Tuna Sezer, H. C. Altinyazar, Rafet Koca, Nilgün SOLAK TEKİN, Saniye Çinar
{"title":"男性贝赫切特病患者体内的激素水平","authors":"Tuna Sezer, H. C. Altinyazar, Rafet Koca, Nilgün SOLAK TEKİN, Saniye Çinar","doi":"10.47493/abantmedj.1349095","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Amaç: Behçet hastalığı (BH), etiyopatogenezi tam olarak bilinmeyen kronik, relapslarla seyreden sistemik inflamatuvar bir hastalıktır. Hastalığın daha çok cinsel aktif dönemde başlaması ve erkeklerde daha şiddetli klinik seyir göstermesi nedeniyle çalışmamızda erkek hastalarda hipotalamo-hipofizer-gonadal aksı değerlendirmeyi uygun gördük. Hastalar ve yöntem: Çalışmamıza 25 erkek Behçet hastası ve 22 sağlıklı erkek dahil edildi. Bu amaçla hastalarda ve sağlıklı bireylerde prolaktin, seks hormonu bağlayan globulin (SHBG), kortizol, östradiol, serbest ve total testosteron, androstenedion, dehidroepiandrosteron (DHEA), dehidroepiandrosteron sülfat (DHEAS) ve gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) testine folikül stimüle eden hormon (FSH) ve luteinize hormon (LH) cevaplarına bakıldı ve sonuçlar karşılaştırıldı. Bulgular: Her iki grup arasında hormon düzeyleri incelendiğinde, hasta grubunda östradiol düzeyleri (36,80±14,70 pg/ml) kontrol grubuna (29,30±9,15 pg/ml) göre anlamlı olarak (p=0,045) daha yüksek bulundu. Hasta grubunda DHEA düzeyleri(13,74±7,96 ng/ml) kontrol grubuna (18,36±7,12 ng/ml) göre anlamlı olarak (p=0,043) daha düşük tespit edilmiştir. Diğer hormonlar açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Sonuç: BH’nin etyopatogenezi ile ilişkili olarak hormonların ve hipotalomo-hipofizer-gonadal aksın olası rolünü daha iyi değerlendirmek amacıyla özellikle hastalık aktivitesini de dikkate alan daha geniş serili çalışmalara ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":504416,"journal":{"name":"Bolu Abant Izzet Baysal Universitesi Tip Fakultesi Abant Tip Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Erkek Behçet Hastalarında Hormon Düzeyleri\",\"authors\":\"Tuna Sezer, H. C. Altinyazar, Rafet Koca, Nilgün SOLAK TEKİN, Saniye Çinar\",\"doi\":\"10.47493/abantmedj.1349095\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Amaç: Behçet hastalığı (BH), etiyopatogenezi tam olarak bilinmeyen kronik, relapslarla seyreden sistemik inflamatuvar bir hastalıktır. Hastalığın daha çok cinsel aktif dönemde başlaması ve erkeklerde daha şiddetli klinik seyir göstermesi nedeniyle çalışmamızda erkek hastalarda hipotalamo-hipofizer-gonadal aksı değerlendirmeyi uygun gördük. Hastalar ve yöntem: Çalışmamıza 25 erkek Behçet hastası ve 22 sağlıklı erkek dahil edildi. Bu amaçla hastalarda ve sağlıklı bireylerde prolaktin, seks hormonu bağlayan globulin (SHBG), kortizol, östradiol, serbest ve total testosteron, androstenedion, dehidroepiandrosteron (DHEA), dehidroepiandrosteron sülfat (DHEAS) ve gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) testine folikül stimüle eden hormon (FSH) ve luteinize hormon (LH) cevaplarına bakıldı ve sonuçlar karşılaştırıldı. Bulgular: Her iki grup arasında hormon düzeyleri incelendiğinde, hasta grubunda östradiol düzeyleri (36,80±14,70 pg/ml) kontrol grubuna (29,30±9,15 pg/ml) göre anlamlı olarak (p=0,045) daha yüksek bulundu. Hasta grubunda DHEA düzeyleri(13,74±7,96 ng/ml) kontrol grubuna (18,36±7,12 ng/ml) göre anlamlı olarak (p=0,043) daha düşük tespit edilmiştir. Diğer hormonlar açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Sonuç: BH’nin etyopatogenezi ile ilişkili olarak hormonların ve hipotalomo-hipofizer-gonadal aksın olası rolünü daha iyi değerlendirmek amacıyla özellikle hastalık aktivitesini de dikkate alan daha geniş serili çalışmalara ihtiyaç vardır.\",\"PeriodicalId\":504416,\"journal\":{\"name\":\"Bolu Abant Izzet Baysal Universitesi Tip Fakultesi Abant Tip Dergisi\",\"volume\":null,\"pages\":null},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-11-26\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Bolu Abant Izzet Baysal Universitesi Tip Fakultesi Abant Tip Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.47493/abantmedj.1349095\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Bolu Abant Izzet Baysal Universitesi Tip Fakultesi Abant Tip Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.47493/abantmedj.1349095","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Amaç: Behçet hastalığı (BH), etiyopatogenezi tam olarak bilinmeyen kronik, relapslarla seyreden sistemik inflamatuvar bir hastalıktır. Hastalığın daha çok cinsel aktif dönemde başlaması ve erkeklerde daha şiddetli klinik seyir göstermesi nedeniyle çalışmamızda erkek hastalarda hipotalamo-hipofizer-gonadal aksı değerlendirmeyi uygun gördük. Hastalar ve yöntem: Çalışmamıza 25 erkek Behçet hastası ve 22 sağlıklı erkek dahil edildi. Bu amaçla hastalarda ve sağlıklı bireylerde prolaktin, seks hormonu bağlayan globulin (SHBG), kortizol, östradiol, serbest ve total testosteron, androstenedion, dehidroepiandrosteron (DHEA), dehidroepiandrosteron sülfat (DHEAS) ve gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) testine folikül stimüle eden hormon (FSH) ve luteinize hormon (LH) cevaplarına bakıldı ve sonuçlar karşılaştırıldı. Bulgular: Her iki grup arasında hormon düzeyleri incelendiğinde, hasta grubunda östradiol düzeyleri (36,80±14,70 pg/ml) kontrol grubuna (29,30±9,15 pg/ml) göre anlamlı olarak (p=0,045) daha yüksek bulundu. Hasta grubunda DHEA düzeyleri(13,74±7,96 ng/ml) kontrol grubuna (18,36±7,12 ng/ml) göre anlamlı olarak (p=0,043) daha düşük tespit edilmiştir. Diğer hormonlar açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Sonuç: BH’nin etyopatogenezi ile ilişkili olarak hormonların ve hipotalomo-hipofizer-gonadal aksın olası rolünü daha iyi değerlendirmek amacıyla özellikle hastalık aktivitesini de dikkate alan daha geniş serili çalışmalara ihtiyaç vardır.