{"title":"小王子》中的儿童自我与言语表达","authors":"Pınar KIZILHAN","doi":"10.33206/mjss.1320942","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Antoine de Saint Exupéry tarafından 1943 yılında yazılan, “Küçük Prens” adlı yapıt, çocuk benlik ve yetişkin benlikle sürdürülebilir bir diyaloğun önemine dikkat çeker. Öykü, çocuk ve yetişkinin birbirlerini saygıyla dinleyebilmesinin insan ilişkilerinin temelini oluşturan bir güç olduğu gerçeği üzerinedir. Öyküde, görünenin özündeki saklı değeri, yüreğiyle görebilenlerin, kendini ve başkalarını tanıyabileceği varsayılır. Öykü bu varsayımı eleştirel ve gerçek yüce gönüllü bir üslupla dile getirirken, çocuk ve yetişkin benlik özne rolünü üstlenirler. Çocuk benliğin (Küçük Prens) sözel ve imgesel evreni, yetişkin benliğin olumlu bir temsili olarak (öykünün anlatıcısı/pilot) tarafından desteklenir. Küçük Prens ve öykünün anlatıcısı tarafından, yalnızca kendi çıkarlarının peşindeki büyüklere dair gözlemleri okuyucuya hiciv yoluyla aktarılır. Pilot, öykünün başlangıcında, yetişkinlerin hayal gücünden yoksun olduğunu, çocukken öğrenmiş biri olarak, kendisini tanıtmaktadır. Küçük Prens, başka gezegenlerde tekdüze yaşamlar süren yetişkin benliklerle karşılaşır. Bu çalışmanın amacı, “Küçük Prens” adlı yapıtta, çocuk benliğin, sözel ve imgesel evreni yoluyla yaşama bakış açısını analiz etmektir. Çebi (2006) tarafından “Çocuğun Evrenine Girmek,” “Büyüklerin Dünyalarını Açığa Vurmak” ve “Sevginin Emek Olduğunu Vurgulamak” olarak belirlenen üç temaya bağlı kalınarak, alt kategoriler ve önermeler geliştirilmiştir. Sonuç olarak, açık fikirli ve ilgili çocuk benliğin, ancak sözel ve imgesel anlam evrenin desteklenmesiyle sağlıklı bir yetişkin benliğe ve bilgeliğe ulaşabildiği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":18120,"journal":{"name":"MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi","volume":"85 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-10-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Küçük Prens Adlı Yapıtta Çocuk Benlik ve Sözellik\",\"authors\":\"Pınar KIZILHAN\",\"doi\":\"10.33206/mjss.1320942\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Antoine de Saint Exupéry tarafından 1943 yılında yazılan, “Küçük Prens” adlı yapıt, çocuk benlik ve yetişkin benlikle sürdürülebilir bir diyaloğun önemine dikkat çeker. Öykü, çocuk ve yetişkinin birbirlerini saygıyla dinleyebilmesinin insan ilişkilerinin temelini oluşturan bir güç olduğu gerçeği üzerinedir. Öyküde, görünenin özündeki saklı değeri, yüreğiyle görebilenlerin, kendini ve başkalarını tanıyabileceği varsayılır. Öykü bu varsayımı eleştirel ve gerçek yüce gönüllü bir üslupla dile getirirken, çocuk ve yetişkin benlik özne rolünü üstlenirler. Çocuk benliğin (Küçük Prens) sözel ve imgesel evreni, yetişkin benliğin olumlu bir temsili olarak (öykünün anlatıcısı/pilot) tarafından desteklenir. Küçük Prens ve öykünün anlatıcısı tarafından, yalnızca kendi çıkarlarının peşindeki büyüklere dair gözlemleri okuyucuya hiciv yoluyla aktarılır. Pilot, öykünün başlangıcında, yetişkinlerin hayal gücünden yoksun olduğunu, çocukken öğrenmiş biri olarak, kendisini tanıtmaktadır. Küçük Prens, başka gezegenlerde tekdüze yaşamlar süren yetişkin benliklerle karşılaşır. Bu çalışmanın amacı, “Küçük Prens” adlı yapıtta, çocuk benliğin, sözel ve imgesel evreni yoluyla yaşama bakış açısını analiz etmektir. Çebi (2006) tarafından “Çocuğun Evrenine Girmek,” “Büyüklerin Dünyalarını Açığa Vurmak” ve “Sevginin Emek Olduğunu Vurgulamak” olarak belirlenen üç temaya bağlı kalınarak, alt kategoriler ve önermeler geliştirilmiştir. Sonuç olarak, açık fikirli ve ilgili çocuk benliğin, ancak sözel ve imgesel anlam evrenin desteklenmesiyle sağlıklı bir yetişkin benliğe ve bilgeliğe ulaşabildiği tespit edilmiştir.\",\"PeriodicalId\":18120,\"journal\":{\"name\":\"MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi\",\"volume\":\"85 1\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-10-11\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.33206/mjss.1320942\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33206/mjss.1320942","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Antoine de Saint Exupéry tarafından 1943 yılında yazılan, “Küçük Prens” adlı yapıt, çocuk benlik ve yetişkin benlikle sürdürülebilir bir diyaloğun önemine dikkat çeker. Öykü, çocuk ve yetişkinin birbirlerini saygıyla dinleyebilmesinin insan ilişkilerinin temelini oluşturan bir güç olduğu gerçeği üzerinedir. Öyküde, görünenin özündeki saklı değeri, yüreğiyle görebilenlerin, kendini ve başkalarını tanıyabileceği varsayılır. Öykü bu varsayımı eleştirel ve gerçek yüce gönüllü bir üslupla dile getirirken, çocuk ve yetişkin benlik özne rolünü üstlenirler. Çocuk benliğin (Küçük Prens) sözel ve imgesel evreni, yetişkin benliğin olumlu bir temsili olarak (öykünün anlatıcısı/pilot) tarafından desteklenir. Küçük Prens ve öykünün anlatıcısı tarafından, yalnızca kendi çıkarlarının peşindeki büyüklere dair gözlemleri okuyucuya hiciv yoluyla aktarılır. Pilot, öykünün başlangıcında, yetişkinlerin hayal gücünden yoksun olduğunu, çocukken öğrenmiş biri olarak, kendisini tanıtmaktadır. Küçük Prens, başka gezegenlerde tekdüze yaşamlar süren yetişkin benliklerle karşılaşır. Bu çalışmanın amacı, “Küçük Prens” adlı yapıtta, çocuk benliğin, sözel ve imgesel evreni yoluyla yaşama bakış açısını analiz etmektir. Çebi (2006) tarafından “Çocuğun Evrenine Girmek,” “Büyüklerin Dünyalarını Açığa Vurmak” ve “Sevginin Emek Olduğunu Vurgulamak” olarak belirlenen üç temaya bağlı kalınarak, alt kategoriler ve önermeler geliştirilmiştir. Sonuç olarak, açık fikirli ve ilgili çocuk benliğin, ancak sözel ve imgesel anlam evrenin desteklenmesiyle sağlıklı bir yetişkin benliğe ve bilgeliğe ulaşabildiği tespit edilmiştir.