{"title":"对《穆阿齐莱乌苏里特》中有关 \"Majaz \"定义的评价","authors":"Yasin Akan","doi":"10.18505/cuid.1412988","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Dini sahada tartışılan bazı kavramlar birden fazla disipline konu olmuş ve bu kavramlar her disiplinde farklı açılardan ele alınmıştır. Dinî nasların anlaşılmasında önemli yeri olan hakikat ve mecaz bu tür kavramlardandır. Hakikat ve mecaz salt dilbilimsel kavramlar gibi görünseler de birçok dini disipline de önemli ölçüde konu olmuşlardır. Fıkıh usûlü, bu kavramları yoğun bir şekilde konu edinen temel dini disiplinlerden biridir. İlk dönem dil kaynaklarında mecaza dair bir tanım yapılmamışsa da ana hatlarıyla “lafzın dilde vazedildiği anlam dışında kullanılması” mecaz kabul edilmiştir. Günümüze ulaşan ilk fıkıh usulü eserinin müellifi İmam Şâfiî (öl. 204/820) ve Mu‘tezilî öncülerden Câhız (öl. 255/869), Ebû Ali el-Cübbâî (öl. 303/916) ve Ebû Hâşim el-Cübbâî (öl. 321/933) de sahip oldukları görüşlerini temellendirirken kavrama dair tanım yapmadan mecazı kullanmışlardır. Kelamcı usûlcülerden ilk defa mecaz tanımı yapan Ebû Abdullah el-Basrî’den (öl. 369/979-80) mecaza dair iki farklı tanım nakledilmiştir. Ebû Abdullah’ın yaptığı bu tanımlar ana hatlarıyla sonraki fıkıh usûlcülerin tanımları üzerinde önemli etkili olmuşsa da bu tanımlar yakın takipçileri tarafından kabul görmemiştir. Kelamcı usûlcülerden Cessâs (öl. 370/981) ve Bâkıllânî (öl. 403/1013) düşünsel mülahazalar içermeyen sade bir tanım yaparken Mu‘tezilî usûlcülerden Ebü’l-Hüseyin el-Basrî (öl. 436/1044) mecaza dair kelâmî mülahazalar içeren komplike bir tanım geliştirmiştir. Ebü’l-Hüseyin, yaptığı tanımda lafzın mecazi anlamda kullanıldığını ortaya koymak için ilk olarak hitabın türünün temel belirleyici unsurlardan biri olduğuna dikkat çekmiştir. Ebü’l-Hüseyin yaptığı tanımda ikinci olarak da lafzın hakiki anlamı gibi mecazi anlamının da bir vazՙ ile olduğuna işaret etmiştir. Ayrıca yaptığı tanımda açık şekilde ifade etmese de konu çerçevesinde yaptı değerlendirmelerde lafzın mecazi anlamda kullanıldığını ortaya koymak için karinenin de temel belirleyici unsurlardan biri olduğunu vurgulamıştır. Ona göre ancak lafzın hakiki anlamda kullanıldığına engel bir karinenin olması durumunda lafız mecazi anlama hamledilir. Mu‘tezilî usûlcülerin mecaz tanımlarını konu edinen bu çalışmada öncelikle İlk beş asırda dilcilerin ve Mu‘tezile dışındaki fıkıh usûlcülerin ortaya koydukları mecaz tanımları incelenmiştir. Daha sonra Mu‘tezilî usûlcülerin mecaz tanımları değerlendirilmiştir. Mu‘tezilî âlimlerin mecaz tanımları içerisinde ekolün düşünsel mülahazalarını dikkate alan Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin tanımı yakından incelenmiştir. Mu‘tezilî düşünürlerden Kâdî Abdülcebbâr’ın mecaz anlayışını yansıtan tanımı günümüze ulaşmadığı için Ebül-Hüseyin’in tanımı incelenirken onun görüşleri de irdelenmiştir. Böylece Ebül-Hüseyin’e ait fıkıh usulü sahasında yoğun kelâmî mülahazalar ihtiva eden mecaz tanımının temelde Kâdî Abdülcebbâr’a dayandığı ortaya konulmuştur. Çalışmamızda son olarak Ebül-Hüseyin’den nakledilen mecaz tanımının diğer ekollere mensup usûlcüler üzerindeki etkisi de ortaya konulmuştur. Bu tanımın söz konusu usûlcülerden Fahreddin er-Râzî (öl. 606/1210) tarafından kabul gördüğü belirtilmiş ve Râzî’nin bu tanım çerçevesindeki görüşleri Mu‘tezile’nin düşünsel zemininde tartışılmıştır.","PeriodicalId":515937,"journal":{"name":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","volume":" 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-05-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Muՙtezilî Usûlcülerin Mecaz Tanımları Üzerine Bir Değerlendirme\",\"authors\":\"Yasin Akan\",\"doi\":\"10.18505/cuid.1412988\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Dini sahada tartışılan bazı kavramlar birden fazla disipline konu olmuş ve bu kavramlar her disiplinde farklı açılardan ele alınmıştır. Dinî nasların anlaşılmasında önemli yeri olan hakikat ve mecaz bu tür kavramlardandır. Hakikat ve mecaz salt dilbilimsel kavramlar gibi görünseler de birçok dini disipline de önemli ölçüde konu olmuşlardır. Fıkıh usûlü, bu kavramları yoğun bir şekilde konu edinen temel dini disiplinlerden biridir. İlk dönem dil kaynaklarında mecaza dair bir tanım yapılmamışsa da ana hatlarıyla “lafzın dilde vazedildiği anlam dışında kullanılması” mecaz kabul edilmiştir. Günümüze ulaşan ilk fıkıh usulü eserinin müellifi İmam Şâfiî (öl. 204/820) ve Mu‘tezilî öncülerden Câhız (öl. 255/869), Ebû Ali el-Cübbâî (öl. 303/916) ve Ebû Hâşim el-Cübbâî (öl. 321/933) de sahip oldukları görüşlerini temellendirirken kavrama dair tanım yapmadan mecazı kullanmışlardır. Kelamcı usûlcülerden ilk defa mecaz tanımı yapan Ebû Abdullah el-Basrî’den (öl. 369/979-80) mecaza dair iki farklı tanım nakledilmiştir. Ebû Abdullah’ın yaptığı bu tanımlar ana hatlarıyla sonraki fıkıh usûlcülerin tanımları üzerinde önemli etkili olmuşsa da bu tanımlar yakın takipçileri tarafından kabul görmemiştir. Kelamcı usûlcülerden Cessâs (öl. 370/981) ve Bâkıllânî (öl. 403/1013) düşünsel mülahazalar içermeyen sade bir tanım yaparken Mu‘tezilî usûlcülerden Ebü’l-Hüseyin el-Basrî (öl. 436/1044) mecaza dair kelâmî mülahazalar içeren komplike bir tanım geliştirmiştir. Ebü’l-Hüseyin, yaptığı tanımda lafzın mecazi anlamda kullanıldığını ortaya koymak için ilk olarak hitabın türünün temel belirleyici unsurlardan biri olduğuna dikkat çekmiştir. Ebü’l-Hüseyin yaptığı tanımda ikinci olarak da lafzın hakiki anlamı gibi mecazi anlamının da bir vazՙ ile olduğuna işaret etmiştir. Ayrıca yaptığı tanımda açık şekilde ifade etmese de konu çerçevesinde yaptı değerlendirmelerde lafzın mecazi anlamda kullanıldığını ortaya koymak için karinenin de temel belirleyici unsurlardan biri olduğunu vurgulamıştır. Ona göre ancak lafzın hakiki anlamda kullanıldığına engel bir karinenin olması durumunda lafız mecazi anlama hamledilir. Mu‘tezilî usûlcülerin mecaz tanımlarını konu edinen bu çalışmada öncelikle İlk beş asırda dilcilerin ve Mu‘tezile dışındaki fıkıh usûlcülerin ortaya koydukları mecaz tanımları incelenmiştir. Daha sonra Mu‘tezilî usûlcülerin mecaz tanımları değerlendirilmiştir. Mu‘tezilî âlimlerin mecaz tanımları içerisinde ekolün düşünsel mülahazalarını dikkate alan Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin tanımı yakından incelenmiştir. Mu‘tezilî düşünürlerden Kâdî Abdülcebbâr’ın mecaz anlayışını yansıtan tanımı günümüze ulaşmadığı için Ebül-Hüseyin’in tanımı incelenirken onun görüşleri de irdelenmiştir. Böylece Ebül-Hüseyin’e ait fıkıh usulü sahasında yoğun kelâmî mülahazalar ihtiva eden mecaz tanımının temelde Kâdî Abdülcebbâr’a dayandığı ortaya konulmuştur. Çalışmamızda son olarak Ebül-Hüseyin’den nakledilen mecaz tanımının diğer ekollere mensup usûlcüler üzerindeki etkisi de ortaya konulmuştur. Bu tanımın söz konusu usûlcülerden Fahreddin er-Râzî (öl. 606/1210) tarafından kabul gördüğü belirtilmiş ve Râzî’nin bu tanım çerçevesindeki görüşleri Mu‘tezile’nin düşünsel zemininde tartışılmıştır.\",\"PeriodicalId\":515937,\"journal\":{\"name\":\"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi\",\"volume\":\" 12\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2024-05-09\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.18505/cuid.1412988\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.18505/cuid.1412988","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Muՙtezilî Usûlcülerin Mecaz Tanımları Üzerine Bir Değerlendirme
Dini sahada tartışılan bazı kavramlar birden fazla disipline konu olmuş ve bu kavramlar her disiplinde farklı açılardan ele alınmıştır. Dinî nasların anlaşılmasında önemli yeri olan hakikat ve mecaz bu tür kavramlardandır. Hakikat ve mecaz salt dilbilimsel kavramlar gibi görünseler de birçok dini disipline de önemli ölçüde konu olmuşlardır. Fıkıh usûlü, bu kavramları yoğun bir şekilde konu edinen temel dini disiplinlerden biridir. İlk dönem dil kaynaklarında mecaza dair bir tanım yapılmamışsa da ana hatlarıyla “lafzın dilde vazedildiği anlam dışında kullanılması” mecaz kabul edilmiştir. Günümüze ulaşan ilk fıkıh usulü eserinin müellifi İmam Şâfiî (öl. 204/820) ve Mu‘tezilî öncülerden Câhız (öl. 255/869), Ebû Ali el-Cübbâî (öl. 303/916) ve Ebû Hâşim el-Cübbâî (öl. 321/933) de sahip oldukları görüşlerini temellendirirken kavrama dair tanım yapmadan mecazı kullanmışlardır. Kelamcı usûlcülerden ilk defa mecaz tanımı yapan Ebû Abdullah el-Basrî’den (öl. 369/979-80) mecaza dair iki farklı tanım nakledilmiştir. Ebû Abdullah’ın yaptığı bu tanımlar ana hatlarıyla sonraki fıkıh usûlcülerin tanımları üzerinde önemli etkili olmuşsa da bu tanımlar yakın takipçileri tarafından kabul görmemiştir. Kelamcı usûlcülerden Cessâs (öl. 370/981) ve Bâkıllânî (öl. 403/1013) düşünsel mülahazalar içermeyen sade bir tanım yaparken Mu‘tezilî usûlcülerden Ebü’l-Hüseyin el-Basrî (öl. 436/1044) mecaza dair kelâmî mülahazalar içeren komplike bir tanım geliştirmiştir. Ebü’l-Hüseyin, yaptığı tanımda lafzın mecazi anlamda kullanıldığını ortaya koymak için ilk olarak hitabın türünün temel belirleyici unsurlardan biri olduğuna dikkat çekmiştir. Ebü’l-Hüseyin yaptığı tanımda ikinci olarak da lafzın hakiki anlamı gibi mecazi anlamının da bir vazՙ ile olduğuna işaret etmiştir. Ayrıca yaptığı tanımda açık şekilde ifade etmese de konu çerçevesinde yaptı değerlendirmelerde lafzın mecazi anlamda kullanıldığını ortaya koymak için karinenin de temel belirleyici unsurlardan biri olduğunu vurgulamıştır. Ona göre ancak lafzın hakiki anlamda kullanıldığına engel bir karinenin olması durumunda lafız mecazi anlama hamledilir. Mu‘tezilî usûlcülerin mecaz tanımlarını konu edinen bu çalışmada öncelikle İlk beş asırda dilcilerin ve Mu‘tezile dışındaki fıkıh usûlcülerin ortaya koydukları mecaz tanımları incelenmiştir. Daha sonra Mu‘tezilî usûlcülerin mecaz tanımları değerlendirilmiştir. Mu‘tezilî âlimlerin mecaz tanımları içerisinde ekolün düşünsel mülahazalarını dikkate alan Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin tanımı yakından incelenmiştir. Mu‘tezilî düşünürlerden Kâdî Abdülcebbâr’ın mecaz anlayışını yansıtan tanımı günümüze ulaşmadığı için Ebül-Hüseyin’in tanımı incelenirken onun görüşleri de irdelenmiştir. Böylece Ebül-Hüseyin’e ait fıkıh usulü sahasında yoğun kelâmî mülahazalar ihtiva eden mecaz tanımının temelde Kâdî Abdülcebbâr’a dayandığı ortaya konulmuştur. Çalışmamızda son olarak Ebül-Hüseyin’den nakledilen mecaz tanımının diğer ekollere mensup usûlcüler üzerindeki etkisi de ortaya konulmuştur. Bu tanımın söz konusu usûlcülerden Fahreddin er-Râzî (öl. 606/1210) tarafından kabul gördüğü belirtilmiş ve Râzî’nin bu tanım çerçevesindeki görüşleri Mu‘tezile’nin düşünsel zemininde tartışılmıştır.