{"title":"Özneyi Anlamak ve Karakteri Eğitmek: Kant Düşüncesinde Özgür Ahlaki Bir Varlık Olarak İnsan","authors":"Eyüp Aktürk","doi":"10.34247/artukluakademi.1143092","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Kişinin kendisini ahlaklı hale getirmekle yükümlü olduğu düşüncesi Kant felsefesinde önemli bir yer edinmektedir. Bunun yolu da kişinin rasyonel-özerk bir birey olmasından; yani özgürlüğünü kullanmasından geçmektedir. Kişinin kendisine karşı ahlaki ödevleri vardır; ve kişi ancak bu ödevlere uygun yaşarsa ahlaki bir özne olabilir. Ancak, bazen kusurlu yapısı gereği bazen de kasıtlı bir şekilde, kişinin bu doğrultuda eylemde bulunmadığı görülmektedir. Bu durum kişinin iradesinin ahlak yasası tarafından mı yoksa kendi çıkarını düşünme ilkesi tarafında mı belirlendiğiyle ilgilidir. Kant, insanların özgürlük fikrine göre hareket etmeleri gerektiğini ve iradelerinin duy(g)usal eğilimler veya dışsal unsurlar tarafından değil de ahlak yasası tarafından belirlenmesi gerektiğini söyler. Kant’ın sözü edilen ahlak felsefesi ile eğitime yönelik yaklaşımı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Eğitimin ahlaki bir karakter geliştirmesi gerektiğine yönelik yaklaşımı bu doğrultuda ele alınmaktadır. Kant insanları rasyonel-özerk bir kapasiteye sahip olan varlıklar olarak tanımlamakta ve söz konusu bu kapasitelerinin de onları ahlaki bir özne kıldığına işaret etmektedir. İnsan pratikte ahlaki saygınlığını geliştirmek istediğinde ise eğitime ihtiyaç duymaktadır. Çünkü, insanın özsel değerine ilişkin bir analiz yapıldığında ona anlam katan tek şey ahlaktır. İnsanın ahlaki karakterinin nasıl gelişeceğine yönelik bir arayış eğitsel açıdan son derece önemlidir. O nedenle Kant, akademik yaşamının temel amacının iyi karakterler yetiştirmek olduğunu belirtir. Kant’ın bu konudaki yaklaşımı bu makalenin temel tartışma alanını oluşturmaktadır.","PeriodicalId":179102,"journal":{"name":"ARTUKLU AKADEMİ","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"1","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"ARTUKLU AKADEMİ","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.34247/artukluakademi.1143092","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Özneyi Anlamak ve Karakteri Eğitmek: Kant Düşüncesinde Özgür Ahlaki Bir Varlık Olarak İnsan
Kişinin kendisini ahlaklı hale getirmekle yükümlü olduğu düşüncesi Kant felsefesinde önemli bir yer edinmektedir. Bunun yolu da kişinin rasyonel-özerk bir birey olmasından; yani özgürlüğünü kullanmasından geçmektedir. Kişinin kendisine karşı ahlaki ödevleri vardır; ve kişi ancak bu ödevlere uygun yaşarsa ahlaki bir özne olabilir. Ancak, bazen kusurlu yapısı gereği bazen de kasıtlı bir şekilde, kişinin bu doğrultuda eylemde bulunmadığı görülmektedir. Bu durum kişinin iradesinin ahlak yasası tarafından mı yoksa kendi çıkarını düşünme ilkesi tarafında mı belirlendiğiyle ilgilidir. Kant, insanların özgürlük fikrine göre hareket etmeleri gerektiğini ve iradelerinin duy(g)usal eğilimler veya dışsal unsurlar tarafından değil de ahlak yasası tarafından belirlenmesi gerektiğini söyler. Kant’ın sözü edilen ahlak felsefesi ile eğitime yönelik yaklaşımı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Eğitimin ahlaki bir karakter geliştirmesi gerektiğine yönelik yaklaşımı bu doğrultuda ele alınmaktadır. Kant insanları rasyonel-özerk bir kapasiteye sahip olan varlıklar olarak tanımlamakta ve söz konusu bu kapasitelerinin de onları ahlaki bir özne kıldığına işaret etmektedir. İnsan pratikte ahlaki saygınlığını geliştirmek istediğinde ise eğitime ihtiyaç duymaktadır. Çünkü, insanın özsel değerine ilişkin bir analiz yapıldığında ona anlam katan tek şey ahlaktır. İnsanın ahlaki karakterinin nasıl gelişeceğine yönelik bir arayış eğitsel açıdan son derece önemlidir. O nedenle Kant, akademik yaşamının temel amacının iyi karakterler yetiştirmek olduğunu belirtir. Kant’ın bu konudaki yaklaşımı bu makalenin temel tartışma alanını oluşturmaktadır.