{"title":"宗教与道德关系中的概念歧义","authors":"Okan Bağci","doi":"10.21547/jss.1318885","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bu çalışmamızda din ile ahlak arasındaki ilişkinin zorunlu bir ilişki olup olmadığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle sebep-sonuç ilişkisi bakımından din ile ahlak arasında mantıksal bir ilişkinin varlığı ele alınmıştır. Bu bağlamda, “Bir kişi A dinine inanıyorsa, o kişi (o dinin ahlaki öğretileri çerçevesinde) ahlaklı olur.” önermesinden yola çıkılarak, bu önerme kullanılarak oluşturulacak şartlı kıyasların geçerlilik durumları incelenmiştir. Böylece, ahlaklı olmanın, davranış düzeyinde değil, kişilik düzeyinde ele alındığı durumlarda özellikle semavi dinler açısından ne denli hayati bir öneme sahip olduğu ortaya konulmuştur. Ahlakın temellerinin neler olabileceğine kısaca değinilmiş, ayrıca bir ahlaki öğretinin en temel kavramlarından sayılabilecek “ödev” ya da “niyet” ve “fayda” ya da “sonuç” ödev ahlakı ve faydacılık açısından incelenmiş ve din-ahlak ilişkisi bağlamında bu kavramların nasıl anlaşılması gerektiği irdelenmiştir. Bir ahlak sistemi içerisindeki amaç ve sonuç gibi kavramların yer değiştirmesi ya da muğlaklaşmasının doğurabileceği menfi sonuçlar tahlil edilmiş ve konuyla ilgili örneklere yer verilmiştir. Daha sonra, aynı sorunların din-ahlak ilişkisi çerçevesinde var olup olmadığı da örneklerle ele alınmıştır. Sonuç olarak, tüm ahlak sistemlerinde olduğu gibi din kaynaklı ahlak sistemlerinin de temel yapı taşlarının kavramlar olduğu kanaati paylaşılmış ve bu kavramların farklı yorumlanmasının ahlak sistemi açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna işaret edilmiştir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"128 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Conceptual Ambiguity in Religion-Morality Relationship\",\"authors\":\"Okan Bağci\",\"doi\":\"10.21547/jss.1318885\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Bu çalışmamızda din ile ahlak arasındaki ilişkinin zorunlu bir ilişki olup olmadığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle sebep-sonuç ilişkisi bakımından din ile ahlak arasında mantıksal bir ilişkinin varlığı ele alınmıştır. Bu bağlamda, “Bir kişi A dinine inanıyorsa, o kişi (o dinin ahlaki öğretileri çerçevesinde) ahlaklı olur.” önermesinden yola çıkılarak, bu önerme kullanılarak oluşturulacak şartlı kıyasların geçerlilik durumları incelenmiştir. Böylece, ahlaklı olmanın, davranış düzeyinde değil, kişilik düzeyinde ele alındığı durumlarda özellikle semavi dinler açısından ne denli hayati bir öneme sahip olduğu ortaya konulmuştur. Ahlakın temellerinin neler olabileceğine kısaca değinilmiş, ayrıca bir ahlaki öğretinin en temel kavramlarından sayılabilecek “ödev” ya da “niyet” ve “fayda” ya da “sonuç” ödev ahlakı ve faydacılık açısından incelenmiş ve din-ahlak ilişkisi bağlamında bu kavramların nasıl anlaşılması gerektiği irdelenmiştir. Bir ahlak sistemi içerisindeki amaç ve sonuç gibi kavramların yer değiştirmesi ya da muğlaklaşmasının doğurabileceği menfi sonuçlar tahlil edilmiş ve konuyla ilgili örneklere yer verilmiştir. Daha sonra, aynı sorunların din-ahlak ilişkisi çerçevesinde var olup olmadığı da örneklerle ele alınmıştır. Sonuç olarak, tüm ahlak sistemlerinde olduğu gibi din kaynaklı ahlak sistemlerinin de temel yapı taşlarının kavramlar olduğu kanaati paylaşılmış ve bu kavramların farklı yorumlanmasının ahlak sistemi açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna işaret edilmiştir.\",\"PeriodicalId\":55743,\"journal\":{\"name\":\"Gaziantep University Journal of Social Sciences\",\"volume\":\"128 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-07-28\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Gaziantep University Journal of Social Sciences\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.21547/jss.1318885\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.21547/jss.1318885","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Conceptual Ambiguity in Religion-Morality Relationship
Bu çalışmamızda din ile ahlak arasındaki ilişkinin zorunlu bir ilişki olup olmadığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle sebep-sonuç ilişkisi bakımından din ile ahlak arasında mantıksal bir ilişkinin varlığı ele alınmıştır. Bu bağlamda, “Bir kişi A dinine inanıyorsa, o kişi (o dinin ahlaki öğretileri çerçevesinde) ahlaklı olur.” önermesinden yola çıkılarak, bu önerme kullanılarak oluşturulacak şartlı kıyasların geçerlilik durumları incelenmiştir. Böylece, ahlaklı olmanın, davranış düzeyinde değil, kişilik düzeyinde ele alındığı durumlarda özellikle semavi dinler açısından ne denli hayati bir öneme sahip olduğu ortaya konulmuştur. Ahlakın temellerinin neler olabileceğine kısaca değinilmiş, ayrıca bir ahlaki öğretinin en temel kavramlarından sayılabilecek “ödev” ya da “niyet” ve “fayda” ya da “sonuç” ödev ahlakı ve faydacılık açısından incelenmiş ve din-ahlak ilişkisi bağlamında bu kavramların nasıl anlaşılması gerektiği irdelenmiştir. Bir ahlak sistemi içerisindeki amaç ve sonuç gibi kavramların yer değiştirmesi ya da muğlaklaşmasının doğurabileceği menfi sonuçlar tahlil edilmiş ve konuyla ilgili örneklere yer verilmiştir. Daha sonra, aynı sorunların din-ahlak ilişkisi çerçevesinde var olup olmadığı da örneklerle ele alınmıştır. Sonuç olarak, tüm ahlak sistemlerinde olduğu gibi din kaynaklı ahlak sistemlerinin de temel yapı taşlarının kavramlar olduğu kanaati paylaşılmış ve bu kavramların farklı yorumlanmasının ahlak sistemi açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna işaret edilmiştir.