{"title":"用眼动追踪和机器学习确定阅读障碍:文献综述","authors":"Esmehan Özer, R. D. Temeltürk","doi":"10.57127/kpd.26024438.1274658","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Okuma bozukluğu yani disleksi okumanın sesletim ve anlama boyutlarındaki güçlüklerdir. Yaygın olarak karşılaşılan öğrenme bozukluklarından biri olan disleksinin teknoloji temelli ve yenilikçi bir teknik olan göz izleme ile incelendiği çalışmalarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Göz izleme tekniği aracılığıyla dislektik okurların okuma esnasında sekme ve sabitleme göz hareketlerine ulaşılmakta, elde edilen fizyolojik veriler ile analizler gerçekleştirilmektedir. Böylece dislektik okurların okuma becerilerine ilişkin yapılan analiz ve incelemeler ile okuma performans ve profilleri ortaya konulmaktadır. Bunun yanı sıra son yıllarda bir okurun dislektik olup olmadığının değerlendirilerek tespit edilmesinde göz izleme ve makine öğrenme algoritmalarının birlikte uygulanmaya başlandığı görülmektedir. Bu derleme çalışması ise göz izleme tekniği ve makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak dislektik bireylerin belirlenmesi için yapılan araştırmaların incelenerek özetlenmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle makalede göz hareketleri ve makine öğrenmesi algoritmaları ile ilgili tanımlamaların ardından okurlarda disleksinin saptanmasına yönelik İspanyolca, İsveççe, Yunanca ve Fince olmak üzere dört farklı dilde yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Dolayısıyla dislektik bireylerin fizyolojik veriler ışığında hem klinik hem de eğitsel olarak değerlendirilip en erken dönemde tanılanmalarının ve bu bireylere özgü müdahale programlarının geliştirilerek zaman kaybedilmeden uygulanmasının, akademik başarısızlığın ve olumsuz yaşantılarının önüne geçilmesi için kritik öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Böylece göz izleme ile makine öğrenmesinin tamamlayıcı bir rolle de olsa tanı-değerlendirme süreçlerinde yer alarak psikiyatri kliniklerinde ve rehberlik araştırma merkezlerinde klinik psikolog, rehberlik psikolojik danışmanlık ve özel eğitim alanlarındaki uzmanlar tarafından uygulanması sonucunda doğru tanılamanın zaman kaybı ve ekonomik kayıp olmaksızın yapılabileceğine dikkat çekilmek istenmiştir. Göz izleme ve makine öğrenmesi kullanılarak yüksek doğruluk ile okuma bozukluğunun tanılanabileceğine ilişkin dört farklı dilde yapılan çalışmaların yanı sıra ana dili Türkçe olan dislektik bireylerin de bu yolla en erken dönemde değerlendirilip tanılanabilecekleri ve kendilerine özgü müdahale programlarının tasarlanabileceği öngörülmektedir.","PeriodicalId":344209,"journal":{"name":"Klinik Psikoloji Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Determining reading disorder with eye tracking and machine learning: A review of the literature\",\"authors\":\"Esmehan Özer, R. D. Temeltürk\",\"doi\":\"10.57127/kpd.26024438.1274658\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Okuma bozukluğu yani disleksi okumanın sesletim ve anlama boyutlarındaki güçlüklerdir. Yaygın olarak karşılaşılan öğrenme bozukluklarından biri olan disleksinin teknoloji temelli ve yenilikçi bir teknik olan göz izleme ile incelendiği çalışmalarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Göz izleme tekniği aracılığıyla dislektik okurların okuma esnasında sekme ve sabitleme göz hareketlerine ulaşılmakta, elde edilen fizyolojik veriler ile analizler gerçekleştirilmektedir. Böylece dislektik okurların okuma becerilerine ilişkin yapılan analiz ve incelemeler ile okuma performans ve profilleri ortaya konulmaktadır. Bunun yanı sıra son yıllarda bir okurun dislektik olup olmadığının değerlendirilerek tespit edilmesinde göz izleme ve makine öğrenme algoritmalarının birlikte uygulanmaya başlandığı görülmektedir. Bu derleme çalışması ise göz izleme tekniği ve makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak dislektik bireylerin belirlenmesi için yapılan araştırmaların incelenerek özetlenmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle makalede göz hareketleri ve makine öğrenmesi algoritmaları ile ilgili tanımlamaların ardından okurlarda disleksinin saptanmasına yönelik İspanyolca, İsveççe, Yunanca ve Fince olmak üzere dört farklı dilde yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Dolayısıyla dislektik bireylerin fizyolojik veriler ışığında hem klinik hem de eğitsel olarak değerlendirilip en erken dönemde tanılanmalarının ve bu bireylere özgü müdahale programlarının geliştirilerek zaman kaybedilmeden uygulanmasının, akademik başarısızlığın ve olumsuz yaşantılarının önüne geçilmesi için kritik öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Böylece göz izleme ile makine öğrenmesinin tamamlayıcı bir rolle de olsa tanı-değerlendirme süreçlerinde yer alarak psikiyatri kliniklerinde ve rehberlik araştırma merkezlerinde klinik psikolog, rehberlik psikolojik danışmanlık ve özel eğitim alanlarındaki uzmanlar tarafından uygulanması sonucunda doğru tanılamanın zaman kaybı ve ekonomik kayıp olmaksızın yapılabileceğine dikkat çekilmek istenmiştir. Göz izleme ve makine öğrenmesi kullanılarak yüksek doğruluk ile okuma bozukluğunun tanılanabileceğine ilişkin dört farklı dilde yapılan çalışmaların yanı sıra ana dili Türkçe olan dislektik bireylerin de bu yolla en erken dönemde değerlendirilip tanılanabilecekleri ve kendilerine özgü müdahale programlarının tasarlanabileceği öngörülmektedir.\",\"PeriodicalId\":344209,\"journal\":{\"name\":\"Klinik Psikoloji Dergisi\",\"volume\":\"45 1\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-03-31\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Klinik Psikoloji Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.57127/kpd.26024438.1274658\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Klinik Psikoloji Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.57127/kpd.26024438.1274658","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Determining reading disorder with eye tracking and machine learning: A review of the literature
Okuma bozukluğu yani disleksi okumanın sesletim ve anlama boyutlarındaki güçlüklerdir. Yaygın olarak karşılaşılan öğrenme bozukluklarından biri olan disleksinin teknoloji temelli ve yenilikçi bir teknik olan göz izleme ile incelendiği çalışmalarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Göz izleme tekniği aracılığıyla dislektik okurların okuma esnasında sekme ve sabitleme göz hareketlerine ulaşılmakta, elde edilen fizyolojik veriler ile analizler gerçekleştirilmektedir. Böylece dislektik okurların okuma becerilerine ilişkin yapılan analiz ve incelemeler ile okuma performans ve profilleri ortaya konulmaktadır. Bunun yanı sıra son yıllarda bir okurun dislektik olup olmadığının değerlendirilerek tespit edilmesinde göz izleme ve makine öğrenme algoritmalarının birlikte uygulanmaya başlandığı görülmektedir. Bu derleme çalışması ise göz izleme tekniği ve makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak dislektik bireylerin belirlenmesi için yapılan araştırmaların incelenerek özetlenmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle makalede göz hareketleri ve makine öğrenmesi algoritmaları ile ilgili tanımlamaların ardından okurlarda disleksinin saptanmasına yönelik İspanyolca, İsveççe, Yunanca ve Fince olmak üzere dört farklı dilde yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Dolayısıyla dislektik bireylerin fizyolojik veriler ışığında hem klinik hem de eğitsel olarak değerlendirilip en erken dönemde tanılanmalarının ve bu bireylere özgü müdahale programlarının geliştirilerek zaman kaybedilmeden uygulanmasının, akademik başarısızlığın ve olumsuz yaşantılarının önüne geçilmesi için kritik öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Böylece göz izleme ile makine öğrenmesinin tamamlayıcı bir rolle de olsa tanı-değerlendirme süreçlerinde yer alarak psikiyatri kliniklerinde ve rehberlik araştırma merkezlerinde klinik psikolog, rehberlik psikolojik danışmanlık ve özel eğitim alanlarındaki uzmanlar tarafından uygulanması sonucunda doğru tanılamanın zaman kaybı ve ekonomik kayıp olmaksızın yapılabileceğine dikkat çekilmek istenmiştir. Göz izleme ve makine öğrenmesi kullanılarak yüksek doğruluk ile okuma bozukluğunun tanılanabileceğine ilişkin dört farklı dilde yapılan çalışmaların yanı sıra ana dili Türkçe olan dislektik bireylerin de bu yolla en erken dönemde değerlendirilip tanılanabilecekleri ve kendilerine özgü müdahale programlarının tasarlanabileceği öngörülmektedir.