{"title":"传教士与翻译家:从启蒙时代到大革命时代法国的土耳其语学习与教学","authors":"Dilek TIĞLIOĞLU KAPICI","doi":"10.16985/mtad.1208130","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Avrupa'da “Doğu”nun bir bilgi nesnesi haline gelmesi ve Oryantalizmin ortaya çıkmasında en önemli faktörlerin başında antikiteye ve Hristiyan Doğu'ya duyulan merakın coğrafî bir zeminde derinleşerek dönüşümü gelmektedir. Kolonyalizm çağında bu entelektüel merakın aktörleri kuşkusuz diplomatlar, tercümanlar, seyyahlar, tüccarlar ve misyonerlerdir. Doğu’nun diline, kültürüne ve tarihine olan bu merakın tatmin edilmesinin karşısındaki en önemli bariyer olan dil engelinin ortadan kaldırılması, en elzem sorundu. Bu sebeple erken modern dönemde Fransa gibi kolonyal bir devletin, Levant'ta ticarî ve siyasî bir nüfûz alanı oluşturması için, öncelikle Doğu’nun diline vâkıf diplomatların ve misyonerlerin yetiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Güneş Kral XIV. Louis’den itibaren bu ihtiyacın karşılanması amacıyla pek çok adımın atıldığı, eğitim ve diplomasi alanında yeniliklerin yapıldığı görülmektedir. Böylece erken modern dönemde misyonerler ile diplomatların, ilk olarak pragmatik sebeplerle başlamış olsa da şarkiyatçılıkta zamanla kendi kurumlarını oluşturacak kadar köklü adımlar attığı görülmüştür. Bu makalede, Fransa'da erken modern dönemden itibaren Türkçe’nin öğretilmesi konusunun tarihsel arka planı ele alınmaktadır.","PeriodicalId":320054,"journal":{"name":"Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-07-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Misyonerler ve Tercümanlar: Aydınlanma Çağından Devrim Çağına Fransa’da Türkçe Öğrenmek ve Öğretmek\",\"authors\":\"Dilek TIĞLIOĞLU KAPICI\",\"doi\":\"10.16985/mtad.1208130\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Avrupa'da “Doğu”nun bir bilgi nesnesi haline gelmesi ve Oryantalizmin ortaya çıkmasında en önemli faktörlerin başında antikiteye ve Hristiyan Doğu'ya duyulan merakın coğrafî bir zeminde derinleşerek dönüşümü gelmektedir. Kolonyalizm çağında bu entelektüel merakın aktörleri kuşkusuz diplomatlar, tercümanlar, seyyahlar, tüccarlar ve misyonerlerdir. Doğu’nun diline, kültürüne ve tarihine olan bu merakın tatmin edilmesinin karşısındaki en önemli bariyer olan dil engelinin ortadan kaldırılması, en elzem sorundu. Bu sebeple erken modern dönemde Fransa gibi kolonyal bir devletin, Levant'ta ticarî ve siyasî bir nüfûz alanı oluşturması için, öncelikle Doğu’nun diline vâkıf diplomatların ve misyonerlerin yetiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Güneş Kral XIV. Louis’den itibaren bu ihtiyacın karşılanması amacıyla pek çok adımın atıldığı, eğitim ve diplomasi alanında yeniliklerin yapıldığı görülmektedir. Böylece erken modern dönemde misyonerler ile diplomatların, ilk olarak pragmatik sebeplerle başlamış olsa da şarkiyatçılıkta zamanla kendi kurumlarını oluşturacak kadar köklü adımlar attığı görülmüştür. Bu makalede, Fransa'da erken modern dönemden itibaren Türkçe’nin öğretilmesi konusunun tarihsel arka planı ele alınmaktadır.\",\"PeriodicalId\":320054,\"journal\":{\"name\":\"Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi\",\"volume\":\"9 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-07-18\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.16985/mtad.1208130\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.16985/mtad.1208130","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Misyonerler ve Tercümanlar: Aydınlanma Çağından Devrim Çağına Fransa’da Türkçe Öğrenmek ve Öğretmek
Avrupa'da “Doğu”nun bir bilgi nesnesi haline gelmesi ve Oryantalizmin ortaya çıkmasında en önemli faktörlerin başında antikiteye ve Hristiyan Doğu'ya duyulan merakın coğrafî bir zeminde derinleşerek dönüşümü gelmektedir. Kolonyalizm çağında bu entelektüel merakın aktörleri kuşkusuz diplomatlar, tercümanlar, seyyahlar, tüccarlar ve misyonerlerdir. Doğu’nun diline, kültürüne ve tarihine olan bu merakın tatmin edilmesinin karşısındaki en önemli bariyer olan dil engelinin ortadan kaldırılması, en elzem sorundu. Bu sebeple erken modern dönemde Fransa gibi kolonyal bir devletin, Levant'ta ticarî ve siyasî bir nüfûz alanı oluşturması için, öncelikle Doğu’nun diline vâkıf diplomatların ve misyonerlerin yetiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Güneş Kral XIV. Louis’den itibaren bu ihtiyacın karşılanması amacıyla pek çok adımın atıldığı, eğitim ve diplomasi alanında yeniliklerin yapıldığı görülmektedir. Böylece erken modern dönemde misyonerler ile diplomatların, ilk olarak pragmatik sebeplerle başlamış olsa da şarkiyatçılıkta zamanla kendi kurumlarını oluşturacak kadar köklü adımlar attığı görülmüştür. Bu makalede, Fransa'da erken modern dönemden itibaren Türkçe’nin öğretilmesi konusunun tarihsel arka planı ele alınmaktadır.