{"title":"西方和穆斯林学者对语言和语言学研究的观点综述","authors":"Süleyman Cesur, A. Özdemir","doi":"10.29000/rumelide.1455572","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Dil, insanlığın en önemli iletişim araçlarındandır. Duygu ve düşüncelerin ifade edilmesini, kazanılan deneyim ve kültürün başkalarına aktarmasını sağlar. Dil sayesinde insanlar iletişim kurar, bilgi alışverişinde bulunur ve ortak bir dünya görüşü oluşturabilir. Dil, sesler, kelimeler, gramer kuralları ve anlam gibi birçok unsurdan oluşan karmaşık bir kodlama ve şifreleme sistemidir. Bu kod ve şifreleri bilenler arasında anlaşma sağlanır. Dil ile ilgili birçok çalışma bulunmakla birlikte bunların çoğu Müslüman alimlerin çalışmalarıyla veya batılı bilginlerin çalışmalarıyla ilgilidir. Bu makalede batılı ve Müslüman bilim adamlarının dilin tanımıyla ve dilbilimle ilgili görüşleri mukayeseli olarak incelenmiştir. Batılı dilciler ile Müslüman dilcilerin dil tanımları arasındaki ortak ve farklı noktalar nelerdir? Bu tanımlar dil algılarını nasıl etkilemiştir? Dilbilimin geçirdiği tarihi süreçler hangileridir. Batıdaki dilbilim çalışmalarına İslâm aleminin etkisi olmuş mudur? gibi sorulara cevap aranmıştır. Bu konular ele alınırken her iki grupta ön plana çıkan dilbilimcilerin dille ilgili fikir ve çalışmaları incelenmiş, onların dil hakkında birleştikleri ve ayrıldıkları noktalar tespit edilerek dilbilime katkıları ortaya konulmuştur. Batı dünyasında dilbilim çalışmaları, antik Yunan'a kadar uzanmaktadır. Bu alandaki ilk çalışmalar, dilin grameri ve bazı sözlük çalışmaları üzerine yoğunlaşmıştır. Zamanla dilbilim, dillerin tarihini, değişimini ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen daha geniş bir disiplin haline gelmiştir. İslam dünyasında dilbilim çalışmalarının temeli, Yunan ve Hint dilbilgisi geleneklerine dayanmaktadır. 7. yüzyılda İslam'ın doğuşundan sonra, Müslümanlar bu dil geleneklerini Arapçaya uyarlamaya başlamışlar ve bu alanda birçok çalışma yapmışlardır. Bu çalışmalar, 9. yüzyılda, özellikle Basra ve Bağdat'ta gelişerek devam etmiş, Arapça gramerin temelleri atılmış ve birçok önemli gramer eseri yazılmıştır. İslam âlemindeki dille ilgili bu çalışmalar batı dünyasındaki dilbilim çalışmalarını etkilemiş, modern dilbilimin temellerinin atılmasına katkıda bulunmuştur.","PeriodicalId":496790,"journal":{"name":"RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi","volume":"34 S127","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-03-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Batılı Bilginler ve Müslüman Alimlerin Dil Konusundaki Görüşleri ve Dilbilim Çalışmalarına Bir Bakış\",\"authors\":\"Süleyman Cesur, A. Özdemir\",\"doi\":\"10.29000/rumelide.1455572\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Dil, insanlığın en önemli iletişim araçlarındandır. Duygu ve düşüncelerin ifade edilmesini, kazanılan deneyim ve kültürün başkalarına aktarmasını sağlar. Dil sayesinde insanlar iletişim kurar, bilgi alışverişinde bulunur ve ortak bir dünya görüşü oluşturabilir. Dil, sesler, kelimeler, gramer kuralları ve anlam gibi birçok unsurdan oluşan karmaşık bir kodlama ve şifreleme sistemidir. Bu kod ve şifreleri bilenler arasında anlaşma sağlanır. Dil ile ilgili birçok çalışma bulunmakla birlikte bunların çoğu Müslüman alimlerin çalışmalarıyla veya batılı bilginlerin çalışmalarıyla ilgilidir. Bu makalede batılı ve Müslüman bilim adamlarının dilin tanımıyla ve dilbilimle ilgili görüşleri mukayeseli olarak incelenmiştir. Batılı dilciler ile Müslüman dilcilerin dil tanımları arasındaki ortak ve farklı noktalar nelerdir? Bu tanımlar dil algılarını nasıl etkilemiştir? Dilbilimin geçirdiği tarihi süreçler hangileridir. Batıdaki dilbilim çalışmalarına İslâm aleminin etkisi olmuş mudur? gibi sorulara cevap aranmıştır. Bu konular ele alınırken her iki grupta ön plana çıkan dilbilimcilerin dille ilgili fikir ve çalışmaları incelenmiş, onların dil hakkında birleştikleri ve ayrıldıkları noktalar tespit edilerek dilbilime katkıları ortaya konulmuştur. Batı dünyasında dilbilim çalışmaları, antik Yunan'a kadar uzanmaktadır. Bu alandaki ilk çalışmalar, dilin grameri ve bazı sözlük çalışmaları üzerine yoğunlaşmıştır. Zamanla dilbilim, dillerin tarihini, değişimini ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen daha geniş bir disiplin haline gelmiştir. İslam dünyasında dilbilim çalışmalarının temeli, Yunan ve Hint dilbilgisi geleneklerine dayanmaktadır. 7. yüzyılda İslam'ın doğuşundan sonra, Müslümanlar bu dil geleneklerini Arapçaya uyarlamaya başlamışlar ve bu alanda birçok çalışma yapmışlardır. Bu çalışmalar, 9. yüzyılda, özellikle Basra ve Bağdat'ta gelişerek devam etmiş, Arapça gramerin temelleri atılmış ve birçok önemli gramer eseri yazılmıştır. İslam âlemindeki dille ilgili bu çalışmalar batı dünyasındaki dilbilim çalışmalarını etkilemiş, modern dilbilimin temellerinin atılmasına katkıda bulunmuştur.\",\"PeriodicalId\":496790,\"journal\":{\"name\":\"RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi\",\"volume\":\"34 S127\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2024-03-20\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"0\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.29000/rumelide.1455572\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"0","ListUrlMain":"https://doi.org/10.29000/rumelide.1455572","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Batılı Bilginler ve Müslüman Alimlerin Dil Konusundaki Görüşleri ve Dilbilim Çalışmalarına Bir Bakış
Dil, insanlığın en önemli iletişim araçlarındandır. Duygu ve düşüncelerin ifade edilmesini, kazanılan deneyim ve kültürün başkalarına aktarmasını sağlar. Dil sayesinde insanlar iletişim kurar, bilgi alışverişinde bulunur ve ortak bir dünya görüşü oluşturabilir. Dil, sesler, kelimeler, gramer kuralları ve anlam gibi birçok unsurdan oluşan karmaşık bir kodlama ve şifreleme sistemidir. Bu kod ve şifreleri bilenler arasında anlaşma sağlanır. Dil ile ilgili birçok çalışma bulunmakla birlikte bunların çoğu Müslüman alimlerin çalışmalarıyla veya batılı bilginlerin çalışmalarıyla ilgilidir. Bu makalede batılı ve Müslüman bilim adamlarının dilin tanımıyla ve dilbilimle ilgili görüşleri mukayeseli olarak incelenmiştir. Batılı dilciler ile Müslüman dilcilerin dil tanımları arasındaki ortak ve farklı noktalar nelerdir? Bu tanımlar dil algılarını nasıl etkilemiştir? Dilbilimin geçirdiği tarihi süreçler hangileridir. Batıdaki dilbilim çalışmalarına İslâm aleminin etkisi olmuş mudur? gibi sorulara cevap aranmıştır. Bu konular ele alınırken her iki grupta ön plana çıkan dilbilimcilerin dille ilgili fikir ve çalışmaları incelenmiş, onların dil hakkında birleştikleri ve ayrıldıkları noktalar tespit edilerek dilbilime katkıları ortaya konulmuştur. Batı dünyasında dilbilim çalışmaları, antik Yunan'a kadar uzanmaktadır. Bu alandaki ilk çalışmalar, dilin grameri ve bazı sözlük çalışmaları üzerine yoğunlaşmıştır. Zamanla dilbilim, dillerin tarihini, değişimini ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen daha geniş bir disiplin haline gelmiştir. İslam dünyasında dilbilim çalışmalarının temeli, Yunan ve Hint dilbilgisi geleneklerine dayanmaktadır. 7. yüzyılda İslam'ın doğuşundan sonra, Müslümanlar bu dil geleneklerini Arapçaya uyarlamaya başlamışlar ve bu alanda birçok çalışma yapmışlardır. Bu çalışmalar, 9. yüzyılda, özellikle Basra ve Bağdat'ta gelişerek devam etmiş, Arapça gramerin temelleri atılmış ve birçok önemli gramer eseri yazılmıştır. İslam âlemindeki dille ilgili bu çalışmalar batı dünyasındaki dilbilim çalışmalarını etkilemiş, modern dilbilimin temellerinin atılmasına katkıda bulunmuştur.