TÜRK-SOVYET DİPLOMATİK KRİZİNİN SAVAŞ SONRASI AMERİKAN DIŞ POLİTİKASINA ETKİSİ (1945-1947)

Gözde Somel
{"title":"TÜRK-SOVYET DİPLOMATİK KRİZİNİN SAVAŞ SONRASI AMERİKAN DIŞ POLİTİKASINA ETKİSİ (1945-1947)","authors":"Gözde Somel","doi":"10.33431/belgi.1167674","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"İkinci Dünya Savaşı sonunda Türkiye ve komşularının yer aldığı bölgede yaşanan bir dizi gelişme savaş sonrasının uluslararası siyasetine ilişkin önemli veriler sunmaktadır. İran ve Yunanistan’daki çatışmalarla birlikte Türk-Sovyet krizi iki kutuplu dünya gerçeği ile dünyanın tanışmaya başladığı önemli olaylar olarak kayıtlara geçti. Savaş boyunca tarafsız pozisyonunu koruyan Türkiye, savaşın bitiminde yeni dönemde nasıl bir uluslararası konuma sahip olacağı sorusu ile karşı karşıya kalmıştı. Bu belirsizliğin ortasında Sovyetlerle birikmiş olan gerilimler Sovyet hükümetinin 1925 antlaşmasını uzatmama kararı, Boğazların ortak yönetimi ve Doğu Anadolu’dan toprak talepleri ile birlikte bir diplomatik krize dönüştü. Amerika Birleşik Devletleri hem konjonktürel hem de tarihsel nedenlerle bu krize tepki vermesi zaman aldı. Diğer sorunlarla birlikte Türk-Sovyet krizinin kendisi de ABD’nin bir süredir yönetici çevreler arasında olgunlaşmakta olan dünya egemenliği fikrinin somut politikaya dökülmesinde özel bir rolü oldu. Dünya egemenliğinin somut politikaya tercümesi hem ABD’de yönetim ve kadro değişikliğini, hem de egemenlik fikrinin yeni dönemin koşullarına uygun bir doktrine dönüşmesini gerektirdi. Bu doktrinin ana unsuru “hür dünya” ile “komünizm” arasındaki karşıtlıktı. Türk-Sovyet krizi bu karşıtlığın somutlandığı ideal bir olayı teşkil etmekteydi. ABD’nin nihai olarak bu krize müdahalesi ABD’nin dünya liderliği iddiasını yüksek sesle dile getirmeye başladığı bir süreçte gerçekleşti. Türkiye’de yönetim açısından bu müdahale memnuniyetle karşılandı. Çünkü Türkiye’nin konumlanışına ilişkin belirsizlikler ortadan kalkıyor ve Türk yönetici sınıfı Avrupa’nın en büyük gücüne dönüşen Sovyetlere karşı kendine güvenli bir liman buluyordu. Makalede Mart 1945’te Türkiye ve Sovyetler arasında 1925 antlaşmasının geleceğine ilişkin yapılan ilk resmi görüşmeden Truman doktrinin ilanına kadar geçen süreç Amerikan politikasının dönüşümü ekseninde ele alınmaktadır.","PeriodicalId":164471,"journal":{"name":"Belgi Dergisi","volume":"57 42","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Belgi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33431/belgi.1167674","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

İkinci Dünya Savaşı sonunda Türkiye ve komşularının yer aldığı bölgede yaşanan bir dizi gelişme savaş sonrasının uluslararası siyasetine ilişkin önemli veriler sunmaktadır. İran ve Yunanistan’daki çatışmalarla birlikte Türk-Sovyet krizi iki kutuplu dünya gerçeği ile dünyanın tanışmaya başladığı önemli olaylar olarak kayıtlara geçti. Savaş boyunca tarafsız pozisyonunu koruyan Türkiye, savaşın bitiminde yeni dönemde nasıl bir uluslararası konuma sahip olacağı sorusu ile karşı karşıya kalmıştı. Bu belirsizliğin ortasında Sovyetlerle birikmiş olan gerilimler Sovyet hükümetinin 1925 antlaşmasını uzatmama kararı, Boğazların ortak yönetimi ve Doğu Anadolu’dan toprak talepleri ile birlikte bir diplomatik krize dönüştü. Amerika Birleşik Devletleri hem konjonktürel hem de tarihsel nedenlerle bu krize tepki vermesi zaman aldı. Diğer sorunlarla birlikte Türk-Sovyet krizinin kendisi de ABD’nin bir süredir yönetici çevreler arasında olgunlaşmakta olan dünya egemenliği fikrinin somut politikaya dökülmesinde özel bir rolü oldu. Dünya egemenliğinin somut politikaya tercümesi hem ABD’de yönetim ve kadro değişikliğini, hem de egemenlik fikrinin yeni dönemin koşullarına uygun bir doktrine dönüşmesini gerektirdi. Bu doktrinin ana unsuru “hür dünya” ile “komünizm” arasındaki karşıtlıktı. Türk-Sovyet krizi bu karşıtlığın somutlandığı ideal bir olayı teşkil etmekteydi. ABD’nin nihai olarak bu krize müdahalesi ABD’nin dünya liderliği iddiasını yüksek sesle dile getirmeye başladığı bir süreçte gerçekleşti. Türkiye’de yönetim açısından bu müdahale memnuniyetle karşılandı. Çünkü Türkiye’nin konumlanışına ilişkin belirsizlikler ortadan kalkıyor ve Türk yönetici sınıfı Avrupa’nın en büyük gücüne dönüşen Sovyetlere karşı kendine güvenli bir liman buluyordu. Makalede Mart 1945’te Türkiye ve Sovyetler arasında 1925 antlaşmasının geleceğine ilişkin yapılan ilk resmi görüşmeden Truman doktrinin ilanına kadar geçen süreç Amerikan politikasının dönüşümü ekseninde ele alınmaktadır.
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信