{"title":"土耳其外交政策中的国际教育战略","authors":"Birol AKGÜN, Metin ÇELİK","doi":"10.36484/liberal.1335556","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Uluslararası eğitimin Türkiye’nin kalkınma planlarında ve dış politikasında her zaman önemli bir yeri olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan Soğuk Savaşın bitimine kadarki dönemde uluslararası eğitimin Türk modernleşmesine önemli katkıları olmuştur. Bu dönemde bir taraftan yurtdışından Türkiye’ye akademik personel ve eğitimci getirilmiş, diğer taraftan Türkiye’den akademisyenler, sivil ve askeri kamu personeli eğitim amacıyla yurtdışına gönderilmiştir. Batı’daki ilmi gelişmeleri Türkiye’ye taşıması planlanan bu girişimler neticesinde Türkiye Batılılaşma ve kalkınma politikasını hayata geçirebilmiş, Batılı uluslararası örgütlere üyelik başta olmak üzere birçok alanda Batıyla entegre bir gelişim süreci katetmiştir. Soğuk Savaş sonrasında ise bu süreç devam etmekle birlikte, Türkiye de çevre coğrafyasının modernleşmesinde etkili olmaya başlamış, yeni bağımsızlığını kazanan devletlerin eğitim, siyasi ve askeri elitlerini yetiştirmeye başlamıştır. TSK, Polis Akademisi, TODAİE, Diplomasi Akademisi gibi kurumlarda yabancı askeri ve sivil personel eğitilmiş, Türkiye Bursları, TİKA, YÖK, YTB, YEE, TMV gibi kurumlarla da yaygın ve örgün öğretim alanında uluslararası eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda uluslararası eğitim Türkiye için öncelikle modernleşme ve kalkınma sürecinin ana dinamiklerinden birisi iken, sonraları Türkiye’nin kamu diplomasinin önemli araçlarından birisi olmuştur. Bu makalede Türkiye’nin hem faydalanan hem de uygulayan aktör olarak uluslararası eğitimi bir dış politika stratejisi olarak kullanma kabiliyeti incelenmektedir.","PeriodicalId":489006,"journal":{"name":"Liberal düşünce","volume":"17 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-09-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Türk Dış Politikasında Uluslararası Eğitim Stratejisi\",\"authors\":\"Birol AKGÜN, Metin ÇELİK\",\"doi\":\"10.36484/liberal.1335556\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Uluslararası eğitimin Türkiye’nin kalkınma planlarında ve dış politikasında her zaman önemli bir yeri olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan Soğuk Savaşın bitimine kadarki dönemde uluslararası eğitimin Türk modernleşmesine önemli katkıları olmuştur. Bu dönemde bir taraftan yurtdışından Türkiye’ye akademik personel ve eğitimci getirilmiş, diğer taraftan Türkiye’den akademisyenler, sivil ve askeri kamu personeli eğitim amacıyla yurtdışına gönderilmiştir. Batı’daki ilmi gelişmeleri Türkiye’ye taşıması planlanan bu girişimler neticesinde Türkiye Batılılaşma ve kalkınma politikasını hayata geçirebilmiş, Batılı uluslararası örgütlere üyelik başta olmak üzere birçok alanda Batıyla entegre bir gelişim süreci katetmiştir. Soğuk Savaş sonrasında ise bu süreç devam etmekle birlikte, Türkiye de çevre coğrafyasının modernleşmesinde etkili olmaya başlamış, yeni bağımsızlığını kazanan devletlerin eğitim, siyasi ve askeri elitlerini yetiştirmeye başlamıştır. TSK, Polis Akademisi, TODAİE, Diplomasi Akademisi gibi kurumlarda yabancı askeri ve sivil personel eğitilmiş, Türkiye Bursları, TİKA, YÖK, YTB, YEE, TMV gibi kurumlarla da yaygın ve örgün öğretim alanında uluslararası eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda uluslararası eğitim Türkiye için öncelikle modernleşme ve kalkınma sürecinin ana dinamiklerinden birisi iken, sonraları Türkiye’nin kamu diplomasinin önemli araçlarından birisi olmuştur. Bu makalede Türkiye’nin hem faydalanan hem de uygulayan aktör olarak uluslararası eğitimi bir dış politika stratejisi olarak kullanma kabiliyeti incelenmektedir.\",\"PeriodicalId\":489006,\"journal\":{\"name\":\"Liberal düşünce\",\"volume\":\"17 1\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-09-18\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Liberal düşünce\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.36484/liberal.1335556\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Liberal düşünce","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.36484/liberal.1335556","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Türk Dış Politikasında Uluslararası Eğitim Stratejisi
Uluslararası eğitimin Türkiye’nin kalkınma planlarında ve dış politikasında her zaman önemli bir yeri olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan Soğuk Savaşın bitimine kadarki dönemde uluslararası eğitimin Türk modernleşmesine önemli katkıları olmuştur. Bu dönemde bir taraftan yurtdışından Türkiye’ye akademik personel ve eğitimci getirilmiş, diğer taraftan Türkiye’den akademisyenler, sivil ve askeri kamu personeli eğitim amacıyla yurtdışına gönderilmiştir. Batı’daki ilmi gelişmeleri Türkiye’ye taşıması planlanan bu girişimler neticesinde Türkiye Batılılaşma ve kalkınma politikasını hayata geçirebilmiş, Batılı uluslararası örgütlere üyelik başta olmak üzere birçok alanda Batıyla entegre bir gelişim süreci katetmiştir. Soğuk Savaş sonrasında ise bu süreç devam etmekle birlikte, Türkiye de çevre coğrafyasının modernleşmesinde etkili olmaya başlamış, yeni bağımsızlığını kazanan devletlerin eğitim, siyasi ve askeri elitlerini yetiştirmeye başlamıştır. TSK, Polis Akademisi, TODAİE, Diplomasi Akademisi gibi kurumlarda yabancı askeri ve sivil personel eğitilmiş, Türkiye Bursları, TİKA, YÖK, YTB, YEE, TMV gibi kurumlarla da yaygın ve örgün öğretim alanında uluslararası eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda uluslararası eğitim Türkiye için öncelikle modernleşme ve kalkınma sürecinin ana dinamiklerinden birisi iken, sonraları Türkiye’nin kamu diplomasinin önemli araçlarından birisi olmuştur. Bu makalede Türkiye’nin hem faydalanan hem de uygulayan aktör olarak uluslararası eğitimi bir dış politika stratejisi olarak kullanma kabiliyeti incelenmektedir.