seddini yapmak zorunda bırakmaları, Avrupa’yı titreten Napolyon Bonapart’a ilk mağlubiyet acısını tattırmaları, muazzam toplar dökerek ve cihanı hayrette bırakacak bir şekilde gemileri karadan deryaya indirmek suretiyle İstanbul’u fethetmeleri, Bizans ordularını Marmara kıyılarına kadar sürüp Anadolu’da Türklüğü temelleştirmeleri, Avrupalı devletler tarafından istila edilmiş olan İstanbul’u ve Anavatanımız olan Anadolu’yu cihanı hayrette bırakacak surette kurtuluşa erdiren ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını bütün cihana tanıtmaları vb.) anlatılmıştır. Son olarak “Türklerin Meziyetleri” başlığı altında ise; Türk ırkının başarılarla dolu bir geçmişinin olduğu, Türk ırkının gelenek ve göreneklerinin özellikle lisanlarının ebedi olduğu, Türkler ‘in dünyanın her tarafına dağılmış olmaları (Çin, Sibirya, Hindistan, İran, Irak, El-Cezire, Kafkasya, Suriye, Filistin, Kostantiniyye, Arabistan, Yemen, Mısır, Kuzey Afrika, Avrupa, Baltık, Finlandiya, İngiliz adaları) ve Türk ırkının dünyada mevcut milletler arasında ilmi kuvvet itibariyle en yüksek bir mevkide olduğundan bahsedilmiştir.