{"title":"TÜRK ROMANINDA EŞRAFIN MEMURLAR ÜZERİNDEKİ HEGEMONYASINA BAZI ÖRNEKLER","authors":"Emrah Meydan","doi":"10.31126/akrajournal.1327943","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Türk toplum yapısında son derece önemli bir konumda bulunan eşraflar, bulundukları bölgelerde çevresini yönlendirme ve şekillendirme gücüne sahip kimselerdir. Özellikle taşrada eşraf etkisinin daha güçlü olduğu söylenebilir. Nüfuz alanını genişletmek isteyen eşraf tipi, bu sebeple devlet memurlarını da etkisi altına almaya çalışarak memurlar üzerinde bir baskı unsuru oluşturmaya çalışır. Oluşturulan baskılar neticesinde öncelikle memurlar ve halk üzerinde etkisini artıran eşraf, bu sayede kendi menfaatlerini ön plana alarak artırmayı amaçlar. Bu amaç doğrultusunda meydana gelen haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalar ve davranışlar ortaya çıkar. Bu durum ise sosyal hayatta bazı kırılmaların meydana gelmesine sebep olur. Sosyal yapıda meydana gelen bu olumsuzluklar ise yazarlar tarafından kaleme alınarak romanlarda bir tema olarak sıklıkla işlenir. Bu çalışmada ise eşraf tipinin yarattığı olumsuzlukları işleyen bazı romanlarda konunun nasıl işlendiği ve eşrafın nüfuzunu hangi yollarla genişlettiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, eşrafın ekonomik güç, siyasi güç, eğlence ve ahbaplık yoluyla memurları baskı altına aldıkları görülmüştür. Bu durumun ortaya çıkmasında memurların uzun görev süreleri ve ekonomik sıkıntıları etkili olmuştur. Ayrıca Türk toplum yapısında memurları devletin temsilcisi olarak görme ve bu sebeple halkın memurlara karşı çıkamaması da önemli bir etken olmuştur. Bunun yanı sıra memurlar arasında ahlaki açıdan kusurlu kimselerin bulunması da eşraf açısından değerlendirilmesi gereken bir fırsat olarak görülmüştür. Bütün bunların neticesinde eşraf sözcüğü olumsuz bir anlama bürünerek hegemonik eşraf tipi ortaya çıkmıştır. Bu eşraf tipi, memurlar üzerinde baskı kurarak onları kendi çalışanları gibi görmüş ve kendi menfaatleri doğrultusunda devlet işleyişine bile müdahale edebilecek cürete erişmiştir.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-08-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1327943","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Türk toplum yapısında son derece önemli bir konumda bulunan eşraflar, bulundukları bölgelerde çevresini yönlendirme ve şekillendirme gücüne sahip kimselerdir. Özellikle taşrada eşraf etkisinin daha güçlü olduğu söylenebilir. Nüfuz alanını genişletmek isteyen eşraf tipi, bu sebeple devlet memurlarını da etkisi altına almaya çalışarak memurlar üzerinde bir baskı unsuru oluşturmaya çalışır. Oluşturulan baskılar neticesinde öncelikle memurlar ve halk üzerinde etkisini artıran eşraf, bu sayede kendi menfaatlerini ön plana alarak artırmayı amaçlar. Bu amaç doğrultusunda meydana gelen haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalar ve davranışlar ortaya çıkar. Bu durum ise sosyal hayatta bazı kırılmaların meydana gelmesine sebep olur. Sosyal yapıda meydana gelen bu olumsuzluklar ise yazarlar tarafından kaleme alınarak romanlarda bir tema olarak sıklıkla işlenir. Bu çalışmada ise eşraf tipinin yarattığı olumsuzlukları işleyen bazı romanlarda konunun nasıl işlendiği ve eşrafın nüfuzunu hangi yollarla genişlettiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, eşrafın ekonomik güç, siyasi güç, eğlence ve ahbaplık yoluyla memurları baskı altına aldıkları görülmüştür. Bu durumun ortaya çıkmasında memurların uzun görev süreleri ve ekonomik sıkıntıları etkili olmuştur. Ayrıca Türk toplum yapısında memurları devletin temsilcisi olarak görme ve bu sebeple halkın memurlara karşı çıkamaması da önemli bir etken olmuştur. Bunun yanı sıra memurlar arasında ahlaki açıdan kusurlu kimselerin bulunması da eşraf açısından değerlendirilmesi gereken bir fırsat olarak görülmüştür. Bütün bunların neticesinde eşraf sözcüğü olumsuz bir anlama bürünerek hegemonik eşraf tipi ortaya çıkmıştır. Bu eşraf tipi, memurlar üzerinde baskı kurarak onları kendi çalışanları gibi görmüş ve kendi menfaatleri doğrultusunda devlet işleyişine bile müdahale edebilecek cürete erişmiştir.