{"title":"伊本-阿拉比和穆希夷-居尔谢尼两篇论文中的神名分级","authors":"Özkan Öztürk","doi":"10.32739/ustad.2023.4.50","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"İbnü’l-Arabî, İnşā’u’d-Devā’ir, Ankā’u Muğrib ve el-Fütūhāt gibi eserlerinde ilahî isimlerin birbirleri ve âlemle ilişkilerini “ilahî isimlerin diyaloğu” betimlemesi ile ele alır. Mümkünler, ezelde gerçekleşen diyalogda ilahî isimlere var olma taleplerini iletirler. İlâhî isimler bu talepler doğrultusunda Allah isminin huzuruna iltica ederler. Allah ismi de Zât’ın huzuruna girip onun izni ile âlemin zuhurunu gerçekleştirecek süreci başlatır. İbnü’l-Arabî bu başlık altında Zât, ulûhiyet, rubûbiyet, ilahî isimler ve mümkün varlıklar arası ilişkinin yapısını temellendirmeye çalışır. Buna göre ilahî isimler arası derecelenme, varlıktaki düzenin de kriteridir. Muhyî-yi Gülşenî’nin Risâle fi esmâ’illâhi’l-hüsnâ’ ve İttihâd-ı esmâ’ be-hüvviyet-i müsemmâ adlı aynı mahiyetteki risâleleri de bu meselelere odaklanmaktadır. Muhyî, bu küçük risalelerinde İbnü’l-Arabî’nin “ilahî isimlerin ezelde gerçekleşen konuşmaları” temasını takip eder. Risalelerde ilahî isimlerin önderlerinin ortaya çıkmasını ve isimlerin âleme tezahür süreçlerini, ontolojik meseleleri izahı kolaylaştıran bir betimleme dili ile aktarır. Muhyî’nin Allah ve âlem ilişkisine vasıta olan ilahî isimleri ve birbirleriyle ilişkilerini konu edinen risalelerinde Ekberî varlık yorumunu sürdürdüğü görülür. Bu makale İbnü’l-Arabî düşüncesindeki ilahî isimlerin önderleri meselesinden hareketle Muhyî-yi Gülşenî’nin değerlendirmelerine işaret etmektedir.","PeriodicalId":422995,"journal":{"name":"Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dergisi","volume":"14 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"İbnü’l-Arabî’de İlahî İsimlerin Derecelenmesi ve Muhyî-yi Gülşenî’nin Konuya Dair İki Risâlesi\",\"authors\":\"Özkan Öztürk\",\"doi\":\"10.32739/ustad.2023.4.50\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"İbnü’l-Arabî, İnşā’u’d-Devā’ir, Ankā’u Muğrib ve el-Fütūhāt gibi eserlerinde ilahî isimlerin birbirleri ve âlemle ilişkilerini “ilahî isimlerin diyaloğu” betimlemesi ile ele alır. Mümkünler, ezelde gerçekleşen diyalogda ilahî isimlere var olma taleplerini iletirler. İlâhî isimler bu talepler doğrultusunda Allah isminin huzuruna iltica ederler. Allah ismi de Zât’ın huzuruna girip onun izni ile âlemin zuhurunu gerçekleştirecek süreci başlatır. İbnü’l-Arabî bu başlık altında Zât, ulûhiyet, rubûbiyet, ilahî isimler ve mümkün varlıklar arası ilişkinin yapısını temellendirmeye çalışır. Buna göre ilahî isimler arası derecelenme, varlıktaki düzenin de kriteridir. Muhyî-yi Gülşenî’nin Risâle fi esmâ’illâhi’l-hüsnâ’ ve İttihâd-ı esmâ’ be-hüvviyet-i müsemmâ adlı aynı mahiyetteki risâleleri de bu meselelere odaklanmaktadır. Muhyî, bu küçük risalelerinde İbnü’l-Arabî’nin “ilahî isimlerin ezelde gerçekleşen konuşmaları” temasını takip eder. Risalelerde ilahî isimlerin önderlerinin ortaya çıkmasını ve isimlerin âleme tezahür süreçlerini, ontolojik meseleleri izahı kolaylaştıran bir betimleme dili ile aktarır. Muhyî’nin Allah ve âlem ilişkisine vasıta olan ilahî isimleri ve birbirleriyle ilişkilerini konu edinen risalelerinde Ekberî varlık yorumunu sürdürdüğü görülür. Bu makale İbnü’l-Arabî düşüncesindeki ilahî isimlerin önderleri meselesinden hareketle Muhyî-yi Gülşenî’nin değerlendirmelerine işaret etmektedir.\",\"PeriodicalId\":422995,\"journal\":{\"name\":\"Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dergisi\",\"volume\":\"14 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-11-01\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.32739/ustad.2023.4.50\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.32739/ustad.2023.4.50","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
İbnü’l-Arabî’de İlahî İsimlerin Derecelenmesi ve Muhyî-yi Gülşenî’nin Konuya Dair İki Risâlesi
İbnü’l-Arabî, İnşā’u’d-Devā’ir, Ankā’u Muğrib ve el-Fütūhāt gibi eserlerinde ilahî isimlerin birbirleri ve âlemle ilişkilerini “ilahî isimlerin diyaloğu” betimlemesi ile ele alır. Mümkünler, ezelde gerçekleşen diyalogda ilahî isimlere var olma taleplerini iletirler. İlâhî isimler bu talepler doğrultusunda Allah isminin huzuruna iltica ederler. Allah ismi de Zât’ın huzuruna girip onun izni ile âlemin zuhurunu gerçekleştirecek süreci başlatır. İbnü’l-Arabî bu başlık altında Zât, ulûhiyet, rubûbiyet, ilahî isimler ve mümkün varlıklar arası ilişkinin yapısını temellendirmeye çalışır. Buna göre ilahî isimler arası derecelenme, varlıktaki düzenin de kriteridir. Muhyî-yi Gülşenî’nin Risâle fi esmâ’illâhi’l-hüsnâ’ ve İttihâd-ı esmâ’ be-hüvviyet-i müsemmâ adlı aynı mahiyetteki risâleleri de bu meselelere odaklanmaktadır. Muhyî, bu küçük risalelerinde İbnü’l-Arabî’nin “ilahî isimlerin ezelde gerçekleşen konuşmaları” temasını takip eder. Risalelerde ilahî isimlerin önderlerinin ortaya çıkmasını ve isimlerin âleme tezahür süreçlerini, ontolojik meseleleri izahı kolaylaştıran bir betimleme dili ile aktarır. Muhyî’nin Allah ve âlem ilişkisine vasıta olan ilahî isimleri ve birbirleriyle ilişkilerini konu edinen risalelerinde Ekberî varlık yorumunu sürdürdüğü görülür. Bu makale İbnü’l-Arabî düşüncesindeki ilahî isimlerin önderleri meselesinden hareketle Muhyî-yi Gülşenî’nin değerlendirmelerine işaret etmektedir.