Rüstem Ateşoğlu, Gülben Akcan, Sevil Çayli, M. Kaya, Farhri Bayiroğlu
{"title":"Egzersiz ve Üç Tip Diyetle İndüklenen Ülseratif Kolitten Korunma Modelinin Böbrek ve Karaciğer Üzerindeki Histopatolojik İncelenmesi Apoptoz ve Otofaji İndeksleri","authors":"Rüstem Ateşoğlu, Gülben Akcan, Sevil Çayli, M. Kaya, Farhri Bayiroğlu","doi":"10.32708/uutfd.1280195","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Egzersiz, bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesinde, vücut kompozisyonunun ve postürün geliştirilmesinde, koroner arter hastalığı, osteoporoz, obezite ve kolon kanseri gibi baskın kas-iskelet sistemi bozukluklarının önlenmesi ve tedavisinde önemlidir. Egzersiz sırasında iskelet kasından salınan miyokinler, kısmen anti inflamatuar etkilere aracılık ettiğinden, bazı hastalıkları önlemek veya tedavi etmek için kullanılabilirler. Kronik hastalıkların riski ve/veya şiddeti ile yüksek inflamatuar mediatör seviyeleri arasında ilişki olduğu belirtilmektedir. İlk kez grubumuz tarafından farklı beslenme uygulamalarının (yüksek karbonhidrat, yüksek protein ve yüksek yağlı beslenme) yüzme egzersizleri ile kombine edildiğinde ülseratif kolit gelişiminde yararlı etkisi ortaya konmuşken, hastanın genel sağlık durumunun kliniğe yansımadan değerlendirilmesi son derece önemlidir. Beslenme ve egzersiz müdahaleleri denildiğinde ilk akla gelen karaciğer ve böbrek sağlığının korunmasıdır. Bu amaçla, bu çalışmada yüksek protein, yüksek yağ ve yüksek karbonhidratlı diyetle beslenen sıçanlarda 8 haftalık egzersiz sonrası ülseratif kolit modeli oluşturularak farklı beslenme türleri ve egzersizin karaciğer ve böbrekler üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Sonuçlar değerlendirildiğinde tüm grupların karaciğer dokularında fibrozis bulgusuna rastlanılmamıştır. Portal alan merkezinde mikrovakuoler steatoz gözlenmiştir. Yüksek yağ ve yüksek karbonhidratla beslenen deneklerin karaciğerlerindeki mikrovakuoler steatoz sayısının daha fazla olduğu, bu diyet gruplarının egzersiz yapan gruplarında ise sayısının azaldığı görülmüştür. Buna bağlı olarak, otofaji belirteçleri olarak boyanan p62 ve LC3B immün ekspresyonu da egzersiz gruplarında daha yüksek bulunmuştur. Tüm grupların böbrek histopatolojisi değerlendirildiğinde glomerüler çap, hiyalin madde birikimi, interstisyel inflamasyon, medüller konjesyon, kortikal konjesyon ve yaygın lökosit infiltrasyonu açısından gruplar arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Yüksek protein ile beslenen ve yüksek protein+egzersiz uygulanan gruplarda tüm gruplara göre Bowman aralığının arttığı gözlemlenmiş ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.","PeriodicalId":101995,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-07-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.32708/uutfd.1280195","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Egzersiz ve Üç Tip Diyetle İndüklenen Ülseratif Kolitten Korunma Modelinin Böbrek ve Karaciğer Üzerindeki Histopatolojik İncelenmesi Apoptoz ve Otofaji İndeksleri
Egzersiz, bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesinde, vücut kompozisyonunun ve postürün geliştirilmesinde, koroner arter hastalığı, osteoporoz, obezite ve kolon kanseri gibi baskın kas-iskelet sistemi bozukluklarının önlenmesi ve tedavisinde önemlidir. Egzersiz sırasında iskelet kasından salınan miyokinler, kısmen anti inflamatuar etkilere aracılık ettiğinden, bazı hastalıkları önlemek veya tedavi etmek için kullanılabilirler. Kronik hastalıkların riski ve/veya şiddeti ile yüksek inflamatuar mediatör seviyeleri arasında ilişki olduğu belirtilmektedir. İlk kez grubumuz tarafından farklı beslenme uygulamalarının (yüksek karbonhidrat, yüksek protein ve yüksek yağlı beslenme) yüzme egzersizleri ile kombine edildiğinde ülseratif kolit gelişiminde yararlı etkisi ortaya konmuşken, hastanın genel sağlık durumunun kliniğe yansımadan değerlendirilmesi son derece önemlidir. Beslenme ve egzersiz müdahaleleri denildiğinde ilk akla gelen karaciğer ve böbrek sağlığının korunmasıdır. Bu amaçla, bu çalışmada yüksek protein, yüksek yağ ve yüksek karbonhidratlı diyetle beslenen sıçanlarda 8 haftalık egzersiz sonrası ülseratif kolit modeli oluşturularak farklı beslenme türleri ve egzersizin karaciğer ve böbrekler üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Sonuçlar değerlendirildiğinde tüm grupların karaciğer dokularında fibrozis bulgusuna rastlanılmamıştır. Portal alan merkezinde mikrovakuoler steatoz gözlenmiştir. Yüksek yağ ve yüksek karbonhidratla beslenen deneklerin karaciğerlerindeki mikrovakuoler steatoz sayısının daha fazla olduğu, bu diyet gruplarının egzersiz yapan gruplarında ise sayısının azaldığı görülmüştür. Buna bağlı olarak, otofaji belirteçleri olarak boyanan p62 ve LC3B immün ekspresyonu da egzersiz gruplarında daha yüksek bulunmuştur. Tüm grupların böbrek histopatolojisi değerlendirildiğinde glomerüler çap, hiyalin madde birikimi, interstisyel inflamasyon, medüller konjesyon, kortikal konjesyon ve yaygın lökosit infiltrasyonu açısından gruplar arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Yüksek protein ile beslenen ve yüksek protein+egzersiz uygulanan gruplarda tüm gruplara göre Bowman aralığının arttığı gözlemlenmiş ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.