宗教暴力辩论背景下的宗教信仰和价值观:犹太教、基督教和伊斯兰教背景下的评估

Serkan Sayar
{"title":"宗教暴力辩论背景下的宗教信仰和价值观:犹太教、基督教和伊斯兰教背景下的评估","authors":"Serkan Sayar","doi":"10.18505/cuid.1429095","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Dünya genelinde yaşanan çatışmalarda dinî inanç ve değerlerin araçsal kullanımı, din ve şiddet konularının merkeze alındığı birçok tartışmaya kaynaklık etmektedir. Yapılan tartışmalar dinî inanç ve değerlerin şiddet içeren davranışlara neden olduğu varsayımı etrafında şekillense de din ve şiddet arasında var olan ilişki oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Zira, dinsel geleneklerin merkezinde yer alan kutsal metinler, savaş ve şiddet içeren örnek ve sembollerin yanı sıra barış ve uzlaşı içeren taleplere de sahiptir. Başka bir ifade ile dinî gelenekler, tarihî süreç içerisinde hem temel ahlaki değerlerin hayata geçirilmesi hem de barışçıl tutumların benimsenmesinde ilham verici bir kaynak olarak hizmet etmişlerdir. Diğer taraftan insanlık tarihinin en kötü örnekleri de dinî inanç ve değerler ile bağlantılıdır. Tarihî kayıtlar, din adına yapılan savaşlarda binlerce insanın hayatını kaybettiğine ve bir o kadarının da doğrudan ya da dolaylı şiddete maruz kaldığına işaret etmektedir. Öyleyse kutsal metinlerde yer alan herhangi bir pasajdan ya da geçmişte yaşanmış olumlu ya da olumsuz herhangi bir örnekten hareketle dinî inanç ve değerlerin bütünüyle savaşa veya barışa hizmet ettiğini söylemek gerçekçi bir tutum olmayacaktır. Bununla beraber Amerika’da gerçekleşen 11 Eylül saldırıları dinsel şiddet konusunda farklı görüşlerin öne sürülmesine neden olmuştur. İronik bir şekilde 2001’de dinî terörizm ile mücadele kararı alan Amerika’nın dinî inanç ve değerleri şiddetin meşrulaştırılmasında bir araç olarak kullanması, 11 Eylül’ün benzer saldırılar için bir arketip olarak kullanılmasına zemin oluşturmuştur. Zira Müslüman olduğu iddia edilen 19 kişinin kaçırdığı 4 uçağın Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırı için kullanılması sadece dinsel şiddet tartışmalarının İslâm ve Müslümanlar üzerinden yapılmasına neden olmamış aynı zamanda İslâm coğrafyasının yeniden şekillenmesine neden olacak askeri ve siyasi kararların alınmasına da zemin oluşturmuştur. Bu saldırı neticesinde dinsel terör örgütlerine karşı harekete geçtiğini iddia eden Bush, verilen mücadeleyi şeytani güçlere karşı “haçlı seferi” olarak yorumlayarak Afganistan ve Irak’ta on binlerce insanın ölmesi ile sonuçlanan askeri operasyonlara başlamıştır. Benzer şekilde 7 Ekim 2023 tarihinde, \"Aksa Tufanı” adı verilen operasyon ile Hamas’ın İsrail’e saldırması Netenyahu’nun Yeşaya kehaneti üzerinden temellendirdiği bir savaşın Gazze’de başlaması ile sonuçlanmıştır. Aksa Tufanı operasyonunun ardından bölgede sınırların yeniden çizileceğini söyleyen İsrail yönetimi, 7 Ekim olaylarını “İsrail’in 11 Eylül’ü” olarak isimlendirmiş ve kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı yapmaksızın binlerce sivilin ölmesine neden olacak saldırılara başlamıştır. Yaşanan çatışmalar her ne kadar teopolitik, ekonomik ya da kültürel nedenlere dayansa da şiddetin meşrulaştırılmasında din dilinin kullanılması kanaatimizce din ve şiddet konusu ile ilgili tartışmaların araştırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle dinsel şiddet tartışmaları bağlamında ele alınan bu çalışmada genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Konu incelenirken önce 11 Eylül saldırılarından günümüze dinsel şiddet tartışmaları ile ilgili farklı bakış açıları üzerinde durulmuş daha sonra monoteist geleneğe ait kutsal metinlerde yer alan şiddet ifadelerinin tarihî süreç içerisinde farklı şekillerde yorumlandığına dikkat çekilerek dinsel olarak nitelenen şiddet eylemlerinin çok sayıda ve karmaşık nedenlere dayandığı gösterilmeye çalışılmıştır. Konu Yahudi, Hıristiyan ve İslâm gelenekleri üzerinden ele alınmış ve monoteist geleneğe ait dinî inanç ve değerlerin şiddete referans olarak gösterildiği örnekler ile sınırlandırılmıştır. Fenomenolojik bakış açısı ile ele alınan araştırmada dinsel olarak ifade edilen şiddet eylemlerinin belli amaçlar doğrultusunda kutsal metinlerin yeniden yorumlanması ve yeni yorumun idealleştirilmesi ile ilişkili olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":515937,"journal":{"name":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","volume":" 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-05-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Dinsel Şiddet Tartışmaları Bağlamında Dinî İnanç ve Değerler: Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm Bağlamında Bir Değerlendirme\",\"authors\":\"Serkan Sayar\",\"doi\":\"10.18505/cuid.1429095\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Dünya genelinde yaşanan çatışmalarda dinî inanç ve değerlerin araçsal kullanımı, din ve şiddet konularının merkeze alındığı birçok tartışmaya kaynaklık etmektedir. Yapılan tartışmalar dinî inanç ve değerlerin şiddet içeren davranışlara neden olduğu varsayımı etrafında şekillense de din ve şiddet arasında var olan ilişki oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Zira, dinsel geleneklerin merkezinde yer alan kutsal metinler, savaş ve şiddet içeren örnek ve sembollerin yanı sıra barış ve uzlaşı içeren taleplere de sahiptir. Başka bir ifade ile dinî gelenekler, tarihî süreç içerisinde hem temel ahlaki değerlerin hayata geçirilmesi hem de barışçıl tutumların benimsenmesinde ilham verici bir kaynak olarak hizmet etmişlerdir. Diğer taraftan insanlık tarihinin en kötü örnekleri de dinî inanç ve değerler ile bağlantılıdır. Tarihî kayıtlar, din adına yapılan savaşlarda binlerce insanın hayatını kaybettiğine ve bir o kadarının da doğrudan ya da dolaylı şiddete maruz kaldığına işaret etmektedir. Öyleyse kutsal metinlerde yer alan herhangi bir pasajdan ya da geçmişte yaşanmış olumlu ya da olumsuz herhangi bir örnekten hareketle dinî inanç ve değerlerin bütünüyle savaşa veya barışa hizmet ettiğini söylemek gerçekçi bir tutum olmayacaktır. Bununla beraber Amerika’da gerçekleşen 11 Eylül saldırıları dinsel şiddet konusunda farklı görüşlerin öne sürülmesine neden olmuştur. İronik bir şekilde 2001’de dinî terörizm ile mücadele kararı alan Amerika’nın dinî inanç ve değerleri şiddetin meşrulaştırılmasında bir araç olarak kullanması, 11 Eylül’ün benzer saldırılar için bir arketip olarak kullanılmasına zemin oluşturmuştur. Zira Müslüman olduğu iddia edilen 19 kişinin kaçırdığı 4 uçağın Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırı için kullanılması sadece dinsel şiddet tartışmalarının İslâm ve Müslümanlar üzerinden yapılmasına neden olmamış aynı zamanda İslâm coğrafyasının yeniden şekillenmesine neden olacak askeri ve siyasi kararların alınmasına da zemin oluşturmuştur. Bu saldırı neticesinde dinsel terör örgütlerine karşı harekete geçtiğini iddia eden Bush, verilen mücadeleyi şeytani güçlere karşı “haçlı seferi” olarak yorumlayarak Afganistan ve Irak’ta on binlerce insanın ölmesi ile sonuçlanan askeri operasyonlara başlamıştır. Benzer şekilde 7 Ekim 2023 tarihinde, \\\"Aksa Tufanı” adı verilen operasyon ile Hamas’ın İsrail’e saldırması Netenyahu’nun Yeşaya kehaneti üzerinden temellendirdiği bir savaşın Gazze’de başlaması ile sonuçlanmıştır. Aksa Tufanı operasyonunun ardından bölgede sınırların yeniden çizileceğini söyleyen İsrail yönetimi, 7 Ekim olaylarını “İsrail’in 11 Eylül’ü” olarak isimlendirmiş ve kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı yapmaksızın binlerce sivilin ölmesine neden olacak saldırılara başlamıştır. Yaşanan çatışmalar her ne kadar teopolitik, ekonomik ya da kültürel nedenlere dayansa da şiddetin meşrulaştırılmasında din dilinin kullanılması kanaatimizce din ve şiddet konusu ile ilgili tartışmaların araştırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle dinsel şiddet tartışmaları bağlamında ele alınan bu çalışmada genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Konu incelenirken önce 11 Eylül saldırılarından günümüze dinsel şiddet tartışmaları ile ilgili farklı bakış açıları üzerinde durulmuş daha sonra monoteist geleneğe ait kutsal metinlerde yer alan şiddet ifadelerinin tarihî süreç içerisinde farklı şekillerde yorumlandığına dikkat çekilerek dinsel olarak nitelenen şiddet eylemlerinin çok sayıda ve karmaşık nedenlere dayandığı gösterilmeye çalışılmıştır. Konu Yahudi, Hıristiyan ve İslâm gelenekleri üzerinden ele alınmış ve monoteist geleneğe ait dinî inanç ve değerlerin şiddete referans olarak gösterildiği örnekler ile sınırlandırılmıştır. Fenomenolojik bakış açısı ile ele alınan araştırmada dinsel olarak ifade edilen şiddet eylemlerinin belli amaçlar doğrultusunda kutsal metinlerin yeniden yorumlanması ve yeni yorumun idealleştirilmesi ile ilişkili olduğu görülmüştür.\",\"PeriodicalId\":515937,\"journal\":{\"name\":\"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi\",\"volume\":\" 8\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2024-05-06\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.18505/cuid.1429095\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.18505/cuid.1429095","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

摘要

在世界各地的冲突中,宗教信仰和价值观的工具性使用是许多围绕宗教与暴力的辩论的根源。尽管这些争论是围绕宗教信仰和价值观导致暴力行为这一假设展开的,但宗教与暴力之间的关系却有着非常复杂的结构。这是因为作为宗教传统核心的圣典中既有战争和暴力的例子和象征,也有对和平与和解的要求。换句话说,宗教传统是历史进程中实现基本道德价值观和采取和平态度的激励源泉。另一方面,人类历史上最恶劣的例子也与宗教信仰和价值观有关。历史记录表明,成千上万的人在以宗教名义进行的战争中丧生,还有更多的人遭受了直接或间接的暴力。因此,说宗教信仰和价值观完全服务于战争或和平,是不现实的,因为这只是基于圣典中的任何段落或过去的任何正面或负面的例子。然而,美国发生的 "9-11 "袭击事件引发了人们对宗教暴力的不同看法。具有讽刺意味的是,2001 年决定打击宗教恐怖主义的美国将宗教信仰和价值观作为暴力合法化的工具,这为将 "9-11 "事件作为类似袭击的原型铺平了道路。因为利用 19 名据称是穆斯林的人劫持的 4 架飞机袭击世贸中心,不仅引发了对伊斯兰教和穆斯林宗教暴力的讨论,也为重塑伊斯兰地理格局的军事和政治决策铺平了道路。布什声称,由于这次袭击,他要对宗教恐怖组织采取行动,他将这场斗争解释为对邪恶势力的 "十字军东征",并在阿富汗和伊拉克展开军事行动,导致数万人死亡。同样,2023 年 10 月 7 日,哈马斯在一次名为 "阿克萨洪水 "的行动中袭击了以色列,导致加沙战争爆发,内塔尼亚胡以以赛亚预言为依据为这场战争辩解。以色列政府称,"阿克萨洪水 "行动后将重新划分该地区的边界,并将 10 月 7 日的事件称为 "以色列的 9-11 事件",并开始发动攻击,不分男女老幼,造成成千上万平民死亡。尽管冲突是基于政治、经济或文化原因,但我们认为,使用宗教语言使暴力合法化需要对宗教与暴力的辩论进行调查。因此,本研究旨在对宗教暴力辩论进行总体评估。在研究这一主题时,首先强调了自 "9-11 "袭击事件以来有关宗教暴力辩论的不同观点,然后指出在历史进程中,属于一神教传统的圣典中对暴力的表述有不同的解释,并试图说明被描述为宗教的暴力行为是基于许多复杂的原因。研究通过犹太教、基督教和伊斯兰教的传统对这一主题进行了分析,并仅限于将属于一神教传统的宗教信仰和价值观作为暴力参考的例子。研究从现象学的角度出发,认为宗教表达的暴力行为与出于某些目的重新诠释圣典以及将新的诠释理想化有关。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
Dinsel Şiddet Tartışmaları Bağlamında Dinî İnanç ve Değerler: Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm Bağlamında Bir Değerlendirme
Dünya genelinde yaşanan çatışmalarda dinî inanç ve değerlerin araçsal kullanımı, din ve şiddet konularının merkeze alındığı birçok tartışmaya kaynaklık etmektedir. Yapılan tartışmalar dinî inanç ve değerlerin şiddet içeren davranışlara neden olduğu varsayımı etrafında şekillense de din ve şiddet arasında var olan ilişki oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Zira, dinsel geleneklerin merkezinde yer alan kutsal metinler, savaş ve şiddet içeren örnek ve sembollerin yanı sıra barış ve uzlaşı içeren taleplere de sahiptir. Başka bir ifade ile dinî gelenekler, tarihî süreç içerisinde hem temel ahlaki değerlerin hayata geçirilmesi hem de barışçıl tutumların benimsenmesinde ilham verici bir kaynak olarak hizmet etmişlerdir. Diğer taraftan insanlık tarihinin en kötü örnekleri de dinî inanç ve değerler ile bağlantılıdır. Tarihî kayıtlar, din adına yapılan savaşlarda binlerce insanın hayatını kaybettiğine ve bir o kadarının da doğrudan ya da dolaylı şiddete maruz kaldığına işaret etmektedir. Öyleyse kutsal metinlerde yer alan herhangi bir pasajdan ya da geçmişte yaşanmış olumlu ya da olumsuz herhangi bir örnekten hareketle dinî inanç ve değerlerin bütünüyle savaşa veya barışa hizmet ettiğini söylemek gerçekçi bir tutum olmayacaktır. Bununla beraber Amerika’da gerçekleşen 11 Eylül saldırıları dinsel şiddet konusunda farklı görüşlerin öne sürülmesine neden olmuştur. İronik bir şekilde 2001’de dinî terörizm ile mücadele kararı alan Amerika’nın dinî inanç ve değerleri şiddetin meşrulaştırılmasında bir araç olarak kullanması, 11 Eylül’ün benzer saldırılar için bir arketip olarak kullanılmasına zemin oluşturmuştur. Zira Müslüman olduğu iddia edilen 19 kişinin kaçırdığı 4 uçağın Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırı için kullanılması sadece dinsel şiddet tartışmalarının İslâm ve Müslümanlar üzerinden yapılmasına neden olmamış aynı zamanda İslâm coğrafyasının yeniden şekillenmesine neden olacak askeri ve siyasi kararların alınmasına da zemin oluşturmuştur. Bu saldırı neticesinde dinsel terör örgütlerine karşı harekete geçtiğini iddia eden Bush, verilen mücadeleyi şeytani güçlere karşı “haçlı seferi” olarak yorumlayarak Afganistan ve Irak’ta on binlerce insanın ölmesi ile sonuçlanan askeri operasyonlara başlamıştır. Benzer şekilde 7 Ekim 2023 tarihinde, "Aksa Tufanı” adı verilen operasyon ile Hamas’ın İsrail’e saldırması Netenyahu’nun Yeşaya kehaneti üzerinden temellendirdiği bir savaşın Gazze’de başlaması ile sonuçlanmıştır. Aksa Tufanı operasyonunun ardından bölgede sınırların yeniden çizileceğini söyleyen İsrail yönetimi, 7 Ekim olaylarını “İsrail’in 11 Eylül’ü” olarak isimlendirmiş ve kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı yapmaksızın binlerce sivilin ölmesine neden olacak saldırılara başlamıştır. Yaşanan çatışmalar her ne kadar teopolitik, ekonomik ya da kültürel nedenlere dayansa da şiddetin meşrulaştırılmasında din dilinin kullanılması kanaatimizce din ve şiddet konusu ile ilgili tartışmaların araştırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle dinsel şiddet tartışmaları bağlamında ele alınan bu çalışmada genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Konu incelenirken önce 11 Eylül saldırılarından günümüze dinsel şiddet tartışmaları ile ilgili farklı bakış açıları üzerinde durulmuş daha sonra monoteist geleneğe ait kutsal metinlerde yer alan şiddet ifadelerinin tarihî süreç içerisinde farklı şekillerde yorumlandığına dikkat çekilerek dinsel olarak nitelenen şiddet eylemlerinin çok sayıda ve karmaşık nedenlere dayandığı gösterilmeye çalışılmıştır. Konu Yahudi, Hıristiyan ve İslâm gelenekleri üzerinden ele alınmış ve monoteist geleneğe ait dinî inanç ve değerlerin şiddete referans olarak gösterildiği örnekler ile sınırlandırılmıştır. Fenomenolojik bakış açısı ile ele alınan araştırmada dinsel olarak ifade edilen şiddet eylemlerinin belli amaçlar doğrultusunda kutsal metinlerin yeniden yorumlanması ve yeni yorumun idealleştirilmesi ile ilişkili olduğu görülmüştür.
求助全文
通过发布文献求助,成功后即可免费获取论文全文。 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信