{"title":"MECNÛN’DAN MELAMİ’YE KRİZİN OLAĞANLAŞMASI","authors":"Çimen Günay Erkol","doi":"10.33406/MOLESTO.569984","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Osmanli klasik siiri, karmasik Osmanli kultur ve folklorunu yansitan kirik bir aynadir. Osmanli lirik siirini okurken despotizmi siirdeki her kapiyi acan anahtar olarak kabul eden yaklasimlara elestirel yaklasan Walter Andrews, siiri “âsik-mâsuk”, “merkez-cevre” gibi ikili karsitliklara indirgemek yerine, kimlikleri etkileyen etkilesimi on plana alarak farkli bir acidan bakmayi onerir. Andrews, Gilles Deleuze ve Felix Guattari’nin kuramsal elestirileri isiginda inceledigi siirlerde “olus” halindeki kimliklerden soz eder ve “Mecnun” ve “Melâmi” olarak adlandirdigi iki fonksiyon tespit eder. Bu makalede, Andrews’un calismasindan ilhamla, biri despotik tahakkum iliskilerinin digeri ise Suf i folklorunun urunu olan bu iki “olus hali” arasindaki etkilesim, Tanzimat’tan itibaren giderek Divan siirinin yerini alan romanlardaki karakterler cercevesinde ele alinmaktadir. Kimligin bir insa olduguna iliskin gondermeler iceren ve kimligin modernlesme ile ilgili bir sorunsal olarak ele alindigi romanlar incelendiginde, Sufizm kulturunun ve folklorunun etkisini yitirmesi ile gozden kayboldugu dusunulen Melâmi fonksiyonunun ortadan kalkmadigi, tipki tarihsel olarak farkli tahakkum iliskileri icerisinden yeniden uretilen Mecnun fonksiyonu gibi, Melâmi fonksiyonun da donuserek surdugu, Mecnun fonksiyonunu etkiledigi ve donusturdugu ortaya cikmaktadir. Yazinin ilk bolumunde Tanzimat romanlarindan Felâtun Bey ve Râkim Efendi (1875) ile Intibah (1876) ve Servet-i Funun’a gecis doneminin onemli romanlarindan Araba Sevdasi (1896) ile bu donemin dorugu kabul edilen Ask-i Memnu (1900) ve yazinin ikinci bolumunde, Milli Edebiyat romanlarindan Atesten Gomlek (1922) ve Yaban (1932) ele alinacak ve son olarak Osmanli-Turk modernlesmesine iliskin konularda one cikan hik â yelere sahip olduklarindan Fatih-Harbiye (1931) ve Huzur (1949) incelenecektir.","PeriodicalId":209779,"journal":{"name":"MOLESTO: Edebiyat Araştırmaları Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2019-07-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"MOLESTO: Edebiyat Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33406/MOLESTO.569984","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Osmanli klasik siiri, karmasik Osmanli kultur ve folklorunu yansitan kirik bir aynadir. Osmanli lirik siirini okurken despotizmi siirdeki her kapiyi acan anahtar olarak kabul eden yaklasimlara elestirel yaklasan Walter Andrews, siiri “âsik-mâsuk”, “merkez-cevre” gibi ikili karsitliklara indirgemek yerine, kimlikleri etkileyen etkilesimi on plana alarak farkli bir acidan bakmayi onerir. Andrews, Gilles Deleuze ve Felix Guattari’nin kuramsal elestirileri isiginda inceledigi siirlerde “olus” halindeki kimliklerden soz eder ve “Mecnun” ve “Melâmi” olarak adlandirdigi iki fonksiyon tespit eder. Bu makalede, Andrews’un calismasindan ilhamla, biri despotik tahakkum iliskilerinin digeri ise Suf i folklorunun urunu olan bu iki “olus hali” arasindaki etkilesim, Tanzimat’tan itibaren giderek Divan siirinin yerini alan romanlardaki karakterler cercevesinde ele alinmaktadir. Kimligin bir insa olduguna iliskin gondermeler iceren ve kimligin modernlesme ile ilgili bir sorunsal olarak ele alindigi romanlar incelendiginde, Sufizm kulturunun ve folklorunun etkisini yitirmesi ile gozden kayboldugu dusunulen Melâmi fonksiyonunun ortadan kalkmadigi, tipki tarihsel olarak farkli tahakkum iliskileri icerisinden yeniden uretilen Mecnun fonksiyonu gibi, Melâmi fonksiyonun da donuserek surdugu, Mecnun fonksiyonunu etkiledigi ve donusturdugu ortaya cikmaktadir. Yazinin ilk bolumunde Tanzimat romanlarindan Felâtun Bey ve Râkim Efendi (1875) ile Intibah (1876) ve Servet-i Funun’a gecis doneminin onemli romanlarindan Araba Sevdasi (1896) ile bu donemin dorugu kabul edilen Ask-i Memnu (1900) ve yazinin ikinci bolumunde, Milli Edebiyat romanlarindan Atesten Gomlek (1922) ve Yaban (1932) ele alinacak ve son olarak Osmanli-Turk modernlesmesine iliskin konularda one cikan hik â yelere sahip olduklarindan Fatih-Harbiye (1931) ve Huzur (1949) incelenecektir.