{"title":"苏菲主义对土耳其古典诗歌的影响:鲁梅利苏菲诗人的案例","authors":"Mehmet Ünal","doi":"10.59372/turajas.1388508","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Tasavvuf, kalp bilgisi olarak tanımlanan ve manevi deneyimlere odaklanan bir alan olarak bilinir. Türk klâsik edebiyatının önemli kaynaklarından biridir. Eşyalara ve olaylara nasıl bakılırsa bakılsın, hemen her divan şairinin şiirlerinde tasavvufun etkileri görülür. Bazı şairler şiirlerinde tamamen tasavvufu işlerken, bazı şairlerde ise tasavvuf sadece motif olarak görülür. Tasavvufun hayata geçirilmesi tarikatlar vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bir tarikata katılmak için bir olgun rehbere, yani mürşid-i kâmile ihtiyaç vardır. Tarikatlarda mürşitlerin liderliğiyle alt şubeler oluşmuş ve zamanla anlayış ve yöntem farklılıkları nedeniyle birçok şube ortaya çıkmıştır. Osmanlı İslam toplumunda asırlardır tarikatlar, Müslümanların vazgeçilmez unsurları olmuştur. Zaviye ve tekkelerin bir amacı da topluma dini, ahlaki ve sosyal faaliyetler sunarak gönüllü müesseseler haline gelmişlerdir. Tasavvuf ve tarikatlar Osmanlı dini yaşamında olduğu kadar sosyo-kültürel hayatta da önemli bir yere sahipti. Bu etki, divan şairlerinin hayatlarında ve şiirlerinde görülebilir. Tezkirelere göre, şairler Halveti, Gülşeni, Celveti, Hamzavi, Mevlevi, Nakşi, Bektaşi, Bayrami, Kadiri, Şa'bani, Üveysi ve Hurufi tarikatlarından birine intisap etmişlerdir. Tarikatlar, şairlere manevi ilham kaynağı olmuş ve şiirlerinde tasavvufi motiflerin kullanılmasına yol açmıştır. Şairler, tarikatlara bağlılıklarını şiirlerinde ifade etmiş ve bu tarikatların öğretileriyle şekillenen bir dünya görüşü ortaya koymuşlardır. Bu şekilde, tarikatlar Osmanlı edebiyatının ve kültürünün önemli bir parçası olmuştur. Bu dönemde, birçok şair, zamanın gerektirdiği şartlardan ötürü tasavvufa ilgi duymuş ve seyr-i suluk yoluyla makam sahibi olmuştur. Bazıları ise şeyhlik ve postnişinlik makamına yükselerek bu görevi üstlenmiştir. Bu çalışmada, Rumeli menşeli 17-18. yüzyılda yaşamış bazı tarikat mensubu divan sahibi bazı şairler üzerinde durulacaktır.","PeriodicalId":206327,"journal":{"name":"Turkish Research Journal of Academic Social Science","volume":"2011 24","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-12-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Klasik Türk Şiirine Tasavvufun Tesiri: Rumelili Mutasavvıf Şairler Örneği\",\"authors\":\"Mehmet Ünal\",\"doi\":\"10.59372/turajas.1388508\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Tasavvuf, kalp bilgisi olarak tanımlanan ve manevi deneyimlere odaklanan bir alan olarak bilinir. Türk klâsik edebiyatının önemli kaynaklarından biridir. Eşyalara ve olaylara nasıl bakılırsa bakılsın, hemen her divan şairinin şiirlerinde tasavvufun etkileri görülür. Bazı şairler şiirlerinde tamamen tasavvufu işlerken, bazı şairlerde ise tasavvuf sadece motif olarak görülür. Tasavvufun hayata geçirilmesi tarikatlar vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bir tarikata katılmak için bir olgun rehbere, yani mürşid-i kâmile ihtiyaç vardır. Tarikatlarda mürşitlerin liderliğiyle alt şubeler oluşmuş ve zamanla anlayış ve yöntem farklılıkları nedeniyle birçok şube ortaya çıkmıştır. Osmanlı İslam toplumunda asırlardır tarikatlar, Müslümanların vazgeçilmez unsurları olmuştur. Zaviye ve tekkelerin bir amacı da topluma dini, ahlaki ve sosyal faaliyetler sunarak gönüllü müesseseler haline gelmişlerdir. Tasavvuf ve tarikatlar Osmanlı dini yaşamında olduğu kadar sosyo-kültürel hayatta da önemli bir yere sahipti. Bu etki, divan şairlerinin hayatlarında ve şiirlerinde görülebilir. Tezkirelere göre, şairler Halveti, Gülşeni, Celveti, Hamzavi, Mevlevi, Nakşi, Bektaşi, Bayrami, Kadiri, Şa'bani, Üveysi ve Hurufi tarikatlarından birine intisap etmişlerdir. Tarikatlar, şairlere manevi ilham kaynağı olmuş ve şiirlerinde tasavvufi motiflerin kullanılmasına yol açmıştır. Şairler, tarikatlara bağlılıklarını şiirlerinde ifade etmiş ve bu tarikatların öğretileriyle şekillenen bir dünya görüşü ortaya koymuşlardır. Bu şekilde, tarikatlar Osmanlı edebiyatının ve kültürünün önemli bir parçası olmuştur. Bu dönemde, birçok şair, zamanın gerektirdiği şartlardan ötürü tasavvufa ilgi duymuş ve seyr-i suluk yoluyla makam sahibi olmuştur. Bazıları ise şeyhlik ve postnişinlik makamına yükselerek bu görevi üstlenmiştir. Bu çalışmada, Rumeli menşeli 17-18. yüzyılda yaşamış bazı tarikat mensubu divan sahibi bazı şairler üzerinde durulacaktır.\",\"PeriodicalId\":206327,\"journal\":{\"name\":\"Turkish Research Journal of Academic Social Science\",\"volume\":\"2011 24\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-12-24\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Turkish Research Journal of Academic Social Science\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.59372/turajas.1388508\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turkish Research Journal of Academic Social Science","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.59372/turajas.1388508","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Klasik Türk Şiirine Tasavvufun Tesiri: Rumelili Mutasavvıf Şairler Örneği
Tasavvuf, kalp bilgisi olarak tanımlanan ve manevi deneyimlere odaklanan bir alan olarak bilinir. Türk klâsik edebiyatının önemli kaynaklarından biridir. Eşyalara ve olaylara nasıl bakılırsa bakılsın, hemen her divan şairinin şiirlerinde tasavvufun etkileri görülür. Bazı şairler şiirlerinde tamamen tasavvufu işlerken, bazı şairlerde ise tasavvuf sadece motif olarak görülür. Tasavvufun hayata geçirilmesi tarikatlar vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bir tarikata katılmak için bir olgun rehbere, yani mürşid-i kâmile ihtiyaç vardır. Tarikatlarda mürşitlerin liderliğiyle alt şubeler oluşmuş ve zamanla anlayış ve yöntem farklılıkları nedeniyle birçok şube ortaya çıkmıştır. Osmanlı İslam toplumunda asırlardır tarikatlar, Müslümanların vazgeçilmez unsurları olmuştur. Zaviye ve tekkelerin bir amacı da topluma dini, ahlaki ve sosyal faaliyetler sunarak gönüllü müesseseler haline gelmişlerdir. Tasavvuf ve tarikatlar Osmanlı dini yaşamında olduğu kadar sosyo-kültürel hayatta da önemli bir yere sahipti. Bu etki, divan şairlerinin hayatlarında ve şiirlerinde görülebilir. Tezkirelere göre, şairler Halveti, Gülşeni, Celveti, Hamzavi, Mevlevi, Nakşi, Bektaşi, Bayrami, Kadiri, Şa'bani, Üveysi ve Hurufi tarikatlarından birine intisap etmişlerdir. Tarikatlar, şairlere manevi ilham kaynağı olmuş ve şiirlerinde tasavvufi motiflerin kullanılmasına yol açmıştır. Şairler, tarikatlara bağlılıklarını şiirlerinde ifade etmiş ve bu tarikatların öğretileriyle şekillenen bir dünya görüşü ortaya koymuşlardır. Bu şekilde, tarikatlar Osmanlı edebiyatının ve kültürünün önemli bir parçası olmuştur. Bu dönemde, birçok şair, zamanın gerektirdiği şartlardan ötürü tasavvufa ilgi duymuş ve seyr-i suluk yoluyla makam sahibi olmuştur. Bazıları ise şeyhlik ve postnişinlik makamına yükselerek bu görevi üstlenmiştir. Bu çalışmada, Rumeli menşeli 17-18. yüzyılda yaşamış bazı tarikat mensubu divan sahibi bazı şairler üzerinde durulacaktır.